Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

ÖTV İndirimli Araç için Sağlık Kurulu Raporu Maratonu

istikbal

Üye
Üyelik
3 Haz 2008
Konular
21
Mesajlar
199
Reaksiyonlar
0
Herkeze Merhabalar,

Bu başlığı benim gibi Ötv İndirimli Araç alımı için rapor gereksinimi bulunan arkadaşlara birebir ve gün gün yaşadığım olayları aktarmak için açtım.

Giriş
Amaç = Salt otomatik vitesli ve Ötv İndirimli Araç Raporu almak
Özür Kategorisi = Ortopedik (Her iki el ve ayakta parmak eksikliği ve şekil bozukluğu)
Yer = Şişli Etfal Hastanesi
Gün = 09.05.2011
Gereken Evraklar = 5 Fotoğraf (3 ay içinde çekilmiş olmalı) + Dilekçe + Nüfus Cüzdanı Fotokopisi + 111 YTL :mad:
Randevü Saati = 09:00

Gelişim
1. Gün
Saat 09:00 'ta Kayıt için sıraya girdim ve yine o tanıdık bildik manzaraya şahit oldum. Alabildiğince uzun bir sıra ve daracık bir koridorda tıkış pıkış bir şekilde engelli kardeşlerimin arasında beklemeye başladım. Sıra bana geldiğinde sorumlu arkadaşa yukarıda da belirttiğim evrakları ve 111 Ytl'yi teslim ettim. Kendisi de bana yaklaşık 1 metre uzunluğunda içinde 26 adet etiket bulunan ve 7 adet poliklinik + 1 Röntgen barkodu verdi.

Not:Açıkçası belirtmeliyim ki daha önceden de 4 kez sağlık kurulu raporu alan biri olarak bu kadar çok poliklinik'e ne gerek var anlamadım! Tamamı ile işgüzarlık olduğunu da poliklinikler de muayene olduğumu anlattığım satırlardan anlayabilirsiniz.

Ayrıca banko'da ki arkadaş 7 poliklinikten 3'ü olan Psikiyatri, Fizik Tedavi ve Göz için heyet binasında değil ana binada ki normal vizite'den yararlanan vatandaşlarla birlikte muayene olmam gerektiğini , saat 11:00'den önce oradaki işlerimi bitirim sonuçları alıp gelmemi ve "peki ama orada hemen muayene olabilecek miyim ki?" diye sorduğumda "artık şansına ne zamana randevu alırsan" sözcüklerini ekleyerek oradan beni uğurladı. Kısaca beni bir maratona soktu ve start tabancasını ateşledi!

Sıradan ayrıldığımda saat 09:30'u gösteriyordu ve 11:00 olmadan diğer 3 poliklinikten sonuçları almalıydım ama tabi ki sorunun cevabı malumunuz alamadım. Çünkü çoktan kayıtlar tükenmiş ve kayıt bankosunda ki vatandaşlara özürlü önceliğim var desem de yarın veya ertesi gün 08:00'de gel diyerek savuşturulmuştum.

Ellerim boş olarak heyet binasına gelmiş ve saat'in 11:00 olmasını beklemeye başlamıştım. Bu arada insanların nasıl acziyet içerisinde daracık koridorlarda birer mezbaha hayvanıymış gibi saygıdan ve ilgiden yoksun bir şekilde boş ve umut dolu gözlerle etrafı seyrettiklerine şahit olmuştum. Rapor alabilecek olmama mı sevineyim yoksa çektiğim ızdırabamı üzüleyim gibi bin bir türlü acaip ruh hali ile düşünürken Saat 11:30'u gösteriyordu ama ortada ne bir doktor ne de bir ilgilenen vardı. İnsanlar yavaş yavaş homurdanmaya ilgisizlikten şikayetçi olmaya başlamıştı ki Ortopedi doktoru arkadaş ofisine geçti ve tabi malumunuz onun peşinden hurra diye bir yığın insanda odasına yığıldı. Tıpkı stadyum önü veya halk ekmek kuyruğu gibiydi önü. Herkes şikayetler içerisinde işinin önce görülmesini istiyordu ama SIRA diye bişi vardı dimi? Birden nereden girdikleri sıraya ne zaman karıştıkları belli olmayan 2-3 kişi yanında heyet binasının hizmetlileri ile odaya girdiler ve 10dk geçmeden güleç yüzler ve ellerinde raporlar ile gittiler. Bize de arkalarından bön bön bakmak kaldı.

Ortopedi sırası bana geldiğinde doktor göster elleri ayakları dedi ve röntgene gönderdi ama eğer röntgene girersem kesinlikle diğer bölüm doktorlarını kaçıracaktım. Bu yüzden diğer doktorları bekledim. Önce KBB'cı sonra dahiliye sonra nöroloji hekimleri geldi ve sıram geldikçe içeri girdim . Aramızdaki diyaloglar şöyle geçti:

Kbb Dr: "Varmı bi şikayetin "
Hst: "Yok efendim"
Kbb Dr: "Tmm imzaladım çıkabilirsin"

Dahiliye Dr: "Varmı bir problemin"
Hst: "Yok efendim"
Dahiliye Dr: "Al raporunu, çıkabilirsin"

Nöroloji Dr: "Merhaba xxxx"
Hst: "Merhaba edendim"
Nöroloji Dr: "Bugün ayın kaçı?"
Hst: "9"
Nöroloji Dr: "Sağ elinle burnuna dokun, sol elinle başına"
Hst "hareketleri yapıyor"
Nöroloji Dr: "Peki al bakalım (raporu kastediyor)"

Bu komedya'dan sonra saat 12:30 olmuş ve röntgen için poliklinik binasına gittim. Orada kayıt yaptırdım ve elimdeki raporu alıp "yarın 09:30 gel sonucunla birlikte raporunuda alırsın" dediler.
- E dedim "yarın başka poliklinklerde de randevum vardı?"
+ "Doktor un bunu raporuna yazması lazım yoksa olmaz " dediler
Bende aynen hastaneden ertesi günün bol işkenceli gününe hazırlanmak için evime döndüm.

Günün sonunda mevsimi itibari ile olduğu için siyasi parti sloganları dinleye dinleye evime geldim ve anladım ki:

- Bize denizleri birleştiren kanal değil insana insan gibi muamale eden bir anlayış lazım,
- Bize aylık 600 YTL değil, işkence çekmeden , çileye dönüşmeden sağlık hizmeti alacağımız hastahaneler lazım,
- Bize püskevit değil onuru kırılmadan haysiyetiyle yaşanabilecek bir ülke lazım.

Serinin 2. yarısında yarın görüşmek üzere sağlıcakla...
 
Allah kolaylık versin. Yazı dizisi yada roman olacak kadar rapor alma macerası yaşamışızdır hepimiz de. Seni çok iyi anlıyor cinnet geçirmeden raporunu almanı diliyorum. :)
 
Allah kolaylık versin bizde daha yeni atlattık o macerayı arabamızı aldık şükür.
 
Bilmiyorum şansıma mı oldu ama,İzmir Alsancak Devlet Hastanesinden yasa çıkar çıkmaz bilgi almak için aradım herhangi bir şekilde haberleri yokmuş. Resmi gazete tarih ve sayısını verdim. Şu tarihte gelin alırsınız denildi. Gittim 1 gün içinde ÖTV indirimli + ( OTOMATİK VİTES ) araç kullanır raporu aldım
 
Sayın İstikbal,
Maceranızın devamını getirmemişsiniz?
Sonucu paylaşırsanız sevinirim.
 
2. Gün

09.05.2011 - Sabah ezanın okunması daha 45dk vardı. Hissediyordum! Bu gün bir önceki günden daha zor geçecekti. Çünkü hem önceki günden kalan röntgen sonucu alınacak ve saat tam 11'de gelen ortopedi doktoruna gösterilip rapor yazdırılacak, hem de erkenden sıraya girilip Psikiyatri, Göz ve Fizik Tedavi ye görünmem gerekecekti. Hemen aklıma Fizik kitaplarında okuduğum Kuantum teorilerine göre birim zamanda birden çok yerde olabilme teorisinin gerçek olması olasılığının huzur verici dinginliği gelmiş ya da bu olmazsa belkide evliyalar da ki kerametlerin bugün gerçekleşebileceğini ummuştum. Hani belki zaman durur bende işleri hallederdim! Ama birden silkinip kendi kendime "dur olum İbrahim! Türkiyede yaşıyorsun, seni ne fizik kanunları ne de evliyalar kurtarabilir. Bırak pembe düşlere dalmayı da hadi go go go!

07:55 - Hastaneye varmıştım. Bir önceki günden kulaktan dolma bilgilerle en zor polikliniğin Psikiyatri olduğunu öğrenmiş ve ilk elden orayı halletmek istediğimden ve gerek hastane ana binasından gerekse de kurul binasından farklı bir yerleşke de yer alan Psikiyatri Polikliniğine girip veznenin önünde ki 8-9 kişilik sıranın arkasına geçmiştim. Açıkçası bu kadar az insanın olmasına sevinmiş, bir yandan da gözlerimi ovuşturarak "Allah Allah yanlış görüyorum herhalde bu mu beni korkuttukları Psikiyatri" diye düşünüyordum ki daha düşünce baloncuğum kafamın üstümden silinmeden veznenin 45cm'lik minik penceresinden sadece gözünü ve burnunu görebileceğimiz bir şekilde bir görevli (ki daha sonra temizlikçi olduğunu öğrendim :) ) çıkıp "Ağkadddaşşlar liste doldu, her gün 10 hasta kabul ediyor dohtorlar , yarın sabah tekirar gelün" diye höykürmesi ile o başı önünde nazikçe bekleyen bir avuç kalabalık 300 Spartalı'da ki savaşcılar gibi akına geçmeye başladı. Bende onlardan aldığım ara gazı ve bu konulardaki tecrübem sebebi ile soğuk kanlılığımı bozmadan arkadaşı bankonun arkasından bizim yanımıza gelmesi yönünde ikna etmeye çalıştım. Kendisi eminönündeki altgeçitlerde bulunan tuvaletlerin kapılarına benzeyen bir kapıdan çıktı ve elinde ki bir listeyi göstererek "bağhın arğadaşlar bende emir kuluyum valla dohtorlar bi günde 20 kişiden fazlasına bakmıyolar , ee bunların 10'u zaten avukatlar vasıtasıylan geliyor. Size kalan 10 kişide bi önceki günden bugüne sarkıyor, bende şimdi sizin adınızı yazayım yarın sıra size gelsin" diye fikir beyan etti ama zaten ben hariç sıradakilerin hepsi aynen bu temizlikçi arkadaşın dediği gibi bir önceki günden adı yazılı kişilerdi ve bu konuşmadan sonra daha da celallendiler. Ortalık kesmekeşe dönmüş her ağızdan bir ses çıkıyor, insanlar zaten engellerinden dolayı ve işlerinden güçlerinden her gün izin almanın getirdiği sıkıntılarının nasıl problemlere dönüştüğünü anlatmaya çalışırken, bu insanları hiçe sayan ve istifini bozmadan kalabalığı yara yara üst kattaki ofisine gitmeye çalışan doktorları görüyordum bende. Ne yazık ki o ortamda her kez kendi başınaydı. Çaresiz gözler ve umutsuz bakışlar, aynı durumda olan bizlerden başka kimsenin umurunda değildi. O anda kafamda bol bol The Mentalist izlemenin getirdiği "atmosferi iyi analiz et, insanları çözümle, problemi avantaja dönüştür" tekniklerini kullanmam gerektiği fikri parladı. Ve operasyonuma start verdim:

- Hemen kendimi bu kalabalığın dışına attım. Dışarıda saatime bakarak 5dk bekledim . O sırada içeriden sinirle ve ağzında bi ton küfürle çıkan sıradaki bir kaç kişiyi daha gördüm.
- Tekrar içeri girdim ve hiç istifimi bozmadan temizlikçi arkadaşın çıktığı kapıdan içeri girdim. Amanın o da ne içeride en az 20 kişi ve sırada daha önce gördüğüm 2 kişi daha. Çaktırmadan kişilerin ismini o sırada temiz listeye geçen başka bir görevlinin yanına gidip izliyordum ki , bana dönüp "sen (şimdi ismini hatırlamıyorum) gönderdiği arkadaşmısın dedi :) Tabi ki evet demedim öyle olsaydı diğer vatandaş geldiğinde zor durumda kalırdım :) Bu yüzden ben de yazıcı arkadaşa: "az önce buradaydı xxx abi o gönderdi" dedim. O da ona kızarak "arkadaş bu adam avukatları da geçti adam eklemede" dedi ve böylece sıraya masumca bir kaynak atmış oldum.

Daha doktorlar gelmemişti. Artık sıram garantiydi ancak daha bugün halletmem gereken röntgen,göz ve fizik tedavide vardı. İyice stres olmuştum. Beki en zor polikliniği halledecektim ama diğerlerininde bitmesi gerekiyordu. Oradaki görevliden diğer polikliniklerde işim olduğunu, burada tahmini bana ne zaman sıra geleceğinin bilgisini alıp, depar atarak ana binada bulunan göz polikliniğine gittim. Gitmez olaydım o nasıl bir kalabalıktı öyle! Bedava göz dağıtsalar bu kadar kalabalık olurmuydu acaba? Sırayı yara yara ilerledim ve bekleme salonunda daha 18-19 yaşında tecrübesizliği her yerinden belli olan bir çocukcağızın önünde gözlerin ön muayenesinde kullanılan aletin başında insanlarla tartışa bağıra sırayı eritme çabasına tanık oldum. Çocuk gelen geçene yüzlerine bakmaksızın fiş kesiyor , yine kimseye bakmadan o verdiği sıralara göre çağırıp ~1dk içinde kontrol edip, cihazdan çıkan sonuç kağıdını ellerine veriyordu. Ardından da tekrar başkaya sıra girerek doktorlara görünmek gerekiyordu. Önümde 25 insan vardı ve her kişi 1 ila 1 buçuk dk sürüyordu. Bu veriler ışığında sıramı terk edip bir alt katta bulunan röntgen ve fizik tedavi polikliniğine gitmeye karar verdim. Röntgen odasında röntgenim hazırdı ve hemen onu alıp fizik tedaviye fırladım, önü bomboştu sevinerek bankoya gittim ve hayatım boyunca tek insanca ve avrupa normlarına göre muamele gördüğüm asistan'a denk geldim. Asistan bana engelli olduğumdan dolayı özel sarı bir etiket çıkartıp "bunu al ve nüfus cüzdanına yapıştır hatta istersen ver ben yapayım . Bundan sonra bu etiketle geldiğinde en ön sıradan yer alabilirsin" dedi. Ve "Saat 13:30 gel doktorlar o zaman burada olacak ilk sıradan girebilirsin" dedi. Açıkçası teşekkür bile edemeyecek kadar şaşırmış aval aval asistana bakıyordum :) Acaba alt kat yerine yanlışlıkla bir black hole girip farklı bir boyuta yada Türkiye'nin 300 yıl sonrasına mı gelmiştim?

Hiç yukarıya çıkmak istemiyordum ama yolumuz mecbur istikametti. Kısa süreli bir şaşkınlığın ardından maratonumuz kaldığı yerden devam ediyordu. Göz polikliniğine geri dönmüştüm, sıra azalacağına daha da bi keşmekeşe dönmüştü. Neyse oldum muayeneyi geçtim doktor sırasına. O da geldi 30-35 dk sonra ve içeri girebildim. Orada dikkatimi başka bir arka kapı çekti! İçeriye durmaksızın "onun tanıdığı, bunun bacanağı, şunun sevdiceği" tarzında öncelikli hastalar giriyor hızlıca yüzleri gülerek çıkıyorlardı. Adım okundu ve muayenemi olup çıktım.

10:00 - Psikiyatri Polikliniğine geri dönmüş ve sıranın bana gelmesini bekliyordum. Orada değişik türde zihinsel sorunlu insanları gördükçe mevcut durumuma oldukça şükür ediyordum. Bir ara artık dışarıdan içeriye katılım olamayacağının farkında olan hastaların rehavete kapılıp dışarıya sigara molasına çıktığı bir ortam oluştu. İçeride bir ben birde ayakta kalmaktan yorulup boş sandalyelerden birine oturmuş yaşlıca bir teyze kalmıştı. İşte o sırada doktorun yanında muayene olan tekerlekli sandalyede ki hastanın işi bitmiş ve dışarı çıkarılması gerekiyordu. Refakatçisi yanında olmadığından ben doktordan izin isteyip hastayı dışarı çıkardım. O sırada doktor diğer hastanın adını okudu lakin adı okunan hasta dışarıda olmuş olacak ki cevap veren olmadı, bende doktora "burada şu an kimse yok sanırım dışarıdalar" dedim. Doktorda "sendemi sıra bekliyorsun" dedi. "Evet efendim araç raporu için sizden de onay gerekiyormuş" dedim. Doktor sağolsun ayaküstü imzaladı raporu gönderdi.

11:00 Heyet Binasında doktorlar teker teker odalarına çekilmiş hasta kabulüne başlamışlardı. Ortopedisyen doktor sırasına önceden rezerve yaptırdığımdan hemen kaynak oldum. Sıram gelir gelmez girdim ve doktora diğer doktorların onaylarının bulunduğu raporu gösterdim. Kendisi beni muayene etmeye başladı. Tabi bana tertibatsız sadece otomatik vitesli bir araç için rapor gerektiğinden doktora bir sürü rica da bulunmaya başladım. Önce ellerimi uzun uzun inceledi mevcut duruma göre şekil bozukluğu olduğunu ama kullanımda sıkıntı yaratacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, ayaklarım için ise sol alt ekstremite kaynaklı ifadeyi buna bağlı olarak yazabileceğini ve otomatik vites olduktan sonra araç kullanabileceğimi söyledi ve bunu rapora yazdı. Ama ellerimle alakalı durumuda yazdı ve özellikle işlevsel olduklarını ve sorun teşkil etmeyeceğinide belirterek rapora geçti.

13:00 Fizik Tedavi için sıram gelmişti. Oranın

..... yoruldum devam edecek :)
 
Teşekkürler İstikbal,
Ben de raporumu gecen yıl Nisan ayında Şişli Etfal Hastanesi'nden aldım , ve tüm bu yaşadıklarının benzerini yaşadım. Annemle beraber gittim, sefil ettiler bizi.
Doktorun yanına girmek bir dert, girdikten sonra derdini anlatabilmek, doktorların kötü tutumuna maruz kalmak ayrı bir işkence. Psikolojim bozouldu.
Tüm hakların değerlendirilmesi için sitedeki dilekçeyi götürdüm yanımda ama yazılı dilekçemi kabul etmediler!! Ve ben şimdi H sınıfı ehliyet için tekrar gidip aynı çileye katlanmak zorundayım!!

Allah'tan sen emeline ulaşmışsın, istediğin şekilde rapor alabilmişsin arkadaşım, darısı başıma!
 
Anadolu yakasındaki Devlet hastanelerinide denemek te fayda var.
 
Rezillik hastanelerden rapor almak raporu alana kadar çanımız çıkıyor artı bide araba için rapor aldığımızda para talep ediyorlar
 
Izmir de yaşıyorum ve tam üç kez rapor aldım ikisi araç içind di hiçbirinde sorun çıkarmadılar aynı gün işlemler bitti ertesi gün raporunuzu teslim ediyorlar:eek:
 
Merhaba,
Ben sol bacak polio engeli olan biri olarak ötv muafiyeti için uğraşlarım neticesinde Bakırköy Sadi Konuk hastanesinden randevu alabildim nihayet. Randevuyu bugüne almıştım. Sabahtan orda oldum. 7 poliklinik gezmem gerekiyormuş. İşe bakın ki içinde ortopedi yok. Dert etmedim, Fizik tedavi bölümü herhalde bu işi görüyor dedim. Sonra nöroloji de vardı ya ortopediye gerek yok diye yazmamışlardı sandım. Zaten ortopedi polikliniği de yoktu görünürde. Neyse öğlene kadar yarı ayakta yarı sandalyelerde bekleyerek doktorlara göründük. Kimi bacak sıvattı kimi soru sordu. Göz doktoru elinle gözünü kapat şunu oku bunu oku dedi. 11:30 gibi evrağı teslim ettim. Saat 14:00 de burda ol dediler. Orda oldum saat 14:00 de. evrağı verip heyete buyur ettiler. Girdim Fizik tedavicinin niyeti beni soyundurup yürütmekti. Muayene esnasında böyle demişti. Cihaz kullanmam sahte miymiş değil miymiş anlamak için. Buna da bir itirazım yok. Bazı insanlar rapor oranını yükseltmek için cihaz takıp gidiyorlarmış. Bunlar da böyle birşey var mı diye düşünüyor cihaz kullananlar için. Hazırlıklıydım soyunup gösterecektim. Ancak sanırım ortopedi doktoruydu, dediki sen otomatik vites kullanabilirsin. Evet dedim ben de bunun için geldim. Senin ehliyetini B ye çevirebiliriz dedi. Tepem atmaya başladı. Ben ehliyet için gelmedim dedim. Maliye sirküler yayınladı bizim de ötv indiriminden yararlanma hakkımız var dedim. Sen ortopediye de muayene olmamışsın pazartesiye kaldın burası tartışma yeri değil dedi. Beni odadan attırdı. Bana evrağı veren memura sordum niye yok burda ortopedi diye. Bize böyle geliyor formlar istersen yukarıya çık oraya şikayet et dedi.

Şimdi biz hangi devletten bahsediyoruz? Bize sirküler yayınlayıp ÖTV indirimi alabilirsin diye şov yapan devletten mi , hastanelerde daha hastanın ne tür bir rapor istediğini bilemeyen veya bile bile ötv indiriminden faydalanmasın diye rapor düzenlemeye çalışan devletten mi, işin pazartesiye kaldı daha çok uğraşırsın ne kadar uğraşırsan uğraş gerekli raporu alamazsın diyen devletten mi, heyet odasına davet edip iki kelam etmeye kalkan vatandaşın derdini anlatmaya ve sözde hakkını savunmaya çalışmasını hor görüp odadan kovan devletten mi?

Bu orda burda söz sahibi olmuş kendisine doktor dediğimiz adamlar son model pahalı arabalarına binsinler. Sıra sırtından para kazandıkları insanların ihtiyacını gidermeye geldiğinde bin dereden su getirip işi yokuşa sürmeye devam etsinler.

Bu sadece biz sakatlara değil tüm vatandaşlara her fırsatta ve her alanda yapılıyor. Bu devlet bizim devletimiz olamaz. Amerikanın, AB nin şunun bunun devleti olabilir ama Türklerin devleti değil bu. Bugünlerde dünyada birtakım devletlerin halkına zulmettiği haykırılıp duruyor. Bizim kendi ülkemizdeki bu süresiz ve gizli zulümden bahseden yok. Birilerinin rahatı yerinde ve hükmü onlar veriyor. Kimin devletiyse yalnız onlara çalışıyor.

Rapor B sınıfı ehliyeti saçmalığını içerirse eğer rapora ne şekilde itiraz edebilirim bilen var mı?

Teşekkürler.
 
Allah bildiği gibi yapsın böylelerini, bir mevkiiye geldi diye görevi gereği kendisine işi düşenlere böyle davransın! Beter olsunlar.
Geçen sefer sustum, ama bu defa rapor almaya gittiğimde beni yine hor görüp aşağılamaya kalkarlarsa ağızlarının payını vereceğim.

Nusret9, bence siz kurula giderken, sol ayaktan dolayı ÖTV muafiyeti ile ilgili yazıyı yazıcıdan yazdırıp yanınıza alın. Bir şey derlerse, önlerine atın, okusunlar öğrensinler, he bir de sağ veya sol ayaktan sakatlıktan dolayı insanların haklarında ayrımcılık yapılamayacağını ve devletin hatasını düzelttiğini söyleyin. Bir zahmet onlar da işlerini öğrenip görevlerini layıkıyla yapsınlar.
 
Başhekime ve BİMER'e şikayet edin bence nusret9. Doktorların büyük çoğunluğpu işgüzar, hatta ben onların bariz nefret suçu işlediğini düşünüyorum.
Bunlar için önce "Doktorlar araç alırken ÖTV ödemez" diye bi yasa çıkarttıracaksın, sonra "bakalım sahiden doktor musun" diye anasından emdiği sütü burnundan getirteceksin!

Baktınız ki B sınıfı sürücü belgesi verilmesine dair rapor veriliyor, heyete girmeden elinizdeki evrağı yırtıp başka bir hastaneye gidin...
 
kusura bakmayın. bu konuda zamanında bilgilendiremedim sizleri. Tekrar beni gören ortopedi doktorunu gördüm ve ikna edebildim. Otomatik vites kullanır raporunu verdiler. onu da önce sağ bacak sakat diye yanlış yazmışlar. bir gün daha bunu düzelttirmek için git gel yapmak zorunda kaldım. 3 gün uğraşının ve stresin ardından raporu 3 nüsha olarak %42 verdiler.
Hani böyle olmasaydı dediğinizi yapmayı düşündüm OturanBoğa. Köpeğin köpeği ısırmayacağını bilmeme rağmen. En azından hani Nasreddin Hocanın fıkrasındaki gibi... Ben onlara yapacağımı bilirdim :)

Selamlar.
 
Kerdeş öncelikle hayırlı olsun. Ama benim kafama takılan bir şey oldu. Özür durumunu "Özür Kategorisi = Ortopedik (Her iki el ve ayakta parmak eksikliği ve şekil bozukluğu)" diye yazmışsın. ve otomatik vites araç kullanır raporu almışsın. ÖTV muhafiyetli araç alabilmen için Bu raporu Maliyenin kabul etmesi çok zor bence. Çünkü otomatik vites araç kullanır raporu sadece sol ayağında özürü olanlar için geçerli. Kanun çok açık sadece sol alt extrimitede sıkıntının olması gerekir.
 
Bayaa bi dinlenmişsin istikbal hocam..:confused:
Devamı ne oldu?
 
Üst Alt