11/01/2017 de İzmir Bornova da Ankara asfaltında,bir gün önce yağan kar sonrasında,yoldaki gizli buzlanma dolayısıyla benim de içinde olduğum 20'ye yakın araç zincirleme kazayla sabahın saat 6 50 sıralarında,tüm hava raporlarına rağmen sorumlusu hangi kurumsa(kara yolları,belediye),hiç olmazsa ana arterleri tuzlasa,bu kaza en azından genç bir insanın hayatını kaybetmesine sebep olacak büyüklükte olmayabilirdi,
böylesi hava şartlarında öncelikle ağır araçların(yolcu otobüsleri)daha yavaş olsalardı,onların hızına ayak uydurulmasa yine bu kadar can yanmazdı gibi gibi pek çok olumsuzluk yaşanmayabilirdi. Arada olan benim gibi hava ve yol durumuna uygun giderken bu yersiz ve zamansız sürat yapanların arasında kalıp yaralanmalara,araçların çoğunun perte çıkmasına,kazanın çok araçlı olması nedeniyle tutulan,ölümlü yaralanmalı kaza tespit tutanaklarının;kaza mahalli ve kazaya karışanların ifadelerinden oluşmasından kaynaklı eksiklikler,tahmine,varsayıma dayalı yapılması nedeniyle zaten zor olan hayatımız içinde daha bir zorluklarla karşılaşmayabilirdik.Bel kemiğim eski kırık,platin var(1982 senesinde askerden eve dönerken yolcu otobüsünün dağa çarpması sonucu,yanımdaki asker arkadaşım dahil 13 insanımızın hayatını kaybettiği,15 güne yakın komada kaldığımın söylendiği büyük kazadan sonra geçirdiğim ameliyatlardan kalma bir kırık,en önemlisi bu olduğu için diğer kırıkları,hasarları anlatmıyorum).
Arkadan hızla gelen aracın çarpmasıyla,zeminin buzlu olması sebebiyle arabam yolda döndü,döner dönmez bir başka aracın sağ taraftan çarpması sonucu ,gidiş istikametinin hemen hemen tersi pozisyonda daha önce çarpışma sonrası duran araca sol taraftan kaymanın da etkisiyle arabamın ön sol tarafıyla vurarak durabildim.Hoş trafikte bu bile kusurlu olma sonucunu doğuruyormuş.
Yani hava ve zemin şartlarına uygun şekilde seyrederken arabamın ön tarafıyla hiç bir arabaya bodozlama vurmadığım halde kusurlular arasına dahil edilmişim.Kaldı ki tutanak 12-01-2017'de tutulmuş benim ifadem ise iki gün sonra yani 14-02-2017'de alındı,ağrılar,sızılar içinde,çelik korseyle yeğenimin kiralık arabasıyla üç gün önce savaş gibi bir kazadan çıkarak verdiğim bir ifadeden bahsediyorum.Kurumsal görevini yerine getirmeyenler,hiç olmazsa ana arterlerde basit bir tuzlama işini yapmayanlar,o kazanın içinde olmadıkları için kusurlu mu kusursuzlar mı sormak lazım! Belimde büyük bir ağrı hissettim,bu darbeler sonrasında acaba tekrar belim kırıldı mı endişesine kapıldım.Ege Üniversite hastanesinin acil servisin de tıbbi müdahaleler yapıldı,yeni kırık olup olmadığı anlaşılamadı,ertesi gün öğleden sonrasına kadar sağa sola dönmeksizin,ihtiyaçlarımı dahi sırt üstü yattığım yerden karşıladım.Çelik korseyle hastaneden 13 gün sonra kontrole gelmek üzere çıktım.Şükürler olsun eski kırıkların olduğu yerlerde hasar yok,ancak doktorlar çekimler sonrası küçük kırıklar olduğunu söylediler.Kazanın üzerinden bugün itibarıyla 42 gün geçti,küçük kırıklar olduğu söylenen yerlerimde ağrılarım geçti,tabi ki eski kırıkların rutin ağrıları biraz daha arttı,yani daha dikkatli olma zorunluluğu hasıl oldu.Uzattığımın farkındayım,ancak bunları anlatmazsam başlığın anlaşılması kolay olmazdı.Bu kazada pek çok şeye üzüldüm,ancak 26 yaşında bir genç insanımızın hayatını kaybetmesinden daha büyük olmadı üzüntüm.Allah rahmet etsin,yakınlarına başsağlığı,sabır diliyorum.
Yukarıda anlattıklarım sonrası gelelim başlıkta ki konuya;ötv indirimli aracım pert oldu,sonuçlandı mı?
Neredeee bu konularda bizim memleketimizde pert aracın hurdaya ayrılarak,devletin engellilere destek olarak sübvanse ettiği ötv indirimini sigorta şirketlerine anlatırken,dillerinde tüy bitmesine rağmen,ötv hariç tutarı ödeme inadını,bunun nedenini de sebepsiz zenginleşmeye bağlamıyorlar mı ya! İnanın aklım almıyor,haklıyken haksız duruma düşmemek için çok büyük enerji harcıyorum zihinsel olarak.Bunu avukatlarla,sigortacılarla yani damdan düşmemiş kiminle konuştuysam aynı cevabı alıyorum,sebepsiz zenginleşiyormuşuz.
Ben sebepsiz,haksız zenginleşmeyi istemeyecek kadar ahlaki ve insani değerlere sahip olduğumu biliyorum,kesin bildiklerimle ilgili kesin konuşurum ama bilgi sahibi olanların da kendilerini yeterince güncellemediklerinden olsa gerek,onlar da aynı şeyleri söylüyor.Bu işin anlaşılmasına herkes tarafından kabul edilebilir hale gelmesine ancak yasalar,genelgeler vb.ilgili kişiler,kurumlar kuruluşlar tarafından el atılmasıyla baş edilebilir gibi geliyor bana.Yani bu ilgililer diyecekler ki,ya da yazacaklar ki;''ey engelli avukatların,sigortacıların dedikleri doğru ötv dahil primlendirme olsa da ötv hariç ödeme yapılır,ya da aracın pert olması halinde poliçeye ötv dahil fiyat üzerinden primlendirme yapılmışsa,ötv dahil fiyat üzerinden ödeme yapılır denilmesi,yazılması ve hiç kimsenin kafasını karıştırmadan duru bir anlatımla deklare edilmesi şart,yoksa her yönden haksızlıklara gebe bir konu,
beş yıl dolduğunda ki duruma geldiğimizi düşünüyorum,engelli aracı perte çıkıp,hurdaya ayrılıp trafikten men olduktan sonra nasıl ki araç satıldığın da ötv ödeme yükümlülüğümüz yoksa,aynı duruma gelmiyor muyuz?Ne dersiniz? Mevcut sağlığımızdan fire vermeden daha iyi yaşam sürmemiz dileklerimle hoşça kalın.
böylesi hava şartlarında öncelikle ağır araçların(yolcu otobüsleri)daha yavaş olsalardı,onların hızına ayak uydurulmasa yine bu kadar can yanmazdı gibi gibi pek çok olumsuzluk yaşanmayabilirdi. Arada olan benim gibi hava ve yol durumuna uygun giderken bu yersiz ve zamansız sürat yapanların arasında kalıp yaralanmalara,araçların çoğunun perte çıkmasına,kazanın çok araçlı olması nedeniyle tutulan,ölümlü yaralanmalı kaza tespit tutanaklarının;kaza mahalli ve kazaya karışanların ifadelerinden oluşmasından kaynaklı eksiklikler,tahmine,varsayıma dayalı yapılması nedeniyle zaten zor olan hayatımız içinde daha bir zorluklarla karşılaşmayabilirdik.Bel kemiğim eski kırık,platin var(1982 senesinde askerden eve dönerken yolcu otobüsünün dağa çarpması sonucu,yanımdaki asker arkadaşım dahil 13 insanımızın hayatını kaybettiği,15 güne yakın komada kaldığımın söylendiği büyük kazadan sonra geçirdiğim ameliyatlardan kalma bir kırık,en önemlisi bu olduğu için diğer kırıkları,hasarları anlatmıyorum).
Arkadan hızla gelen aracın çarpmasıyla,zeminin buzlu olması sebebiyle arabam yolda döndü,döner dönmez bir başka aracın sağ taraftan çarpması sonucu ,gidiş istikametinin hemen hemen tersi pozisyonda daha önce çarpışma sonrası duran araca sol taraftan kaymanın da etkisiyle arabamın ön sol tarafıyla vurarak durabildim.Hoş trafikte bu bile kusurlu olma sonucunu doğuruyormuş.
Yani hava ve zemin şartlarına uygun şekilde seyrederken arabamın ön tarafıyla hiç bir arabaya bodozlama vurmadığım halde kusurlular arasına dahil edilmişim.Kaldı ki tutanak 12-01-2017'de tutulmuş benim ifadem ise iki gün sonra yani 14-02-2017'de alındı,ağrılar,sızılar içinde,çelik korseyle yeğenimin kiralık arabasıyla üç gün önce savaş gibi bir kazadan çıkarak verdiğim bir ifadeden bahsediyorum.Kurumsal görevini yerine getirmeyenler,hiç olmazsa ana arterlerde basit bir tuzlama işini yapmayanlar,o kazanın içinde olmadıkları için kusurlu mu kusursuzlar mı sormak lazım! Belimde büyük bir ağrı hissettim,bu darbeler sonrasında acaba tekrar belim kırıldı mı endişesine kapıldım.Ege Üniversite hastanesinin acil servisin de tıbbi müdahaleler yapıldı,yeni kırık olup olmadığı anlaşılamadı,ertesi gün öğleden sonrasına kadar sağa sola dönmeksizin,ihtiyaçlarımı dahi sırt üstü yattığım yerden karşıladım.Çelik korseyle hastaneden 13 gün sonra kontrole gelmek üzere çıktım.Şükürler olsun eski kırıkların olduğu yerlerde hasar yok,ancak doktorlar çekimler sonrası küçük kırıklar olduğunu söylediler.Kazanın üzerinden bugün itibarıyla 42 gün geçti,küçük kırıklar olduğu söylenen yerlerimde ağrılarım geçti,tabi ki eski kırıkların rutin ağrıları biraz daha arttı,yani daha dikkatli olma zorunluluğu hasıl oldu.Uzattığımın farkındayım,ancak bunları anlatmazsam başlığın anlaşılması kolay olmazdı.Bu kazada pek çok şeye üzüldüm,ancak 26 yaşında bir genç insanımızın hayatını kaybetmesinden daha büyük olmadı üzüntüm.Allah rahmet etsin,yakınlarına başsağlığı,sabır diliyorum.
Yukarıda anlattıklarım sonrası gelelim başlıkta ki konuya;ötv indirimli aracım pert oldu,sonuçlandı mı?
Neredeee bu konularda bizim memleketimizde pert aracın hurdaya ayrılarak,devletin engellilere destek olarak sübvanse ettiği ötv indirimini sigorta şirketlerine anlatırken,dillerinde tüy bitmesine rağmen,ötv hariç tutarı ödeme inadını,bunun nedenini de sebepsiz zenginleşmeye bağlamıyorlar mı ya! İnanın aklım almıyor,haklıyken haksız duruma düşmemek için çok büyük enerji harcıyorum zihinsel olarak.Bunu avukatlarla,sigortacılarla yani damdan düşmemiş kiminle konuştuysam aynı cevabı alıyorum,sebepsiz zenginleşiyormuşuz.
Ben sebepsiz,haksız zenginleşmeyi istemeyecek kadar ahlaki ve insani değerlere sahip olduğumu biliyorum,kesin bildiklerimle ilgili kesin konuşurum ama bilgi sahibi olanların da kendilerini yeterince güncellemediklerinden olsa gerek,onlar da aynı şeyleri söylüyor.Bu işin anlaşılmasına herkes tarafından kabul edilebilir hale gelmesine ancak yasalar,genelgeler vb.ilgili kişiler,kurumlar kuruluşlar tarafından el atılmasıyla baş edilebilir gibi geliyor bana.Yani bu ilgililer diyecekler ki,ya da yazacaklar ki;''ey engelli avukatların,sigortacıların dedikleri doğru ötv dahil primlendirme olsa da ötv hariç ödeme yapılır,ya da aracın pert olması halinde poliçeye ötv dahil fiyat üzerinden primlendirme yapılmışsa,ötv dahil fiyat üzerinden ödeme yapılır denilmesi,yazılması ve hiç kimsenin kafasını karıştırmadan duru bir anlatımla deklare edilmesi şart,yoksa her yönden haksızlıklara gebe bir konu,
beş yıl dolduğunda ki duruma geldiğimizi düşünüyorum,engelli aracı perte çıkıp,hurdaya ayrılıp trafikten men olduktan sonra nasıl ki araç satıldığın da ötv ödeme yükümlülüğümüz yoksa,aynı duruma gelmiyor muyuz?Ne dersiniz? Mevcut sağlığımızdan fire vermeden daha iyi yaşam sürmemiz dileklerimle hoşça kalın.