Büyük yanlıştan dönüldü
3 Haziran 2008
A.A
Danıştay 10. Dairesi, özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanına yazılmasına olanak tanıyan yönetmelik hükümlerini iptal etti. Daire, düzenlemenin, kimliğin her ibrazında kişinin özürlülük oranının başkaları tarafından bilinmesi ve bu suretle özürlü vatandaşların kişi hak ve hürriyetinin zedelenmesi sonucunu doğuracağına işaret etti.
Bazı özürlü aileleri, Resmi Gazete'de 30 Ekim 2005'te yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmeliğin, 2. maddesinde yer alan “özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar” ibaresinin, ikinci bölüm başlığının alt başlığında bulunan “Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına” ibaresinin ve 7. maddesindeki “Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” ibaresi ile nüfus cüzdanına özürlülük oranının yazılmasını öngören anılan maddenin 2. fıkrasının ilk cümlesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Danıştay 10. Dairesi, söz konusu yönetmelikteki, “özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar”, “Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına” ve “Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” ibareleri ile “Özürlü olduğunu istenen belgelerle beyan eden ve il müdürlüklerine başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanlarının arka yüzünde, '% ... oranında özürlüdür' ifadesi yer alır” cümlesini oy çokluğuyla iptal etti.
KARARDAN
Dairenin kararında, dava konusu Yönetmeliğin genel olarak; doğuştan veya sonradan veya herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde 40 ve üzerinde kaybedenlerin, bu durumlarına ilişkin bilgilerinin, önce özürlüler veri tabanına kaydedilmesi, buradan Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanına işlenmesi ve isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük bilgilerinin sadece yüzde oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin esas ve usulleri düzenlediği belirtildi.
Yönetmeliğin dayanağı olan 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddeleri ile 1587 sayılı Nüfus Yasası'nın “Nüfus cüzdanının kapsam, şekil, ebat, yürürlük, değiştirme ve geçerlilik tarihlerini belirlemeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir” maddesini birlikte değerlendiren Daire kararında, söz konusu mevzuat ile davalı idarelere, münhasıran özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmak üzere “özürlü kimlik kartı hazırlama” görev ve yetkisi verildiği kaydedildi. Oysa dava konusu yönetmelik ile özürlülere özgü bir kimlik kartı düzenlenmesi yerine, kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan resmi belge niteliğindeki nüfus cüzdanlarına özürlülük bilgisinin oran olarak yazılması yoluna gidildiği ifade edilen kararda, böylece davalı idarelere verilen kanuni yetkinin sınırlarının aşıldığı sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
KİŞİ HAK VE HÜRRİYETİNİN ZEDELENMESİ
Ayrıca, dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan 1587 sayılı Nüfus Kanunu ile nüfus aile kütüklerinde yer alacak bilgiler arasında özürlülük bilgisine yer verilmemesi; nüfus cüzdanlarına bu Kanunda öngörülenler dışında kayıt ve işaret konulamayacağı kuralı getirildiği ifade edilen kararda, şöyle denildi:
“Nüfus cüzdanında yer almasına kanunen izin verilmeyen özürlülük oranının, nüfus cüzdanına yazılmasını ve bu hususun özürlü vatandaşın isteğine bağlı kılınmasını öngören dava konusu Yönetmelik, bu yönüyle de hukuka aykırı görülmüştür.
Kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan, bu sebeple yapılacak herhangi bir hukuki işlemde ibrazı istenilecek temel kimlik belgesi niteliğinde bulunan nüfus cüzdanına, özürlülük oranının yazılmasını öngören söz konusu düzenlemenin, kimliğin her ibrazında kişinin özürlülük oranının başkaları tarafından bilinmesi ve bu suretle özürlü vatandaşların kişi hak ve hürriyetinin zedelenmesi sonucunu doğuracağı da açıktır.
Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde 40 ve üzerinde kaybedenlerin, isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasını öngören Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmeliğin, dava konusu edilen kısımlarının, dayanağı olan mevzuata aykırı olduğu gibi, kişi hak ve özgürlüğünü de zedeleyici nitelikte bulunduğu sonucuna varılmıştır.”
Davalı İçişleri Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın kararı temyiz hakkı bulunuyor. Temyiz istemini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.
3 Haziran 2008
A.A
Danıştay 10. Dairesi, özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanına yazılmasına olanak tanıyan yönetmelik hükümlerini iptal etti. Daire, düzenlemenin, kimliğin her ibrazında kişinin özürlülük oranının başkaları tarafından bilinmesi ve bu suretle özürlü vatandaşların kişi hak ve hürriyetinin zedelenmesi sonucunu doğuracağına işaret etti.
Bazı özürlü aileleri, Resmi Gazete'de 30 Ekim 2005'te yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmeliğin, 2. maddesinde yer alan “özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar” ibaresinin, ikinci bölüm başlığının alt başlığında bulunan “Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına” ibaresinin ve 7. maddesindeki “Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” ibaresi ile nüfus cüzdanına özürlülük oranının yazılmasını öngören anılan maddenin 2. fıkrasının ilk cümlesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Danıştay 10. Dairesi, söz konusu yönetmelikteki, “özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar”, “Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına” ve “Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” ibareleri ile “Özürlü olduğunu istenen belgelerle beyan eden ve il müdürlüklerine başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanlarının arka yüzünde, '% ... oranında özürlüdür' ifadesi yer alır” cümlesini oy çokluğuyla iptal etti.
KARARDAN
Dairenin kararında, dava konusu Yönetmeliğin genel olarak; doğuştan veya sonradan veya herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde 40 ve üzerinde kaybedenlerin, bu durumlarına ilişkin bilgilerinin, önce özürlüler veri tabanına kaydedilmesi, buradan Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanına işlenmesi ve isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük bilgilerinin sadece yüzde oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin esas ve usulleri düzenlediği belirtildi.
Yönetmeliğin dayanağı olan 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddeleri ile 1587 sayılı Nüfus Yasası'nın “Nüfus cüzdanının kapsam, şekil, ebat, yürürlük, değiştirme ve geçerlilik tarihlerini belirlemeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir” maddesini birlikte değerlendiren Daire kararında, söz konusu mevzuat ile davalı idarelere, münhasıran özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmak üzere “özürlü kimlik kartı hazırlama” görev ve yetkisi verildiği kaydedildi. Oysa dava konusu yönetmelik ile özürlülere özgü bir kimlik kartı düzenlenmesi yerine, kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan resmi belge niteliğindeki nüfus cüzdanlarına özürlülük bilgisinin oran olarak yazılması yoluna gidildiği ifade edilen kararda, böylece davalı idarelere verilen kanuni yetkinin sınırlarının aşıldığı sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
KİŞİ HAK VE HÜRRİYETİNİN ZEDELENMESİ
Ayrıca, dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan 1587 sayılı Nüfus Kanunu ile nüfus aile kütüklerinde yer alacak bilgiler arasında özürlülük bilgisine yer verilmemesi; nüfus cüzdanlarına bu Kanunda öngörülenler dışında kayıt ve işaret konulamayacağı kuralı getirildiği ifade edilen kararda, şöyle denildi:
“Nüfus cüzdanında yer almasına kanunen izin verilmeyen özürlülük oranının, nüfus cüzdanına yazılmasını ve bu hususun özürlü vatandaşın isteğine bağlı kılınmasını öngören dava konusu Yönetmelik, bu yönüyle de hukuka aykırı görülmüştür.
Kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan, bu sebeple yapılacak herhangi bir hukuki işlemde ibrazı istenilecek temel kimlik belgesi niteliğinde bulunan nüfus cüzdanına, özürlülük oranının yazılmasını öngören söz konusu düzenlemenin, kimliğin her ibrazında kişinin özürlülük oranının başkaları tarafından bilinmesi ve bu suretle özürlü vatandaşların kişi hak ve hürriyetinin zedelenmesi sonucunu doğuracağı da açıktır.
Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde 40 ve üzerinde kaybedenlerin, isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasını öngören Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmeliğin, dava konusu edilen kısımlarının, dayanağı olan mevzuata aykırı olduğu gibi, kişi hak ve özgürlüğünü de zedeleyici nitelikte bulunduğu sonucuna varılmıştır.”
Davalı İçişleri Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın kararı temyiz hakkı bulunuyor. Temyiz istemini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.