Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Roni Margulıes

Ritsos

Üye
Üyelik
31 Ocak 2005
Konular
16
Mesajlar
55
Reaksiyonlar
0
ÇAĞIMIZDA HER AŞK

Ayrıntılardan arındırsam hayatımı;
desem ki: ben Elsa'yı çok sevdim.
O kadar. Bir kapı aralandı kısaca:
Bir başka dünyada, başka bir çağda
mümkün olabileceğini gördük aşkın.
Usulca kapandı tekrar kapı sonra.

Uzun uzun durmasam üzerinde;
desem ki: ben Elsa'yı çok sevdim.
O kadar. Aşkın başkalarını dışladığı,
sevdanın ille de bire bir yaşandığı yerde,
biri bir başkasını ne kadar sevebilirse,
o kadar sevebildim ben de işte.

Desem ki, böylesi bir dünyada,
böyleyken insan ilişkileri
başka türlü sevemezdik zaten.
Elsa duymuyorsa artık sözlerimi,
ne anlamı olabilir ki dediklerimin!
Sonuç olarak yenildik işte.

Desem ki, yumuşak bir sesle,
baştan yeniktir çağımızda her aşk.
Herkes gibi yenildik işte biz de.
İsyan etmesem, doğal karşılasam
ve ağlamayabilsem.
Ağlamasam.

Desem ki, değişecek birgün herşey,
çıkacak aşk bireylerin tekelinden.
Ne değişir ki bizim için? Ne değişir ki?
Baştan yeniktir çağımızda her aşk
ve çağımızın çocukları, Elsa'yla ben,
yenildik işte herkes gibi.

RONI MARGULIES

***
SOFİA

O zaman öyle düşünmüyorduk kuşkusuz ama,
çok gençtik o zamanlar gibi geliyor şimdi bana.
Okul bitmiş, Selanik'e gitmişti yaz için o,
ben İstanbul'a.

Ne sevgiyi ciddiye alıyor insan o yaşlarda,
ne ayrılığı. Telefonda konuşuyorduk ara sıra.
"Gelsene" demişti. Gitmiştim Keşan üzerinden.
Eğlence bu ya!

Denize girmiştik Ege'nin öbür tarafında.
Zeytinlikler, çamlar, ahşap bir taverna.
Üçüncü gün anlamsız bir kavga etmiştik.
Bırakmıştı beni oracıkta.

Bir arkadaşı götürmüştü beni havaalanına.
Beklenmeden çıkagelmişti birden son anda.
Sarılıvermiştik birşey olmamış gibi.
Götürürken beni uçağa

mavi gözlü bakır bir baykuş almıştı bana.
"Bak" demişti, "bilgelik tanrıçası bu, Sofia".
Masamın bir kenarında oturur hâlâ o baykuş,
ve o günden bu yana

izledikçe 16 yıldır yaşadıklarımızı Elsa'yla
gördüklerine inanamazmış gibi çok zaman
hafifçe gülümseyen bir ifade belirir yüzünde adeta.

RONI MARGULIES
 
MEVSİMLER



Bu kışı da devirdik, derdi,
Şubat’ta bir gün güneş açacak olsa.
Saçmalama, derdim, kar bile yağar haftaya.
Olsun, ne önemi var, ne kaldı ki
şunun şurasında ilkbahara?
Telefona sarılırdım kar yağdığında sonra,
Hani, derdim, hani bahar, dışarı baksana!
Say bak, derdi, kaç günü kalmış Şubat’ın.
Tartışırken biz böyle, bahar geliverirdi.

Daha kötüsü, Ağustos başlarında,
yeni dönmüşken Londra’dan ben,
Bu yaz da bitti, derdi birden, Ağustos’un
kıştır zaten yarısı. Dönüşün yaklaştı.
Hayır, derdim , dışarısı kırk derece,
dört haftası var bu ayın daha;
buna bir de pastırma yazını ekle.
Ne eklersen ekle, derdi, geliyor işte kış yine.

Aceleye getirmeyi sevmem ben mevsimleri.
Zaten geçiyorlar. Zaten geçiyor yıllar.
Beş kış devirmişim işte Fikret gideli.
 
mavi gözlü bakır bir baykuş almıştı bana.
"Bak" demişti, "bilgelik tanrıçası bu, Sofia".
Masamın bir kenarında oturur hâlâ o baykuş,
ve o günden bu yana


sag ol paylasımın için
 
Üst Alt