Selam arkadaşlar, evet dediğim gibi allah düşünce özürlü yapmasın. lütfen cümlem yanlış anlaşılmasın, zihinsel özürlü demiyorum, DÜŞÜNCE ÖZÜRLÜ olmasın..
Arkadaşlar benim öyle çok farklı bir hayatım olmadı. ben 1975 doğumluyum, Burdur'un bir köyünde dünyaya gelmişim. dünyaya gelirken bir de ikiz kardeşim varmış, nur içinde yatsın, kardeşim 2 aylıkken hayatını kaybetmiş. Dedim ya köyde dünyaya gelmişim, köy hayatını bilirsiniz, eğitim seviyesini bülirsiniz, hele bu bi de 75 li yıllarda... cahillik alabildiğince (cahillik derken eğitimden yoksun) fazla ve sürekli çalışmak zorunda olmak ve sürekli farklı farklı işlerle uğraşmak, hayvancılık tarım vs. işite bütün bu nedenlerden dolayı ülkemizde binlerce arkadaşımız benim gibi madur olduğuna inanıyorum..
İki yaşında iken yürüyen bir çoçuk imişim. köyümüze aşı yapmak üzere sağlık memurları gelmiş.. bana ablam baktığı için annemlerde tarlada olduklarından birşey derler bana kızarlar diye korkusundan bana aşı yaptırmamış. Kendine göre çok ama çok haklı, çünkü o dönemlerde anneye babaya itehat varmış ve onlardan izinsiz hiç birşey yapılmazmış....
Aradan zaman geçmiş, ben uyurken annemler yufka açuyorlarmış ve ben ağlayarak uyanmışım. soğuk bir kış günü annem ablama bna bakması için gönderiyor. sonra tekrar ben bağararak kalkıyorum, annem tekrar gönderiyor ablabı. her göndermesindeki nedenler şöyle üstü açılmıştır üşümüştür, bismillahsız yatırmışsındır vs vs. sonra ben sesi sedayı kesiyorum ve mışıl mışıl uyuyom. sonra uyanınca annem kucağına alıyor ve fark ediyor ki ayaklarım basmıyor endişeleniyor. babama anlatıyor, babam da normaldir küçücük çocuk koşacak değil ya diyerek umursanmıyor. aradan 3-5 gün geçiyor ve beni doktora götürüyorlar ve doktor ateşli havala sonucu çocuk felci yapacak bişey yok diyorlar..
bunun üzerine yıllarca tedavi olabilmek için araştırmalar devam etti. Ankara numune hastanesi rehabilitasyon hacettepe gibi sağlık merkezlerinde tedavi gördüm, ama olmad.ı en fazla çift uzun yürüme chaz ve çift kanedyen deynekler yardımı ile yürüyebildim ve halen de hayatıma öyle devam etmekteyim..
ilkokulu köyde okudum. çok zordu. benim için engelli olmanın belkide en kötü anını yaşıyordum. isyan etmeden duramıyordum. çünkü sürekli eksiklikler hissediyordum. taki ANKARA DOĞAN ÇAĞLAR eski adıyla (ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLER OKULU ) na gidene kadar. oradaki arkadaşlarımın yaşama sevincini gördüm, oradakilerin hayata nasıl umutla baktığını gördüm ve kendimden utandım. utandım isyan ettiğim için utandım, cesaretimi bu kadar mı kaybetmiştim diyerek utandım. azmimi ytitirmiştim, ama hepsini orada tekrar kazandım ve şükrettim allayıma bana bu günleri gösterdi diye ve ondan sonra beni kimse tutamadı desem yalan olmaz..
ayaklarıma chazlarımı takmadığım zaman ayağa kalkma şansım yok. halen bu şekilde hayatımı sürdürüyorum..
köyde benden iyi traktör kullanan yok idi. kendi işlerimizi yapardım traktörle ve diğer köylülerin işlerine giderdim. para karşılığı inşaatlarda çalışırdım. kağı pencere boyacılığı yaptım, uydu chazları montajı yaptım, yıllarca çatılarda dolaştım. HAYATA İNAT SEN YAPAMAZSIN DİYENLERE İNAT ve DENİZLİ ye geldim. özel bir tekstil firmasında bilgisayar oparatörü olarak çalışyorum.
yaklaşım 10 yıldır evlendim bir oğlum var, ellerinizden öper. ama annesi ile anlaşamadık, ayrılmak zorunda kalddım. evet eşim normaldi, ama ayrılmamın nedeni kesinlikle engelli veya engelsiz olmak değildi. sadece kişilik insanlık saygı gibi anabaşlıklardan mahtum idi evliliğimiz. sonra yeniden evlendim 2007 temmuzunda ve şimdiki eşim engelli. çok mutlu bir hayatımız var. bu yazıyı yazdığım tarih itibari ile bir oğlum daha olacak inşallah ...
SEVGİLİ ARKADAŞLARIM
ben pek kendimi düşüncelerimi ifade edebilen biri sayılmam. onun için abartmış dallandırmış olablirim bundan dolayı özrü dilerim. hayatımı anlattım ve ben diyorum ki arkadaşlar BEN İYİKİ ENGELLİYİM, bunun için şükrediyorum allahıma...
herkese saygılarımla
teşekkürler
Arkadaşlar benim öyle çok farklı bir hayatım olmadı. ben 1975 doğumluyum, Burdur'un bir köyünde dünyaya gelmişim. dünyaya gelirken bir de ikiz kardeşim varmış, nur içinde yatsın, kardeşim 2 aylıkken hayatını kaybetmiş. Dedim ya köyde dünyaya gelmişim, köy hayatını bilirsiniz, eğitim seviyesini bülirsiniz, hele bu bi de 75 li yıllarda... cahillik alabildiğince (cahillik derken eğitimden yoksun) fazla ve sürekli çalışmak zorunda olmak ve sürekli farklı farklı işlerle uğraşmak, hayvancılık tarım vs. işite bütün bu nedenlerden dolayı ülkemizde binlerce arkadaşımız benim gibi madur olduğuna inanıyorum..
İki yaşında iken yürüyen bir çoçuk imişim. köyümüze aşı yapmak üzere sağlık memurları gelmiş.. bana ablam baktığı için annemlerde tarlada olduklarından birşey derler bana kızarlar diye korkusundan bana aşı yaptırmamış. Kendine göre çok ama çok haklı, çünkü o dönemlerde anneye babaya itehat varmış ve onlardan izinsiz hiç birşey yapılmazmış....
Aradan zaman geçmiş, ben uyurken annemler yufka açuyorlarmış ve ben ağlayarak uyanmışım. soğuk bir kış günü annem ablama bna bakması için gönderiyor. sonra tekrar ben bağararak kalkıyorum, annem tekrar gönderiyor ablabı. her göndermesindeki nedenler şöyle üstü açılmıştır üşümüştür, bismillahsız yatırmışsındır vs vs. sonra ben sesi sedayı kesiyorum ve mışıl mışıl uyuyom. sonra uyanınca annem kucağına alıyor ve fark ediyor ki ayaklarım basmıyor endişeleniyor. babama anlatıyor, babam da normaldir küçücük çocuk koşacak değil ya diyerek umursanmıyor. aradan 3-5 gün geçiyor ve beni doktora götürüyorlar ve doktor ateşli havala sonucu çocuk felci yapacak bişey yok diyorlar..
bunun üzerine yıllarca tedavi olabilmek için araştırmalar devam etti. Ankara numune hastanesi rehabilitasyon hacettepe gibi sağlık merkezlerinde tedavi gördüm, ama olmad.ı en fazla çift uzun yürüme chaz ve çift kanedyen deynekler yardımı ile yürüyebildim ve halen de hayatıma öyle devam etmekteyim..
ilkokulu köyde okudum. çok zordu. benim için engelli olmanın belkide en kötü anını yaşıyordum. isyan etmeden duramıyordum. çünkü sürekli eksiklikler hissediyordum. taki ANKARA DOĞAN ÇAĞLAR eski adıyla (ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLER OKULU ) na gidene kadar. oradaki arkadaşlarımın yaşama sevincini gördüm, oradakilerin hayata nasıl umutla baktığını gördüm ve kendimden utandım. utandım isyan ettiğim için utandım, cesaretimi bu kadar mı kaybetmiştim diyerek utandım. azmimi ytitirmiştim, ama hepsini orada tekrar kazandım ve şükrettim allayıma bana bu günleri gösterdi diye ve ondan sonra beni kimse tutamadı desem yalan olmaz..
ayaklarıma chazlarımı takmadığım zaman ayağa kalkma şansım yok. halen bu şekilde hayatımı sürdürüyorum..
köyde benden iyi traktör kullanan yok idi. kendi işlerimizi yapardım traktörle ve diğer köylülerin işlerine giderdim. para karşılığı inşaatlarda çalışırdım. kağı pencere boyacılığı yaptım, uydu chazları montajı yaptım, yıllarca çatılarda dolaştım. HAYATA İNAT SEN YAPAMAZSIN DİYENLERE İNAT ve DENİZLİ ye geldim. özel bir tekstil firmasında bilgisayar oparatörü olarak çalışyorum.
yaklaşım 10 yıldır evlendim bir oğlum var, ellerinizden öper. ama annesi ile anlaşamadık, ayrılmak zorunda kalddım. evet eşim normaldi, ama ayrılmamın nedeni kesinlikle engelli veya engelsiz olmak değildi. sadece kişilik insanlık saygı gibi anabaşlıklardan mahtum idi evliliğimiz. sonra yeniden evlendim 2007 temmuzunda ve şimdiki eşim engelli. çok mutlu bir hayatımız var. bu yazıyı yazdığım tarih itibari ile bir oğlum daha olacak inşallah ...
SEVGİLİ ARKADAŞLARIM
ben pek kendimi düşüncelerimi ifade edebilen biri sayılmam. onun için abartmış dallandırmış olablirim bundan dolayı özrü dilerim. hayatımı anlattım ve ben diyorum ki arkadaşlar BEN İYİKİ ENGELLİYİM, bunun için şükrediyorum allahıma...
herkese saygılarımla
teşekkürler