Bu hikayenin 5 te biri...
Herşey askere gitmeden önce başladı.Askere gitmeme birkaç ay kala sağlık ocağı doktorum askere gitmeden önce mutlaka hepatit B aşını yaptır,ama aşıyı yaptırmadan önce devlet hastanesinde kan ver,hepatit B vs taraması yapsınlar.Sonrada korunma amaçlı hepatit B aşını yaptır ve öyle askere git dedi.Askere gitmeme kısa bir süre kala aile hekimi min dediğini yaptım devlet hastanesine gittim ve hepatit B ye karşı aşılanmak istiyorum, yakında askere gideceğim dedim.Benden kan aldılar,sonucun ertesi gün çıkacağı söylendi.Ertesi gün sonuçları almak için hastaneye gittim.Sonucunuz enfeksiyon hastalıkları doktorunun ekranında,kendisiyle görüşmeniz gerekiyor dediler ve beni polikliniğe yönlendirdiler.Enfeksiyon hastalıkları doktoru ile görüştüm bana heyecanlanma ve panik yapma kanında hepatit B ye rastladık,test sonucun pozitif çıktı.Ama bu kesin sonuç değil,bazen yalancı pozitif sonuçlar alıyoruz.Senin gerçekten pozitif olup olmadığını anlayabilmemiz için DNA-RNA ya bakmamız gerekiyor.Ama bu test devlette şuan yok.Seni özel bir laboratuvara yönlendireceğim orada kan ver ve sonuçlarla birlikte buraya gel dedi.Dediğini yaptım,özel laboratuvarda kan verdim ve sonuçlarla birlikte devlet hastanesi enfeksiyon hastalıkları polikliniğine geri döndüm.Doktorum sonuçlara baktı ve çok şanslısın,sonucun negatif.İlk yaptığımız testte çıkan pozitif sonuç yalancıymış.Bazen böyle durumlar oluyor, işte bizde bu yüzden ilk testte sonucu pozitif çıkan hastalardan daha gelişmiş bir teknik olan dna-rna yöntemiyle doğrulama testi istiyoruz.Hiç bir şeyin yok son derece sağlıklısın dedi.Ben evime döndüm.Ama neye uğradığımı şaşırmıştım.Birkaç gün sonra askere gittim.Ama psikolojim bozuldu.Depresyona girdim.Aklımda sürekli hepatit B vardı.Ya hastaysam diye düşünüyordum.Sonuçta ilk yapılan testin sonucu pozitif çıkmıştı,ikinci yapılan doğrulama testinin sonucu negatifti.Ama ya ikinci yapılan test te hatalıysa v.s diye düşünmeye başladım.Askerde yemek yememeye ,gece uyumamaya başladım,kilo veriyordum hızla.Kimseyle konuşmuyordum,sürekli ağlıyorum,intihar düşünceleri olmaya başladı bende.Sonra beni 15 gün adana Ekrem Tok ruh ve sinir hastanesinde,15 gün İskenderun asker hastanesi psikiyatri servisinde yatırdılar. Düzelmedim.En son beni Ankara Gata psikiyatri servisine yatırdılar.Tam 1 ay boyunca gözlem altında yattım.Sonuç olarak bana tedavi ile işlevselliği düzelmeyen davranışları paranoyaklık tarzında bozulmuş OKB ve majör depresyon teşhisi koydular ve çürük verip askerlikle ilişiğimi kestiler.Eve döndüm,hayatım kabusa döndü.İşe girdim çalışmaya başladım ama insanlarla ilişkilerim bozuldu.Herkesten şüphelenmeye başladım,sürekli tartışıyordum herkesle.Arkadaşım kalmadı hiç, yanlızlaştım.Hayattan nefret eder ve her şeyi sorgular biri oldum.Sonra tekrar hastaneye başvurdum. Paranoyaklığım,yalnız biri olmam,içe kapanıklığım ve tuhaf düşüncelerim oldu.Psikolojim bozuldu iyice.Bu sefer sistemi ve devleti sorgulamaya başladım.Devlet kurumlarını ve kişileri sürekli Bimer'e şikayet etmeye başladım.Haksızlığa tahammülüm kalmadı.Sistem tarafından yönetildiğimiz ve hastalıkların dünyaya egemen olmaya çalışan süper zengin ve güçlü aileler tarafından özel laboratuvarlarda bilim adamlarına bilerek yaptırıldığını ve dünyaya yayıldığına inandım.Bu sefer bana hastanede paranoid şizofreni teşhisi koydular ve rapor verdiler.İlaç kullanmam istendi.Ama benimkisi şizofreni değildi okb ve depresyon olduğumu kabul ettim ama şizofreniyi kabul etmedim hiç.İlaç kullanmıyorum iki yıldır.Özel sektörde çalışıyorum.Son derece normal bir hayatım var.İlaç kullanmadan normal bir hayat yaşıyor olmam şizofreni olmadığımın kanıtı.Hayatımda şuandaki en büyük sorun,hastalık takıntım. Hiv virüsünden çok korkuyorum.İki haftada bir hiv testi yaptırıyorum , sonuçlar hep negatif ama ben yinede yaptırmaya devam ediyorum.İç çamaşırları ma sürekli çamaşır suyu döküyorum,annem neden iç çamaşırlarına çamaşır suyu döküyorsun,bak hepsi mahvolmuş beyaz lekeler var iç çamaşırında dedi.Tabi anneme, size hiv bulaşmasından korkuyorum bu yüzden eğer iç çamaşırı ma benden hiv bulaşmışsa,sen onu makinaya atarken iç çamaşırından sana hiv geçmesin diye , iç çamaşırları ma çamaşır suyu döküyorum diyemedim.Geçen gün servisle eve dönerken yolda 34 HİV ... plakalı bir araba gördüm,servisin içinde terlemeye başladım.Sonra servisten indim ve ağlamaya başladım.Kesin hiv kaptım ve Allah bana arabanın plakasıyla mesaj yolladı dedim.Onun dışında geçen ay Göztepe eğitim hastanesine gittim,enfeksiyon hastalıklarına.Enfeksiyon polikliniğinin kapısında prof Dr.Haluk Vahaboğlu yazıyordu.Bir an yazı karakterleri gözümde uçuştu.Haluk Vahapoğlu.İsim ve Soyisminin baş harflerini yan yana getir HV, ortaya İ koy. SONUÇ: HİV buda mı bana bir mesajdı.Bazen kartal devlet hastanesine gidip kendime diazem yaptırıyorum rahatlamak için.Bazende hastanenin bahçesine gidip acil servisinin karşısında oturup acili izliyorum,biraz rahatlatıyor beni hastaneyi izlemek ve o an orada olmak bana güven veriyor.Tam 11 tane sahte mail adresim var.Bu mail adreslerinden İnternetten mail adreslerini bulduğum enfeksiyon hastalıkları doktorlarına bazen gerçek olan,bazende senaryosunu biraz değiştirdiğim kurgu yazılar gönderiyorum.Şöyle ilişkim oldu böyle ilişkim oldu.Bana bu tarzda bir ilişkide hiv bulaşma riski nedir diye.Tam 11 tane sahte farklı mail adresi. Hergün aynanın karşısına geçip cep telefonun ışığıyla boğazıma bakıyorum acaba hiv belirtisi varmı diye.Vücudumdaki bütün her şeyi hiv ile ilişkilendiriyorum.Başım ağrıdı hiv yüzünden,dişim ağrıdı hiv yüzünden,karnım ağrıdı hiv yüzünden,farenjit oldum hiv yüzünden gibi.Artık çalışmak bile istemiyorum.Hayatımın odak noktası şuan hiv ve yaşadığım majör depresyon.Çıldırmak üzereyim.Eczaneye gidip kafama göre antibiyotik alıyorum,ağız çalkalama şurubu,ağız içi pomadlar. Vitamin hapları v.s..Hiç gücüm kalmadı.ARTIK DAYANAMIYORUM.Ölmek istiyorum
Herşey askere gitmeden önce başladı.Askere gitmeme birkaç ay kala sağlık ocağı doktorum askere gitmeden önce mutlaka hepatit B aşını yaptır,ama aşıyı yaptırmadan önce devlet hastanesinde kan ver,hepatit B vs taraması yapsınlar.Sonrada korunma amaçlı hepatit B aşını yaptır ve öyle askere git dedi.Askere gitmeme kısa bir süre kala aile hekimi min dediğini yaptım devlet hastanesine gittim ve hepatit B ye karşı aşılanmak istiyorum, yakında askere gideceğim dedim.Benden kan aldılar,sonucun ertesi gün çıkacağı söylendi.Ertesi gün sonuçları almak için hastaneye gittim.Sonucunuz enfeksiyon hastalıkları doktorunun ekranında,kendisiyle görüşmeniz gerekiyor dediler ve beni polikliniğe yönlendirdiler.Enfeksiyon hastalıkları doktoru ile görüştüm bana heyecanlanma ve panik yapma kanında hepatit B ye rastladık,test sonucun pozitif çıktı.Ama bu kesin sonuç değil,bazen yalancı pozitif sonuçlar alıyoruz.Senin gerçekten pozitif olup olmadığını anlayabilmemiz için DNA-RNA ya bakmamız gerekiyor.Ama bu test devlette şuan yok.Seni özel bir laboratuvara yönlendireceğim orada kan ver ve sonuçlarla birlikte buraya gel dedi.Dediğini yaptım,özel laboratuvarda kan verdim ve sonuçlarla birlikte devlet hastanesi enfeksiyon hastalıkları polikliniğine geri döndüm.Doktorum sonuçlara baktı ve çok şanslısın,sonucun negatif.İlk yaptığımız testte çıkan pozitif sonuç yalancıymış.Bazen böyle durumlar oluyor, işte bizde bu yüzden ilk testte sonucu pozitif çıkan hastalardan daha gelişmiş bir teknik olan dna-rna yöntemiyle doğrulama testi istiyoruz.Hiç bir şeyin yok son derece sağlıklısın dedi.Ben evime döndüm.Ama neye uğradığımı şaşırmıştım.Birkaç gün sonra askere gittim.Ama psikolojim bozuldu.Depresyona girdim.Aklımda sürekli hepatit B vardı.Ya hastaysam diye düşünüyordum.Sonuçta ilk yapılan testin sonucu pozitif çıkmıştı,ikinci yapılan doğrulama testinin sonucu negatifti.Ama ya ikinci yapılan test te hatalıysa v.s diye düşünmeye başladım.Askerde yemek yememeye ,gece uyumamaya başladım,kilo veriyordum hızla.Kimseyle konuşmuyordum,sürekli ağlıyorum,intihar düşünceleri olmaya başladı bende.Sonra beni 15 gün adana Ekrem Tok ruh ve sinir hastanesinde,15 gün İskenderun asker hastanesi psikiyatri servisinde yatırdılar. Düzelmedim.En son beni Ankara Gata psikiyatri servisine yatırdılar.Tam 1 ay boyunca gözlem altında yattım.Sonuç olarak bana tedavi ile işlevselliği düzelmeyen davranışları paranoyaklık tarzında bozulmuş OKB ve majör depresyon teşhisi koydular ve çürük verip askerlikle ilişiğimi kestiler.Eve döndüm,hayatım kabusa döndü.İşe girdim çalışmaya başladım ama insanlarla ilişkilerim bozuldu.Herkesten şüphelenmeye başladım,sürekli tartışıyordum herkesle.Arkadaşım kalmadı hiç, yanlızlaştım.Hayattan nefret eder ve her şeyi sorgular biri oldum.Sonra tekrar hastaneye başvurdum. Paranoyaklığım,yalnız biri olmam,içe kapanıklığım ve tuhaf düşüncelerim oldu.Psikolojim bozuldu iyice.Bu sefer sistemi ve devleti sorgulamaya başladım.Devlet kurumlarını ve kişileri sürekli Bimer'e şikayet etmeye başladım.Haksızlığa tahammülüm kalmadı.Sistem tarafından yönetildiğimiz ve hastalıkların dünyaya egemen olmaya çalışan süper zengin ve güçlü aileler tarafından özel laboratuvarlarda bilim adamlarına bilerek yaptırıldığını ve dünyaya yayıldığına inandım.Bu sefer bana hastanede paranoid şizofreni teşhisi koydular ve rapor verdiler.İlaç kullanmam istendi.Ama benimkisi şizofreni değildi okb ve depresyon olduğumu kabul ettim ama şizofreniyi kabul etmedim hiç.İlaç kullanmıyorum iki yıldır.Özel sektörde çalışıyorum.Son derece normal bir hayatım var.İlaç kullanmadan normal bir hayat yaşıyor olmam şizofreni olmadığımın kanıtı.Hayatımda şuandaki en büyük sorun,hastalık takıntım. Hiv virüsünden çok korkuyorum.İki haftada bir hiv testi yaptırıyorum , sonuçlar hep negatif ama ben yinede yaptırmaya devam ediyorum.İç çamaşırları ma sürekli çamaşır suyu döküyorum,annem neden iç çamaşırlarına çamaşır suyu döküyorsun,bak hepsi mahvolmuş beyaz lekeler var iç çamaşırında dedi.Tabi anneme, size hiv bulaşmasından korkuyorum bu yüzden eğer iç çamaşırı ma benden hiv bulaşmışsa,sen onu makinaya atarken iç çamaşırından sana hiv geçmesin diye , iç çamaşırları ma çamaşır suyu döküyorum diyemedim.Geçen gün servisle eve dönerken yolda 34 HİV ... plakalı bir araba gördüm,servisin içinde terlemeye başladım.Sonra servisten indim ve ağlamaya başladım.Kesin hiv kaptım ve Allah bana arabanın plakasıyla mesaj yolladı dedim.Onun dışında geçen ay Göztepe eğitim hastanesine gittim,enfeksiyon hastalıklarına.Enfeksiyon polikliniğinin kapısında prof Dr.Haluk Vahaboğlu yazıyordu.Bir an yazı karakterleri gözümde uçuştu.Haluk Vahapoğlu.İsim ve Soyisminin baş harflerini yan yana getir HV, ortaya İ koy. SONUÇ: HİV buda mı bana bir mesajdı.Bazen kartal devlet hastanesine gidip kendime diazem yaptırıyorum rahatlamak için.Bazende hastanenin bahçesine gidip acil servisinin karşısında oturup acili izliyorum,biraz rahatlatıyor beni hastaneyi izlemek ve o an orada olmak bana güven veriyor.Tam 11 tane sahte mail adresim var.Bu mail adreslerinden İnternetten mail adreslerini bulduğum enfeksiyon hastalıkları doktorlarına bazen gerçek olan,bazende senaryosunu biraz değiştirdiğim kurgu yazılar gönderiyorum.Şöyle ilişkim oldu böyle ilişkim oldu.Bana bu tarzda bir ilişkide hiv bulaşma riski nedir diye.Tam 11 tane sahte farklı mail adresi. Hergün aynanın karşısına geçip cep telefonun ışığıyla boğazıma bakıyorum acaba hiv belirtisi varmı diye.Vücudumdaki bütün her şeyi hiv ile ilişkilendiriyorum.Başım ağrıdı hiv yüzünden,dişim ağrıdı hiv yüzünden,karnım ağrıdı hiv yüzünden,farenjit oldum hiv yüzünden gibi.Artık çalışmak bile istemiyorum.Hayatımın odak noktası şuan hiv ve yaşadığım majör depresyon.Çıldırmak üzereyim.Eczaneye gidip kafama göre antibiyotik alıyorum,ağız çalkalama şurubu,ağız içi pomadlar. Vitamin hapları v.s..Hiç gücüm kalmadı.ARTIK DAYANAMIYORUM.Ölmek istiyorum