Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Orhan Gül (Canfeza)

  • Konbuyu başlatan Ahmedkilicc
  • Başlangıç tarihi
A

Ahmedkilicc

Paha

Kaçıp kaybolmana fırsat veriyor pus,
Elimden gittin ama içimden geliyorsun.
Ağzından çıkan kalbime giriyor, sus!
İşime geliyorken, gücüme gidiyorsun.
Dışım bırak geçmiş diyor, içim gelecek.
Gelecek diye beklerken içim geçmiş.
Hem bu saatten sonra ne için gelecek?
Ona desin ki biri; bunun için geçmiş.
Sabahın hayrı şer, şerri hayır gecenin,
Sabahı görüyorsak geldi ayın eceli.
Seviyorken ayrılmak bir garip tecelli,
Ayrıyken sevmeyi de bir biz becerdik.
Tek tekrarı olmayacak sonsun,
Olsun da nasıl olursa olsun.
Ucu bucağı görünmeyen sonsuz…
Olsun da nasıl olursa onsuz.
Hava serin mi oralarda?
İçimde cehennemden korolar var.
Gönlüm alev alacak kadar kor olanda,
Vazgeçmeyi beceremem ki zor olandan.
Ölsem de yerine birini koymazdım.
Vazgeçmek zorunda mısın? Az geçsen olmaz mı?
Öldürsen de yerime birini doymazdın.
Konuşamıyorsun madem, yaz geç sen olmaz mı?
Tutsaklık, ölüm, dahası var;
Hepsi sana ulaşmak pahasına.
Ya düşer başım dizlerine,
Ya da nasip olur bir hasıma.
Ödül koymuş zaman başıma,
Zaten dünyada sayılı aşım var.

Bakmayacak gözümün yaşına,
Nice ölenlerden nice yaşım var.
Alalım en başından, bir musalla taşında,
Yaşam el etek çekmiş tırnağından, saçından.
Tükenmiş neşen de, hasretin de, acın da,
Sapmış beden yaşam amacından.
Vuslat dik bir dağ yamacında,
Görüyorum her şey net, tam açım da.
Bir savunma var doğanın anacında,
Denize sudan zarar gelmez, kara çığdan.
Ben yola çıktım ama yol sana çıkmadı.
Ben de sana çıkmayan bu yoldan çıkmadım.
Bir kapıyı kapatan, birini açar,
Sana tüm kapılar kapanır da kalp kapım açık kalır.
Güneş sana doğar, sular sana doğru akar.
Ay sana vurur, sesin gönlümü yakar.
Sen ses edince sesinden utanır saka,
Sen gülünce bitki örtüm papatyalar takar.
Sen gelirsen siyahından sıyrılır geceler,
Sen yanımda ol duacın olur tüm secerem.
Sen gelirsen bir kandile sığar bütün geceler,
Sen yanımda olursan ben gülerim ecele.
Gözbebeğim sen bir ağla, gerek kalmaz suya.
Sen fısılda, sağır sultan bile duyar.
Adamlık öğretirsin en çıkmayacak huya,
Sen niyet et yeter ki tüm cemaat uyar.
Orada feryat et, burada bir can ölür.
Bir nefes üfle yeter kuş kaybeder yönü.
Ateşin yakar, damla suyu kalmaz gölün.
Işığın bir defalık kartal eder körü.
 
Dünyanın oksijenini bir başına üretir gözleri.
Ben kaybettiğimi özlerim, vazgeçtiğimi değil.
Çok özledim.
Yer kabuğunu magmaya kadar eritir sözleri,
Zekası taşa çevirir dünyanın gördüğü en kıvrak dansözleri.
Kışa çevirir yazları hem boşa üşütür bizleri,
Öyle gelişigüzel olduki gidip tekrar gelsin istedim.
Kaybeder en güzel hisleri, Yol gösteremez izleri.
Gidişini izleyin, tav eder kendine hissizleri
Gitsende geri gelsen hep
Nefesin yapışsa enseme.
Dert yerine bir defa el versene.
Sevinir seven, sen seversen.
Senden önce canım acımazdı,
Yaram çoktu ama acımazdı.
Eski bir hatıra acıma sızdı.
Acımasızdı, Acımazdı.
Beş para etmez yokluğun, kar değil varlığın.
Sıcağını ışığını çektiğinden beri üstümden karlıyım.
Beyaz bir çığ kapladı çoğrafyamın üzerindeki Allığı.
Yüzün yamaçlarımı aydınlatamadığından efkarlıyım.
 
dua
izlendi, ihanetin gizleri.
gizlendi, cinayetin izleri.
ölüm, günahları temizledi.
hangi katil cana kıyarken böylesi titizlenir?
kim seni hem öldürüp hem de canlı tutar?
kim ruhumu esir ederken ölümsüzlük yutan?
iyi de kim öc alabilir ateş tutup suya?
nitekim şahsi iradenle inanmışsın buna.
bana yoksun desen, sana varım demem.
sana yoksun dersem, bana varım deme.
öyle de sen; yüzünü buza gömer yemen.
sen öyle istesen, sana döner yolum gene.
yoldan çıkmadım, yolu kaybettim.
ben aklımı, aklım seni kaybetti rahmetli.
hak sahibi beni, ben de seni affettim.
bileklerim bir çuval zinciri mahvetti.
zincirden kurtulmanın çok acı bir yanı var.
esaretten beter hür olup ulaşamamak yanına.
ellerinde hala öldürdüğün aşığın kanı var.
kim, nasıl girdi, anlamış değilim kanına.
sevdiğini söylemek şimdi mi ayıp oldu?
doğduğundan bu yana sevmiyor mu adem oğlu?
ben sana hala açım, sen ne ara doydun?
hükmüne karşı, şiirden ince boynum!
şiirden ince boynum, kılıçtan kalın.
güzel bir sözün yanında kılıç tahta kalır.
elçiler, gamsızlar ülkesine haber salın.
geliyorum, yanıma ölüm, kılıç, kalkan alıp.
cesaretimden değil, korkumdan.
her şeyi ezberledim, sorgun var.
zihnim cümle ezberinden yorgun da,
hafızamda yerin fazlaca, denizde bol kumdan.
bu keder niye mi?
bu keder benden uzaktasın diyedir.
bu kader diye mi?
bu kader değilse, bu tüm olanlar niyedir?
öylesine mi? sanmam.
herşey öylesine olmaz, an var.
ölesiye mi? yanmam.
güneşle aramda, bir gölgelik dam var.
beni koruyabilir mi? asla.
seni içimde korur yıllar, kalbimde paslan.
sevmektir hastalığı, kalbimdir hasta.
kalbimin hastalığı, pastan.
kirden, kirlilikten, yastan!
birlikte yaşadığım bu ayyaştan!
direnmeli doğar doğmaz, baştan!
akıl doğar doğmaz başta!
dil, doğar doğmaz yerinde,
konuşur; ne konuştuğunu öğrenince.
göz, doğduğunda seninle,
dolar; büyüdüğünü görünce.
hafızam bir kartalın göz bebeği.
herşeyin altında sen arayan köstebeğim.
aşk: karmaşık bir söz öbeği.
zihnimi oku, sana karmaşıklık göstereyim.
yine beni aşk başında yakaladın.
beni bu halde yakalayan halime bakakalır.
masumiyet bitti, yaktık ak yakaları!
değiştik ve yapmıyoruz artık eski şakaları.
hiçbirimiz eskisinden daha masum değiliz.
geriye giden tek yanımız masumiyetimiz.
hiçbirimiz dünya çıkmazında mahsur değiliz.
bir çıkış bulmak olmalı tüm arzu ve niyetimiz.
birbirimizi sevmeliyiz!
bir dünyadayız ve buna değmeliyiz!
birbirimizi sevmediğimiz,
her zamana, bir zamanda dönmeliyiz.
en büyük ilham inançtır, unutamazsın.
yazmak hapşırmak gibidir geldi mi tutamazsın.
hapsetsen de çığlıklarını duyarsın.
bu gürültüde vicdanını uyutamazsın.
gecenin sükunetini böler aniden,
terk ediş üzerine söylenmiş maniler.
kulağım işitmiyor karanlığı ahiren.
karanlık seni bulamaz zahidem.
ama sen karanlığı yere tükürebilirsin.
sevdiğini bağır! kükre, bilinsin!
çekilmez inan bu koca külfet ilimsiz.
ağzından bir dua çıksın, bağrına bin insin.
benim duam kabul oldu; yazdım.
harfleri esirgemedim çünkü şiir kazdı.
şiir gelecek yerden harf esirgenmez,
bini geçik cümle, binlerce kelime az mı?
dönmen için değil, görmen için.
güneş bizim için varsa gölge niçin?
gel gör içimdeki gölden içip;
ölümsüzlük ne demektir gölgen için.

gölgesine hasretim, beni güneşten azledin.
unutmak istiyorum yaz nedir.
hatırlamamak en son kim yaz dedi..
hatırlamıyorum bana kim yaz dedi.
her şeye tamam dedim, ne zaman az dedim?
kalbim örf adet bilirdi, insanlar yobaz dedi.
sana körü körüne bağlandığımı sandılar,
haklılardı da böylesine de yobaz denir.
onu elimden alan; unutma!
adım almanı bekliyorum huduttan!
nişan aldım kalbine bir güç, bir umutla.
onu elimden alan; unutmam!
karşına çıkmasamda hatırlarım.
hatırlatır intikamı satırlarım!
onu kurtarıp beni gemimle batırmanı,
unutursam adamlığın hatrı kalır.
benim suçum onunla açılmak.
kendini kaybetmek açıkta.
kaybolmak battıkça,
yüreğin attıkça.
hep aynı noktadayım,
yediğimden beri kafama oklavayı.
ilerlemekten korkmam, hayır.
öğretti bana o gün bugündür korkmamayı.
balığın hafızası tazelenir;
herşeyi su görmek ki mazereti.
göz bebeklerim taze yetim.
taşıyor gözlerimin kaseleri.
birinci haftasında gittiğinin,
fark ettim bütünüyle bittiğini.
bugün, o gün, yedinci gece.
sekizinci gün, resmidir bittiğimin.
korkmaya başladım yavaştan.
krizlerim ha başladı ha başlar.
hiç bir türlü tedaviye yanaşmam.
nefretle de olsa gel ve ya kal aşkla.
ya benim ol beni sevme,
ya da beni sev benim olma.
benim olurken beni sevme,
beni severken benim ol da.
var ol da istersen yar olma.
kömür karası gönlüme har ondan.
yanar gönül evim; karton ya.
atla aşk; içimdeki balkondan.
kaç kurtar kendini yanmaktan.
gönlün ateşime zor dayanmakta.
şüphesiz..
tek kazancım sensin.
sensizken seninle, seninle, sensiz..
istemeden kimse kimseyi sevmez.
kimse kimseyi sevmeden istemez.
şüphe denilen histe dert,
şimdi aşkla nefret aynı pistteler.
dilin kemiği yoktur ama elin vardır.
gönlüm elime bu yüzden dargın.
tutabilirdi kendini, daha ötesi var mı?
var, daha ötesi yangın.
aşkımı tarihe gizlerim, bu giz benim.
bu, bir benim ödevim, bir benim ezberim.
bu benim sınavım, benim sırrım.
yok ederim izleri; parçalar dikizleri.
herşey oldu bittiye geldi, sen bana gelmedin.
bir kurşun attın sakat bıraktın, ölmedim.
gitmeye hakkın vardı kabul ettim,
sakat bırakmak mı olmalıydı önlemin?
değer vermedin mi sahi hislerime?
sana sürünmemi mi istedin hep?
kandırmışsın beni, dolandırmışsın,
varamamışım dolanmaktan istediğime.
bir dairenin çizgisinde hapisim.
rotam güneş, gün deniz mavisi.
söyledim ya müebbet hapisim.
gönderme, sen getir havadisi.
sen; ustalık çağımın ilhamı,
kağıtlara inşa ettim bin hanı.
beni anlamıyorsun ya hani,
bu, bu dünyadaki imtihanım.
neden mutsuzum peki bencilsem?
oysa ben karıncayı bile incitmem.
hor mu görülmem gerekir sencilsem?
döksem, sığmaz hislerim bin cilte.
bu yüz yıllık alfabeye büyük kalır sevdam.
seni anlatacak harfler bir asırdır mefta.
yaşanmıyor asır oldu imrenecek sevda.
konuşacaksan git; dinleyeceksen kal.
gürültüye çıktı, aklım pencereden.
gidiyorsun; yüreğimde tavalar tencereler.
akla küfürler savuran kim bilir kalbe ne der?
aşkta devrimi anlarım da darbe neden?
 
kör
ilk cümlesi güzel olan her şiir yazılır.
güzel vurur tele dizine yatırabilen sazını.
aklından silinmeyecek, geçmeyecek yazınım.
sisli bir ormanda unuttum cancağızımı.

arıyorum, bulamıyorum, arıyorum tekrar.
yoruluyorum haliyle sayılmam da pek rahat.
durmam benim yatağımda ayılana dek baht!
ruhum senin, bedenimden çek, yat.

ruhum tarafından terk edildim.
ilacım sendekiydi, ilaç sandım bendekini.
herşeyimi aldın seni o yüzden halâ seviyorum,
sende öfkem, sende bütün nefretim ve kinim.

benim sahip olmadığım herşeye sahipsin, aşkım hariç.
aşkın sahipsiz.
biz aşkı olanlar aslında herşeye sahibiz.
aşkın hariç, aşkım tarifsiz.

kara bi kutunun içine hapsedilmiş yıldızlar.
seni çekip çıkardım içlerinden cımbızla.
gök ışıksız kaldı, bu durum yakışıksız,
dünya sahipsiz,ortada dımdızlak.

dinlediğin bölüm beş, masal bir.
tecavüz sahnelerinin aranan ismi oldu kalbim.
hiç bir gösterim yasal değil.
sen olmasan çekilmez, sezon sonu yapımcının vaadi.

ihtiyacı var canımın muhkem ilaçlarına.
hapsetmişsin kudretini başka dil altlarına.
seni hatırda tutmak için herşeyi unuttum.
sınadıkça beni keder, yaşarım inatlarına.

ilacımın yan etkisi yaşayamamak.
tenime bulaşmışken aşk yaşayamam ak.
sensizlik varken yaş ayan ama,
sensizlik varken seninle yaşayan ahmak.

herkesin doğruları varmış, doğru birdir.
öyle sanıyorsun da belki doğru değil bildiğin.
vermeden alamazsın dediler, varımı yoğumu verdim.
birini geriye alamadım, hayat bu denli pinti.

senden alır, benden alır, ondan alır.
sana vermez, bana vermez ondan alıp.
senden bardak, benden halı, ondan anı.
eğlenir bizimle sofrasında büyük rakı.

zayıf yönlerimiz meze masasında.
göz boyayan bir ışık sızar asasından.
erdem ve dürüstlük yoktur yasasında.
dünya adaleti daha da az azından.

masamda bir sen eksiksin, sigara yaksan alev alırım.
ateş olurum bir harlarım ki kızıla çalar sarın.
yüzün gider, közün kalır.
özün gözümü alır, gönül gözün sağır.

görülecek bir şey yok, duyamazda.
sanıyor musun ki körler uyumazlar?
göremiyorum, duyamıyorum, tadamıyorum,
koku yok dokunamam, biraz fazla beş duyum azdan.

yokluyorum duvarları, karanlıkta yuvarlanıp.
duyamıyor ve göremiyorken önemi yok kuralların.
biliyorum bir son var, bildiğimi bilmiyorum.
hepimiz için şeytani planlar kurar yarın.

önümüzde koca bir ömür, koca görünür.
bir dünya! içinde yok çeşit hazine gömülü.
görebilirsen önünü, duyabilirsen gönlüm,
çalış telaşla aşk için.

omuzlarında saten önlük parlıyorsun güneş gibi, güneş ne ki?
güneş bu ateşte kir, ateşte kim?
güneşi ya da ateşi, ısıyı ateşteki,
kalbinde taşıdıklarını elinle taşıyabilir misin?
 
Seninle alıp veremediğim yok, verip alamadığım var.
Üzülüyorum verdiklerim işe yaramadığında.
Sitemim yürümekten değil, bir yere varamadığımdan.
Yalnızım temelli kendi kalabalığımda.
İnsan bazen hayvan gibi yalnız hissediyor.
Gönlümün mutluluktan yüzde bir hissesi yok.
O kadar içine kapanmış ki kalbim, iç sesi var hiç sesi yok!
O kadar açılmış ki gözlerim, boğulmuşum
Bir tane sen öldürüp dokuz doğurmuşum.
Canıma sıktığından beri düşünüyorum.
Kaç ömür geçtiğinde soğur kurşun.
Hepiniz bir gün bu trene bineceksiniz!
En müsait yerde de ineceksiniz!
Sonrasını yayan gideceksiniz!
Siz benim neden sevdiğimi nereden bileceksiniz?
Gözümün nûrusun, közümün hârı,
Zor edecek gibiyim bu baharı.
Aramızdaki her neyse rastlantı,
Sen yatağıma gelen sabah kahvaltım.
Sen yüzümü sildiğim havlu, gönül evimde avlu.
Yuvamdaki yavru, silahımda namlu.
Sıcak insanı bu yaz da kavurur.
Gel gözlerimin yemyeşil çayırlarında kamp kur.
Gel, bağrına bassın seni kuytularım.
Gelişin darmadağın etsin uykuları.
Gel, peşine düşsün senin uykularım.
Seninle her kalabalık kuytu kalır.
Gel, gece olsun güneş yerin dibine batsın!
Sen ecel oldun, böyleyken yaşamak tatsız.
Gel çöllerden okyanuslara dönsün bahtım.
Gel otur ihtişamlı görünsün gönlümün tahtı.
Sana gel diyorum, sana gelmiyorum.
Unuttum zamanla sana gelen o yolu.
Sana gelemiyorum ki sana gel diyorum.
Ben artık anca sana gelen o yolum!
Ben artık maddeyim sen hâlâ mâna.
İç yerimde varlığın en âla, hâlâ.
Ben hâlâ hiçim, sen her şey pekâlâ.
Nasıl sığıyor ruh bu dar mekâna?
Aklımın almadığı binlerce soru var.
Sığmayacak cevabı binlerce yoruma.
Aç'ız, evsisiz, yok yere ölüyoruz.
İnsanlığını kapatıyor yorulan.
Dünya böyle gelmiş böyle gider.
Ama biz insanlar değişebiliriz.
Aşk öyle bir dert böyle bir dert.
Esasında sevmek husunda yenişebiliriz.
Birbirimizi farklı şekillerde yeriz.
Farklı şekillerde sevmeyi deneriz.
Deneriz bir ömür sürecek bir perhiz.
Günde beş öğün sadece birbirimizi severiz.
Acıyı sadece yemeklerde tadarız.
Dünyamızı tartsan olduğumuz kadarız.
Ses hızına, belki ışık hızına çıkarız.
Yapamayız katiyen asla zaman kadar hız.
Sen beni bilirsin bir parça.
İçimdeki deli deniz şimdi bir çarşaf.
Uzaklaştıkça kıyıdan küçülüyor kara.
Ufaldıkça kara, devleşiyor yara.
Ben seni bilirim bir parça.
Sen seni bilmeyenin ağzına bal çal.
Alışıyor insan büyüdükçe yara.
Ölümde beliriyor başka bir kara.
 
Durup düşündüğümden beri düşünüp durdum
Nerede pis bir kıyı var hep oraya vurdum
Kader diye susup terketmeyince yurdu
Sonunda bir çakala boğdurdular kurdu
Sonunda ellerimden aldılar seni
Ellerimden başka hiçbir şey kalmadı geri
Sonunda kalbimden söktüler seni
Ve kalbimi bir çöplüğe döktüler demin
Bir gün bir martı gelir buradan alır beni
Geri dönerim belki ansızın pisliği yenip
Belki bir rüzgar gelir alır gider beni
Zor anda yanaşır o hep beklediğim gemi
Güveni elde tutmak biraz güçtür
Güvendiğim dağlara çığ düştü
Baştan alıyorum bu şiiri üçtür
En güzel yerinde dilim sürçtü
Baştan alabilsek şimdi tekrar yaşamı
Ne seninle ne de sensiz yaşarım
Bu can yalnız yaşamayı da başarır da
Adı sen olmazsın bu kez tasamın
Günlerin arkasından dolu dizgin koşarım
Ilık bahar yağmurları gözlerimden boşalır
Öteden yorum yapmak kolay tabi
Hele siz de bir dolu verdiğiniz kabı boş alın
Birlikte hayal kurmak keyifli güzeldi
Bazen sen beni bazen ben seni üzerdim
Bahar ailemizden biriydi bizimdi güzeldi
Sana çok bozuldum fakat seninle düzeldim
Anlatamaz beni şairin binbir özlü sözü
Hasretim gerçek içim kor özrüm özür
Güzel günler gördüğünü göremeyecek gözüm
Günler güzel gördüğümü göremeyecek gözüm
 
Tok karnına 5 öğün sen do ve re muhteşem
Beni intahara sürükleyen melodilerden şuh neşem
Benimle ölmek için cesaret ister durma ölüme yaklaş
Aynı şeysiniz nasılsa ruh ve sen

Beyaza siyah sen düşünce şarkı olur bilir misin
Kardanadam a.k.a kaysın bir miktar bilinçlisi
Seni hatırlamak için kaleme kağıda girişmişim
Duman sanırım hatta sihrin tüm görüntü grimsi

Soğuk bir yer, ölüm notası, günüm boşasın, içim boşalır
Yazdıklarım anlayan biri olmadığı için boşadır
Boşa mı? Bu yüzden mi hiç taakatim olmadığı halde
Zorda olsa tükensemde karanlığına koşarım

Bugün gittin peki yarın? Yarın pazar ben evdeyim
Bugün gittin de peki yarın,neden unuttun dönmeyi
Bir kazma bir kürek bulup beni kalbine gömmedin ya
Ne yapayım ben şimdi sen olup hemen ardından ölmeyip

Sanırım anlamıyorsun yada ben yetersizim
Yok saydığım hergün içten içe feth eder bizi
Ben gittikçe uzaklaşıyorum tarihe tezat
Ona en yakın olandır tüm kulların en kedersizi

Beni tercüme edemez sana kulların en edeplisi
İçimde var olduğunu biliyorsun da acaba ne denlisin
Gel artık,ve karşılığında sana benim olmayan
Her ne varsa istediğin var kılayım ne dersin

Kaldır yıkıntıları beni kurtarıp boğarak öldür
Acele et zamanım az birazdan dolacak ömrüm
Sana yazacak elbet birşeyler bulacağım
Çünkü yazılan her satır aslında bir sonrakine öncü

Kısılıyor gözlerim kaçarı yok mutsuzum özledim
Ben bir boğaz farkı uzaktayken kapalı gözlerin
Bu adam her gün ölmek için kendien söz verir
Ama sen uyuyorsun rahatsın hemde üstünde gözleri

Aç karnına alınır olsan açlıktan ölürdüm
Açlıktan ölürsem annecim beni dünyadan görürmü
Dünya burdan mavi, yeşil, beyaz, siyah, kahverengi, kırmızı
Sen sarısı, peki ya benim görüntüm

Siyah beyaz sen düşünce güneş doğar gökyüzüne
Beyazlığının huzurunda bol bulutlu gökyüzü ne
Bozulabilir ruh sağlığım beni mutlu et öylesine
Ölesiye, öldüresiye gül yüzüme gül yüzünle

Düşündürüyor olma fikri bile yeterli aklına
Senin değilde olmayışının benim üstümde hakkı var
Kucakladığım yeni bir sabahın buğusu camıma yağmuru
Yağmurda senin onu ne kadar sevdiğini getirdi aklıma

Yağıyor işte başka birinin gözlerinden üstüne
Birbirine aşık iki damlada dudaklarıma düştüler
Az evvel her binan her tuğlası çatladı
İnanamazsın biri de kalbimin üstüne düştü gel

Kaldır yıkıntıları gözlerinle gör bu gerçeği
6 aylık hayat hikâyesiyle aynı serçenin
Şimdilik yokum hiçbir rüyanda bir anda
Belki bugün belki bu hafta sonunda sendeyim

Ben hep eksik kaldım sana sen hep aynı sendin
Sana olan inancım beni çaresizlik yayına gerdi
Sana olmayan inancımın birşeyler anlatmak derdi
Bir kez iç çek git ama önce yanıma gel bi

İstanbul sana yurttan ibaret,bazende karşıyaka
Köprüler yıkılsın bir gün ve sen de karşıda kal
Ne sen yanıma düş bir daha ne de elime paslı tokan düşsün
Kocan olacak bir kadından güçsüz

Onunla sevişiyorsun yüzüme yalan desende
Beni hafife alamazsın eğer aşk üstünden geçense
Osmanlı toprağında çocukluğumu yaşadım
Farkım yok bu yüzden sahra çölünün kumlarında gezenden

Ne sen gel nede seninle keder elem gelsin
Aşk diye bir başkasına utanç veren densiz
Senin olamam derken bal damlatan ağzın
Şimdi aynı soruyu tekrar soruyor niçin hala bensin

Şu yüzden hala senim seninle sırrımız var
Sen gibi bahsetmiyorum herkese sırrımızdan
Bir gün akacak toprağına ömrümün hırsızı kan
O gün boğulacak gençliğim şeftali kırmızında
 
Kalbim en son bıraktığım yerde hareketsiz durur.
Seni kaybettiğim sabahta başka birisi seni bulur.
Mutsuz uyanırım,peşini bırakmaz gurur.
Zarafetinden ötürü tüm çiçekler sana selam durur.

Selam kadın,ben parça pinçik ettiğin.
Nezaketen yoluna serilen ve üstünden geçtiğin.
Sırılsıklam aşık birinin eskiziyim,resminin.
Tamamlanmamış bir portre,basit bir tablo gençliğim.

Belki inancımdan ötürü sana hiç boyun eğmedim.
Altıma şiirler koydum yüzüne boyum ermedi.
Anlamı yok gözyaşıma gülerek karşılık vermenin.
Senden düşen hiçbir kar tanesi zemine değmedi.

Gözyaşlarım genleşir,gücün varsa gel ve sil.
Sen bende bir içim suydun,ben gözünde embesil.
Yanaklarım kadar olmasanda yalan kadar pembesin.
Artık gücüme gidiyor dört bir yandan neyin var denmesi.

Bazen korkuyorum ya yazacak hiçbirşey kalmazsa.
Ellerim bu dört duvardan hıncını alamazsa,
Belki seni,belki beni,belki bizi öldürürüm.
Sensizliğe biz diyorum asla biz olmasakta.

İnanmaya da bilirsin,inan ruhum dirilsin.
Efkârımdandır semâdaki bulutların grisi,duman değil.
Sen anlamazsın benim bu şehrin delisi.
Acımı dindiremezsem şayet şu nehrin seyri değişir.

Sen hiç hayal kurmadın mı? Birinin olmadın mı?
Temiz sandığın dumanla pis bir ciğere dolmadın mı?
Bi şarkı dinleyip kafandan tek bir tel yolmadın mı?
Sana onlarca şarkı yazdım bir tanesi bile olmadı mı?

Her hata affedilir,aşık oldum affet beni.
Nasıl olur da beklersin yokluğunu hazmetmemi ?
Her sabah uyanırım bugünde yoksun hayret derim.
Bu kalpte daim yerin var sevgili hazretleri.

Elimi şair kılan yüzün,güzelliğin hüzün.
Beni buza döndürse dahi silemedim güzü.
Her yağmur yağdığında buz keserim.
Ölene dek beklerim dudaklarımı kanatıp,bilemedin büzüp.

Siftahısın ruhumun en karanlık çağdayım.
Bu sıcağının telaşesinden eriyor içimin yağları.
Başın için tüm diyarlarda,yeni bir hayat sağlarım,
Ricam ben öldükten sonra,daha da rahat ağlayın.

Kırılacak tabaklar,camlar,pencereler var.
Her adımının hayranıyım,bugünde pencereden bak.
Bu aşk hastalık gibi olsun felç eder ancak.
Tüm hayatım değişmişken aşkım sence neden salt ?
 
Sandığınız kadar mutlu değilim arkadaşlar,
Şişem biter arkasından yeni bi şarkı başlar.
Başa sarar senaryo sırtımda tonlarca taş var,
Üçe beşe bakmıyorum da ürkütüyo akanlar.

Beynim allak bullak gözlerimin altı mor,
Şu içimdeki sahte sevgi gün geçtikçe artıyor
Çökmüşüm diz üstü bi de kıyametle kaplı yol,
Bir sürtüğün beni üzmeye bu denli çok hakkı yok.
(Dimi?)(Dimi?Dimi?)

Aşk denen bu zehri içime çektiğimden beri,
Müptelayım kafiyelere mecnun sanıyo el beni.
Ben bu değilim desem bile duymamazlıktan gel emi ?
Umarım benden fazla sever ikiye bölen düğmeni

Yine mi sen dediğini duyar gibiyim uzaktan
Bi gün içimde kaybolursan daha fazla uzatmam.
Kendimce bi plan yapıp geçtim onca tuzaktan
Bi çare hale düştüm aha buncacık kızaktan

Parmaklarımı kırıyo sanki yokluğunun soğuğu.
Bunların yanında beni seviyo musun soru mu ?
Kim derdi ki beni sıkacak varlığının sorunu ?
Senin sorunun olmasa da vardır elbet yorumun..

Benim anlatamadıklarım,senin anlayamadıklarındır
Sanki muallakta asılı kalan yarımdır,yarımdın
İçime yer edip gittiğin günden beri,
Dün bugündür bugun yalan,sevdiğin kız yarındır !

Kardeş merhaba ben sevgiline aşığım,
Seni de arıyorum bulursam yas tutacak aşığın
Makinisti ölmüş tren kadar tehlikeliyim hem
Mecnun diye bi adam var ya ben hortlamış naaşıyım!

Sarhoşum onu seninle gördüğüm günden beri,
Beni böyle ne anam gördü ne görmüştür ben beni.
20 senedir senle ama kim takıyo gölgeni ?
Omuzlarımı ıslatan kan şu an yıkıyo gövdemi

Beni sana daha çok bağlıyo başklarına tapman,
Belki unuturum tarihi geçmiş bi kutu hapla
İçime biriken çaresizlik bi gün yüzüne patlar
Allah'ım bu başımdaki derdi ikiye katla!

uykusuzluk gibisin aynı her dakika varsın
Dışarda kar var inan sol tarafım kararsız,
yararsız parmaklarım en tarafsız taraftır
İstersen hala saçlarını istediğine tarattır.

Bizim ufaklıklara örnek olmam gerekiyordu..
Kendime bile yararsızım ölmem gerekiyor mu ?
Yol mu çok uzun hayat mı kısa ömre?
Şimdi söyle ben kimim ve sen yine kim oldun böyle ?

Tanıyamıyorum hiç kimseyi problem onlarda değil.
Sırtımda sırt çantası içinde tonlarca demir,
gördüklerin sis değil dumandır yanıyorum sevin,
sen kokan bir bulut oldum izle balkonundan evin.

Derme çatma bir gemiyim yokluğun bir fırtına !
Tonlarca dert bıraktım sigaramın bir fırtına !
Belki bundan ötürü bazen aşka karşı suratım al,
çaresizlik bindi şimdi sol taraftan sırtıma..

Bana bakıp sırıtma çünkü olmasan da varım,
kalbimi uzatsam burdan ta fizana varır.
Bana bile uzak olan kalbim bi sana yakın,
cehennem hissettiğime en mükemmel tanım !
 
Sarmaşık

Burnumun Direklerinde Asılı Kokun..
Beynimde Aynı Direklerde Asılı Bir Cesedin Şoku..
Sen Varsan Ben Yokum, Ben Varkende Sen Yoktun
Aynı Cehennemde Kaynıyoruz Fokur Fokur..
Tam Değilim En Tam Halim Anca Yarım..
Gözlerim Işıkta Yeşil Karanlıkda Kan Çanağı..
Biraz Yanında Olan Her kimse Canından Çok Sever Seni..
Yastığımla Hala Arkadaşmı Bal Yanağın..
Sana Serilir Gönlün Tek Renkli Narin Halısı..
Seni Sadece İnsan Değil Cümle Alem Tanısın..
Yağmurun Gözünden Seli Gözlerimden Seni
Özleminden Beri Anlatırım Aklın, Aklı Karışır..
En Uzun Süren Ömre Denktir Ömrümün 1 Karışı..
Afitap Seni Gördüğü Günden Beri Sarışın..
1 Ay Kaldı Sana Rekabet Edebilecek Güçte..
1 Ay Kaldı Tutulmana Oda Büyüklüğüne Alışır..
20 Dilde Seviyorum Seni, 81 İlde.
80 Bin Çeşit Bitkinin 80 Bininde..
Kendi Kafama Sıktığım Gümüş Bi Kurşun Varlığın..
Ne Olur O Karanlıktan Yanıma Seksen Birinde..
Beyaz Bir Güvercinin Özğürlüğe Cilve Taklaları..
İçimi Göremediğimdendir Seni İçimde Saklamadım..
Mümkün Değil Anlatamam Gücüm Yetmez Bir Anlasan
Terse Döner Hayatına Yön Veren Tüm Çarkaların..
Makamlar Kalıcı Değildir Kim Sahiplendi Koltuğu..
Elimde Bir Sen Tutuyorum Taş Kalbimden Yonttuğum..
Karşıma Koydum Gözlerimi Kaçırmadan İzliyorum..
Rabbimin Lütfudur Bana Yokluğunun Bolluğu..
Kozum kupa, sen elimde kalan karosun.
Unutmam seni Bursa beton olsa, Ankara su.
Ayaklarının altında parçalanmış galoşum.
Bu ruhumun yüreğinden mezuniyet balosu.
Beni tamamen unuttun, bende seni.
Bende seni diyorum ama tüm hafızam sende benim.
Bende seni seviyorumda sever misin sende beni?
Dünyada tek değilsin bende senim.
Aşka çabalıyorsun ama yanaklarında ter eksik.
Başını vermeden karşılık beklemen gereksiz.
Aşk musiki sever ama senin sazında tel eksik.
Yaşıyorum fakat aç susuz darmadağan şerefsiz.
Sen yeşili kıyafetimin sağı solu arkası.
Seni görmek için cennetin balkonundan sarkarım.
Gözlerim kapalıyken karanlığından kamaşır.
Ruhlarımızın saflığını çürüttü yeşil sarmaşık.
Herşeysin hiçbirşeyin olmadığı bir diyarda.
Fazlasın nefes dar hatta sudan yahut bi yardan.
Seni yere göğe sığdıramazken aklım.
Nasıl sığar güneşe aşkım, nasıl görünür ayda ? (nasıl)
Yıldızları parlak bulan seni nasıl mat görür?
Sana ulaşmak isterim zamanım tersine dönüp.
Olmadığın zamanların mutluluğunu görüp.
Seni bi başka maddede yaşamaya katlanamaz gönül.
Ben sen oldum, sen hala ilk günümsün.
Sen yoktan günüm dün amma varsan şükür günüm gül.
Her sabah sen doğar, her akşam sen batarsın.
Saat sensin gece gündüz boğazımda düğümlü.
Aynı anda hem doğum hem batan sensin yar.
Seni ben gibi seven 10 binlerce ahmak densiz var.
Her biriyle omuz omuza yürüyorum genzimde hor
Yanar söner kalbimde volkan mağaralar.
Patlıyorum senin köyüne akıyor kanım.
Yanan her ağaç kudretinden sevdiğini tanır.
Buharlaşan her nehir terk eder bir canı.
Bulutlar ölür değeri kalmaz ay yada balın.
Kurtlar artık ulumaz, Aslanlar duyamaz.
Sevdiğimi bilen çoktur, aşkımı duyan az.
Özledim gözlerini 5 dakika uyan az.
Çok değil gözlerinin kabesinde bi namaz.
 
Gel, bağrına bassın seni kuytularım.
Gelişin darmadağın etsin uykuları.
Gel, peşine düşsün senin uykularım.
Seninle her kalabalık kuytu kalır.
 
Her dakika yanarsan çok geçmeden sönersin
Başını alıp gidersen başını alıp dönersin
Benim gibi kesintisiz yanarsan tez sönersin
Başını alıp gelirsen başını alıp dönersin
Bazıları bazen küfürü hakeder
Ama onlar için bir günahı haketmem
Seni böyle sevmek küfür ahlakende
Başka küfür bilmem merak etme
Küfür de olsa üfür, dökülsün küfüm
Ecelin körü oldu kalmadı püfüm
Üzerinden yıl geçti gelmedi sükun
Üzerinden yıl geçti saklama süpür
Benden artık sana hayır gelmez
Benden hala sana üç evet gelir
Onlar diyorlarki evet gelir
Onlara diyorum ki hayır gelmez
Gururumdur en etkisiz
Yaşıyorsun ne tiksinç
Ölüm silahı tetiksiz
Yaşamıyorken etiksin
Allah evine ateşler salsın, malum kış üşütmez ısınırsın
Allah yuvanı dağıtsın, yuvasız kal belki bana sığınırsın
Bana herkesten yakın olabilirsin
Herşeyden yakın olman mümkün değil
Şah damarımda dolanabilir misin ?
Bu yüzden kandıramaz mülkün beni.
Sanıyor musun ki ülküm yeni
Senin uğruna sürgün yedim
Çaresizlik beni ürkütmedi
Yaralarıma sürdüm seni
 
Derme çatma bir gemiyim yokluğun bir fırtına !
Tonlarca dert bıraktım sigaramın bir fırtına !
Belki bundan ötürü bazen aşka karşı suratım al,
çaresizlik bindi şimdi sol taraftan sırtıma..
 
Gerçekten çok başarılı birisi

bu devrin en iyi şairi




Çok oldu şu gözlerim nemleneli,
Kalk çay koy da bir demlenelim.
Anlatacağım o kadar şey vardı..
Kime anlatayım şimdi, ellere mi?

Nasıl anlayacak, sen gibi birisi?
Işık kaynağısın, sen ki bir irisin.
Nasıl anlatacak, ben gibi birisi?
Yâr sen benim yüreğimin dilisin.

Çıktığım her noktadan inişim,
Heyecanımın kısraklara binişi,
Sen, hayal dünyama sinişim,
Yeniden kendime gelişimsin.

Kendimi sokaklardan toplayışım,
Beklediğim fırtınanın kopmayışı,
Aşımsın; tattıkça tok, mayışır,
Yâr evimsin, alevim; korkma ısın.

Senin hâlâ mutlu olma şansın varken,
Kaç kurtar kendini yâr senin için erken.
Altında kaldım, duvarlarımı yıkarken,
Bir bardak su bırak başucuma çıkarken.

Sen beni bilirsin, ölsem de dönmem.
Sözümü yemem, bende ölsen de gömmem.
Seninle ne yapacağımı bilmiyorum,
Kayboldum ardında, en azından yön ver.

Zamanında sevdin beni, şimdi mutlu et.
Sevdik ama mutlu olmayı unuttuk hep.
İstediğin her şeyi bulur buluştururum,
Ama benden bunu isteme; umut bu, tek.

Dert çölünde dipsiz su kuyusu,
Canım çıktı, çıkmayan huyumsun.
Sert görüntünle yüreğin uyumsuz,
Canım çekti, çıkıp gelsen huysuzum.

Rahat uyu, hakkını ver duygusuzluğun,
Sensiz uyuduğumdandır uykusuzluğum.
Bir gün bu dert evine uykusuz buyur,
Gör bakalım gerçekten duygusuz muyum?

Yeniden sev bakayım, nasıl seviyorsun.
Beni sensiz bırakma, seni yolsuz…
Ay ışığım sabrımı mı deniyorsun?
Gelme! Zaten görmezden geliyorsun.
 
hoşgeldin


Hoş geldin ey şimdiki zamanım,
Geç gönlümün eşiğinden, tam anı.
Hoş geldin her bölümüm, tamamım.
Uzat ömrümün beşiğinden yanağını.

Beni yanlış anla bunu anlama;
Darda olmasam seni de darlamam.
Hayat bir kumarsa eğer kazandım,
İhtiyacım yok seninle zarlara.

Hoş geldin ey ömrümün başı,
Kalbim içinde sadece gül yüzünü taşır.
Hoş geldin gönül evimin dört duvarı, taşı;
Seni arar göğsüne vurmak için başım.

Beni unut ama bunu unutma;
Sana muhtaç içerimde büyüttüğün umutlar.
Seninleyken ayaklarımın altında tüm bulutlar,
Uyurum da seni seven kalbi uyutmam.

Hoş geldin Karadeniz'im, yağmurum,
Kovanımın prensesi, balmumum.
Hoş geldin tarafımdan sevilmenin mağduru,
Gönlümün ortasında sana açık bir bağ durur.

Hoş geldin Anadolu'm, toprağım,
Senin bağrındayım hala kopmadım.
Hoş geldin bitkim, örtüm, yaprağım,
İçimde senden başka bir fırtına kopmadı.

Hoş geldin bitkim, örtüm, yaprağım,
İçimde senden başka bir fırtına kopmadı.

Bir derde iç çekişim, dışa vuruşum,
Hoş geldin çocukluğum, son kuruşum.
Annem sorunca hiç çekişim, zor duruşum.
Hoş geldin en çirkine bile güzeli konduruşum.

Yanında cüce kalırım, sana aşkım devdir;
Sırf sen seviyorsun diye ben kendimi sevdim.
Birlikte dik duralım, dünya boyun eğsin,
Bırak güzel gözlerini, gözlerime değsin.

Her zaman yürüdüğüm okul yolum, dersim,
İyiyim çok şükür, Allah iyiliğini versin.
Gömleğimin en üst düğmesi, düzü, tersi;
Beslenme çantamdaki boş kalan tek yersin.

Hoş geldin İstanbul'um, aşk kentim;
Yurdum, yüz ölçümüm, gönül köprüm, başkentim!
Seninle coğrafyamın gözlerinden yaş geldi,
Hoş geldin de dirilttin bunca yıllık taş kenti...

Hoş geldin çarpıldığım, içim dışım,
Yün kazağım, sonbaharım, kışım.
Hoş geldin atkım, sobam, ısım,
Ne hoş geldin böyle, canım mısın?

Hoş geldin kar yağışım, botum, berem,
Bütün buz tutmuşluğuma can veren.
Hoş geldin gülüm, gül bağımı deren,
İkinci baharım, iki senem.

Hoş geldin, hoş gel de boş gitme,
Yeter ki sen yanımda koş, yitmem.
Hoş geldin, sen geldiysen ben gitmem,
Ben giderken gelsem bile sen gitme.

Hoş geldin beni bana vurduran,
Bir gelişi dünyaları durduran.
Hoş geldin bana zamanı sorduran,
İçinde sen yoksan zordur an.

Hoş geldin bana saati sorduran,
İçinde sen yoksan zordur an.
 
Üst Alt