Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Lütfen bir günlük özrünüz olsun!

Üyelik
15 Nis 2010
Konular
1
Mesajlar
1
Reaksiyonlar
0
Siz seçin hangisi olacağını. Ama bir gün, yarın mesela, bir özür seçin kendinize. Ya da her gün bir tane seçin ve ona ayırın, onunla yaşayın bir gününüzü.

Sabah kalktığınızda açmayın gözlerinizi, gün boyu da devam edin açmamaya ve o halde yaşayın bir günü. Odanızı görmeyin, pencereleri açtığınızda gökyüzünü, havanın nasıl olduğunu da görmeyin. Banyoyu, açacağınız musluğu el yordamıyla bulun, aynada görmeyin kendinizi. Gardıroptan el yordamıyla bir giysi seçin, bilemeyin ne renk, renk nedir, hangi renk nasıldır bilemeyin. Anne ve babanızın, eşinizin, arkadaşlarınız, çocuğunuzun yüzü nasıl bilemeyin Çayı koyun el yordamıyla, kahvaltı hazırlayın. Görmediğiniz merdivenlerden inin, tahminen bulun durağı, anlayabilirseniz gelen otobüsün sizinki olduğunu binin, ya da arabanızla gidin işinize gidebilirseniz. Görmeden yapın gün boyu işlerinizi, arkadaşlarınızı görmeyin ve de aynı şekilde dönün eve akşama. Yatana kadar da devam edin. Gazetenizi okuyamayın, televizyonu izleyemeyin, duşunuz, yemeğiniz hepsini görmeksizin yapın ve öyle yatın o gece, hiç açmaksızın gözünüzü.

Ya da kulağınızın duymadığı ve konuşamadığınızı düşünün. Evdekilere günaydın diyemeyin bir şekilde, denileni duymayı engelleyin kendinize. İzlediğiniz filmlerin ne olduğunu anlamaya çalışın duymaksızın. Hiçbir sesi duymayın, yollarda kornaları, müziği, hatta nasıl bir şey ses denen, şarkılar nasıl bilemeyin.

Bir kolunuz olmadığını düşünün ya da, tek elle banyo yapmayı deneyin, giyinmeyi, kadınsanız saçınıza fön çekip makyaj yapmayı, erkekseniz tıraş olmayı deneyin tek elle. Tek elle yemek yapın, bulaşık yıkayın bir gün. Kapınızı kilitleyip açın tek elle ve elinizde poşetler varken. Tek elle alkış tutun beğenilerinize. İki el gerektiren ne varsa, hepsini tek elle yapmaya çalışın bir tek gün. Hatta iki kolunuzu da yok var sayın o günlük.

Tek bacağınızı kullanmayın bir gün de. Tek bacakla gidin her gideceğiniz yere. Merdivenleri tek bacakla inip çıkın. Kaldırım ya da merdiven çıkmayı deneyin bir kez, şaşıracaksınız eminim o kaldırımın yüksekliğine. Bir hastanede koşturun bir gün, bir aşağı bir yukarı tek bacakla merdivenlerde. Hatta daha ileri gidip iki bacağınızı yok sayın o gün.

Ve tüm bunları yaparken düşünün. Ama çok iyi düşünün. Önce insan olarak, insanlık adına düşünün. Belediyeciyseniz kaldırımları düşünün, nasıl sorumsuzlukla yapıldıklarını, durakları, toplu taşım araçlarını. Mimarsanız yaptığınız binaları, okulları özellikle, alışveriş merkezlerini… Hangi görevdeyseniz ve o göreve düşen ne varsa bu yoksunluklara destek adına onları düşünün.

Her gün bir vesile karşılaştığınız bu nevi yoksunlukları olanları, yarın aynı durumda, belki de çok daha yoksun durumda olacağınızı, komşu, akraba, arkadaş, eş ve çocuklarınızı da düşünün…

Yazımın bundan sonrasına devam etmeyeceğim.

Düşünün… Düşünün… Ve siz yazın her biriniz kendinizce yazının devamını.

Yazmaya başlamadan önce de, mutlaka, ama mutlaka şükredin, açın da gözlerinizi…

p.r.alkan
 
Yaşadığımız zorluklar, çektiğimiz sıkıntılar hepsi de çok doğru. Ama maalesef hiç kimse bu şekilde düşünmüyor. :(
 
as lında denecek bişey yok beterin beteri var allah bizi böyle seviyor herzaman şükredecen halime çok şükür zengin deyilim ama çok mutluyum halime çok şükür salım yerinde insan düşündümü nelere sevinilir kib aeo
 
Aslında madalyonun öbür yüzünden bakarsak,eksikliğimiz yani engelimiz bizlere verilmiş birer hediyedir. Bu hakikatı çözebilir de ona göre sabrederek bize verilen imtihanın süresinin dolmasını beklersek ki nasılsa geçecek, kalıcı değil ,yani kalıcı olmayacağının farkında olabilirsek işte o zaman bir adım geride değil de bir adım ilerideyiz demektir,işte o zaman o eksiklik aslında hakikatte bir fazlalıktır bir eksi değil artıdır.....
 
merhaba bak benim nikimde (son_bir) gün anlamında galiba aynı duyguları paylaşıyoruz
 
arkadaşım ben bizler zaten özürlüyüz acılar aynı özürlü insanlar özürlü kişilerin ne cektigini iyi bilir ben cok iyi bilgisayar net kullanırım nette kaldıgım sürenin hepsini engelliler platformundayım cünkü ben arkadaşlarımın farklı ama cektigi acılarla yugruluyor onlarla aglıyor onlarla gülüyorum saygılar
 
Kızılderililerin "başkasının makosenleriyle yürümek" şeklinde bir deyimleri vardır. biz "empati yapmak" deriz ya, başkasını anlamak için kendini onun yerine koymak yani..bence perihan'ın dediklerini aynen yapmak lazım şükretmek için değil tabii, hem yaşamlarını öyle sürdürenleri anlamak için hem de bu sayede onlara nasıl davranacağımızı anlamak için..aslında güzel anlatamadım, Perihan'ın tüm anlattıklarını yapabilmek ne muazzam bir zenginlik getirir insana.düşünsenize ne çok kimseyi ve olguyu anlayabilir insan böylelikle.aslında bazı kitaplar Perihan'ın demek istediklerini sistemli bir şekilde yapılmasını önerir yaşamı daha iyi kavrayalım diye..
 
Benzer düşünceleri bende birkaç yıl önce aşağıdaki yazıda dile getirmiştim.

"Düşündüm de, aslında bizleri kolay bir şekilde anlayabilirsiniz. Size birkaç yöntem söyleyeceğim. Yarın evden çıkarken bağcıklı ayakkabı giyin ve ayakkabının bağcıklarını birbirine bağlayın. Ya da evden çıkarken bir bandana ile gözlerinizi bağlayın. Ya da kulaklarınızı tamamen duymayacak şekilde kapatın ve o gün hiç konuşmayın. Bakalım kaç dakika dayanabileceksiniz. Cesaretinizi toplayıp bunları yapabilecek misiniz?

“İnsanlar beni görünce ne derler? Rezil olur muyum? Bana gülerler mi?” Bu sorulara önce kendi cevaplarınızı verin. Sıkıldığınız an, bağcıklarınızı çözebilir, gözünüzü ve kulağınızı da açabilirsiniz. Bu sizin elinizde. İşte o anda sizin bir günlük yaşamaya çalıştığınız şekilde yaşayan milyonlarca insanı bir nebze de olsa anlamaya başlarsınız.

Aranızda cesaretli olan kişiler vardır. Bunları yaptıktan sonra sizlerden sonuçları gözlemlemenizi istiyorum.

Siz bağcıklarınızı bir süre sonra çözeceksiniz. Ya o bağcıklarla ömrümün sonuna kadar yaşayacak olanlar?(!)"


..::Muhammed KORKMAZ.::..
 
kendimi bile anlamakta güçlük çekiyorum bazen.
 
Sevgili arkadaşım söyledikleriniz bizim gibi engellileri ve özürlü arkadaşlarımızı konu alıpda yaşama taşıdığınızdan dolayı teşekkürler.
Evet bu konuyu her tarafta işlenmeli sadece engelliler haftasında olmamalı lütfen tüm arkadaşlar uyarın türkiyeyi.
Hep beraber
 
Üst Alt