Merhaba ;
Yaşı gelen Askerlik şartlarına uygun bir Türk genci gibi birliğime teslim oldum. günler hızlı geçiyordu, şafak 86 dedim ve hiç bir sorun yoktu. sabah her zamanki gibi kalktık, iştima alındı, sabah sporuna geçtik. tugayımızın denetlemesi yapılacağı için spor biraz ağırlaştırıldı. sporla aram küçüklükten beri iyidir. (Su sporlarını severimm) temel yapmamız gereken hareketlerden sonra ikişerli yarışlarımız vardı, herkes sırasıyla yarıştı. sırada ben ve arkadaşım vardı. yarış sırasında herkes gibi biz de hırs yaptık. belki biraz abartmış olabiliriz, ama (arkadaşımı yendim burada) sonuçta yaptığımız bir şeydi düzenli olarak...
spordan sonra bir göğüs ağrısı başladı, ama olabilir dedim. Gün içerisinde hafif ağrılar devam etti. akşam bir duş alıp yatarım bir şeyim kalmaz diyordum, duşumu aldım, yatma vaktim geldiğinde göğüs ağrım artmaya başadı. revirden ilaç vs... idare ettim. sabah önemli bir gündü, bayramdı ve iki gün çarşı iznimiz vardı. kahvaltımı yaptımm ve törenden sonra serbest olacaktık ki ... göğüs ağrım arttı, olduğum yere kapaklandım.
arkadaşlarımın desteğiyle sandalyeye oturdum, komutanlarım geldi beni hemen hastaneye kaldırdılar... Askeri hastaneye götürüldüm. acilden giriş yaptık, ama acil bomboş, doktor hemşire acil allaha emanetti. neyse, sonradan birileri çıkıp geldi, bana neyin var dediler, anlattım. tamam yaa dediler, alsen şu ağrı kesicileri bir şeyin yok dediler. ben ısrar etmeye devam edince beni devlet hastanesine sevk ediyorlar... bayram gezisi yapıyorsun diyen tepemde bir refakatçim var, ona rağmen macera devam ediyor
hastanede de bir şey anlamadılar. kan testi vs. vs. en sonunda hastanede bir serumla beni yatırdılar. serum bitmesine rağmen ağrım kesilmedi ve daha da arttığını belirttim. zaten hastanedeki insanlar beni görünce kötü oluyordu. üzerimde askeri kamuflajla, hatta ve hatta hastanede yattığım süre içinde vali bey hastalarla tebrikleşiyordu, beni de çıkardı arada şeker bile ikram ettiler
hastanede de bir şey anlamayınca beni 600 yataklı askeri hastaneye aldılar. o hastaneyede 1 saat 15 dk. gittik ambulansla ve beni acilden tekrardan aldılar, kan testi, serum falan, ama bir şey bulamıyorlar. derken gece nöbeti biten bir doktor yanımdan geçerken gel bi de ben muayene edeyim dedi. bir şey bulamazsam zamanımı boşu boşuna alıyorsan benden çekeceğin var, dedi ve ultrasonla (renkli dobler) göğsüme baktı ve, olum sen ölüyon, dedi bana. aort damarımı gösterdi ve damarın 7 cmlik bir flap halinde dalgalandığını gösterdi (damar patlamış kısacası). ben zaten kıvranıyorken kaltım ben eve gidicem dedim, sedyeden kalkmaya çalıştım ama doktor beni zorla yatırdı ve sana biz müdahele edemeyiz dedi ve beni büyük bir üniversite hastanesine naklettiler, ve acilden giriş yaptık
onlar da aynı tetkikleri yaptıla,r teşhis kondu. beni yoğun bakım odasına aldılar, bir sürü iğne ilaç vs vs... imzalamadığım evrak kalmadı. bu arada aileme haber veriyorlar, bilincim açık onlara telefon numarası veriyorum. benim başımdaki refakatçi ortada yok, zaten ve acıdır ki damarın haricinde doğuştan kalp kapakçığım eksikmiş ve onların yerine protez takılılacakmış. protezler getitirildi, ama takılmıyor, parayı vermem gerekiyormuş. senetler falan imzalancakmış. refakatçi bana şimdi lazımdı.
neyse gurbett elde olsakda ailedostlarımıza haber verildi, onlar kefil oldu ve saat 15:00 te başlayan 18 saatlik ve 16 ünite kan kullanılarak bitirildi. Her yerimde iğne kablo damar yolları açılmış bir vaziyette uyandım, ve allahın şanslı bir kuluymuşsun dedi doktor, bu kadar maceradan sonra yaşaman mucize dedi.. Ailem 1600 km yolu nasıll geldiklerini bilmiyor, ama sağsalim geldiler beni gördüler. ailemden önce etrafımdaki hasta yakınları beni ilgiye boğdu. zaten asker olmam olnları ayrıca üzüyordu, herkes gerçekten çok duygulandı ve beni normal servise çıkarttıklarında asker geçmiş olsun diyenlerin sayısını hatırlamıyorum. ama alışmak zor oldu böyle bir duruma.
şimdi vücdumda iki yabancı cisim var ve ben hayatımı bunlarsız devam ettiremem. sürekli ilçalar, doktor kontrolü falan. insanı yıpratıyor. Ama elimden gelen bir şey yok. hayattayım hayatada küsemem, öyle yada böyle hayatı ne kendime ne de sevdiklerime zindan edemem dedim ve bazı şeylere dikkat ederek hayatımı sürdürüyorum.
bu olay 3 Kasım 2005 te meydana geldi ve hikaye gibi anlatabilliyorum. İlk zamanlar konuşmak istemezdim, ama artık önemsemiyorum... Ama şunu öğrendim, insanların bakışları düşünceleri değişiyor. Değişmez demeyin, buna siz de inanmazsınız... Kendimi yanlız hissetttim uzun zaman. arkadaşlarımla yaptığım bir çok şeyi yapamaz oldum, bu beni etkiledi ve zamanla arkadaş çevrem değişti. diğer arkadaşlarıma uyum sağlama söz konusu değildi. onlar da haklı bir yerde, ama başka uğraşacak şeyler buldum. ve şimdi sadece iş güç, başka bir şeye zaten zaman kalmıyor..
Herkese buradan geçmiş olsun diliyorum ve hayattın devam ettiğini ve bizsiz de devam edeceğini hatırlatmakta yarar görüyorummmm
Yaşı gelen Askerlik şartlarına uygun bir Türk genci gibi birliğime teslim oldum. günler hızlı geçiyordu, şafak 86 dedim ve hiç bir sorun yoktu. sabah her zamanki gibi kalktık, iştima alındı, sabah sporuna geçtik. tugayımızın denetlemesi yapılacağı için spor biraz ağırlaştırıldı. sporla aram küçüklükten beri iyidir. (Su sporlarını severimm) temel yapmamız gereken hareketlerden sonra ikişerli yarışlarımız vardı, herkes sırasıyla yarıştı. sırada ben ve arkadaşım vardı. yarış sırasında herkes gibi biz de hırs yaptık. belki biraz abartmış olabiliriz, ama (arkadaşımı yendim burada) sonuçta yaptığımız bir şeydi düzenli olarak...
spordan sonra bir göğüs ağrısı başladı, ama olabilir dedim. Gün içerisinde hafif ağrılar devam etti. akşam bir duş alıp yatarım bir şeyim kalmaz diyordum, duşumu aldım, yatma vaktim geldiğinde göğüs ağrım artmaya başadı. revirden ilaç vs... idare ettim. sabah önemli bir gündü, bayramdı ve iki gün çarşı iznimiz vardı. kahvaltımı yaptımm ve törenden sonra serbest olacaktık ki ... göğüs ağrım arttı, olduğum yere kapaklandım.
arkadaşlarımın desteğiyle sandalyeye oturdum, komutanlarım geldi beni hemen hastaneye kaldırdılar... Askeri hastaneye götürüldüm. acilden giriş yaptık, ama acil bomboş, doktor hemşire acil allaha emanetti. neyse, sonradan birileri çıkıp geldi, bana neyin var dediler, anlattım. tamam yaa dediler, alsen şu ağrı kesicileri bir şeyin yok dediler. ben ısrar etmeye devam edince beni devlet hastanesine sevk ediyorlar... bayram gezisi yapıyorsun diyen tepemde bir refakatçim var, ona rağmen macera devam ediyor
hastanede de bir şey anlamadılar. kan testi vs. vs. en sonunda hastanede bir serumla beni yatırdılar. serum bitmesine rağmen ağrım kesilmedi ve daha da arttığını belirttim. zaten hastanedeki insanlar beni görünce kötü oluyordu. üzerimde askeri kamuflajla, hatta ve hatta hastanede yattığım süre içinde vali bey hastalarla tebrikleşiyordu, beni de çıkardı arada şeker bile ikram ettiler
hastanede de bir şey anlamayınca beni 600 yataklı askeri hastaneye aldılar. o hastaneyede 1 saat 15 dk. gittik ambulansla ve beni acilden tekrardan aldılar, kan testi, serum falan, ama bir şey bulamıyorlar. derken gece nöbeti biten bir doktor yanımdan geçerken gel bi de ben muayene edeyim dedi. bir şey bulamazsam zamanımı boşu boşuna alıyorsan benden çekeceğin var, dedi ve ultrasonla (renkli dobler) göğsüme baktı ve, olum sen ölüyon, dedi bana. aort damarımı gösterdi ve damarın 7 cmlik bir flap halinde dalgalandığını gösterdi (damar patlamış kısacası). ben zaten kıvranıyorken kaltım ben eve gidicem dedim, sedyeden kalkmaya çalıştım ama doktor beni zorla yatırdı ve sana biz müdahele edemeyiz dedi ve beni büyük bir üniversite hastanesine naklettiler, ve acilden giriş yaptık
onlar da aynı tetkikleri yaptıla,r teşhis kondu. beni yoğun bakım odasına aldılar, bir sürü iğne ilaç vs vs... imzalamadığım evrak kalmadı. bu arada aileme haber veriyorlar, bilincim açık onlara telefon numarası veriyorum. benim başımdaki refakatçi ortada yok, zaten ve acıdır ki damarın haricinde doğuştan kalp kapakçığım eksikmiş ve onların yerine protez takılılacakmış. protezler getitirildi, ama takılmıyor, parayı vermem gerekiyormuş. senetler falan imzalancakmış. refakatçi bana şimdi lazımdı.
neyse gurbett elde olsakda ailedostlarımıza haber verildi, onlar kefil oldu ve saat 15:00 te başlayan 18 saatlik ve 16 ünite kan kullanılarak bitirildi. Her yerimde iğne kablo damar yolları açılmış bir vaziyette uyandım, ve allahın şanslı bir kuluymuşsun dedi doktor, bu kadar maceradan sonra yaşaman mucize dedi.. Ailem 1600 km yolu nasıll geldiklerini bilmiyor, ama sağsalim geldiler beni gördüler. ailemden önce etrafımdaki hasta yakınları beni ilgiye boğdu. zaten asker olmam olnları ayrıca üzüyordu, herkes gerçekten çok duygulandı ve beni normal servise çıkarttıklarında asker geçmiş olsun diyenlerin sayısını hatırlamıyorum. ama alışmak zor oldu böyle bir duruma.
şimdi vücdumda iki yabancı cisim var ve ben hayatımı bunlarsız devam ettiremem. sürekli ilçalar, doktor kontrolü falan. insanı yıpratıyor. Ama elimden gelen bir şey yok. hayattayım hayatada küsemem, öyle yada böyle hayatı ne kendime ne de sevdiklerime zindan edemem dedim ve bazı şeylere dikkat ederek hayatımı sürdürüyorum.
bu olay 3 Kasım 2005 te meydana geldi ve hikaye gibi anlatabilliyorum. İlk zamanlar konuşmak istemezdim, ama artık önemsemiyorum... Ama şunu öğrendim, insanların bakışları düşünceleri değişiyor. Değişmez demeyin, buna siz de inanmazsınız... Kendimi yanlız hissetttim uzun zaman. arkadaşlarımla yaptığım bir çok şeyi yapamaz oldum, bu beni etkiledi ve zamanla arkadaş çevrem değişti. diğer arkadaşlarıma uyum sağlama söz konusu değildi. onlar da haklı bir yerde, ama başka uğraşacak şeyler buldum. ve şimdi sadece iş güç, başka bir şeye zaten zaman kalmıyor..
Herkese buradan geçmiş olsun diliyorum ve hayattın devam ettiğini ve bizsiz de devam edeceğini hatırlatmakta yarar görüyorummmm