Led'ler ışık teknolojisiyle ilgili en önemli buluşlardan biri. Öyle ki LEDlerin icadıyla başlayan aydınlanma devrimi Thomas Edisonun başlattığı devrimle kıyaslanıyor. İşte bu yüzden LEDi geliştiren bilim insanları Isamu Aka-saki, Hiroshi Amano ve Shuji Nakamura 2014 Nobel Fizik Ödülüne layık görüldü.
LEDler çok geniş kullanım alanına sahip ve diğer ışık kaynaklarına göre pek çok üstünlükleri olan cihazlar. Ancak çığır açıcı olarak nitelendirilmelerinin en önemli nedeni aydınlanma maliyetlerini çarpıcı ölçüde düşürmeleri ve düşük enerji gereksinimiyle çevre dostu olmaları.
Aslında LEDler yaklaşık yarım yüzyıldır kullanımdaydı ancak aydınlanmada etkin olarak kullanılabilmeleri, daha sonra beyaz LEDlerin geliştirilmesine olanak veren parlak mavi LEDin 1994te geliştirilmesiyle mümkün oldu. Sonuçta aydınlanma teknolojisinde ve sektöründe son 20 yılda çok önemli bir değişim yaşandı.
LEDler, yani ışık yayan diyotlar, içlerinden elektrik akımı geçtiğinde ışık üreten yarı iletken cihazlar. LEDler yarı iletken kristaller içeriyor. İçlerinden elektrik akımı geçtiğinde kristal bileşiklerinin bileşimine göre kırmızı, yeşil, sarı ya da mavi ışık yayıyorlar.
Sarımsı florışıl bir tabakanın eklenmesiyle mavi LEDlerle beyaz ışık da üretilebiliyor. LEDlerle beyaz ışık üretmenin bir başka yoluysa kırmızı, yeşil ve mavi (RGB) LEDleri bir arada kullanmak. Bu yöntem özellikle, asıl amaç aydınlatma değil farklı renklerle dekoratif etkiler oluşturmak olduğunda kullanılıyor. Kırmızı, yeşil, mavi LEDler farklı oranlarda kullanılarak tüm renk tonlarını elde etmek mümkün. Hem bu hem de LEDlerin belirli bir yönde ışık yaymaları ve çok küçük olmaları sınırsız tasarım olanağı sunuyor.
LEDler akkor lambalara göre 25 kat daha uzun ömürlü olabiliyor ve %75e varan enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Aydınlanmanın küresel enerji gereksiniminde önemli bir paya sahip olduğu düşünülürse bu ciddi bir avantaj. Dünya elektrik tüketiminin %20lik bir kısmı aydınlanma amaçlı. Küresel sera gazı salımının %6sı da yine aydınlatmadan kaynaklanıyor, buysa yolcu taşımadan kaynaklı salımın %70ine karşılık geliyor. Eğer LEDler kullanılarak küresel enerji tüketiminde sadece %40lık bir tasarruf yapılsa, dünya fotovoltaik ve rüzgâr enerjisi pazarlarının toplamına eşit miktarda (129 milyon ABD doları) tasarruf sağlanabileceği ve kömür yakan 642 enerji santralinin salımına eşit miktarda karbondioksit salımının önlenebileceği öngörülüyor. LED teknolojisinin sürekli geliştiği ve maliyetlerin düştüğü hesaba katılırsa bu hiç de zor değil.
LEDler aydınlanma dahil pek çok alanda günlük yaşamımızın önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Pek çok ev aletinde LEDler kullanılıyor. Televizyonlardaki, bilgisayarlardaki ve cep telefonlarındaki LCD ekranlarda, ayrıca cep telefonlarına entegre edilen fenerlerde ve flaşlarda hep LEDler kullanılıyor. Ayrıca veri depolama (blueray diskler), veri iletimi (Li-Fi) ve makine görüş sistemleri (örneğin barkod tarayıcılar) gibi pek çok farklı teknoloji alanında da LEDlerin avantajlarından yararlanılıyor.
LEDler çok geniş kullanım alanına sahip ve diğer ışık kaynaklarına göre pek çok üstünlükleri olan cihazlar. Ancak çığır açıcı olarak nitelendirilmelerinin en önemli nedeni aydınlanma maliyetlerini çarpıcı ölçüde düşürmeleri ve düşük enerji gereksinimiyle çevre dostu olmaları.
Aslında LEDler yaklaşık yarım yüzyıldır kullanımdaydı ancak aydınlanmada etkin olarak kullanılabilmeleri, daha sonra beyaz LEDlerin geliştirilmesine olanak veren parlak mavi LEDin 1994te geliştirilmesiyle mümkün oldu. Sonuçta aydınlanma teknolojisinde ve sektöründe son 20 yılda çok önemli bir değişim yaşandı.
LEDler, yani ışık yayan diyotlar, içlerinden elektrik akımı geçtiğinde ışık üreten yarı iletken cihazlar. LEDler yarı iletken kristaller içeriyor. İçlerinden elektrik akımı geçtiğinde kristal bileşiklerinin bileşimine göre kırmızı, yeşil, sarı ya da mavi ışık yayıyorlar.
Sarımsı florışıl bir tabakanın eklenmesiyle mavi LEDlerle beyaz ışık da üretilebiliyor. LEDlerle beyaz ışık üretmenin bir başka yoluysa kırmızı, yeşil ve mavi (RGB) LEDleri bir arada kullanmak. Bu yöntem özellikle, asıl amaç aydınlatma değil farklı renklerle dekoratif etkiler oluşturmak olduğunda kullanılıyor. Kırmızı, yeşil, mavi LEDler farklı oranlarda kullanılarak tüm renk tonlarını elde etmek mümkün. Hem bu hem de LEDlerin belirli bir yönde ışık yaymaları ve çok küçük olmaları sınırsız tasarım olanağı sunuyor.
LEDler akkor lambalara göre 25 kat daha uzun ömürlü olabiliyor ve %75e varan enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Aydınlanmanın küresel enerji gereksiniminde önemli bir paya sahip olduğu düşünülürse bu ciddi bir avantaj. Dünya elektrik tüketiminin %20lik bir kısmı aydınlanma amaçlı. Küresel sera gazı salımının %6sı da yine aydınlatmadan kaynaklanıyor, buysa yolcu taşımadan kaynaklı salımın %70ine karşılık geliyor. Eğer LEDler kullanılarak küresel enerji tüketiminde sadece %40lık bir tasarruf yapılsa, dünya fotovoltaik ve rüzgâr enerjisi pazarlarının toplamına eşit miktarda (129 milyon ABD doları) tasarruf sağlanabileceği ve kömür yakan 642 enerji santralinin salımına eşit miktarda karbondioksit salımının önlenebileceği öngörülüyor. LED teknolojisinin sürekli geliştiği ve maliyetlerin düştüğü hesaba katılırsa bu hiç de zor değil.
LEDler aydınlanma dahil pek çok alanda günlük yaşamımızın önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Pek çok ev aletinde LEDler kullanılıyor. Televizyonlardaki, bilgisayarlardaki ve cep telefonlarındaki LCD ekranlarda, ayrıca cep telefonlarına entegre edilen fenerlerde ve flaşlarda hep LEDler kullanılıyor. Ayrıca veri depolama (blueray diskler), veri iletimi (Li-Fi) ve makine görüş sistemleri (örneğin barkod tarayıcılar) gibi pek çok farklı teknoloji alanında da LEDlerin avantajlarından yararlanılıyor.