Güvenlik konsu ayrı bir konu zaten KARİYER MESLEKLERİ nden bahsettim ben. Yoksa güvenlikçi olmak hele bu şart ve koşullarda mantıklı bir sçenek değil kaldı ki, Kamuda güvenlik kadrosu yok. Ama böyle bir şık koyulursa o da danıştaydan döner danıştay der ki bu sefer, Her ruhsal hastalığa akıl hastalığı muamelesi yapamazsın! Böyle bir şık koymaları bile bile ayrımclığa imza atmak olur ki, Burada amir hüküm uygulanır. Yani anayasa da ve yasalarda psikolojik engellilerin idari görevlerde yer almaması na dair yapılan düzenleme YASA ya uygun olsa dahi HUKUK a aykırı dır. Biz hatayı burada yapıyoruz işte, Bir şeyin yasa da ya da yazılı metinde geçiyor olmasını HUKUK a uygunluk için tek gerekçe olarak kabul ediyoruz.. OYSA ki TEMYİZ HUKUKU bu ihtiyaçtan yani "Kanun un hukuk dışı uygulanması" na karşı kurulmuş olduğunu unutuyoruz. Diyeceğim odur ki, Bir uygulamanın kitabına uydurulmuş olması onun HUKUKİ olduğu anlamına gelmez! Tıpkı her kanunun hukuk a uygun olduğu anlamına gelemeyceği gibi MEVZUAT HIYARAŞİSİ gereği.. Şimdi siz söyleyin bu kavramları bilen ve analiz edebilen bir kişiye idari görev tevdi edilemez diyerek sırf hastalığı yüzünden zeka özürlü muamelesi yaaprsanız bu insan hakları ihlali haline gelmez mi? Sözün özü arkadaşım, HUKUK ne diyorsa o; KANUN DEVLETİ nden HUKUK devleti ne geçiş yapmak zorundayız..