Karar aşağıdadır arkadaşlar. Dava SGK'ya idari başvuru ile başlamış, alınan red üzerine idare mahkemesine taşınmış, idare mahkemesi de red verince istinaf yolu açılmış ve istinaf mahkemesi, idare mahkemesinin kararı bozarak yeniden karar kurmuş ve gerekçesini aşağıda oybirliği ile sunmuştur.
Davacının istemi ise kısaca şöyledir: 2011 yılında koklear implat işitme cihazı alınmış, 2019 yılında kullanıcı hatası olmaksızın cihaz arızalanmış, cihazın tamiri mümkün olamamış, bunu bir rapor ile kanıtlamış, SGK'dan
SUT'ta belirtilen rakamı almış, üstünü ise talep etmiştir.
Karar ise şunlara atıf yapmıştır. Öncelikle bahsi konu olan talebin Anayasa'da karşılığı olduğu,
5510 sayılı kanun,
SUT ve kişinin devlet memuru olması sebebiyle 657 sayılı Kanun ile Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği ile ilişkilendirildiği,
SUT listesinde yer alan rakamın soyut olduğu, piyasa şartlarına uymadığı, cihazın kullanılmasında zorunluluk olduğu, sağlık giderinin davacıya bırakılmasında külfet oluşturulduğu, sağlık, yaşam ve tedavi hizmetleri yükümlülüklerinin ihlal edildiği ifade edilmiştir.
Bu karar herkes için aynı derece emsal olmaz. Zira dava konusu daha öncede söylediğim gibi özel unsurlar barındırıyor. Ancak, karara esas olan ilkeler açılacak davalarda kanıt ve emsal gösterilebilir.
Karar hiç de fena değil aslında. Kurulan hükümde sadece tıbbi açıdan değerlendirmeler yapılmış, psikososyal nedenlere girilmemiş. Uluslararası sözleşmelere de bir atıf görmedim. İktisadi konularda ise sadece külfet ile sınılanmış ve de en önemlisi
SUT'un ilgili maddesini iptal etmemiş. Bu bakımdan biraz eksik buldum.
T.C
ISTANBUL
BÖLGE IDARE MAHKEMESI
SEKIZINCI IDARE DAVA DAIRESI
Esas No :
Karar No :
ISTINAF YOLUNA BASVURAN
(DAVACI) :
KARSI TARAF (DAVALI) : SOSYAL GÜVENLIK KURUMU BASKANLIGI
VEKILI :
ISTEMIN ÖZETI :
. Bakanlıgında memur olarak görev yapan davacının, 2011 yılından itibaren kullanmakta oldugu isitme cihazının yenilenmesi üzerine, satın alınan 22.500,00-TL tutarındaki isitme cihazı için Sosyal Güvenlik Kurumunun karşılamadığı kısım olan ve davacı tarafından ödenen 10.500,00-TL bedelin tarafına iadesine iliskin olarak
.. tarihli dilekçeyle yapılan basvurunun reddine iliskin Sosyal Güvenlik Kurumu Baskanlıgı Bahçelievler Saglık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin
.. tarihli ve
.. sayılı isleminin iptali ile söz konusu tutarın cihazın alındıgı tarihten itibaren isleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılan davada; davacının satın aldıgı 22.500,00-TL fatura bedelli isitme cihazının 12.000,00- TL'lik kısmının mevzuatı geregince zaten kurumca karsılandıgı açık olup; Saglık Uygulama Tebligi hükümlerine göre, davacının fazladan ödediğini ileri sürdügü 10.500,00-TL'nin ödenmesinin mümkün olmadıgı dikkate alındıgında; dava konusu islemde hukuka aykırılık bulunmadıgı gerekçesiyle davanın reddine iliskin Istanbul 4. Idare Mahkemesi'nce verilen
. tarih ve E:
.., K:
.. sayılı karara karsı davacı tarafından tesis edilen islemin hukuka aykırı oldugu iddialarıyla istinaf yoluna basvurularak, kararın kaldırılması ve dava konusu islemin iptali ile 10.500,00-TL bedelin tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETI : Savunma verilmemistir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Istanbul Bölge Idare Mahkemesi Sekizinci Idare Dava Dairesi'nce gereği görüsüldü:
2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanun'nun 6545 sayılı Kanunun 19.maddesi ile degisik 45/4. Maddesinde, "Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadıgı takdirde istinaf basvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi isin esası hakkında yeniden bir karar verir. Inceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya baska bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. Istinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir." hükmüne yer verilmistir.
Devletin niteliklerinin sayıldıgı ve sosyal bir Hukuk Devleti oldugunun vurgulandığı T.C. Anayasasının 5.maddesinde ise "Kisilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu saglamak; kisinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bagdasmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlıgının gelismesi için gerekli sartları hazırlamaya çalısmak" temel amaç ve görevleri arasında sayılmıstır.
Anayasanın devamı maddelerinde "Kisinin dokunulmazlıgı, maddi ve manevi varlıgı" baslıklı 17. maddesinde, herkesin yasama, maddi ve manevi varlıgını koruma ve gelistirme hakkına sahip oldugu belirtilmis; Saglık hizmetleri ve çevrenin korunması" baslıklı 56. maddesinde, Devletin; herkesin hayatını, beden ve ruh saglıgı içinde sürdürmesini saglamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, isbirligini gerçekleştirmek amacıyla saglık kuruluslarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyecegi ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki saglık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirecegi öngörülmüs; "Sosyal güvenlik hakkı" baslıklı 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip oldugu ve Devletin, bu güvenliği saglayacak gerekli tedbirlerialacagı ve teskilatı kuracagı kuralına yer verilmis, "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" baslıklı 65. maddesinde de "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ilebelirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliligi ölçüsünde yerine getirir." Düzenlemesine yer verilmistir.
Deginilen Anayasa hükümlerinin birlikte degerlendirilmesinden, tüm yurttaşların yasama haklarının, Devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülügü kapsamı içinde koruma altında oldugunun anlasıldıgı, kisilerin saglıklı olma hakkının bir ekonomik ve sosyal hak olarak bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle Devlete belli yükümlülükler getirdigi, bu anayasal yükümlülügün geregini yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için idarenin her türlü tedbiri almak, kisilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını saglaması gerektigi söylenebilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Tedavi Yardımı baslıgını tasıyan değişik 209. maddesinin l. fıkrasında Devlet memurları ile eslerinin veya bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve çocuklarının hastalanmaları halinde evlerinde veya resmi veya özel saglık kurumlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca saglanır. Ancak tedavi giderleri ve yol masraflarının ödenebilmesi için, tedaviye resmi tabip raporu ile lüzum gösterilmesi sarttır. hükmü öngörülmüs; 2l0. maddesinin 2. fıkrasında ise, 209. Madde hükümlerinin Maliye ve Saglık Bakanlıkları'nın görüsleri alınmak suretiyle Devlet Personel Baskanlıgı'nca hazırlanacak yönetmelige göre uygulanacagı hükmü yer almakta iken anılan 209.madde
5510 sayılı Kanunun 106/7 maddesi ile 2008 yılı Ekim ayı basında yürürlükten kaldırılmıstır.
5510 sayılı Kanunun 1. maddesine göre " Bu Kanun'un amacı, sosyal sigortalar ile genel saglık sigortası bakımından kisileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kisileri ve saglanacak hakları, bu haklardan yararlanma sartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel saglık sigortasının isleyisi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir." hükmüne yer verilmistir.
5510 sayılı Kanunun 63.maddesinde, Kurumun, finansmanı saglanacak sağlık hizmetlerinin teshis ve tedavi yöntemleri ile türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Saglık Bakanlıgının görüsünü alarak belirlemeye yetkili oldugu, bu maddenin uygulanmasına iliskin usûl ve esasların, Maliye ve Saglık Bakanlıgının görüsü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecegi belirtilmis; 107. maddesinde ise Kuruma yönetmelik ile düzenleme yapmak için genel bir yetki verilmis, bu yetki çerçevesinde çıkarılacak Genel Saglık Sigortası Uygulamaları Yönetmeligi ile Sosyal Güvenlik Kurumu Saglık Uygulama Tebligi tanımlanarak Uygulama Yönetmeliginin 62. maddesinde de bu Tebligde yer alacak hususlar gösterilmistir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Saglık Sigortası Kanununun 97/5 maddesinde; "Genel saglık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldugu kisilerin alacakları, hakkı doguran olayın ögrenildigi tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zamanasımına ugrar, hakkı doguran olay tarihinden itibaren ise bes yıl sonunda düser." hükmüne, 104. maddesinde; "Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile ilgili mevzuatında emeklilik, malûllük, vazife malûllügü ve sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, istirakçilige ve sigortalılıga, dul, yetim ve hak sahipligi sartlarına, emekli ikramiyesine, ek ödemelere, saglık hizmetleri veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmıs sayılır. ..." hükmüne yer verilmistir.
24.03.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Saglık Uygulamaları Tebliginin 3.1.1. de "Ayakta Tedavilerde Kullanılacak Kurumca Karsılanacak Tıbbi Malzemeler" sayılarak anılan Tebligin ekindeki EK:3/C-4 listesinde yer alan fiyatlar esas alınarak fatura tutarını asmamak sartıyla ödenecegi kurala baglanmıstır.
Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliginin Isitme Cihazı baslıklı 34. maddesinde; isitmenin cihaz ile düzeltilmesinin kabil olduğu resmi hastahanelerin uzman tabipleri tarafından verilecek raporla sabit olanların aldıkları işitme cihazlarının bedellerinin, kurumlarınca ödenecegi ve isitme cihazının yenilenebilmesi, en az 10 yıl geçmesi ve bunun degistirilmesinin zorunlu oldugunun resmi hastahane uzman tabip raporu ile belgelenmesi gerektigi, Çesitli Protezler baslıklı 35. maddesinde de Saglık Kurumları veya Kuruluslarının yetkili uzmanlarınca gösterilen lüzum üzerine tedavi amacıyla kullanılan ve gerek yurtiçinden saglanan gerekse yurtiçinden saglanmasının mümkün olmaması nedeniyle yurtdısından getirilmesi zorunlu olan vücut organı protezlerinin bedelleri ödeneceği hükümlerine yer verilmistir.
Dosyanın incelenmesinden,
... Bakanlığı bünyesinde memur olarak görev yapan davacının, her iki kulagında bulunan isitme kaybı nedeniyle 2011 yılında ameliyat edilerek kulagına "cochlear implant cihazının" yerlestirildigi, akabinde anılan cihazın arızalanması sebebiyle yenisiyle degisimi gerektiginin 20.06.2019 tarihinde Saglık Bilimleri Üniversitesi Istanbul Egitim ve Arastırma Hastanesi'nce raporlanması üzerine, ''cochlear implant cihazının 22.500,00-TL bedelle satın alındıgı, bu bedelin 12.000,00-TL'sinin kurumca karsılandıgı, 10.500,00-TL'sinin ise karsılanmadıgı, bunun üzerine davacı tarafından 19.11.2019 günlü basvuru ile söz konusu fark bedelin (10.500,00-TL) ödenmesinin davalı idareden talep edildigi, anılan basvurunun dava konusu islemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlasılmaktadır.
Uyusmazlıkta, Haydarpasa Numune Egitim ve Arastırma Hastanesi Saglık Kurulunun 21.04.2010 tarihli raporu ile davacıda isitme özür oranı %52, sınıf 1 konusma bozukluğu belirlendigi, Gazi Üniversitesi Saglık Arastırma ve Uygulama Merkezinde Sensörinöral Isitme Kaybı, Bilateral (ileri derecede) teshisi konularak 18.10.2011 tarihinde kulak içine Koklear Implant Konusma Islemcisi takıldıgı, takılan implantın 8 yıl boyunca kullanıldıgı ve bu sürenin sonunda 24.06.2019 tarihinde Saglık Bilimleri Üniversitesi Istanbul Egitim ve Arastırma Hastanesinin Tıbbi Malzeme Raporu ile konusma islemcisinde kusuru olmaksızın tamiri mümkün olmayan arıza tespit edilerek komple yenilenmesinin gerektiginin rapor edildigi, davacının söz konusu cihazın yenisini 22.500,00-TL bedelle faturalandırılmıs fiyatı üzerinden anlasmalı firmadan 24.06.2019 tarihinde temin ettigi, davalı idarece Saglık Uygulamaları Tebliginin 3.Bölümünün 3.1.1.sırasına iliskin EK:3/C-4 listesinde A10103 kodu ile yer alan Koklear Implant Konusma Islemcisi bedeli olan 12.000,00-TL'nin ilgili firmaya ödendigi, davalı idarenin ödedigi 12.000,00-TL'nin Saglık Uygulamaları Tebliginde yer alan tutar oldugu, doktor veya saglık kurulu raporu ile hastanın tedavisinde kullanılması zorunlu görülen ve hasta tarafından bedeli mukabilinde piyasadan temin edilen ortez, protez, iyilestirme araç ve gereç bedelinin, komisyonca piyasa arastırmaları yapılarak kisilere en çok yarar saglayan ve uygun bedelli olanın tespit edilmesi, sonrasında geri ödenecek bedelin belirlenmesi gerektigi, kurumca bu sekilde bir belirleme yapılmaksızın soyut olarak öngörülen bedel üzerinden ödeme yapılması, öngörülen bedel ile de cihaz alınabilecegi ortaya konulmaksızın, cihaz bedelini kısıtlar sekilde degerlendirme yoluna gidilmesinin artan oranların külfetinin hasta ve bakmakla yükümlü oldugu kisilerin üzerinde bırakılması sonucunu doguracagı açıktır.
Bu durumda; Sosyal Sigortalar Kurumunca finansmanı saglanan saglık hizmetleri için ödenecek bedelin belirlenmesinde yetkili kılınan Saglık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun, genel saglık sigortalısının, kurumun saglık hizmeti sunucularından satın aldığı ve komisyonca fiyatı belirlenen saglık hizmetinden genel saglık sigortası primi, katılım payı ve ilave ücret ödemek sartıyla yararlanabildigi, genel saglık sigortası prim gelirlerinin kurumca sunulan saglık hizmetinin finansmanında etkin bir sekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla komisyona tanınan fiyat belirleme yetkisinin, hastanın saglık hizmetine erişim hakkını engelleyecek veya hastanın dolayısıyla genel saglık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldugu kisilerin ödeyemeyecegi agır bir maddi yük altında bırakacak sekilde kullanılmasının saglıklı yasam hakkının ve Anayasamızda da ifadesini bulan Sosyal Devlet ilkesi ile hayat bulan saglıga erisim hakkının engellenmesine yol açacagından hareketle günümüz reel rakamlarından uzak Saglık Uygulamaları Tebligi listesindeki rakamı asan kısmın ödenmesine yönelik basvurunun reddine dair islemde hukuka uyarlık bulunmadıgı sonuç ve kanaatine ulasılmıstır.
Açıklanan nedenlerle, davacı istinaf basvurusunun kabulüne, Istanbul 4. Idare Mahkemesi'nin
.. tarih ve
.. kararının kaldırılmasına, dava konusu islemin iptaline, davacı tarafından karsılanan 10.500,00-TL cihaz bedelinin davalı idareye basvuru tarihi olan 19.11.2019 tarihinden itibaren isletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, asagıda dökümü yapılan davacı tarafından karsılanan 431,20.-TL yargılama giderinin davalı idareden alınıp davacıya verilmesine, artan posta ücretinin ilgilisine iadesine, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin (6) bendi uyarınca kesin olarak 24/11/2021 tarihinde oybirligiyle karar verildi.
YARGILAMA GIDERLERI
Dava + Istinaf Asaması :
Basvurma Harcı : 44,40 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Vekalet Harcı : 7,80 TL
Istinaf Basvuru Harcı : 162,10 TL
Posta Gideri : 172,50 TL
TOPLAM : 431,20 TL
H.A 25/11/2021