Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Osteomalazi olan kim var?

Üyelik
6 Eki 2009
Konular
1
Mesajlar
267
Reaksiyonlar
0
osteomalazi olan var mı?

osteomalazi hastalığı genellikle yetişkinlerin yakalandığı raşitizm olarak biliniyor. kemikler yumuşuyor,kaslar zayıflıyor ve kırklar oluşabiliyor. hasta çok yoğun ağrılar çekiyor.
Erişkinlerde D vitamini eksikliği nedeniyle kemiklerin yumuşaması (çocuklarda görülen raşitizm gibi, fakat raşitizm aynı zamanda büyümeyi de engeller); diyetle yetersiz alım ya da güneş ışığının eksikliği, veya her iki nedenin bir arada bulunmasıyla oluşabilir.

ancak bunun dışında çok farklı nedenlerle de osteomalazi oluşabiliyor. örnegin,çeşitili ilaçların alımı sonucu oluşabildiği gözlenmiştir. özellikle yaşı ilerlemiş ve menapoz dönemine girmiş kadınlarda görülen osteoporoz hastalığından çok daha ağır bir tablo sergiler...
 
sanıırm benim hastalıgımın ismide osteomalazi ben daha cok raşitizm olarak bılıyordum ..doktor söylemıstı ama adı aklımda kalmadı ...bel kemıgımde egrılık var hafıf sag omuzum sol omuzumdan yuksekçe ama onun dısında herhangı bır problemım yok arada nefes alıp verırken zorlanıyorum ama buna da şükür...
 
arkadaşlar,

YAŞADIKLARIMI AYRINTILI OLARAK ANLATMAYA ÇABALAYACAĞIM, ÇÜNKÜ BU HASTALIK ZOR TEŞHİS EDİLEN VE ENDER BULUNAN BİR HASTALIKTIR.. LÜTFEN SABIRLA OKUMAYA ÇALIŞIN. BELKİ TANIDIĞINIZ İNSANLARDAN BİRİNDE BU HASTALIK MEVCUTTUR....

bundan 7 yıl önce vücudumda ayak bileklerimden başlayan ve giderek yoğunlaşan ağrılar hissetmeye başladım. ağrılar zehirli sarmaşıkların bir ağacı sarması gibi adım adım yukarıya çıkıyordu, önce diz kapaklarıma, sonra kalça kemiklerime,kaburgalarıma.....

artık hayat, cehennem azabına dönmüştü benim için... bırakın avuç avuç ağrı kesici içmeden adım atabilmeyi, nefes alışım bile işkence haline gelmişti...
(çığlıklarımdan komşular güzel uykularından kaç gece uyanmışlardır hiç bilemiyorum... en azından şikayet etmeyecek kadar kibardılar)

tabi bütün bu süreç yaşanırken doktorlara taşınmıyor muydum?? elbette gidiyordum doktorlara, zaten canım babam dahiliye mütehassısıydı. yani gitmekle kalmıyordum, evde de hazır doktor vardı yanımda... ama tabi o kadar konusu dışındaydı ki benim hastalığım, elinden birşey gelemiyordu maalesef...
30'a yakın ( çeşitli branşlardan) doktor dolaştım, tam 3 azap dolu yıl boyunca...

hala tek tek adresleri, önerdikleri çözümler, raporlar, filmler, tomografiler...vs vs... düzenlenmiş bir biçimde, tam 700 sayfalık bir külliyat olarak elimde mevcut...( e serde gazetecilik var, bilgi, belge arşivlemek bizim candamarımız:))
bana kan kanserinden, ms'e, hormonal bozukluklardan, psikolojik rahatsızlıklara kadar ne teşhisler konulup, ne azaplar çektirildi bir bilseniz...

sonunda (ağrılara dayanacak gücüm kalmamıştı) intihar etmeyi düşünmeye başlamıştım artık. kimse yokken avucumu ağrı kesicilerle kaç kez doldurduğumu tam hatırlamıyorum.:( (iyi ki yapmamışım)

bir yandan da hala iki koltuk değneğine dayanarak işe gidiyordum. sakat bir gazetecinin, yayıncının; yönetici, müdür tayfası ile yaşadığı traji-komik anekdotlar bu metnin konusu değil ne yazık ki... ayaklarımı yere sert bastığım anda oluşan o büyük acıya tahammül edecek durumda değildim. ayaklarımın üstüne basmıyor, yerde sürüyordum. böylesi bir durumdaki insan için, yüksek kaldırımların, sokaktaki çıkıntılı taşların ya da oraya düşmüş bir taş parçasının ne demek olduğunu o 3 yıl içinde öyle bir anladım ki... (birkezinde, yerdeki bir gazete parçası rüzgardan sürüklendi, kurtulmak için yaptığım bir hamleYLE oluşan acı sonucu attığım çığlığa bütün sokak koşmuştu...)

babam, tam teşekküllü bir hastaneye yatman şart diyordu. sonunda ankara numune hastanesine yattım. aylarca hastanede kaldım. artık koltuk değeneklerini de atmış, tekerlekli sandalye kullanmaya başlamıştım. onlarca kan tahlili, yüzlerce film çekildi. fizyoterapi tedavileri, gerdirmeler, çektirmeler... tam bir işkenceydi. sonuç... sonuç yoktu.

neyse uzatmayayım, sonuçta hastane heyeti toplanarak, "osteoporoz bu'' diye adını koyup ( işin komik tarafı osteoporoz olamayacak kadar gençtim), tahliye etmeye kalktılar. doktorlardan bazıları babamın da arkadaşlarıydı. heyette, bir tek doktorun, filiz sivas isimli doktorun, bu sonuca itiraz ettiğini hatta diğer doktorlarla kavga ettiğini söylediler.

gidip filiz hanımla görüştük. filiz hanım, çekilen hiç bir filme tam olarak güvenmediğini, yapılan kan tahlillerinin gerçek sonuçları yansıtmadığını ileri sürdü. Biz, "siz ne söylerseniz yapacağız" diye söz verince, kliniğe indik.

Söylediği kan tahlillerinin yeniden yapılmasını istedi ve bizi düzen laboratuvarlarına yönlendirdi. tahliller yapılmaya başlandı. bu arada, 2 gün boyunca radyoloji bölümünde, bir oda ayrıldı ve (adını hatırlamıyorum, şu arka arkaya film çeken aletlerden) abartmıyorum, yüzlerce film çekildi. sonunda 40'a yakın kırık buldular vücudumda. kırıklar ayak parmaklarımdan omuzuma kadar her yere yayılmıştı. "gizli kırık" oldukları söylendi.(gizli kırık diye nitelendirdikleri durum, kemiğin incecik çizgiler halinde kırılmasıydı)... o nedenle net bir sonuç alamamışlardı daha önceki çekimlerden.

kan tahlillerinde ise, d vitamini ve kalsiyum oranı neredeyse '0' çıktı. vücudum, kalsiyumu tutmuyor, d vitaminini kemiklere sarmadan, doğrudan dışarı atıyordu. yüzeysel tahlillerin hepsi, bu nedenle yanılmıştı. çünkü görünürde, vücudumdaki d vitamini de, kalsiyum da yeterli çıkıyordu. kan üzerinde yapılan kemik ve vitamin ilişkisi araştırmasında sorun nihayet ortaya çıkmıştı.... sorun ortaya çıkmıştı ancak hala neden belli değildi.
daha önce foruma gönderdiğim yazıda da belirttiğim gibi, bu hastalık, ya aç kalan insanlarda, ya vücudu hiç güneş görmeyen insanlarda(özellikle türban kullanan, güneşlenmeyen insanlarda), ya yaşı ileri, menapoz dönemindeki kadınlarda, ya da belli ilaçları kullanan insanlarda oluşuyordu veeee ben bu kategorilerden hiç birine dahil değildim...neyse artık daha fazla uzatmayayım, sonuçta vücudumdaki bir proteinin kemiklerime calsiyumu ve d vitaminini taşımadığı anlaşıldı. çok nadir bulunan bir hastalık olduğu belirtildi.

eğer filiz hanım gibi ,literatür tarayan, harıl harıl okuyan ve uzmanlık alanının hakkını veren bir bilim insanı hayatıma girmeseydi, çoktannn ölmüştüm...

1 yıl süren bir tedavi uyguladı filiz hanım..öyle de basit bir tedaviydi ki, şaşardınız. calsiyum ve d vitamini kürü uyguluyor,hafif egzersizler yapıyordum.

tedavinin ilk haftasında ayağa kalktım, ikinci haftasında ise, koltuk değnekleri olmadan yürümeye başladım. takviyelerin sürmesi gerektiğine karar verdi filiz hanim. hala düzenli olarak calsiyum ve d vitaminlerimi kullanıyorum.

arada hala ağrılarım nüksetse de, eskiye oranla devede kulak kalıyor bu ağrılar:)

LÜTFEN, ASLA UMUDUNUZU YİTİRMEYİN...

SEVGİYLEKALIN....
 
geçmiş olsun ...AMA (özellikle türban kullanan, güneşlenmeyen insanlarda), tamam D vitamını eksıklıgıne neden oluyor vucutdun gunesşle temas etmemısnden dolayı fakat ''türban kullanan '' cümlesine karsıyım zira 1,5 milyara yakın musluman var ve bunların yarısı türban takmasına ragmen neden bu hastalık onlarda nüksetmiyor ..öyleyse dunya nufusunun yarısı bu hastalıga aşına olması laızmdı ....lütfen sözlerimi yanlış algılamayın niyetım farklı yönlere cekmek degıl ama bazı kelıme hatasından dolayı kırılan insanlar olacagını dusunuyorum ...tekrar geçmiş olsun...
 
eyüphan, bu kez sözlerimde dinle ilgili hiç birşey yoktu.

''türban kullanan'' insanların osteomalaziye, kullanmayanlara oranla daha fazla yakalandığı pek çok bilimsel çalışmanın konusu olmuş.

http://www.maxisaglik.com/15-Ortunme_ve_Cilt_Sagligi.html

örneğin yukarıdaki adreste bu konu ile ilgili bir çalışma bulabilirsiniz. daha başka sitelerde de rastladım buna benzer çalışmalara ancak açamadım şu anda...

kısacası,bu savı ben ortaya atmadım( ki ne haddime tıp doktoru olmadığıma göre:))...

bu konuda insanları incitmeyi hiç hesaplamamıştım...

hatta türban takan arkadaşlarıma kendi hayatımda rastladığım pratik bir öneri bile sunabilirim. bir arkadaşımın babaannesi evinin balkonunda küçük bir ''güneşlenme sığınağı '' oluşturmuştu. osteoporozu vardı ve onun da güneş ışığına ihtiyacı vardı...teyzecik kimselere görünmeden kollarını ve bacaklarını 15 dakika kadar( daha fazla değil), güneşte tutabiliyordu bu sığınak sayesinde..

tabi herkesin böyle bir olanağı olmayabilir. ama belki buna benzer pratik çözümler bulunabilir hayatın içerisinde:)

yani, bu bilimsel çalışmalardan söz etmemin nedeni insanları bilgilendirmekti, kırmak değil.

----------

teşekkür ederim şirine, artık iyiyim neyseki...
 
senin de badireler atlattığını tahmin etmiştim kalem:)

geçmiş olsun sana da... umarım,sorunu olan herkes birgün bizim gibi sağlığına kavuşur...:)
 
Arkadaşlar şu iki terimi birbiriyle karıştırmayalım.

Osteoporoz ve Osteomalazi birbirinden farklıdır.

Osteoporoz belli bir dönemden sonra veya hayatın başlangıcında D vitamini eksikliğine veya Kalsiyuma bağlı olarak meydana gelebilir. D vitanimi eksikliğinin en önemli nedeni ise vücudun Güneş Işınlarını yeterince alamamış olmasıdır.

Osteomalazi ise doğuştan gelen genetik bir hastalıktır. Doğumdan hemen sonra çıkmayabilir. Daha sonrada ortaya çıkabilir. Çok ciddi ve olabildiğince sinsi bir hastalıktır. Her ne kadar ağrı verirse bile hasta arkadaşlarıma sık sık ve dinlenerek yürümelerini tavsiye edeceğim. Özellikle günşeli havalarda sabah saatlerinde veya öğleden sonra güneş altında yürümeleri çok iyi olacaktır. Sizi bu hastalıktan kurtaracak yegane ilaç önce inanmanızdır. İkinci en güçlü ilaç ise BOL BOL YÜRÜMENİZ.

Osteomalazi Fosfat dirençli bir hastalıktır. Bu hastalıkla birlikte Hipertiroidi görünür. Buda sizin ciddi anlamda kas ve kemik ağrısı çekmenize sebep olabilir.

İçtiğiniz ilaçları aksatmamanızı ve çok lazım olmadıkça ağrı kesici kullanmamanızı öneririm. Evinize 10cm ile 15cm arası boyda bir sehpa veya satıh bulup üzerinde kendinizi zorlamadan step hareketlerini yapmanız çok iyi olacaktır.

Özellikle süt, sonra brokoli çok yemelisiniz. Sütü olabildiğince sade veya çok az miktar bal ile tatlandırıp içebilirsiniz. Brokoliyi bir tencere su içinde çok ama çok az miktar tuz ile çok az haşlayıp yemenizi öneririm. Bol bol sebze yemelisiniz. Özellikle aşırı karbonhidrat ve yağ içeren besinlerden lütfen uzak durunuz. Özellikle Osteomalazi tanılı hastaların ciddi anlamda yeşil sebze ve bakliyat tüketmeleri yararlı olacaktır.

Ben 32 yıldır mücadele ediyorum. bundan 8 yıl önce yine aynı hastalığa sahip olmama rağmen son derece güçlü kuvvetli ve dinamik bir insandım. Sağlık sisteminin aksaklıkları nedeniyle muayenelerimin aksaması nedeniyle tekrar sıkıntıya düştüm. Şimdi ısrarla iyileşmeye çalışıyorum. İnanıyorum bundan kurtulacağım. Herşey daha iyi olacak.

Umarım arkadaşlar sizlerde inanırsınız ve İnşallah sizlerde daha sağlıklı günler görürsünüz.
 
bu doktor numune hastahanesinde ... lütfen bu hastalıkla ilgili beni aramayın... ramazan kılıç
 
osteomalazi ye de rapor veriliyor mu. Lütfen arkadaşlar bilen varsa soruma cevap verirseniz sevinirim.
 
Arkadaslar bende dogustan rasitizm hastasiyim 14yil once teshis kondu.suan osteomalazi olarak geciyor.yalniz kalsiyum degerim normalken fosforum dusuk cikiyo bunun icin fosfor ilaci kullaniyorum ve bulunmasi zor bir ilac maddi acidan cok yuklu.benim gibi olan varmi nasil bir tedavi goruyorsunuz.cevaplarinizi bekliorum tskkrler

Sizindemi fosforunuz dusuk nasil bi tedavi goruyorsunuz acaba ilac olarak
 
Arkadaşlar 4 sene önce kanda kalsiyum değerim normal fosfor değerim 1,2 düşmesi ve 24 saat idrarda fosfor atılımım yüksek olması nedeniyle Raşitizm,hipofosfatemi teşhisi kondu Beni sürekli takip eden Hocam rapor düzenledi.ilaçlarımı düzenli alıp ayda bir kere tahlilleri yaptırıp kontrola gidiyorum eskiye göre çok iyiyim.Yasemin hanım bende sizin gibi fosfor ilacını günde 3 defa 2şer tane suda eritip içiyorum.Sabah Akşam yanında kalsiyum için hap alıyorum.hepinize geçmiş olsun zor bir hastalık Allah hepimizin yardımcısı olsun.
 
cevap alabildiniz mi acaba osteomalazi engel oranı veriliyor mu ?
 
Ne gibi bir kür uyguladı, kullandığınız ilaçlar nedir ?
 
Burda yazanlara inanıp filiz Sivas dr.a gittim rezalet bi bayan ne seni dinliyor ne bi tedavi sunuyor standart devlet hastanesi doktoru sakın gitmeyin pişman olursunuz ağrı kesici verip başından savan bi tip ...
 
Üst Alt