Kronik orta kulak iltihabı sağırlık nedeni
10:44 | 28 Ocak 2011
Tedaviye geç kalınan ve kronik hale gelen orta kulak iltihabı, kalıcı sağırlığa neden olabiliyor.
Uzmanlar, iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlayan hastalığın, bazen kulakta tıkanıklık, işitme azlığı, çınlama, zarda deformasyon, kemikcik iletim mekanizmasında bozulma ile kendini gösterdiğini ve hastalığın kronikleşmeye başladığında derecesi farklı olmak kaydıyla kesinlikle işitme kaybına yol açtığı uyarısında bulunuyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Suat Özbilen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, orta kulak iltihabının viral ve bakteriyel enfeksiyon şeklinde olan ve genellikle üst solunum yollarında bir enfeksiyonu takiben iltihap oluştuğunu söyledi.
Orta kulak iltihabının Türk toplumunda sık görülen kulak burun boğaz hastalıklarından biri olduğunu ve her insanın yaşamının bir döneminde bu sorunla karşılaşabileceğini belirten Özbilen, hastalığı en çok yeni doğan, okul öncesi ve okul çağındaki çocuklarda sık görüldüğünü, erişkinlikte bu olasılığın azaldığını ifade etti.
En yüksek risk grubunun doğumdan 2 yaşına gelinceye kadar geçen süreyi kapsadığına dikkati çeken Özbilen, "Çoçuk, yeni doğan bebek, immünolojik gelişimini tamamlamadığı için enfeksiyona açıktır. Anatomi ve fizyolojinin tam olgunlaşmaması, beslenme ve yaşam koşulları gibi çevresel faktörler de etkilidir" dedi.
Özbilen, çocuğun ev ortamından çıkarak kreş, okul gibi kalabalığın içine girdiği 2-6 yaş aralığının da orta risk grubuna girdiğini anlatarak, orta kulak iltihabının sonbahar, kış ve ilkbahar dönemlerinde daha sık görüldüğünü, 12 yaşına kadar çocuklara dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
-ANNE SÜTÜ ALAN ÇOCUKLARDA RİSK AZALIYOR-
Hastalığın gelişiminde yaşam alanının, viral enfeksiyonun, yaşam alanındaki çocuk sayısının birden fazla olmasının, çocuklardan birinin evde diğerinin okula gidiyor olmasının riski artırdığına işaret eden Özbilen, "Ortamda sigara içilmesi, kötü hava şartları, yeterince anne sütü alınmaması da önemli risk faktörlerini oluşturuyor" diye konuştu.
Özbilen,ilk altı ay kesinlikle her bebeğin anne sütü alması gerektiğini vurgulayarak, "Anne sütü olan çocuklarda orta kulak iltihabı gelişimi riski azalır. Çünkü, anne sütü koruyucudur. Bunun dışında, çocuk, proteinden zengin beslenmeli, havuza girmekten kaçınılmalı" önerisinde bulundu.
-"KULAK AĞRISI, ÖZELLİKLE GECE ARTIYOR"-
Üst solunum yolu sorunu olan bir çocukta kolaylıkla orta kulak iltihabı gelişebileceğini dile getiren Özbilen, "Erişkinler en sık nezle oluyor. Ama çocuklarda anatominin küçük olması, burun, sinüs ve orta kulağın birbirine çok yakın olması risk faktörleri de eklendiğinde hastalık gelişimini kolaylaştırıyor" dedi.
Özbilenin verdiği bilgiye göre, hastalık iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlıyor ve kimi zaman kulakta tıkanıklık, işitme azlığı, çınlama, zarda deformasyon, kemikcik iletim mekanizmasında bozulma görülebiliyor ve ağrıya yol açıyor. Özellikle gece ortaya çıkıyor. Hastalığın evresine göre kulak da akıntı görülebiliyor. Ağrıdan sonra kulak içindeki iltihabi materyaller zarı dışa doğru itiyor, şişiriyor ve bazen de kulak zarından hafif kanlı bir sızıntı olabiliyor. İltihabın bu şekilde dışarı çıkış yolu bulması, vücudun kendini korumaya alması olarak gösteriliyor.
-KULAKTAN GELEN DEVAMLI AKINTI, KRONİK HASTALIK HABERCİSİ-
Her zaman kulaktan iltihap akması "iyi" anlamına gelmiyor. Kulakta devamlı bir akıntı olması, orada doku tahribi olduğunu ve hastalığın kronikleştiğini; ilaç kullanımı ile geçmeyen sürekli akıntı halinde ise kulak içinde ciddi bir harabiyet geliştiğini gösteriyor.
Orta kulak iltihabı, her üç vakadan birinde kendiliğinden iyileşiyor.
Hastalık, hasar bırakabildiğinden her koşulda hekim kontrolü gerekiyor. Hekim denetiminde yürütülen tedavi ile hasar miktarı az olduğunda tamamen normale dönülebiliyor.
Hastalık, başlamasının ardından tedavi sonrasında üç hafta içinde iyileşmesi halinde akut orta kulak iltihabı, 3 haftadan 3 aya kadar devam etmesi halinde yarı sinsi orta kulak iltihabı ve 3 ay sonrasında ise kronik orta kulak iltihabı olarak tanı alıyor.
Hastalık, iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlıyor.
Akıntı kesildikten sonra bile zamanla sık sık kendini yineliyor. Bazen kulakta dolgunluk, zarda çökme, kemik mekanizmasında bozulma görülebiliyor. Bu nedenle hekim kontrolü gerekiyor. Tedavi edilmeyen kronik hale gelen orta kulak iltihabı kalıcı sağırlığa neden olabiliyor. Hastalık, akuttan çıkıp kronikleşmeye başladığında derecesi farklı olmak kaydıyla kesinlikle işitme kaybı gelişiyor.
Hastalık sinsi geliştiğinde, sağlam kulak zarı arkasında sıvı birikiyor, kulak zarı orta kulak boşluğuna doğru emiliyor ve yapışmalar olabiliyor.
Enfeksiyon tedavisiz kaldığında çocuklarda ağır işitme kayıpları ve yaşamı tehdit eden sorunlar görülebiliyor.
-İLTİHAP, BEYİNDE APSEYE YOL AÇABİLİYOR-
Tedavi de hastalığın derecesine göre değişiyor.
Kulak zarı delindiğinde, sorunun ortadan kalkmaması ve hekim takibi yapılmaması halinde hastalıklı doku gelişerek kulak boşluğun içinde ya da kafa içinde komplikasyonlara yol açabiliyor. İltihap beyne ulaşarak, beyin dokusunda ve çevresinde çeşitli enfeksiyonlara ve apseye yol açabiliyor, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Kronik aşamada bu riskler daha da artıyor. Kemik eriyebiliyor ve iltihap doğrudan beyne ulaşabiliyor.
Bu aşamada ilaç tedavisi ve beraberinde cerrahi müdahale gerekiyor.
Operasyonla gelişen dokunun bölgeden çıkarılarak, elde kalan dokularla kulak yapısının tamir edilmesi gerekiyor. Hastalara, belli oranda işitme kazandırılabiliyor.
15-20 yaşına gelen bir çocuk hala tanı ve tedavi almadığında sorun kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle, sık sık kulağında problem olan çocukların düzenli takipte olması gerekiyor. Çünkü, erişkinlikteki işitme kayıplarının çoğunun gerekçesi, çocukluk çağında tedavi edilmemiş orta kulak iltihabından kaynaklanıyor.
10:44 | 28 Ocak 2011
Tedaviye geç kalınan ve kronik hale gelen orta kulak iltihabı, kalıcı sağırlığa neden olabiliyor.
Uzmanlar, iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlayan hastalığın, bazen kulakta tıkanıklık, işitme azlığı, çınlama, zarda deformasyon, kemikcik iletim mekanizmasında bozulma ile kendini gösterdiğini ve hastalığın kronikleşmeye başladığında derecesi farklı olmak kaydıyla kesinlikle işitme kaybına yol açtığı uyarısında bulunuyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Suat Özbilen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, orta kulak iltihabının viral ve bakteriyel enfeksiyon şeklinde olan ve genellikle üst solunum yollarında bir enfeksiyonu takiben iltihap oluştuğunu söyledi.
Orta kulak iltihabının Türk toplumunda sık görülen kulak burun boğaz hastalıklarından biri olduğunu ve her insanın yaşamının bir döneminde bu sorunla karşılaşabileceğini belirten Özbilen, hastalığı en çok yeni doğan, okul öncesi ve okul çağındaki çocuklarda sık görüldüğünü, erişkinlikte bu olasılığın azaldığını ifade etti.
En yüksek risk grubunun doğumdan 2 yaşına gelinceye kadar geçen süreyi kapsadığına dikkati çeken Özbilen, "Çoçuk, yeni doğan bebek, immünolojik gelişimini tamamlamadığı için enfeksiyona açıktır. Anatomi ve fizyolojinin tam olgunlaşmaması, beslenme ve yaşam koşulları gibi çevresel faktörler de etkilidir" dedi.
Özbilen, çocuğun ev ortamından çıkarak kreş, okul gibi kalabalığın içine girdiği 2-6 yaş aralığının da orta risk grubuna girdiğini anlatarak, orta kulak iltihabının sonbahar, kış ve ilkbahar dönemlerinde daha sık görüldüğünü, 12 yaşına kadar çocuklara dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
-ANNE SÜTÜ ALAN ÇOCUKLARDA RİSK AZALIYOR-
Hastalığın gelişiminde yaşam alanının, viral enfeksiyonun, yaşam alanındaki çocuk sayısının birden fazla olmasının, çocuklardan birinin evde diğerinin okula gidiyor olmasının riski artırdığına işaret eden Özbilen, "Ortamda sigara içilmesi, kötü hava şartları, yeterince anne sütü alınmaması da önemli risk faktörlerini oluşturuyor" diye konuştu.
Özbilen,ilk altı ay kesinlikle her bebeğin anne sütü alması gerektiğini vurgulayarak, "Anne sütü olan çocuklarda orta kulak iltihabı gelişimi riski azalır. Çünkü, anne sütü koruyucudur. Bunun dışında, çocuk, proteinden zengin beslenmeli, havuza girmekten kaçınılmalı" önerisinde bulundu.
-"KULAK AĞRISI, ÖZELLİKLE GECE ARTIYOR"-
Üst solunum yolu sorunu olan bir çocukta kolaylıkla orta kulak iltihabı gelişebileceğini dile getiren Özbilen, "Erişkinler en sık nezle oluyor. Ama çocuklarda anatominin küçük olması, burun, sinüs ve orta kulağın birbirine çok yakın olması risk faktörleri de eklendiğinde hastalık gelişimini kolaylaştırıyor" dedi.
Özbilenin verdiği bilgiye göre, hastalık iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlıyor ve kimi zaman kulakta tıkanıklık, işitme azlığı, çınlama, zarda deformasyon, kemikcik iletim mekanizmasında bozulma görülebiliyor ve ağrıya yol açıyor. Özellikle gece ortaya çıkıyor. Hastalığın evresine göre kulak da akıntı görülebiliyor. Ağrıdan sonra kulak içindeki iltihabi materyaller zarı dışa doğru itiyor, şişiriyor ve bazen de kulak zarından hafif kanlı bir sızıntı olabiliyor. İltihabın bu şekilde dışarı çıkış yolu bulması, vücudun kendini korumaya alması olarak gösteriliyor.
-KULAKTAN GELEN DEVAMLI AKINTI, KRONİK HASTALIK HABERCİSİ-
Her zaman kulaktan iltihap akması "iyi" anlamına gelmiyor. Kulakta devamlı bir akıntı olması, orada doku tahribi olduğunu ve hastalığın kronikleştiğini; ilaç kullanımı ile geçmeyen sürekli akıntı halinde ise kulak içinde ciddi bir harabiyet geliştiğini gösteriyor.
Orta kulak iltihabı, her üç vakadan birinde kendiliğinden iyileşiyor.
Hastalık, hasar bırakabildiğinden her koşulda hekim kontrolü gerekiyor. Hekim denetiminde yürütülen tedavi ile hasar miktarı az olduğunda tamamen normale dönülebiliyor.
Hastalık, başlamasının ardından tedavi sonrasında üç hafta içinde iyileşmesi halinde akut orta kulak iltihabı, 3 haftadan 3 aya kadar devam etmesi halinde yarı sinsi orta kulak iltihabı ve 3 ay sonrasında ise kronik orta kulak iltihabı olarak tanı alıyor.
Hastalık, iltihabın etkisiyle kulak zarının delinmesi ile başlıyor.
Akıntı kesildikten sonra bile zamanla sık sık kendini yineliyor. Bazen kulakta dolgunluk, zarda çökme, kemik mekanizmasında bozulma görülebiliyor. Bu nedenle hekim kontrolü gerekiyor. Tedavi edilmeyen kronik hale gelen orta kulak iltihabı kalıcı sağırlığa neden olabiliyor. Hastalık, akuttan çıkıp kronikleşmeye başladığında derecesi farklı olmak kaydıyla kesinlikle işitme kaybı gelişiyor.
Hastalık sinsi geliştiğinde, sağlam kulak zarı arkasında sıvı birikiyor, kulak zarı orta kulak boşluğuna doğru emiliyor ve yapışmalar olabiliyor.
Enfeksiyon tedavisiz kaldığında çocuklarda ağır işitme kayıpları ve yaşamı tehdit eden sorunlar görülebiliyor.
-İLTİHAP, BEYİNDE APSEYE YOL AÇABİLİYOR-
Tedavi de hastalığın derecesine göre değişiyor.
Kulak zarı delindiğinde, sorunun ortadan kalkmaması ve hekim takibi yapılmaması halinde hastalıklı doku gelişerek kulak boşluğun içinde ya da kafa içinde komplikasyonlara yol açabiliyor. İltihap beyne ulaşarak, beyin dokusunda ve çevresinde çeşitli enfeksiyonlara ve apseye yol açabiliyor, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Kronik aşamada bu riskler daha da artıyor. Kemik eriyebiliyor ve iltihap doğrudan beyne ulaşabiliyor.
Bu aşamada ilaç tedavisi ve beraberinde cerrahi müdahale gerekiyor.
Operasyonla gelişen dokunun bölgeden çıkarılarak, elde kalan dokularla kulak yapısının tamir edilmesi gerekiyor. Hastalara, belli oranda işitme kazandırılabiliyor.
15-20 yaşına gelen bir çocuk hala tanı ve tedavi almadığında sorun kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle, sık sık kulağında problem olan çocukların düzenli takipte olması gerekiyor. Çünkü, erişkinlikteki işitme kayıplarının çoğunun gerekçesi, çocukluk çağında tedavi edilmemiş orta kulak iltihabından kaynaklanıyor.