Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Niye düşünüyosun ki? Sen sakat olduğun için kesin alınırsın yüksek lisansa... [Yaşam]

nüans

Üye
Üyelik
13 Mar 2007
Konular
7
Mesajlar
239
Reaksiyonlar
0
Okulumdan mezun oldum. 5 yıllık eğitimim sonucunda, okul 4. süyüm. Not ortalamam oldukça iyi. ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) den de 68 aldım (Daha iyisi de olurdu da zaman yetmedi : )). Şimdi yüksek lisans başvurusunu bekliyorum. Velhasılı kelam, herkesle eşit şartlarla bir yarış içindeyken, birçok kişiyi daha ALES de geride bırakmışken, ALES i geçemeyen kişiler tarafından bana söylenen söz işte bu:

- Ne düşünüyosun ki? Yanlış anlama ama, seni sakatlığından dolayı kesin alırlar...
- :shock:
-Ne alakası var dedim.
-Var tabi dedi.
-Not ortalaman kaç? dedim.
-71-72 tam bilmiyorum, dedi.
-Benim 89 dedim.
-ALES den kaç aldın? dedim.
-53 dedi.
-Ben 68 dedim.
-Peki ikimiz de sakat olsaydık, kimi kabul ederlerdi? dedim.
-Çıt yok : D

Böyle işte...
 
Neden bilmiyorum ama engelli insanların başarılı olabileceği bu insanların inanmak istemediği bir gerçek..Sanki bulunduğumuz konumlar bizim için lüks..Eğitim hakkı ve iyi yaşama hakkı sadece engelsiz insanlara verilmiş sanki..Velhasın herşeyin en iyisin hep sağlıklı insanlar hak ediyor biz evlerimize hapsolup yaşamın bitmesini beklemeliyiz onlarca..
Ne kadar komik şu insanlar;anlam vermek gerçekten güç...
Başarıların her daim olsun Nüans...
 
Bırak bırak! Sakat olmasan ALES'ten o puanı vermezlerdi ssna ! :)

Şaka bir yana, sahiden de insanlar çoğu zaman sakatların ciddi ciddi avantajlı olduğunu düşünüyor. Bilmiyorlar ki sakatların yüzde onu bile eğitim alamıyor, işe yerleşemiyor, yoksulluk sınırının üstünde gelir elde edemiyor, sağlık hizmeti alamıyor vs.vs.vs.
 
Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” diye toplumuzu net bir şekilde özetlediği müthiş bir deyimi vardır herkes mutlaka bilir, duymuştur. Bunu günlük hayatımızın hangi alanında görmüyoruz ki ?

Sınava gireceğiniz salonda basamaklara takılmayasınız diye basit bir imtiyaz verilen engellilere, dışarıdakiler sınavda bunlara yardımcı da oluyorlardır diyecekler. Sınav bitip işe atanacaksınız, bizle aynı işi yapıyor ama bu engelli olduğu için gelir vergisi vermiyor muaf, hepimizden çok para kazanıyor bakmayın diyecekler. Otomobile bineceksiniz, bunlara yarı fiyatına otomobil veriyorlar diyecekler. Öleceksiniz bunlar garanti cennete alınacak diyecekler. Aa durun bunu biz engelliler de şimdiden diyor muyduk yoksa ? :)
 
Bu ülkede eğitim ya da iş hakkını elde edebilmiş -şanslı- engellilerin başarısız olma gibi bir lüksleri olmadığı için koşullarını iyileştirmek, okul/iş hayatına tutunup varlığının devamını sağlayabilmek için çok çok daha büyük bir özveri ve gayrette bulunuyor ya, bir başkasının ulaşamadığı hedefe senin ulaşman zihinlerde(!) soru işaretleri oluşturuyor.

Kendi göbeğinin üzerindeki kumandayla uzandığı kanepede saatlerce tv izlerken, senin gece yarılarına kadar harıl harıl ders çalışıyor olman dikkatini çekmez tabiî, çünkü çoktan toplumun da desteklediği yargıya varmıştır, aklı da kalbi de son derece rahattır. Acınası sakatı tabiî ki eğitimciler de işverenler de görecek destekleyecektir.

15 senelik eğitim 6 senelik de iş hayatım var, bırakın böyle bir kayırmayı/ayrımcılığı bilakis hep "yapamazsın" düşüncesiyle geride tutulmaya çalışıldım. "sana bu kadarı yeter, bırak uğraşma" diyenine bile denk geldim.

Böyle bir kayırmanın/ayrımcılığın varlığına inanan insanlar kendi vurdumduymazlıklarına, başarısızlıklarına kendini iyi hissettirecek kılıf arıyorlar, başka bir şey değil.
 
bide şöyle derler

vah vah pekte güzelmiş

sanki sakatlar güzel olamazmış gibi

güzellik sağlam olmanın gereği sanki
 
Zaten her anlamda toplumun bakış açısı iğneli fıçı değilmi? Bir fazla, bir eksik ne farkeder?
Haaaa, dersenki yanımızdakiler, yakınımızdakiler de böyle..Bu acıtıyor..Boş ver derim..
Her kes yanındakileri, yakınındakileri değiştirse, değişecek adam kalmaz..Onlardan başlayacağız
demekki..Arkada kalmanın feryadı onlarınki..Onlarda olmayan tek şey senin engelin, engelin
avantaj sağladığını düşünüyorlarsa; buyursunlar alsınlar sende olmayanı..Pardon sana versinler
sende olmayanı..Eğer başarının asıl nedeninin kişilik ve çalışma karşılığı olduğunu anlamıyorlarsa,
onlara başka kafa lazım..Oda her yerde satılmıyor ve tek bir kere veriliyor..Onla idare edecekler..

Ben hayatımı özel sektörde kazandım..Böyle şeyler sökmez orda..Birileri önünü kesmeye çalışır,
taş koyarlar, takoz olurlar..Fakat eninde sonunda su yolunu bulur..Benim için birtek gerçek budur..
Kanıtım mı? Hani geçen sene evlendiler ya; Ömer'le elif..İkiside tekerlekli sandalyeli..İkisi de
omurilik kırıklı..İkizleri oluyor..İşte yaşam bu..Etrafa kulak kabartmak yerine doğru bildiğin
doğrudur..Gerisi hava civa..
 
nuans kutlarım senı
engelsız olan catlasında patlasın :D kolaysa o puanları yapsaydıda
bu zamana kadar engelımın artısını bana bı olanak sagladıgını gormedım sen bılegını sebatının aklının hakkıyla almıssın o puanları
 
Kedi ulaşamadığı cigere mındar dermiş Sen aldığın puanlarla en güzel cevabı vermişsin gerisini bence hiç kafana takma takmayada değmez Bu arada başarılarını devamını dilerim
 
görünürde hep avantajlı sanarlar bizi ama hepsi lafta ve hikaye, sadece paso güzelliği var başkada hiçbirşey yok, hepsi sözde bence....
 
Demek ki neymiş ? bir nüans tüm okula bedelmiş :D o tiplerde okuduğun ve aynı ortamı paylaştığın için kendinden utanmalısın :D

Haluk bİlmezse balık bilir :D .Ben azda olsa senin ne emekler verdiğini,nasıl çaba sarfettigini biliyorum.Tebrikler arkadaşım,
 
Ben hem kendi üniversitemde hem de Marmara Üniversitesinde yüksek lisansa başvurmuştum. Puanlarım gayet iyi olmasına rağmen (Puanlarla oluşturulan mülakat listesinde 5. sıradaydım) . alınmadım. :lol: Sakat olmam hiçbir işe yaramadı yani. Daha doğrusu büyük abilerin torpil telefonları benim sakatlığımı ezip geçti :p :lol:
 
Engelimiz avantajımızsa o zaman buyursunlar yaşasınlar engelimizle görsünler bakalım avantaj neymiş. Ben ODTÜ'nün bir bölümünü 2. likle bitirdim. Özürüm sebebiyle hiçbir kapı da açılmadı, tam tersine kapandı. Arkamda destek olacak ailem de yoktu. Yani annem babam vardı ama yoktu. Zaten ailem dağılmıştı, üniversitede okurken de maddi zorluklarla okumuştum. Manevi zorlukları ise hiç saymamayım. Ha asıl işimi yapamamam benim için çok mu kötü oldu? Şu anda bir işim var, devlet güvencem var. Ama eğitimini 5 sene hevesle alıp, zorluklarını göze aldığım bir mesleği ben yapamazken, okuduğu bölümü sevmeyip rahat yerlerde çalışmak için can atanların bir yerlere geldiğini görmek insana koyuyor. Ama hayat devam ettikçe artık herşeyin önemi yitiyor. Engelim sebebiyle hiç hayatımda kolaylık olmadı mı? Olmaz olur mu? Maaşımda 30-40 YTL vergi indirimi var. :D

Ama engelinizden dolayı ileri geri konuşanlara teklif etseniz ve sizin engelinize sahip olabilmeleri mümkün olsa acaba aklı başında kimse kabul eder mi? Hiç sanmıyorum. Sağlam insanlar işin sadece fiziki yönünü düşünüyorlar. Ya işin ruhsal durumu? İnsanın fiziksel olarak çektiği sıkıntıların yanında bir de çektiği psikolojik sorunlar, insanların yaklaşımı, önünüze koyulan engeller, bunları anlamaları kolay değil. Davulun sesi uzaktan hoş gelir...
 
Sakatlığın neye faydası var ki yüksek lisans mülakatlarına faydası olsun? :)

Ben de lisansı bu yıl bitiriyorum, yüksek lisans düşünüyorum, ALES'e de girdim 75 aldım, notlar da fena değil, ama bazı üniversitelerden engelli olmam sebebiyle kabul görmeyebileceğimi düşünüyorum. Malum, rampa yaptırmak lazım, asansör taktırmak lazım vs vs...
 
Bölümümü birincilikle bitirdiğim için okulum Bahçeşehir Üniversitesinin bölüm birincilerine sağladığı master bursundan ya da ABD deki bir master progrmından yararlanacağım.

Bu burs bana sakat olduğum için değil ortalamam yüz üzerinden doksanlarda gezindiği için verildi.

Sakatlık nedeniyle bir çok alanda sıkıntı yaşıyoruz ama sefasını sürdüğümüz iddiası pek doğru değil.

Bırakın torpili bu ülkede sakatlara yönelik gizil bir ayrımcılık olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Bizler başarılarımızı bu ayrımcılıklara rağmen elde edebiliyoruz. Nerde kaldı torpil.

Ülkemizde tekerlekli sandalyedeki bir engelliye okula nasıl geldiğini kimse sormaz. O okulun hocaları evden çıkıp okula gelene dek yaşadığınız sıkıntıları umursamaz bile. Bunu ne devlet ne üniversite ne de bir başka kurum kendisine dert etmiştir. Ama bütün bu engelleri aşarak okula gelip sınavda yüksek bir puan aldığınızda da kimse size bunu vermemezlik edemez.

Doğrusu şu ki herkes verdiğiniz mücadeleye hayran olduğunu ve sizi takdir ettiğini söyler. Ancak gerçekte bu kimsenin umurunda değildir. Herkes kendi hayatını yaşar. Siz savaşırsanız bu hayattan başarı adına koparacağınız bir şeyler hep vardır. Sızlanır bahane ararsanız aynı şeyler başarısızlık için de geçerlidir.

Ama şu da bir gerçek ki bunları söylerken gerçek hep gölgelerde kalıyor. Yaşadığımız sıkıntılar birer kader değil. Yaşadığımız toplum bizlerin yaşadığı sorunlar yanında kendi dertlerinin kaynaklarına karşı da duyarsız.

Sinirleri alınnmış, kadercilikle uyuşturulmuş, nemelazımcı bir topluluk haline gelmiş bir ulusun evlatlarıyız. Doğaldır ki böyle yerlerde çığlıkları duyacak kulaklarda sağırdır.

Bir şeylere rağmen yaşamayı ve mücadele etmeyi öğrenmek zorunda kalmak evet zorunlu ama bir o kadar da acı.

Dünyanın her yerinde engellilerin yaşadığı ama yaşayarak bir çoğunun bile artık özümsediği için dile getirmekten çekindiği, utandığı meseleleri düşünüp çözümler üretecek uzmanları sistem yetiştirir. Bizde böyle uzmanlar yok. Bunu düşünecek sistem de yok talep edecek engelliler de...

Öyle bir yerdeyiz ki çaresizliklere umut ekip bir şeylerin yeşermesini bekliyoruz.

Bu yüzden yeşerenlerden mutlu değilim.

Okulumu birinci bitirmekten de başarılı olmaktan da mutlu değilim.

Başarılı olmak için verdiklerimiz elde ettiklerimize sevinmemizi engelliyor.

Bizi öldürmeyen her darbe bizi daha güçlü kılmıyor. Kederin ve zorlukların yüzümüze kazıdığı çizgilerde okunan hep tek kelime; Hüzün...

Bir gün belki birileri ünlü metropolis filminde olduğu gibi bir şeyleri hep beraber anlar.

Hep beraber anlamazsak kişisel anlayışlarımızın anlamsızlığı bariz çünkü.

Bir gün bu ülkenin sokaklarında yüz bin engelli yürüdüğünde ufukta güneş de belirecek.

Ama bu görünür gelecekte olamaz.

"Kader" denilir olamaz...

"Ama elimizdekilerde az değil" denir olamaz...

"Amannn boşverrr" denir olamaz...

"Yürüsek ne işe yarar ki" denir olamaz...

"Zamanında yürüdüler de ne oldu" denir olamaz...

"Ama elimize şeker tutuşturdular bununla yetinirim" denir olamaz..

Olamaz, olmaz...
 
pegasus huzunle okudum kutlarım senı ımkansızı basarmak deyımı bence nuansın senın basarıların
ıkınızın de egıtım yasam savasında en buyuk basarıları saglıyacagınıza emınım
bıyerde cok haklısın basarmak ıcın engellılerın nelerden kaybettıklerı
gayretlerınız karsısında ımrenme huzun gıpta hepsı karma karısık duygu selı bendende....
 
başarısızlıklarına kılıf uyduruveriyorlar hemen,tebrik ederim azminden dolayı..
 
Nüans, başarından dolayı seni kutluyorum. Senin yazını görünce bugün yani 03.09.2008'de yüksek lisans sınavına girmiş biri olarak duygularını anladığımı söylemeliyim. Dün yarım saatlik bir sınanmadan sonra sınavdan çıktım. Bölümümüze 3 kişi alınacak. Başvuran kişi sayısı 8. Sonuç ne olursa olsun ve benim sorunum ne olursa olsun ben, insanlara bu işi yapabileceğimi, buna talip olduğumu gösterdim. Onlar da bunu anladılar.
 
Üst Alt