@
ahmet75 @
-DORLİON-
Bu arada genel bilgi edinme açısından değerlendirsek: Herkes, her durumda suça karışmışsa, muhakemesi yapılacaktır. Mahkeme kişinin psikososyal engelli olduğuna kanaat getirirse, Adli Tıbba sevk ederek detaylı bir rapor isteyecektir. Bu raporda engel durumu, fiil ehliyet sahip olup olmadığı, yani borçlanma dahil yaptıklarının sonuç ve anlamları arasında muhakeme yeteneğinin olup olmadığının incelenmesi talep edilecektir. Eğer raporlar suça karışan lehine gelirse o halde TCK 32 madde işletilir:
Akıl hastalığı
Madde 32-
(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynıolmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
Kanunda geçen cümle önemli: "
akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanır". Burada hastaneye yatırılmasından tutunda ev hapsine kadar her şey gerçekleşebilir.
Sözüne edilen dernek savunuculuğun bir parçası olan izleme, belgeleme ve raporlama faaliyetleri sürdürüp bunların sonucunda lobicilik yapmaktadır. Son yayını ise, şiddet, istismar, işkence, kötü muamele konularında engellilerin durumu şeklindeydi.
Öte yandan STK'ların yayımları ve kimi başvuruları mahkemelerde delil olarak kullanılabilmektedir. Mesela seçimlerde, fiziki koşullar sebebiyle oy kullanamadığı tescil edilen bir şikayetçinin delil olarak sundukları arasında, bir STK'nın bu kapsamda izleme çalışmaları ve oy kullanamamasında fiziki engellerin olduğu sonucuna varılmıştır.
"Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı'na (YSK) Karşı Süleyman Eryiğit
Süleyman Eryiğit ortopedik engellidir ve 12.06.2011 tarihinde yapılan 24. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde sandık ataması yapılırken gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle oyunu kullanamadığından bahisle, sandığa engelli olarak kaydı olduğu, ancak 3. kata konan sandığa ulaşamadığı, bunun da tutanakla sabit olduğu,
Bağımsız Seçim İzleme Platformu'nun Gözlem Raporu'nda, İzmir'de, yapılan gözlemde 34 oy yerinden 6 adedinin tüm seçmenlerin erişimine uygun, 28 oy verme yerinin ise engelli ve yaşlı seçmenlerin oy kullanmasına uygun olmadığının tespit edildiği ileri sürülerek 10.000,00.-TL manevi zararın 12.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, idarenin fiziksel erişilebilirlikle ilgili alması gereken tedbirlerin almamasını gerekçe gösterilmesiyle açılmıştır.
İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin E. 2011/1999 K. 2012/1849 sayılı kararında: "Dava konusu olayda manevi tazminatın koşullarının bulunduğu kuşkusuz ise de, davacının duyduğu elem ve sıkıntılarla, davalı idarenin zararın oluşumundaki hizmet kusurunun dikkate alınması suretiyle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizce, olayın niteliği dikkate alınarak duyduğu üzüntü ve ıstırap karşılığı davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüş" diyerek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir."
TOHAD yayınları: MEVZUATTAN UYGULAMAYA ENGELLİ HAKLARI İZLEME RAPORU 2013, Erişilebilirlik, eğitim,çalışma hayatı ve sağlık verileri-analizler s.107-108