1- İdrar boşaltımında sonda kullanmak zorunda olan kişilerin kaç değişik yöntemle sonda yapması mümkündür? (Daimi sonda, prezervatif sonda, Interminant katheterizasyon, Sistomi, Pace maker, ve bir de mesanenin tamamen devre dışı bırakılarak açılan bir delikle idrarın böbreklerden boşaltılması) Bu ve varsa diğer yöntemler konusunda kısaca bilgi verir misiniz? Bu yöntemlerin hangileri ülkemizde sorunsuz kullanılabiliyor? Bu yöntemlerde kadın-erkek ayırımı var mıdır? Ayrım varsa bunlar hangi yöntemlerdir?
Cevap: Daimi sonda idrarın çıkış noktasından idrar kesesine iletilen bir katater şeklindedir. Kataterin balon kısmı mesane içerisinde şişirilerek dışarı çıkması engellenmiş olur.
Prezervatif sonda yalnızca erkeklerde kullanılan ve penis üzerine geçirilerek hastanın istemli veya istemsiz idrarını toplamaya yarayan sonda çeşididir.
İntermittant kataterizasyon idrar yapım noktasında idrar kesesine iletilen ince bir katater vasıtasıyla kesenin boşaltılıp, çıkartılması ile uygulanan yöntemdir.
Sistostomi göbek altı mesane üzerinden mesane içine gönderilen ince bir kataterden oluşur.
Pace Maker ise mesanenin sinir mekanizmasını uyararak kasılması ve sonuç olarak idrar yapımını amaçlayan teknik bir cihazdır.
Bu yöntemlerden prezervatif sonda hariç hepsi her iki cinse de uygulanabilir ve ülkemizde de her tipi mevcuttur.
2- Sonda kullanımında en çok karşılaşılan sorun enfeksiyonlardır. Kişilerin enfeksiyondan korunabilmeleri için dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir? Enfeksiyondan korunmak için haricen kullanılan ilaçlar (purinol) var mıdır? Varsa bu ilaçların mutlak doktor kontrolü ardından her hasta için kullanılması mümkün müdür? (Burada amacım; özellikle Anadolu’da bulunan “doktorların tecrübesizleriyle karşılaşan” hastaların bilinçlendirilmesidir). Bu tür önleyici ilaçların kullanım şekli ve dozu nasıl olmalıdır? Tüm bu önleyici yöntemler yapıldıktan sonra hastada yılda kaç defa enfeksiyon olması normal karşılanabilir?
Cevap:Sonda dışardan insan vücuduna iletilen bir sistem olduğu için dışarıdaki enfekte ortamın içeriye geçişini sağlayan bir yol olabilir. Bu nedenle bu tip malzeme kullanan hastaların hijyene aşırı dikkat etmesi gerekir. Sondanın giriş noktasının temizleyici solüsyonlar ile bakımı, kullanım süresine dikkat edilerek gerektiğinde değiştirilmesi, belli aralıklarla idrar tahlil ve kültürle idrarın enfekte olup olmadığının kontrol edilmesi ve bunların doktor kontrolü altında yapılması önemlidir. İlaç kullanımı gerektiğinde doktor tarafından yönlendirilerek alınması uygundur. Ayrıca bu tip hastalarımız mobilizasyon sorunu nedeniyle üriner sistem taş hastalığı riski de göz önünde tutularak en az senede bir kez ultrasonografik kontrol şarttır.
3- Hasta idrar yollarında enfeksiyon oluştuğunu nasıl anlar? Belirtiler nelerdir? Bu belirtiler sonucunda “idrar kültürü” yapılarak alınan antibiyotik tedavisinde bu enfeksiyondan kesin kurtulabiliniyor mu?Tüm önlemlere rağmen yılda 3-4 defa tekrarlanan enfeksiyonlarda “idrar kültürü sonucuna göre” alınan antibiyotiklerin zamanla vücutta bağımlılık yaparak etkisini kaybetmesi söz konusu olabilir mi? Yani 5-6 sene sonra bu hastalara “antibiyotik etki etmez” denilebilir mi? Böyle bir durum söz konusu ise; bu tür “yılda 3-4 defa” antibiyotik kullanmak zorunda kalan hastalar bu konuda neler yapmalıdırlar?
Cevap: İdrar yolu enfeksiyonunun başlıca belirtisi sık ve ağrılı idrar yapma isteğidir. Bunu hissedemeyen hastalarda ise idrar kaçırma, idrarın renk, koku değişikliği ve içerisinde partiküler ihtiva etmesi belirti olabilir. Yukarda da bahsedildiği gibi felçli hastada üriner sistem, korunması gereken özelliğe sahiptir. Bu yüzden sık kontrol ve doktor kontrollü antibiyotik kullanımı ilaçlara olan tolerans ihtimalini azaltır.
4- Kadın ve erkek için 4-6 saat aralığında yapılan sonda da kaç “cc” idrar çıkması normaldir? Bu konuda bazı hastalar “Aman mesaneyi fazla zorlama” diyerek 500-600 cc alıyor bazı hastalarda hiçbir sınır tanımadan 1000-1400 cc ya kadar çıkabiliyor.bunlardan hangisi doğru yaklaşımdır? Yani mesanenin aşırı dolmasının sakıncası var mıdır?
Cevap: Mesanenin normal kapasitesi yaklaşık 350-400 cc. dir. Bu nedenle mesane boşaltımı 4-6 saatte bir düzenli yapılmalıdır.Kapasiteyi zorlayıcı davranışlar uygun değil, üstelik zararlıdır.
5- Mesane ogmantasyonu denilen mesanede daralmanın başlıca sebepleri nelerdir? Kişi kendinde mesane daralması olduğunu nasıl anlayabilir? Bu mesane daralması anlık bir gelişme midir? Yoksa bir süreç sonunda mı oluşur? Eğer bir süreç sonunda oluşuyorsa kişinin bu süreci başından kavrayabilmesi mümkün müdür? Yani kendinde neler hissediyorsa bu “mesanede daralma başladı” anlamına gelir? Bu daralmanın kişinin yaşam standardını düşürdüğü göz önüne alındığında mesane daralması olan kişinin bundan kurtulması için önünde ne gibi seçenekler vardır? Bu seçeneklerin hangileri ülkemizde başarıyla yapılıyor?
Cevap: Uzun süreli sonda kullanımı sonucunda felçli hastalarda gözlenen, “mesane hacminin küçülmesi” bu gün artık aralıklı mesane boşaltımına gidilerek ve hastanın belli aralıklarla Ultrasonografi ve hacim, fonksiyon değerlendirmeye yönelik ürodinami tetkiki yapılarak önlenebilmektedir. Bu problemin oluştuğu hastalarda ise “Mesane Augmentasyonu” denilen ve mesaneyi genişletme amacı güden operasyonlar yapılmaktadır.
6- Bazı doktorlar, mesanede kasılma yaşayan hastalara “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullandırırken bazı doktorlar bu tür ilaçlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmasını söylüyorlar. Bu ikilem biz hastalarda karmaşaya neden oluyor. Bu karmaşada da herkes kafasına göre bu ilaçları kullanmaya başlıyor. Bu konuda bir şeyler söyleyebilir misiniz?
Cevap: Doktor hastanın ürodinamik değerlendirmesine göre gerekli gördüğü zamanlarda –ki bu daha çok mesane kasının kontrolsüz kasılmalarıdır- “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullanabilir.
7- Katater sondalar; Nelaton(erkek boyu), Female(kadın boyu) , Pediatrik(Çocuk boyu) olarak üç ana gruba ayrılıyor. Bu kataterlerin uzunluk ve çap ölçüleri aşağıdaki ölçüler arasında oluyor.
Erkek boyu:40*08 ile 40*24
Kadın boyu:15-20*08 ile 15-20*18
Çocuk boyu: 20-30*06 ile 20-30*10
Kimin hangi ölçüdeki katateri kullanacağına nasıl ve kim karar veriyor? Bu kullanımda maksat “sürtünmenin ve sonucunda da deformasyonun en aza indirgeneceği” katateri tercih etmek mi? Yoksa bunun başka ölçüt ve kuralları da var mı? Örneğin yetşkin bir erkek hiçbir “ölçüm” olmadan (40*20) katater kullanırsa bu sakınca doğurur mu? Evetise sakıncaları nelerdir?
Cevap: Hastaya kalıcı veya geçici sonda kullanımı sırasında genellikle üretranın çapı dikkate alınır. Bu nedenle çocuklarda 6-8 erişkin erkek veya kadında 12-14 16F sonda uygundur. Üretra kalibrasyonundan büyük sondalar genelde travmatize etki yaparlar.
8- Her ne koşulda olursa olsun her hastanın en az ne kadar zaman aralığında bir ürologa gözükmesi şarttır? Hastaları ikna etmek ve “savsaklamalarını” önlemek için bu kontrollerin öneminden bahseder misiniz?
Cevap: Yukarıdaki sorularda bu konu hakkında bir çok kez uyarıda bulunulmuştur. En az senede bir kez ürolojik değerlendirme şart olduğu gibi bu tip hastaların her zaman danışıp bilgi alabileceği bir üroloğun olması da şarttır.
9- Bir felçlinin olağan periyotlarda yaptırdığı kontrollerde “Ultrason, Ürodinami, IVP...” gibi cihazlarla muhatap oluyorlar. Bu cihazları hiç görmemiş ya da yeni görecek olan hastalara bu cihazlardan bahseder misiniz? Ne işe yararlar? Nasıl yapılır? Test süreleri ne kadardır?....
Cevap: Ultrasonografi; ses dalgaları ile vücut organlarının gözlendiği bir radyoloji tekniğidir. 20 Dk. Kadar sürer.
IVP; Damar yolu ile verilen ilacın böbreklerden süzülüşü sırasında X ışını ile film alınıp değerlendirildiği radyoloji yöntemidir. 1 saat kadar sürer.
Ürodinami; Mesane içi basınç, kapasite, çalışma düzeni hakkında ölçümler yapıp grafi elde edilen bir yöntemdir. 30 Dk. Kadar sürer
Kaynak
Cevap: Daimi sonda idrarın çıkış noktasından idrar kesesine iletilen bir katater şeklindedir. Kataterin balon kısmı mesane içerisinde şişirilerek dışarı çıkması engellenmiş olur.
Prezervatif sonda yalnızca erkeklerde kullanılan ve penis üzerine geçirilerek hastanın istemli veya istemsiz idrarını toplamaya yarayan sonda çeşididir.
İntermittant kataterizasyon idrar yapım noktasında idrar kesesine iletilen ince bir katater vasıtasıyla kesenin boşaltılıp, çıkartılması ile uygulanan yöntemdir.
Sistostomi göbek altı mesane üzerinden mesane içine gönderilen ince bir kataterden oluşur.
Pace Maker ise mesanenin sinir mekanizmasını uyararak kasılması ve sonuç olarak idrar yapımını amaçlayan teknik bir cihazdır.
Bu yöntemlerden prezervatif sonda hariç hepsi her iki cinse de uygulanabilir ve ülkemizde de her tipi mevcuttur.
2- Sonda kullanımında en çok karşılaşılan sorun enfeksiyonlardır. Kişilerin enfeksiyondan korunabilmeleri için dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir? Enfeksiyondan korunmak için haricen kullanılan ilaçlar (purinol) var mıdır? Varsa bu ilaçların mutlak doktor kontrolü ardından her hasta için kullanılması mümkün müdür? (Burada amacım; özellikle Anadolu’da bulunan “doktorların tecrübesizleriyle karşılaşan” hastaların bilinçlendirilmesidir). Bu tür önleyici ilaçların kullanım şekli ve dozu nasıl olmalıdır? Tüm bu önleyici yöntemler yapıldıktan sonra hastada yılda kaç defa enfeksiyon olması normal karşılanabilir?
Cevap:Sonda dışardan insan vücuduna iletilen bir sistem olduğu için dışarıdaki enfekte ortamın içeriye geçişini sağlayan bir yol olabilir. Bu nedenle bu tip malzeme kullanan hastaların hijyene aşırı dikkat etmesi gerekir. Sondanın giriş noktasının temizleyici solüsyonlar ile bakımı, kullanım süresine dikkat edilerek gerektiğinde değiştirilmesi, belli aralıklarla idrar tahlil ve kültürle idrarın enfekte olup olmadığının kontrol edilmesi ve bunların doktor kontrolü altında yapılması önemlidir. İlaç kullanımı gerektiğinde doktor tarafından yönlendirilerek alınması uygundur. Ayrıca bu tip hastalarımız mobilizasyon sorunu nedeniyle üriner sistem taş hastalığı riski de göz önünde tutularak en az senede bir kez ultrasonografik kontrol şarttır.
3- Hasta idrar yollarında enfeksiyon oluştuğunu nasıl anlar? Belirtiler nelerdir? Bu belirtiler sonucunda “idrar kültürü” yapılarak alınan antibiyotik tedavisinde bu enfeksiyondan kesin kurtulabiliniyor mu?Tüm önlemlere rağmen yılda 3-4 defa tekrarlanan enfeksiyonlarda “idrar kültürü sonucuna göre” alınan antibiyotiklerin zamanla vücutta bağımlılık yaparak etkisini kaybetmesi söz konusu olabilir mi? Yani 5-6 sene sonra bu hastalara “antibiyotik etki etmez” denilebilir mi? Böyle bir durum söz konusu ise; bu tür “yılda 3-4 defa” antibiyotik kullanmak zorunda kalan hastalar bu konuda neler yapmalıdırlar?
Cevap: İdrar yolu enfeksiyonunun başlıca belirtisi sık ve ağrılı idrar yapma isteğidir. Bunu hissedemeyen hastalarda ise idrar kaçırma, idrarın renk, koku değişikliği ve içerisinde partiküler ihtiva etmesi belirti olabilir. Yukarda da bahsedildiği gibi felçli hastada üriner sistem, korunması gereken özelliğe sahiptir. Bu yüzden sık kontrol ve doktor kontrollü antibiyotik kullanımı ilaçlara olan tolerans ihtimalini azaltır.
4- Kadın ve erkek için 4-6 saat aralığında yapılan sonda da kaç “cc” idrar çıkması normaldir? Bu konuda bazı hastalar “Aman mesaneyi fazla zorlama” diyerek 500-600 cc alıyor bazı hastalarda hiçbir sınır tanımadan 1000-1400 cc ya kadar çıkabiliyor.bunlardan hangisi doğru yaklaşımdır? Yani mesanenin aşırı dolmasının sakıncası var mıdır?
Cevap: Mesanenin normal kapasitesi yaklaşık 350-400 cc. dir. Bu nedenle mesane boşaltımı 4-6 saatte bir düzenli yapılmalıdır.Kapasiteyi zorlayıcı davranışlar uygun değil, üstelik zararlıdır.
5- Mesane ogmantasyonu denilen mesanede daralmanın başlıca sebepleri nelerdir? Kişi kendinde mesane daralması olduğunu nasıl anlayabilir? Bu mesane daralması anlık bir gelişme midir? Yoksa bir süreç sonunda mı oluşur? Eğer bir süreç sonunda oluşuyorsa kişinin bu süreci başından kavrayabilmesi mümkün müdür? Yani kendinde neler hissediyorsa bu “mesanede daralma başladı” anlamına gelir? Bu daralmanın kişinin yaşam standardını düşürdüğü göz önüne alındığında mesane daralması olan kişinin bundan kurtulması için önünde ne gibi seçenekler vardır? Bu seçeneklerin hangileri ülkemizde başarıyla yapılıyor?
Cevap: Uzun süreli sonda kullanımı sonucunda felçli hastalarda gözlenen, “mesane hacminin küçülmesi” bu gün artık aralıklı mesane boşaltımına gidilerek ve hastanın belli aralıklarla Ultrasonografi ve hacim, fonksiyon değerlendirmeye yönelik ürodinami tetkiki yapılarak önlenebilmektedir. Bu problemin oluştuğu hastalarda ise “Mesane Augmentasyonu” denilen ve mesaneyi genişletme amacı güden operasyonlar yapılmaktadır.
6- Bazı doktorlar, mesanede kasılma yaşayan hastalara “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullandırırken bazı doktorlar bu tür ilaçlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmasını söylüyorlar. Bu ikilem biz hastalarda karmaşaya neden oluyor. Bu karmaşada da herkes kafasına göre bu ilaçları kullanmaya başlıyor. Bu konuda bir şeyler söyleyebilir misiniz?
Cevap: Doktor hastanın ürodinamik değerlendirmesine göre gerekli gördüğü zamanlarda –ki bu daha çok mesane kasının kontrolsüz kasılmalarıdır- “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullanabilir.
7- Katater sondalar; Nelaton(erkek boyu), Female(kadın boyu) , Pediatrik(Çocuk boyu) olarak üç ana gruba ayrılıyor. Bu kataterlerin uzunluk ve çap ölçüleri aşağıdaki ölçüler arasında oluyor.
Erkek boyu:40*08 ile 40*24
Kadın boyu:15-20*08 ile 15-20*18
Çocuk boyu: 20-30*06 ile 20-30*10
Kimin hangi ölçüdeki katateri kullanacağına nasıl ve kim karar veriyor? Bu kullanımda maksat “sürtünmenin ve sonucunda da deformasyonun en aza indirgeneceği” katateri tercih etmek mi? Yoksa bunun başka ölçüt ve kuralları da var mı? Örneğin yetşkin bir erkek hiçbir “ölçüm” olmadan (40*20) katater kullanırsa bu sakınca doğurur mu? Evetise sakıncaları nelerdir?
Cevap: Hastaya kalıcı veya geçici sonda kullanımı sırasında genellikle üretranın çapı dikkate alınır. Bu nedenle çocuklarda 6-8 erişkin erkek veya kadında 12-14 16F sonda uygundur. Üretra kalibrasyonundan büyük sondalar genelde travmatize etki yaparlar.
8- Her ne koşulda olursa olsun her hastanın en az ne kadar zaman aralığında bir ürologa gözükmesi şarttır? Hastaları ikna etmek ve “savsaklamalarını” önlemek için bu kontrollerin öneminden bahseder misiniz?
Cevap: Yukarıdaki sorularda bu konu hakkında bir çok kez uyarıda bulunulmuştur. En az senede bir kez ürolojik değerlendirme şart olduğu gibi bu tip hastaların her zaman danışıp bilgi alabileceği bir üroloğun olması da şarttır.
9- Bir felçlinin olağan periyotlarda yaptırdığı kontrollerde “Ultrason, Ürodinami, IVP...” gibi cihazlarla muhatap oluyorlar. Bu cihazları hiç görmemiş ya da yeni görecek olan hastalara bu cihazlardan bahseder misiniz? Ne işe yararlar? Nasıl yapılır? Test süreleri ne kadardır?....
Cevap: Ultrasonografi; ses dalgaları ile vücut organlarının gözlendiği bir radyoloji tekniğidir. 20 Dk. Kadar sürer.
IVP; Damar yolu ile verilen ilacın böbreklerden süzülüşü sırasında X ışını ile film alınıp değerlendirildiği radyoloji yöntemidir. 1 saat kadar sürer.
Ürodinami; Mesane içi basınç, kapasite, çalışma düzeni hakkında ölçümler yapıp grafi elde edilen bir yöntemdir. 30 Dk. Kadar sürer
Kaynak