Omurilik Felci ve Ben -5
Ben inançlı bir insan değilim.Yani Herhangi bir tanrıya inanmıyorum.Buna Allah da dahil.
Ateistim dini terminolojiyle kafirim.
Oysa bende şimdi bu sitede bana cehennemlik gözüyle bakacak birçok diğer üyeler gibi sünni müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştim. Üstelik çevremdeki insanlar dinin emir ve yasaklarına riayet etmekte kusur işlemeyen kişilerdi. Babamda annemde beş vakit namazlı abdestli insanlardır. Yani Türkiye ortalamasının dahi bir tık üstünde dine bağlı bir çevrede yaşıyorum.
Eğer herşey normal gitseydi (omurilik felçli olmasaydım) bende onlar gibi muhafazakar partilere oy veren ,karısı kızı başörtülü ,cuma günleri en ön safda hazır bulunan dinine bağlı ,Allah’ı kitabı dilinden düşürmeyen ,mücahit zihinli bir kul olacaktım.
Ama daha önceki iletilerimde değindiğim gibi omurilik felci beni olmayı hayal ettiğim benden kopardı.
Sakat kalmanın acısıyla Allaha isyanda bulunduğumu düşünmeyin hemen ,aslında tam olarak öyle olmadı.
Kısaca açıklamama fırsat verin.
Ben sakat kaldığımda daha üç yaşında bir çocuktum.O yüzden başıma gelen şeyin ne olduğunu neler kaybettiğimi bile doğru dürüst anlamamıştım.Yaşadığım dine bağlı çevreninde etkisiyle zaten doğuştan dindar yapılmaya programlı birisiydim. Dindarda olmuştum zaten.
Öyleki ,Allaha o kadar sık dua etmeme rağmen hiçbirisinde ‘’Allahım beni sağlığıma kavuştur.Beni bu durumdan kurtar’’ şeklinde bile dua etmezdim.
Çünkü ,Allah beni takdir buyurup böyle yaratmışken ,buna itiraz etmem gibi olacak bir tavırdan Allaha sığınırdım.Allahım bana bunu uygun görmüşse benim başımın üstünde yeri vardı.
O dönemimde ateistlere, kafirlere karşı nefret ve kin duyuyordum.Nasıl olurda Allah apaçık tüm delillerle ortadayken inkar ediyorlardı.Bu ne haddini bilmez bir tavır, bu ne aymazlık,bu ne biçim bir akılsızlıktı.
Yani elimden gelse dünyada bir tek Müslümanları bırakırdım.(İyi ki elimden gelmiyormuş[FONT=Wingdings]J[/FONT])
Allahı dini eleştiren herkesi kasıtlı ,planlı bir oyunun maşası şeytanın oyuncağı olarak kabul edip onlara karşı öfkeliydim.
Zaten benim ateist olmama dine olan bu bağlılığım neden oldu.
Şöyleki daha küçük yaşımdan itibaren dini kitaplara meraklı onları baştan sona nefes almadan okuyan birisiydim.Yani din konusunda epey bir birikimim vardı.
Okul yıllarım bittikten sonra boş zamanlarım çoğalmıştı.Artık başıma gelen felaketin boyutlarını daha doğru bir şekilde idrak edebilecek bir olgunluğa da ulaşmıştım.
Omurilik felci belasının da vermiş olduğu kaybetmişlik duygusuyla kendimi dine daha çok verdim. Özellikler kuran üzerine yoğunlaştım.Ayetlerin karşılıklı değerlendirmesi, kronolojik sıralaması, birbirleriyle bağlantılı ayetler ve olaylarla bağlantılı ayetler derken kuran mevzusunda o reddeye gelmiştim ki bir ayetten bahsedildiğinde onun kuranda nerde olduğunu bilebiliyordum.
Zaten çocuk yaşta Kuranı Arap alfabesinden okumayı öğrenmiştim. Kendi karşılaştırmalı kuran meali okumalarım sayesinde de nerdeyse artık ayetler Arapça okunsa bile ne söylendiğini anlayabilen bir durumdaydım.
O ara mezhepler tarikatler tarihiyle ilgili araştırmalara başlamıştım.İslam tarihinde bütün mezhep ve tarikatleri okudum. Batıni anlayışlarla tanıştım.O zaman kafamdaki bütün bulmaca çözüldü.
Dünyadaki bütün dinler mezhepler batıni olarak aynı tanrıyı anlatıyordu.Ve bu tanrı vahdeti vucut felsefesinin, Panteist felsefenin anlattığı tanrıydı.
Bu durum beni bir çeşit fenafillah seviyesine götürdü. Varlık dünyasına dair inançlarımı temelinden değiştiren işte bu oldu.
Madem varlıkta ikilik yoktu o halde tanrı bendim.
Ve mademki herşey tanrıydı.
O halde tanrıdan üstün başka bir tanrısal varlık olamayacağına göre. Tahtında oturup yarattığı şeyleri gözetleyen bir üst makam şeklinde bir tanrı yoktu.
Sadece panteizmin anlattığı tanrı vardı. Tam bir panteizm de zaten ateizmdir.Bu durum ateizmi araştırmama sebep oldu.Gerçektende ateizmin sorularına klasik dini anlayışlar sağlıklı cevap veremiyordu.Buna şahit oldum.
Mesela imtihan konusu. Allah her şeyi bilen olduğuna göre neyi imtihan etmektedir.Eğer Allah her şeyi bilmiyorsa bu onun sıfatlarında kayba neden olur.Allahın gücünün yetmediği durumlar olması kabul edilemez.
Diyelim ki bildiği halde imtihan ediyor.
O zamanda yarattığı kulun küfre düşeceğini bile bile yaratıp onu bununla yargılayıp cehenneme yolladığı için Adalet sıfatlarında kayba uğrar.
Yani ne tarafa doğru düşünceyi ilerletseniz bu imtihan meselesi dinin istediği şekilde çözülemiyor.
Neyse….
Neticede omurilik felci benim Allah inancımı da elimden aldı.Oysa Allaha sığınmak her müşkülde beni ne güzel avutan bir şeydi.