Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Murat Farqini

öyküekin

Aktif Üye
Üyelik
22 Ağu 2009
Konular
57
Mesajlar
1,264
Reaksiyonlar
0
Düşlerimi Siliyorum

İllegal sevişmelerimizi ihbar ediyorum,
başucumda demirleyen işbirlikçine.
Ve Yasaklı düşlerimi kelepçeliyorum,
gözlerimin ranzasına.
Usulca yüreğimin kıyısında batan aşklarımı fısıldıyorum,
yanağımdaki tebessüme.
Cambaz akşamların kadehindeki sarhoşların yolunu güzlüyorum.
Köle kasıklarıma bastığın mührünü siliyorum,
tövbe uyanışlarımda.
Günbatımına saklıyorum yeminlerimi.

Ve yeminler ediyorum.
Ve yine yeminler ediyorum,
Döneceğin günlere saklıyorum tüm küfürlü hecelerimi.
Oltamın darağacında sallıyorum,
boğazımda düğümlenmiş umutlarımı.
failini sorguluyorum,
dil altımda gizlediğim ayyaş sözcüklerin.
Hüzünlü vedalarıma tuz basıyorum merhemin ucunda.
Nefret ilanları asıyorum duvarına.
Yasak koyuyorum seni arayan parmaklarımın davetiyelerine.
Zamansız özlemlerimi lime lime ediyorum.
Bütün hançerlerimi bir bir köreltiyorum,
acıların en dayanılmazına.

Ve seni yazan tüm reçetelere
�miadı dolmuştur� ibaresi basıyorum.

Eylül'lerim Sızlıyor...

Hangi kurşuna dokunsam,
Sen patlıyorsun yanaklarımdaki gülücükte.

Gündüzler sen de devrediyor bitmeyen gece nöbetlerini,
Eylüllerim sızlıyor yüreğimin kenar sokaklarında,
Sapansız dokunuyorum soframdaki kuşlara,
Bulutlarına mintan dikiyorum sıra dışılığımla,

Yıldızlar besliyorum sevda dalımda,
Sana adıyorum kurban seçtiğim sevdalarımı.
Erimeyen buzullarımdaki değişimlere inat,
Derinliklerimde güneşten sakındığım ve ilk gün ki gibi sakladığımsın.
Her kelimemin lodosunda, Sen esiyorsun.

Ve;
Senin ismini taklide soyunmuş güzelliğe dair tüm objeler.
 
Esmer Düşlerim
Sen,
gece doğururken, benim sabahlarıma bir batında milyonlarca düş,
Ben de,
uykusuna yatıyordum, gelecek umutlarının filiz düşüne,
Sen,
esmer sancılar çekerrken karanlıklara,
Ben de,
düşlerini ışığa boyuyordum, bir bir silerek kara kaplı defterlerinden
 
Deli Yüreğimin, Akıllı Sevdası

Söyle şimdi bana
Hangi şelalenin ayakları yere varmayan deli suyusun
Hangi meyvanın, dudak görmemiş tadısın
Hangi, hangi dağın kirletilmemiş beyaz karı
Söyle, deli yüreğimin akıllı sevdası

Söyle şimdi bana
Hangi mevsimin, hangi ayın, sınıf duvarlarına asılmayan günüsün
Hangi çiçeğin, ismi konmamış rengisin
Hangi, hangi bahçenin kök salmış sarmaşığının kelebeği
Söyle, deli yüreğimin akıllı sevdası

Söyle şimdi bana
Hangi bulutun deli deli yağan yağmurusun
Hangi göğün yolunu şaşıran şimşeği
Hangi, hangi galaksinin keşfedilmemiş en parlak yıldızı
Söyle, deli yüreğimin akıllı sevdası

Söyle şimdi bana
Hangi sarayın uçuk, uçarı prensesi
Hangi ressamın çizmeye cesaret edemediği
Hangi, hangi kentin tarif edilemeyen yolusun
Söyle, deli yüreğimin akıllı sevdası

Sahi sen nesin


Murat Farqini​
 
Seviş (mey) elim


Tarifsiz doğum sancıları gözlemekte GİZ(li) yüreğim.
Ayaklarım ihanete soyunmuş,
Sudaki sazlıklara özenmekte bedenim.

Bu gece,
bu gece şahit olmalı.
Sevişmelerimizi yazmalılar günlüklerine.
Ne olursa olsunlar dökülsün paçalarımdan.

Bir gün.
Bari bir gün olsun 'rutine' hilebazlığımız.
''Ya bu gece gel-ya da gelir ecel''lerde ruhum.
Tatlı yorgunluklar teselli etsin ihanetimizi...
 
Yalnızım,kısaca ve ''Sadece yalnızım''


Önce özlemlerim devleşiyor yatağımda,
Ve yalnız kalıyor, çalgımın en uğranmayan perdesi,

Üstüme üstüme geliyor yalnızlıklar.
Savunmasızım,
Zayıfım,
Yokluğun kocamanlaşıyor derinliklerimde.

Avuçlarım terli,
Sakallarım hüzün boyunda.
Korunga tarlasında kayıp iğne misaliyim.
Yalnızlıklarımı sürüyorum hüzün biçerinde.

Pervane böceklerinin kanatlarından üşüme nöbetlerindeyim.
Birden bire sağanaklaşıyor gözyaşlarım,
Sel olup akıyor kahrolası cümlelerin denizine.

Çırılçıplak bir buzdağının girdabında.
Limanıma uğrayacak gemiler gözlüyor yüreğim.

Sağırım,
Kuytuluklara gebe içimdeki avazım.
Konuşmaya çalışıyorum,
Çığlıklarım dilsiz rollerinde,
Ve avazım çıktığı kadar susuyorum.

Duvarlarımı bir kırmızıya,
Bir sana boyuyorum,

Yalnızlık şiirleriyle suladığım ağacımız,
Sana benzeyen çiçekler açtı biliyor mu sun?
 
Nedeni yok sevmenin...
Kanına yerleşiverir;
Hücrelerinde 'aydınlık oltası' atıverir, güneşe hasret mahakuma inat,
Sonsuzluk şarkıları oluverir;
Güneş yüzü görmemiş kelimeleri kusup,

Tütün acısı bir tad bırakarak dilinde.

Nedeni yok sevmenin...
Göğsünün en orta yerine;
Aşk fırtınasına inat,
Misafirliği reddeden bir gemi çapası misali yerleşir.
Kahvenin kırk yıllık bedelini ödeyecek uykuya yatarcasına.

Nedeni yok sevmenin...
Bir gün ansızın pulluğuyla dayanır ruhuna;
Cebinde eksik etmediği tarifsiz ve sayısız tohumlarıyla,
Beynine yerleşiverir dönüş biletini unutmuşluğa vurarak,
Ruhun, gözlerin işbirlikçisidir onun,
Kapıları aralar sonuna kadar.
Karşı koyamazsın;
Tek seçenekli soru misali dir.

Nedeni yok sevmenin..
Yatağına yerleşiverir;
Soğuk kış gecelerine inat.
Yutkunamazsın,
En utangaç hislerinle kavgaya durur.
Dururda, yavuz hırsız arlanmazlığıyla sorar:

Sahi neden seviyorsun?
 
Üst Alt