Öncelikle hayatın kaotik düzeni içerisinde 20 yıldır psikoz la mücadele eden biri olarak bu durumu en iyi anlayabilecek olanlardan biri olduğumu söylemek isterim.. Psikoz varoluşsal sorgulamanın derinlemesine nüfuz ettiği ve kişinin kendi gerçekliği ile dışsal gerçeklik arasındaki uyum sorunlarının doruğa çıkığı bir ruh halini ihtiva eder..
Bu süreçte yaşanan dalgalanmalar bireyin iç dünyasındaki gel gitler şeklinde olabileceği gibi çevresel faktörlerin etkisinden hatta beynin kimyasal bileşkesindeki hormonal hareketlerden de kaynaklanabilir. Biz psikoz hastaları mevsimsel atak lara karşı duyarlılık sahibi olduğumuızdan hastalığımızla ilgili pek çok belirtiyi doruk noktasında ulaşmadan fark edemeyiz. Oysa ki; Sorunlarımızın pek çoğunda ORTAM DEĞİŞİKLİĞİ ciddi anlamda rahatlama getirecektir. Bir de sürelilik arz eden alışkanlıklarda radikal olmayan değişiklikler duygusal farkındalığı uyarmak sureti ile kişi yi yaşadığı hayatın bir parçası haline getimeyi sağlayabilir. Buna kısaca sosyal rol terapisi diyoruz. Ne yazık ki klasik psikiyatri davranış psikolojisi üzerinde beynin kimyasal yapısı nı referans alarak hareket ettiğinden, Nörolojik müdahale seçenekleri bir hayli vakit alıyor ve bu durum çoğunlukla ŞİZOFRENİ ye yatkınlığı nedeniyle psikoz hastalarına karşı müdahale seçeneklerinin yeniden kurgulanmasına sebep oluyor. Hastane deneyimlerinden de edindiğim bilgilere göre "Bu şahsi kanaatimdir" Psikoz" un çevresel etki faktörleri kişiye doğru aktarıldığında çözüme daha kolay ulaşılabiliyor.. Bu nedenle hastalığınız hakkında ne kadar çok bilgi edinirseniz neyi ne zaman yapmanız gerektiği noktasındaki doktor tavsiyeleri sizin üzerinizde o derece etkili sonuçlar doğuracaktır. Çünkü psikyatrik vak. a larda hastanın bilinçlendirilmesi de en az hekim müdahalesinin komplike edilmesi kadar önemlidir.