AĞIR HAVA
Aşk kaç kişilik usta?
Ayrılık kaç kişilik?/
Hava ağır ;
Bir hüzün,
Bulutlar yüzün,
Öfke nöbetine tutulmuş rüzgar,
Ağlar .
Ansız, anlamsız çekiliyor beynim
Düşünceler örsüne;
Vura vura,
Vur ha!
Ah le le!
/Eğleşmenin vakti değil/
Eğil başım
Hava uzun,
Hava zehir;
Ha var, ha yok
Bitmiyor
Z/amansız sevda.
Can dar,
Can uçtu uçar,
Kuş/kulu;
Fırtına koptu kopar.
Havada ağır bir yangın,
Telaşı günbatımının
Serime çökmüş ser hoşluk ,
İçimde sensizlik ,
Boşluk
Fikrimde yankın.
Seslensem utanır dil
Lal ,
Sussam tanırsın susuşumdan
Sessizliğim tellal,
Sırça köşk dedikleri kumdan,
Yıkılır içim,
Geçilir geçilmez sanılan c/andan.
Hava ağır;
Bir ağarır, bir kararır,
Yanımda yokluğun,
İçimde yoksulluğun ağrıtan sancısı.
Benimkisi
Karıncanın ekmek araması
Öleceğini bile bile
Üç vakte kadar;
Dere tepe, tepe tepe,
O açlığın peşinde
Tüm türkülerimi
Bir kavgaya tutturmuşum,
Aşk diye
Yüreğini kıble tutmuşum;
Darlanmışım,
Dağlanmışım,
Danlanmışım ,
Silah niyetine sana davranmışım,
Umutsun.
Ölümü bile unutmuşum,
Ölmüyorum.
Faklar haklar beni ya
Sensiz yasak,
Hiç bir faka basamıyorum;
Bilmem nerde nasıl biterim,
Sensiz ölemiyorum.
Havada ağır bir intizar,
Yağmur suratıma küs çarpar;
El bebek, gül bebek
Gün gelecek el verecek
Nice sevda kavgaya,
Bilenecek öfke
Dalına binecek,
Vitrin yosmalarının,
Şehir eşkıyalarının
Göz yaşı ve kan tellallarının
Ar damarına tü/kürülecek!
Fakirin ekmeğidir bu;
Umut,
Bil ki
Fakirliğimdendir sana yoksunluğum.
Sor ki isyanın nedendir?
Z/enginliğimdendir.
Sevda zenginiyim,
Adam yüreğim;
Bir senden öte
-yaşamda pay sahibi-
Her cana verecek
Servetim var.
Güvenirim yüreğime
Dağ durur sol yanımda,
Pişmanlık bilmem,
Dönüp bakmadan ardıma
Vururum yollara,
Başım dik, gururla,
Utanmadan
Bakarım her gün doğan şafağa.
Sor ki ya kederin?
Sorma bilmem!
Kendimi bildim bileli
Sızlar içerim;
Hani kör kütük sarhoş,
Hani sırılsıklam aşık,
Hani intiharın eşiğinde vazgeçiş,
Her canı yananın çığlığında ,
Bir ihtilalde ilk vurulan,
İmbatlara gönül verip
Denizsiz kalmışlıktayım.
Say ki; tüm dünyadaki acılar sırtıma yüklü,
Say ki; benim dalı kırılmış her ağacın kökü,
Say ki; kavuşmamış tüm sevdalar bende öykü.
Öyle bir keder;
Gülüşüm boyun büker,
Derinlerde gizli gizli
Büyür ha büyür.
Hava ağır;
Bir sorgu,
Konuşamıyorum.
Damla damla damlardan
Çakılıyor beynime geçmiş.
Yağmur ;
Ürperir , titrer
İçimde bir çocuk
Korkak,
Nefesini suratıma dayamış rüzgar
Üşüyorum,
Konuşamıyorum.
Sen de yoksun,
Uyumayı unutturan apansız gidişlerin,
Mengenede sıkılıyor ciğerlerim;
Tükürsem kan,
Yutkunsam tuz ,
Un ufak, paramparça, tuz buz
Kemikleşmiş düşüncelerim,
Sende yoksun;
Yalnızlık onur gerektirmiyor,
Erk/ekler ağlamaz,
A/damlar ağlar,
Birde ben.
Birden bire çekip giderim,
Ev yurt viran
Nerdesin?
Sensizlik;
Bir esarettir,
Bir cesaret,
Bir korkudur
Yatağın baş ucuna ilişmiş
Sözü kanatarak çığlığa döker,
Töredir ağa, şıh fermanlı;
Sevmek yasak
Vuruşarak şaki,
Severek ölü bir kız.
İsyandır hiç meydanlara taşamamış,
Kayıp tanrıların kelamıdır unutulmuş,
Sağ yanımdır solumu vurmuş,
Kainata ağır bir küskünlüktür,
Sonsuza eş,
Ah vah, dize vura vura
Dövünüp ağlayıştır
Ana yüreğinde yiten oğula-kıza.
Yüreğin;
Bir sıra dağ, öykünmüş Toroslara,
Asiliği Munzur;
Öfke öfke biçer geçer,
Haksızlığa geçitsiz .
Bir yanı Neruda
Devrimin asal/eti,
Bir yanı Niçe
Aklın delili/ği.
Yol arar sürüsüne, su peşinde,
Bulut koklayan lider fil;
Bir yanı sahra, bir yanı s/av/an,
Peşinde aç sırtlan, aslan.
Bu içimdeki yaşama hırsı değil,
Bil
Can telaşı
Ansız, amansız, kalleş
Bilinmez düşman,
Darda üç fidan,
Pir Sultan; ölümüne konuşan
Ölümsüzlüğe kavuşan.
Sevdam;
Uzun bir öyküdür
Değişmeyen kederi ile
Çağlara kafa tutmuş, aykırı,
Ağlayıştır gözyaşsız,
Sıvasız eyvanlarda
Sıra gecelerinde yanık seslenir,
Dumandır islenir, puslanır
İner geceden beter
Saz tellerine eyvah, ah vurur
Çaresiz,
Kıskıvrak, el kol bağlı
Kıvranır.
Savrulur v/akitsiz sevdalar ardına,
İnletir ölüsü diriyi,
Kanıksar dirisi ölüyü,
Sızlar ciğerinin körüğü
Hal bilmez, tarih yazar geçer
Kazananların şanında
Kaybedenlerin utancını taşırım.
Çor topraklarda bir ağaç biter ansız,
Renksiz, kokusuz, tadı ekşi,
Meyvesi yaşam,
Adı sevda!
Yangın yürekli bir gelin
Kıvrılır girer koynuma
Yılan akışlı,
Cellat bakışlı,
Gün/ah nakışlı;
Sabahsız gecedir
Umutsuzluğu temsil ,
Emsalsiz, tektir,
Bendedir ,
Cehennemdir
Arlanırım.
Havada ağır bir iç çekiş;
Şimşeklenirken ufuk gözlerimde
Milyar düş, düşünüş
Beynimin içinde
Var/sıla yok/sula bakar, çakar geçer.
Ne verirse gök
Yere o kar.
Su akar toprak hayatlaşır,
Sensiz benlik çorlaşır.
Yetmiyor toprak olmak,
Yağ deli deli,
Şimşeklerinle yak tenimi,
Rüzgarının soluğuyla titret,
Bulut bulut çök göz bebeğime,
Yağışınla ıslandığımı hisset.
Aşk olsun yeşerttiğin,
Başkaldırayım filiz filiz,
Bağrım hayat
Koy başını yüreğime yat,
Belki diner kederim.
Veryansın en sık ormanlar
Çığlığımdan ,
Kapkara, göz gözü görmez,
Sis ,pus
Yittiğim en ıssızda
Ne mümkün çare.
Ben adına ozanlar yakılmış
Bir şehirde doğdum,
Ney sesidir çocukluğum
İmranlı’nın meydanında,
Gençliğimde mahpus
Masumluğu kanıtsız
Ve hala aynı sızı içimde
Savrula savrula yıllar önünde
Yorulsa da tükenmez,
Baş eğmez ağır bir keder.
Hayat eker ben b/içerim;
Yalnızlıktır bende,
Çocuktur anasız
Vurulur Filistin’de,
Öykünür kahramanlara
Taş atar tanklara.
Somali’dir aç, susuz,
Semirmiş milletler elinde
Bir lokma uğruna sürünerek
Mültecileşir kendi vatanında.
Bir şairin kızıl aşkıdır
Ontario Gölü’nde yaşanmış,
Dilencinin önüne atılan sadaka
Cennet pazarlığında,
Sorgusuz sualsiz boyun büküp
Yaşanan yoksulluk
Kahire’nin öte yüzünde.
Yusyuvarlak, kaskapital sömürüdür
Dünyanın her yerinde
Gülen , ağlayan, uyuyan
Ne renkte, ne dilde,
Ne dinde olursa olsun,
Çocuk olsun yeter
Sızlarım!
Büyür kederim, büyür isyan;
Hınca hınç bir mahşer ki beynim
Seni içinde kaybederim,
Yüreğim yerin,
Orda kal!
Koca bir boşluk yokluğun,
Yoksulluğum yoldaş
Aşksız ne umut, ne kavga ,
Ne onur, ne ekmek
Hepsi tek yürek;
Adı aşk!
Aşk sen demek;
İşte bundan
Sensiz nefessiz ciğerlerim,
İşte bundan
Sensiz her kavgada yeniğim,
İştesi yok
Yüreksiz yaşar mı insan?
Sen yürek,
Sensizlik ceset,
Sen her,
Sensizlik hiç.
Ben türkülerde doğdum
Sen de büyüdüm,
Yürek iklimim de bin çeşit mevsim,
Her insanı bir evren bildim;
Yanık , uzun, ağıt
Dağıldım ,
Aşk adım;
Deli , kör, zifir, pembe
Biz kesişiminde
Bir çift yürekte doğruldum,
Sızlatma beni!
Hava ağır;
Bir bilinmezlik,
Kimsesizlik ve herkeslik.
Çağrılarım yanıtsız,
Her çığlığa pür telaş
Yürek vermişim,
Ustura ağzı sırata eş
Bir yol seçmişim.
Ceylanım eşimden ayrı,
Dost yok kendimden gayrı,
Tetikte gözlerimin seyri
Kuytularda hain,
Korkak çökertirler yokluğuna;
Bir yanıma gece çöker
Sen yanıma hasret!
Ha/zan elbiseler giyerim
İnsan bul/aşık,
Yıkılır c/esaret
İsyan, hüzün, acı kar/ışık.
Bir yanıma kar boran çöker,
Sen yanıma harabat.
Milyon şair milyar şiir düşer
Fiden bu güne,
Kavrulup sen derdine
Bir dize bile yok,
Çaresiz,
Tarifsiz içimdekine.
Konuşur gibi t/akar,
Kekeme bir yürek bendeki,
Sen ve siz izleri her yeri,
Delik deşik,
Göçebe,
Her acıya kol kanat.
İster kapından kov,
İster soy, sev kanat;
Yaşanıyor içimde engin keder,
Yaşanıyor sen yoksunluğum kıt kanaat.
/kederime çare yok
sensizliğe ise kainat!/
/Kimdir yiyen vurgunu denizsiz?
Neden ölümü süzerim yaşamın kevgirinde?
Sormazsınız;
Keşmekeş şehvetinizle
Aşksa sunduğunuz gerek yok,
En ateşlisine şerh koyar, güler, geçerim,
Bulaşmayın
Ellerim hala insan kokuyor
Yeni ölmüş,
Kabil’in esmer yanında
Başkaldırmış çatal yürekli bir sarhoş
Kenevir tohumu cesediyle
Harlemli aşkına ağ-l-ıyor;
Tüm filozofları
Ve bildiğiniz tüm dilleri getirin;
Tenimin her santimine milyar sızı düşüyor
Beynimde kor şimşek düşünce,
Işık hızını kesip biçip geçiyor.
Tüm dinleri
Ve bildiğiniz tüm tarihleri getirin;
Yüreğimin yangınında evren sil baştan
Karanlığa boğuluyor.
Tüm çocukları
Ve bildiğiniz tüm susmaları getirin;
Bir dağ gözlerimde
Kendini yıkıyor…/
Hava da ağır bir sessizlik;
Delil/eştikçe
Anlamı çözülüyor
Şizofrenlerin k/ayıp dilinin.
Tüm sesler koca bir yalan,
Tek gerçek içimdeki delinin
Durmadan tekrarladığı anlam
/sızılık
“keder/sen” “sen-keder” der
Ve devam eder hayat;
Keskindir küpünde sirke,
Mayasına aşk katsan
Şarap,
İp ince çizgi/sinde şafağın
Kanatmadan gecenin göğsünü ay
Bak,
Topla yıldızları göz göz,
Yankısı olmaz sessizliğin
Yansır şimdiki zaman aynasında halin
Harap.
Hangi tende yanarsan yan,
Hangi öpüşte sönersen sön
Tek kişiliktir yaşamak.
/Kederime çare yok
Sensizliğe ise kainat!/
Yalnızlık kaç kişilik usta?
Yaşam kaç kişilik?
Nedim ÜNLÜ
Şair sıfatını layık gören her cana teşekkürler ve saygımla...