Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Tartışma] Sakat olmadan önce sakatlar hakkında ne düşünüyordunuz?

Rekursion

Üye
Üyelik
8 Ara 2003
Konular
3
Mesajlar
399
Reaksiyonlar
0
:) seffgülü arkadashlarim,

gecenlerde http://www.engelliler.biz/forum/yas...lmasaydiniz-engelli-ile-evlenir-miydiniz.html sorusuna cevap yazarken kendimi engelli olmayan birinin yerine koymaya calishtim ama bi türlü beceremedim... kendimi bildim bileli sakat olduum icin böle bishi yapabilmem imkansiss... bashkalarinin beynini okuyabilme, hislerini görebilme gibi marifetlerim yok malesef... daha önce de ayni zorluu http://www.engelliler.biz/forum/ayr...sakatligimiz-kisiligimizi-nasil-etkiledi.html sorusunu cevaplamaya calishirken cekmishtim...

sakatlar hakkinda saalamlar gibi düshünemiom ama saalamlarin sakatlar hakkinda neler düshündüünü, neler hissettiini, sakatlari nasi gördüünü onlarla neler yashadiini, sakatlarla ne derece alakali olduunu cok merak ediom doorusu... bide saalamlarin bakishacisindan görmek istiom bunlari...
özellikle sonradan sakat olan arkadashlara soruom cünkü saalamlarin bazen bizleri kirmamak icin dooruyu sölemediklerini düshünüom :) (eer bu bi önyargiisa özür dilerim)... ama bu saalamlar cevap vermesin anlamina gelmio tabe... ;)

bi cok problemin kaynashmakla cözülebilicene inaniom, kaynashmanin en ii yolu da tanishmak, birbirini anlamak... sizleri anlamak istiom saalamlar... lütfen bana bu konuda yardimci olun, olumlu veya olumsus sakatlarla ilgili düshüncelerinizi duygularinizi dürüstce yazin... hoshunuza giden yönlerini, sevmediinis yönlerini, akliniza ne geliosa... örnein bu foruma ilk katilma sebebinis neydi... sakat bi yakininiz var da, onu daha iyi anliabilmek, ona yardimci olabilmek icin mi geldinis bu foruma... aranizda hic bi engelli yakini olmaipta sadece meraktan "yaw bu ülkede bi dünya sakat vatandash yashio, bi bakiim bunlar ne edio, ne düshünüo, nasi yashio" die düshünerek gelen de oldumu??

veya bi zamanlar saalam olup sonradan sakat olan arkadashlarim, sizler saalamken engellilerle ne derece ilgiliidinis? örnein o zamanlar da "bi engelli ile evlenirmisin?" die sorulduunda hemencecik "tabiiki evlenirim, neden evlenmiim" dermiidinis? aklinizin ucundan olsun geciomuydu bu konular??... yanlish anlashilmasin, kimsei ilgisislikle falan suclamak istemiom, sadece anlamak istiom ve anlashilmak istiom...

hade bakiim döktürün itiraflari!! :twisted: hiihaha
 
Ben ben ben cevaplayabilir miyim?

Her ne kadar ben de bir engelli olsam da disardan herhangi bir sey fark edilmiyor tabii... Icten benimki, icten bir hastalik. :) Hal boyle olunca upuzun yillar engelli oldugumu sanmayarak dolastim ortalikta ve diger gorunur engellilere (gorunur engelli/gorunmez engelli; ne guzel bir siniflama yaptim) yaklasimimsa cogu kez fark etmemek, bakipta gormemek seklinde oluyordu. Engelli bir arkadasim vardi cocukken, onun engelini gormedigim surece onu seviyordum, engelini (!) gordugumde ise korkup kaciyordum. Neyse...

Bu siteye uye olurken haklarimi bileyim, bilincleneyim diye uye olmustum ama simdi baska biri olup ciktim. Gercekten dort ay onceki benle simdiki ben arasinda cok fark var... Algida secicilik gelisti bi defa... Cevremdeki engellileri hemen fark ediyorum. Pek cok engelli arkadasim oldu ve onlarin neler yasadiklarini biliyorum. Olaylara nasil tepki verdiklerini, bakis acilarini, hayatla iliskilerini vs.. biliyorum. Ve bunu onlar soylemedi bana, hepsini burada okudum.
Bu soruya kendimce cevap verdigime inaniyorum. :oops:
 
Ben bu senin soruna cevap vereceğim ama eminimki hoşuna gitmeyecek... Her nedense yazını okumaya başlamadan önce nik'in gözüme takılıyor,,,ve hep reaksion diye okuyorum :D Bende sonradan sakatlar sınıfına dahil olanlardanım,,yani senin merak ettiğin uzuunn bi süre sağlam yaşayıpta aniden dünyası değişenlerden.
Sağlamlar dünyasında yaşarken itiraf edeyimki hiçde iyi şeyler düşünmüyordum.Aşırı, en uçta doğa gerçekçilerindendim.Yani doğada kusurlu,yaşam fonksionlarından birini bile yitirmiş bir canlının, doğal seleksion kuralınca, olmaması gerektiğine inanıyordum..( Mükemmelliyetçiliğin sınırı )..Eh böyle düşünen birinin aniden sakat kalması ve kabullenebilmesinin zorluğunu bir düşün artık.
Şimdi sağlamken engelliler hakkında düşündüklerimle,sakat kaldıktan sonraki benin çelişkiisi,hala devam ediyor.Sağlam insanların engellilere bakışı ve yaklaşımı görece değişkendir tabiki.Senin merak ettiğin sağlamların yakınlık ve ilgisi,merakları ne kadar içtendir bunu bilemiyorum.Mutlaka istisnaları vardır.Yapmacık yapıyorlardır,sevap işlediklerine inanıyorlardır,belki acıma duygusuyla bir tatmin biçimidir,,,,bir genelleme yapılamaz sanıyorum.Bunu onlara sorsak söylerlermi acaba....Bir olayın gerçeğini başkasının gözüylede görmek pek doğru değil aslında.Samimiyet ve dürüstlük ölçerimiz yok ki...
Ağır bir konu açtın,,,içimizde herkesin bu bağlamda farklı anıları,yanılgıları var.İncitilmekten, kendilerini katı kalıplara sokanlar,,hoş görülü olanlar,,her sağlamın kendisine bakışında türlü manalar çıkaranlar,,ben adamı gözünden anlarım,diyenler,,halinden memnun olup iyikide sakatım diyenler,,her sağlamın bir engelli adayı olduğuna inananlar,,kaderim deyip boyun eğenler......
Hem niye sağlamların bize nasıl baktığını merak ediyoruzki..Önemli olan bizim onlara nasıl baktığımızda değil.İnsanca,olduğumuz yada olabildiğimiz kadarıyla yaşamın bir parçası olduğumuzu unutmadan,tekrarı olmıyan bu hayata devam etmek,, ama ne olursa birşeyleri paylaşabilmenin ve onun mutluluğunu tadabilmenin yolunu kaybetmemeliyiz,,,diyorum .
Şimdi gene bunu tersten de okursak da şööle olur deme ,,,lütfen :D
 
Sakatlanmadan önce çevremde sakat birini gördüğümü hiç hatırlamıyorum
Elbette o zamanlar sakatlık/sakatlar bilincim yoktu. Ama kendimi bildim bileli yaşama bakışım her zaman ezilenlerin/haksızlığa/ayrımcılığa uğrayanların yanında olmamı gerektirdiği için, hiç kimsenin (tabii sakatların da) ezilmişliğine müsade etmemeye çalışırdım herhalde. Örnek olay hatırlamıyorum maalesef...

(07 Mayıs 2006'da ek) O zaman sakat bir kadınla evlenir miydim?
Beni etkileyen bir kadın olsaydı evlenirdim gibime geliyor. Bu karar o kadının diğer özelliklerine bağlı olurdu.
Tabii bunu söylerken, bugünden geriye bakıp, ailemin ve çevremdekilerin evlenme kararıma tepkileri olmazdı veya olsa da ben bu tepkilere dimdik dayanabilrdim diyemem doğrusu. Yaşamak gerek...
 
Reaksiyon... Hahhaaa haaa alemsin Yusuf abi... :D

Oturanboğa'nın cevabını okuyunca kendi cevabıma ekleme yapma ihtiyacı hissettim. Ben de engellileri bakıpta görmez olduğumu söylemiştim ama herkes sınıfına soktuğumdan emin değilim gerçekten ben insanlara bakıyor ama görmüyorum. Resim gibi, eğer resimden biri çıkıpta kendini özel olarak bana belli etmiyorsa ben kimseyi görmüyorum herhalde. Ormanı görüp de ağacı görmemek gibi bir şey, bu nedenle özel olarak engellilere karşı bir ayrımcılığım yok. Ancak bu siteden sonra dediğim gibi algıda seçiciliğim değişti. Engellilik en üst sıraya çıktı. Şimdi herhangi bir ortamda bir engelli olsa benim orada ilk fark ettiğim kişi o oluyor. Sonracığıma bir yerlere gittiğimde mesela tatile gitmiştim geçen ay Simena'ya, her yer yokuş ve taştı, "İmkanı yok buraya tekerlekli sandalyede biri gelemez, gelse de yukarıdaki kaleye çıkamaz." diye düşünmüştüm. Durup dururken aklıma böyle şeyler gelmezdi eskiden. Sonra her zaman gittiğim yerleri de farklı bir bakış açısıyla algılamaya başladım. Örneğin müdavimi olduğum cafenin girişinde "Sakatlar giremez." yazıyor Nazmiye Güçlü'nün deyişiyle. :) Çünkü tam olarak girişte bir yer olmasına karşın üç adet devasa merdiveni var, rampası yok. Nitekim birgün orada otururken tam da benim düşündüğüm gibi tekerlekli sandalyede biri geldi, yanında iki arkadaşı vardı ve onu taşıdılar. Bu durumda o cafeye sakatlar girebiliyor ama refakatçisiz almıyorlar diyeyim bari. Bu ve bunun gibi pek çok küçük ayrıntı var hayatımda, bazen yolda yürürken gördüğüm bir engelliyi çevirip "Hey baksana, engelliler.biz diye bir site var. Hemen git, üye ol, hayatın değişecek." diyesim geliyor. Ya da engelliler.biz tişörtü bastırıp reklam adam gibi sokakta yürüyeyim. Sonuç olarak şunu demek istiyorum. Ben Reaksiyon'un :p sorusu bağlamında engelliler.bizden önce sakat değildim. 10 Mart'ta sakat oldum.
 
Bahri baba benim sakat olmadan önce bariz bir şekilde tanıdığım tek sakattı. Sakatlıgı ise ne oldugunu hala tam olarak bilmediğim bir tür bel kireçlenmesiydi. Bu kireçlenme nedeniyle kamburlaşmış ve adım atamaz hale gelmişti. Gecen yıl komple bel kemiklerinin yerine platinler takıldı ve şimdi çok küçük adımlarlada olsa yürüyebiliyor.

O zamanlar oturdugum Çağlayanda yaklaşık yirmi kişilik bir arkadaş çevremle birlikte devamlı gidip geldiğimiz siyasi bir derneğe oda gelip giderdi. Evinden taksiye binip( ki ayakları tam bükülmediğinden bu çok zor olurdu) derneğin önüne gelir ve arkadaşlarımızın birinin koluna girmesiyle yavaş yavaş üst kattaki dernek katına çıkardı. Onu hepimiz çok sever bir sözünü iki etmezdik. Sanırım içimizde en çok beni severdi. Çünükü onun dertleriyle gercekten ilgilenen bir tek ben vardım. Zaman zaman "baba ameliyat ettirelim seni" derdim. O ise bu söylemlerime " Boşver bizden bişey olmaz artık" diye geçiştirici cevaplar verirdi. Her zaman hatrını sorardım. Derneğe gelir gelmez ilk işim onunla ilgilenmek olurdu. Bu ise onun çok hoşuna giderdi. Bunu neden yapardım tam olarak bilmiyorum. Onun dışında ilgilendiğim yada tanıdıgım hiçbir engelli yoktu hayatımda. Sokakta bir engelli görsem üstünde durmaz çekip giderdim. O insan üzerinde düşünmezdim bile. Aslında düşünüyorumda ben engellilerin hemen hepsini birer dert yumağı olarak görürdüm. Onlarla yaşadıkları sıkıntıların dışında normal bir ilişki kurabileceğim aklıma gelmezdi. Ve sanırım uğraşmak ta istemediğimden olacak dönüp ardımı gitmekte bulurdum çareyi. Konu üzerinde düşündüğümü hatırlamıyorum. Bu nedenle kocaman bir boşluk var zihnimde engellilere dair.

Bahri baba ise bir istisnaydı. Onu severdim gecekten. Hatta bende öyle bir sevgi uyandırmıştı ki onun için hayatımı bile riske atabildim. 1999 depreminden sonraydı. Bir gün dernekte yine toplanmış sohbet ediyorduk. Aniden bina su üzerindeki bir yaprak gibi yalpalamaya, zemin ayagımızın altından kaymaya başladı. Bu büyük Bolu depremiydi. Binanın üçüncü katındaydık. Orada bulunan herkes şimşek hızıyla binayı terketti. Hiçkimsenin aklına Bahri baba gelmemişti. İnsanlar giderken aklıma geldi. Odaya koştum ve onu korku dolu gözlerle bana bakarken buldum. O zamanlar sporcu ,saglık ve güç abidesiyiz ya konuşmasına bile fırsat vermeden kaptığım gibi omuzuma attım ve koşarak binadan çıktım. Binanın karşısındaki boş alanda bizi bekleyen arkadaşların yanına gittiğimde içimde bişeyler kırılmıştı çoktan. Bizim o çok delikanlı arkadaşlardan hiçkimse Bahri babayı düşünmemişti. Aradan yıllar geçti ve Bahri baba ordaki arkadaşların hepsine "Ulan aranızda bi adam var oda Bülent" dedi durdu. İki yıl sonra 2001 yılında ben sakatlanınca iki günde bir arayıp bana moral verirdi. Hala ben uzun bir süre aramasam arayı hatrımı sorar sagolsun.

Benim Sakatlarla ilgili anım bunlardan ibaret. Ama anlaşılacagı üzere genel olarak sakatlar hakkında iyi yada kötü bir yargım olmamasına rağmen bir şekilde ilişkiye girdikten sonra sakat bir insanı çok sevebilmişim. Ama bu sevgi miydi yoksa acıma mıydı bende çok iyi bilemiyorum doğrusu.
 
Çok uzun süre engelsiz olarak hayatımı devam ettiren biri olarak içtenlikle söylüyorum şuanda tekerlekli sandalyede yaşamımı devam ettirdiğm için hayatımın 25 senesınde inanın bir tane çevremde tekerlekli sandalyede birini görmemişimdir.Ama neden şimdi ben bu insanları görüyorum? Bu insanlar 25 yıl önce çecvremde yokmuydu başka bir gezegende mi yaşıyorlardı.Bunun cevabı çok basit ben görmek istemediğim için değil sadece bakış açım bunları görmeme engelliyoımuş sanırım.
Birde bir örnek vermek istiyom.Benim yaşadığım yerde bır genç var tekerlekkli sandalyede sandalyesinin önünde bir baskül kalabalık bir caddenın kaldırımında ona sorduğumda 10 senedir burada olduğunu söylemişti.Ama ben onu 9 yıl görmemiştim ve hata onun önunden her geçişimde biraz sohber eder selamlaşır oyle gecerim.
Belki soruna tam cevap olmamışsa bile yaşamının çok büyük bölümünü engelsiz yaşamış biri olarak benim söyleyeceğim bunlar..
 
=) saglamlardan kimse yasmamish... soru sormayi beceremedigim ortaya cikti bölelikle :-D
cevaplarinis icin cok saolun...

haha, reaksionumdan korkmaip böle bi itirafta bulunma 'cesareti' gösterdiin icin kutluom seni yusuf ösbekk...
walla asil ben korktum senden... neredeyse ii ki sakat kalmishin diicem :p
doal seleksion kuralinca olmamamis gerekiodu ha?!
ama varim... variz... ben, sen ve bisssürü bashka sakat insan... pek ishe yaramio anlashilan senin o kural ;)
nedir bu doal seleksion, norm dishina cikanlari secip yok etme mi??
normlari kim belirlio? doa mi?
gene biras tersten okumush gibi olucam ama:
senin shu kuralin bis sakatlari secip yok etmediine göre norm dishina cikmios demek ki... gayet normaliss...
yuppie ah yeah!!! anormal diilmishim meger =)p
(nick.imi deishtirip 'reaksion' mu yapsam sahiden?)

sessisce,
yasdiklarin yashadiim bishei hatirlatti bana...
etrafimda sürekli saalam insanlarin bulunmasindan bikmishtim... pek farkinda olmasam da 'benim gibi' sakat insanlarla beraber olmanin öslemini cekiodum... sonunda üniversitede tekerlekli sandalye kullanan bi cocukla karshilashmish, cok sevinmishtim... ama bi türlü konushmadik... hatta bi cok kez langirt oynadik beraber, kazaninca sevindik, kaybedince üsüldük ama bi türlü konushamadik... cok tuhaf... isimlerimisi bile soramadik birbirimise... hangi bölümde okuduunu neler yaptiini, hic bishi sor(a)madim... halbuki insanlarla taniship kaynashmakta problem cekmesdim hic...bi kac ay sonra okulu birakti mi bitirdi mi bilemiicem, bi daha görmedim onu... nie öle (ayrim) yaptim die kizdim hep kendime... aslinda onunla 'arkadash' olmak isteishimin tek sebebi sakat olmasiidi, bashka hic bi konuda ilgimi cekmiodu... bu yüsden konushamamishimdir dedim, avuttum kendimi... daha sonra spastik engelli bi kizla karshilashtim, ayni hatayi yapmamak icin hemen konushtum onunla ama kafalarimisin pek uymadiini anlainca uzak durdum... biras daha rahatlamishti icim... neyse ki daha sonra bölüm deishtirmish kafama uygun bi engelli ile taniship ayni bölümde okuma shansina sahip olmushtum... fena bishi diildi gercekten... ne yazikki o da bi yil sonra bashka üniversiteye gitti ama basen görüshüos gene... o gittikten sonra bu siteye üye oldum hüehe... bunlar da benim itiraflarim... ;)

okuduklarim ilginc...
demek insanlar özel bi ilgi duymadii müddetce bize bakipta görmeyebiliolar, oysa ben göse battiimisi saniodum hep (tüh, saclarimi yeshile mi boyasam napsam? ;))... shimdi ben sakat olduum icin mi görebiliom sakat insanlari?... carshida, parkta, okulda her yerde görebiliom... ne kadar kalabalik bi ortam olursa olsun, ne kadar acele ishim olursa olsun, yanimdan bi tekerlekli sandalyeli gectii zaman gözümden kacmio (kacanlari karishtirmios shimdi), gözümün kiyisiyla olsun görüom... hadi ben de bazen tekerlekli sandalye kullandiim icin özel ilgi duyuom da görüom dielim, ama down sendromlü bi insani da görebiliom?!... veya isharet dili ile konushan iki insani?!... genelde carpar gösüme, bashka göslere de carptiini saniodum hep... gecen gün yüzmee gittiimde, havuzun bi ucundan bi ucuna konushuolardi isharet diliile... kiskandim biras... bi seferinde derste benden iki sira önde oturan bi kiz 'caktirmadan' cebinden kücücük dürbün gibi bishi cikarip docentin yazdiklarini okumaya cailiship tekrar cebine attii dikkatimden kacmadi... bütün bunlari sakat olamasam göremiicekmiidim acaba??...

oturanboa, sölediklerini pek anliamadim... sakatlari da ezilenler, ayrimcilia/haksisliga uurayanlar olarak görüomuydun görmüomuydun?? görüoduysan ayri bi kategori olushturmush olmuomuydun zaten? (ki bunda bi sakinca göremiom pek)

zisbecer, "alabrus" ne?? :)
 
Sakat kalmadan önce sadece sakatlara ilginç geldiği için bakardım. Tabiki o zaman çocuktum. Birde sakat dedilermi dilenciler aklıma gelirdi neden bilemem.

Sakat kaldıktan sonra çevremdeki sakatları fark ettim.
 
Hastalanmadan önce ilkokul 4. sınıfta tanıştım ilk kez.O kızda hemen hemen ben yaşlarında ya da iki yaş büyüktü.Tek ayakkabısı dikkatimi çekmişti.Onu her okulun bahçesinde tenefüslerde yalnız başına oturup bizleri seyrederken görürdüm.Tek ayakkabısının topuk yüksekliği öylesine yüksekti ki içimden bu kız neden ayakkabılarını eşli değilde tek tek giyiyor derdim.Hiç anlam veremezdim.
O kıza bunu hiç soramadım.Yanına dahi yaklaşamıyordum.Bilmiyorum belki çocukluğumun ve cahilliğimin vermiş olduğu korkularımda vardı belki. İlk kez engelliyle karşılaştığımda onu sadece diğer arkadaşlarım gibi bende uzaktan seyrettim. O kız çocuğu hiç gözümün önünden gitmez şimdi. Niye öyle davrandım ki sanki hiç anlayamamışımdır.
 
FINDIK
Hep memleketimizde böyle olmuyormu ?
İllaki sakat kalınca anlaşılıyor bizim derdimiz başkalarına.
Neden insanlar daha iyi eğitim alarak bu konuya olan davranış tutum eğitimlerini vs. değiştirmiyorlar.
Eğitim eksikliğinden doğan nedenler ile insanların kendi tavır veya yetişme tarzlarından dolayı bu tür aksilikler oluyor. Haaaaaaaa
SİZE SORARIM neden demeden eğitim alınmaz sorunlar çözülmez.
At gider arkasından da eşek gider. (ÜZERİNE KİMSE ALINMASIN)
Ben sadece bu konudaki kızkınlığımla kendimi yakarım.
Kimse kendini yakmaz ama ben bu yazıları okudukça yerimde duramaz oluyorum.
Kızıyorum, kızdıkçada kafam bozuluyor.
Ben bu dünyayı terketmem lazım.
Kafam eyice bozuldu neyseee...
 
bende sonradan sakat olanlardanım.sakat olmadan önce sakatlar hakkındaki düşüncem: kader olarak düşünürdüm.ben orta 2'inci sınıftayken(ki ozamanlar sağlamdım) doğuştan sağ bacağı sakat olan bir arkadaşım vardı.Hiç hor görmedim,dalga geçmedim aşağılamadım.Arkadaşımla aynı zamanda gerçek iki dosttuk.
Yıllar geçti arkadaşım şimdi eczacı sakatlık durumu,arkadaşlığımız yine aynen devam ediyor,fakat değişen tek şey bende engelliler kadrosuna dahil oldum.
yani her insan ne oldum dememeli,ne olacağım demeli...
kimin ne olacağını kim bilebilir.
 
Sağlamları anlamayı istiyorsun ama yazmamışlar demek,belki sorun çok zor olduğu içindir.Sorunun zorluğu ise gerçeklerin katılığındandır.

Ama ben deneyebilirim sanırım.Aslında genelde okumayı ve evet bende senin gibi,engelli arkadaşları anlamayı istiyorum ama madem bir sağlamın cevabını duymak istiyorsun anlatmaya çalışırım.Umarım elime yüzüme bulaştırmam ve tam olarak ifade edebilirim.
Benimde cevabımın hoşuna gideceğini sanmıyorum ,ama hoşuna gidecek cevabı değil gerçeği duymak isteyen sensin.

Öncelikle sağlam arkadaşlarımın tepkilerini anlatayım.Bir arkadaşım engellileri görmek istemediğini söylemişti birkeresinde.

"Neden demiştim,engelliler sen görmek istemesende varlar,ya sende engelli olsaydın ne yapardın "diye yineleyince,'hiçbirşey yapmam,mutlu olmayada çalışmam çünkü mutlu olamam" demişti.
İşin acayip yani,arkadaşım kendisininde sıkça dile getirdiği gibi,zaten mutsuzdur,yani engelli olmaması mutlu olmamasına engel olamamış.Anlatabiliyormuyum bilmiyorum.
Tam olarak yusufun anlattığına denk düşünceleri vardı.Yusufun eskiden düşündüğü gibi ona göre engelliler sorundur.
Ve diğer bazı arkadaşlarım,onlarda engellilerle uğraşmak istemiyorlar çünkü bu onlara göre yorucu ve uğraştırıcı.
Ama bir engellinin yardıma gereksinimi olduğunu birşekilde gördüklerindede yardım etmekten kaçınmıyorlar,çünkü eğer yardım etmezlerse tanrının onları cezalandıracağını akıllarının bir köşesinde tutuyorlar.

Kısacası ilgileri daha çok cezalandırılma korkusu,yani kendilerine yönelik.

Bazı arkadaşlarımsa buna dayanamayacakları,çok üzülecekleri için engellileri görmek istemediklerini düşünüyorlar.


Bana gelince.

Okuldayken,bulunduğum şehirdeki yoksullar için ders dışındaki zamanlarımda gönüllü çalışma amacıyla aşevine giderdim.

Ozaman kaza geçirmemiştim,yatakta uzun süre kalmanın ne zorolduğunu bilmiyordum.
Şimdi nedenini anımsamaya çalışıyorum.
Neden bunu yaptığımı?
Pek dinle ilgili olmadığım için tanrının cezalandıracağını düşünmeme neden yoktu,iyi biri olursam cennete gitmemin bir vesilesi de olamazdı.

Etrafımdakilerin iyi olduğumu düşünmeleri içinmiydi?sanırım buda olamaz,çünkü okuldakilerin hemen hiçbiri bunu bilmezdi.yaptığım birşeyi saklamayı tercih ederim,olabildiğince.Çünkü annem böyle anlatırdı.

Bana birşey için teşekkür edilmesini peksevmem,hatta etrafımdakilere bunu yasaklamışımdır.Boşgeç gitsin derim.

Ama ancak bu siteye girdikten sonra dışarıdaki hayatın engelliler için ne çok engele sahip olduğunu farketmeye başladım.

Bu merdiven den birtekerlekli sandalye nasıl geçer?Felan demeye başladım,aynı barışın söylediği algıda seçicilik.

Yani tam olarak tanımlayamıyorum nedenini.
buradada ne yaptığımı niye bulunduğumu tam olarak emin ol bende bilmiyorum.
sadece okuyor,ve bunu istediğimi düşünürsem,0 organizasyona gideyim diyorum.
Ama anımsadığım annemin herzaman etrafına yardımcı olduğu,hep bunu gördüm,bir ekmeğin varsa paylaş,yanındaki aç kalmasın.

Belki nedeni budur,annemin öğrettiği gibi yaşıyorum,ama herzamanmı?Değil.

Ama sanırım bazı zamanlar daha çok.
Belki birgün bende umursamam kimseyi,sadece kendi mutluluğumu düşünürüm,emin ol,bilmiyorum,gelecek henüz yaratılmamıştır.

Sağlamlar engellileri nasıl görüyor sorusuna gelince.
Bir sağlam arkadaşım engellilerin kaprisli olabildiklerini söylemişti,tekerlekli sandalyesini iten annesine bağıran çocuk gibimi?Yada bu bir kaprismi?

Benim tanıdığım engelliler kaprisli değildi,yada belkide ben farketmedim.
Belki birgün kaprisli biriyle tanışırım,bilmiyorum,forumdaki yazılarda kapris göremedim.

Bunun dışındada evet,yusufun söylediği ve benim yukarıdada yazdığım gibi,engellileri sağlamların birkısmı yük olarak görüyor,kimi de acıyor.

Daha öncede söylediğim gibi,buraya işaret dili eğitimi için kurs ararken tesadüfen rastlamıştım.

Bir cafedeydim ve işaretleşen bir aile vardı.
Sonra eski ideallerimi anımsadım,neden olmasın dedim.

Bir engelli arkadaşımla ilk kez dışarı çıktığımda kendime çok gülmüştüm,çok beceriksizdim çünkü.

Arabayı sürmeyi bile beceremiyordum ve senin soruna cevap vermeyen sağlamlamlarla aynı şeyi hissediyordum:ya yanlış bişi yaparsam,ya beni yanlış anlarsa,ya yanlış bişey söylersem..

Nasıl davranmam gerektiğini düşünüyordum ve tutturamadığım için yüz ifadem şekilden şekile giriyordu.:)çok tuhaftım ya.

Ama bu sadece bizimlemi ilintili?bence değil.karşındaki insan bir engelli ama sen engelli değilsin.ve nasıl davranman gerektiğini düşünüp ona umut verici sözler söylediğinde,ama sen yürüyebiliyorsun gibi bir cevap gelebiliyor.
Ve bu cevabın cevabı yok,yada ben bilmiyorum.

Yani sorun engelli olmayanlardan kaynaklanmıyor sadece,iki taraflı,karşındaki yürüyemediği halde yürüyebildiğin için kendini suçlu hissedebiliyorsun,ve oda yürüyemediği halde karşısındaki kişinin neden yürüyebildiğini düşşünebiliyor,yada öyle düşündüğünü sanıyorsun.

Ve yolda yürüken engelli olmayanlar bir engelli gördüğünde başını çevirirler çünkü engelini görünce karşısındakinin üzüleceğini düşünürler.
Doğru olanının bu olduğunu düşünüp,doğruyu yapmaktan ötürü mutludurlar.
Sorunda budur zaten,doğru olanın bu olduğuna tek taraflı karar vermeleri.

Bu birçok sağlamda vardır.

Engelli bir arkadaş'ben engelliyim,bu yüzden sağlam biri benle evlenmez" diyordu.

Ona sağlam olduğu zamanlarda kendisinin engelli biriyle evlenip evlenmiyeceğini,sordum.

Yada eğer hala sağlam olsaydı engelli arkadaşları olurmuydu?Belki şu an engelli olan biri engelli olmasaydı hiç engellilerle ilgilenmeyecek,engelli bir arkadaşı olmayacaktı.
işte buda var.
Engelli biriyle evlenirmiydiniz sorusunu tersine çevirirsek,acaba engelli olduğu için kendisİni terk eden sevgilileri yada eşlerine aynı şeyi yaparlarmıydı?onlar sağlam olsalar, o kendilerini terk eden sevdikleri de engelli olsaydı, onlarda terk ederlermiydi etmezlermiydi?
Sorunun birde bu yönü var bence. forumdada konuşulan birkonu.

Ama asıl sorunsa,bence sağlamların engellilere nasıl davranması gerektiğini düşünmeleri.
ve bazı engellilerinde bunu onlara düşündürtmeleri.

Böyle birşey bence olmamalı,yoldan geçerken karşısındakinin engelini gördüğü için başını çevirmek saçmalık ve evet bunu bende yapardım.
Ve evet bahsettiğiniz sağlamların kafasındaki engeller,engelli olmasaydınız
sizinde engeliniz olabilirdi.

Sorunun aslında birçok yönü var,sonuçta hepimiz,farklıyız,bu yüzden dna larımız asla aynı değil.

bir engelli arkadaş kendisine yardım etmesini istemiş birinden.oda aceleyle bozuk para vermiş,yanlış anımsamıyorsam.
o ise "teyze" demiş kendisinden küçük,gencecik kıza.bunu duyunca kopmuştum,evdekilerede anlatmıştım.Yaklaşımı çok hoşuma gitmişti.

Mesela biri karamsar,biri umutlu,ama sonuçta her
insanın asıl dostu kendisidir,bunuda biliyorum.
ne olursa olsun herkes kendine yardım etmelidir öncelikle,Ama ateş düştüğü yeri yakar diye düşünecek engelli arkadaşların kendilerini anlayamayacağımı düşündüklerinide biliyorum.
bir engelli arkadaşın sağlamlar için bizi anlayamaz belki kimileri kızacaklar buna ama dediğini anımsıyorum.
o yüzden daha fazlasını söylemeye cesaret edemiyorum.ben sağlamların engellileri anlamayacaklarını söylerken kızabileceğimizi söylediğinde hiç kızmamıştım,çünkü söylediği doğrudur,kimse diğerinin derdini anlayamaz ama anlamaya çalışabilir.Bu yüzden insanız,birşeyin doğru olabilmesi için yanlışlara gereksinimi vardır,yanlışlar doğrular içindir,hatalarımız gibi.

Sen sordun bende yanıtlamaya çalıştım,yorumu size kalmış.

Bana bidaha gelince,şimdi daha rahatım,o arkadaşımı sadece arkadaşım olarak görüp,her kelimemde onun engeli var acaba üzermiyim,desemmi demesemmi düşüncesini çok fazla taşımıyorum,ve arabayıda iyi kullanıyorum eskisine nazaran:)
Belki arkadaş verirse tekerlekli sandalyesiyle bende sizin ralliye katılabilirim.
 
Daha çok

küçüktüm 8 yaşımdaydım neyin ne olduğunu anlayamadan, çocukluk oyunlarını oynayamadan 1 yıl hastanede yatma sonucunda sakat kaldım :( 9 yaşındayken hala kendimi iyi olacacığm diye düşünerek yaşardım ablamın arkadaşı vardı çift kalça çıkığı ona üzülürdüm taki kendiminde sakat kaldığını anlayana kadar ve asıl zorluklar o zaman başladı kendimde.

sevgiyle kalın,
 
Doğal seleksiyon en basit anlatımla doğada güçlü olanın yaşaması, zayıf olanın ölmesidir. Kimsenin belirlediği normlar yok bunun için. Örneğin sakat bir ceylanla sağlıklı bir ceylanı düşün. Hangisinin hayatta kalma şansı fazladır? Zaten avcılar da avlarını seçerken grubun en yavaş, en yaşlı, kısacası en kolay avını seçerler. Avcıdan kastım aslan, kaplan... İnsanı doğal bulmadığım için artık kesinlikle onu karıştırmıyorum. Bizim modern hayatımızda ise "güçlü olan yaşar" felsefesi şekil değiştirmekle birlikte devam etmekte, ne var ki artık güçten kasıt para. :)

Doğal seleksiyon canlıların hep daha iyiye evrilmeleri için bir araç olmuştur. Daha hızlı olan hayatta kaldığından bunlar çiftleşmiş, bunların yavruları ebeveynlerinden de hızlı olmuştur. Elbette avcı da boş durmayacak, eğer o da hız kazanmazsa aç kalacak. Bunun gibi... :) İyi olan kazansın yani..
 
rekursion burayı yeni farkettim ve benimde merak edip düşündüğümü sormuşsun sağol :lol:

bende doğuştan engelli olmama rağmen anlatıcaklarım size ilginç gelebilir çünkü banada ilginç geliyor :wink: :lol:

küçükken (okul zamanından önce)engelimin farkında değildim ve tv den etkilenmiş olmalıyımki yatalak bir insanın neler yapabileceğini nasıl yataktan kalkabileceğini düşünürdüm ve o durumu kendim yaşamaya çalışırdım.
evcilik oynarken ben yatalak olayım ve ayaklarımı kullanmadan hareket ediyim derdim.bilinç altı düşüncelerim ne denli etkilenmişki kendimi farketmeden öyle olmaya özenti duyuyor ve çaba gösteriyordum.


bir gün annem bu durumu farketti ve ben yine kendimce oyunumu oynarken;
annem :ne yapıyorsun gülcan dedi
bende yaptığımı görmesinden önce korktum hiç diyerek geçiştirdim.daha sonra da anne bak ben böyle kalkabiliyorum diyerek kendimle gurur duyan bir hisse kapıldım.

engelli ben'in engelli olma oyunu oyunumun ismi bu olmalıymış :oops: :lol:
 
Arkadaslar engelli oldugunuz icin birilerine engel oldugunuzu sakin dusunmeyin,bu sevdiklerinizi size sezdirmeselerde cok yaralar.
 
Ilk engelli arkadaşımla ortaokul son sınıfda tanıştım çocukluk aşkı diyelim..

Daha sonra mahallede komsumuzun oglu sanırım oda 6 aylık bır bırlıktelıkdı deger vermıstım..

Son 1,5 yıldırda özelimi bir başka engelli arkadaşımla paylaşıyorum ve seviyorum..

özel bir şirketdeyim ve kendisine her konuda hayran olduğum birde mesai arkadaşım var...

Birde sitenin destegiyle bir çok arkadaş dost sırdaş edindim

kısaca yaşamım boyunca herzaman hayatımda vardınız ve var olarak kalacaksınız arkadaşlar çevremde tanıdık tanımadık bir çok insan var ben kimseyi bu sakat ay yok bu engelli diye görmedim göremiyorum... Böyle düşünen kişileride göz ardı ediyorum
 
Her zaman Türkiye de engellilerin haksızlığa uğradığını düşünerek " onlar için yasal düzenlemelerin yanında toplum blinçlendirmesine gidilmeli " diyordum. Bu düşünce her gördüğüm engellide yeniden canlanıyor," Sadece yazık denip geçilen hayatlar için kalıcı çözümler neden yok " diye hayıflanıyordum.
Engelleri olan oğlum doğduktan sonra belki inanmazsınız ama " Neden benim böyle bir çocuğum oldu " diye hiç sorgulamadım, kahretmedim kendi adıma. Elbette onun adına ne kadar üzüldüğümü söylememe gerek yok sanırım. Yaşam onun için hiç de adil davranmamıştı. Daha çok köçüktü ve bir çok zorluk onu bekliyordu doğar doğmaz. Bu nedenle hemen kolları sıvayıp, oturup evde onun adına ağlamak yerine çareler aradım. Sivil toplum adına çalıştım. Hala da öyleyim...Bu konuda 3 yıl gibi kısa bir zamanda uzun yol katettim. En azından oğlumun gideceği okulu arkadaşlarımla planladık, kuruyoruz. Türkiye nin ilk SP okulu çok yakında para bulunursa açılacak. Hem de en iyi devlet okullarından birisi olarak. Bu ,bugüne kadar eğitimleri için fazla para ve emek harcanmaya gerek duyulmayan !!! engelli çocuklarımız için büyük bir fırsat. Gelecekte hepimiz göreceğiz ki fırsat verildiğinde engellilerimiz kçük yaştan itibaren doğru verilen eğitim ile toplumda önemli konumlara gelecekler ve işte o zaman gerçek toplumsal bilince kavuşacağız.
Bence insanlar yaşayacaklarını önceden hisesedebiliyor. Oğlumun doğumundan önce ne düşünüyorsam halen aynı noktadayım. Gerçek bilinç için gerçek eğitim anlayışı ile hareket etmemiz gerekiyor.

Sevgiyla kalın
 
Sakat kalanlara soruyorum!

Bir zamanlar sizde potansiyel engelli adayıydınız. Ben hiç aday olamadım, çünkü ben zaten seçilmiş kişiydim. Aday olduğunuz zamanlar ile yaşadığınız “O An”ınızdan sonraki hayatınızın karşılaştırmasını yaptığınızda;

Sakat kalmadan önce engellilere (sakat/engelli/özürlü) bakış açınız neydi/nasıldı?
Sakat kaldıktan sonra ne/nasıl?
Empati yapabilmemizi kolaylaştıracak detaylar nedir?
 
Re: Sakat kalanlara soruyorum!

Ben de daima merak ediyorum bu soruları, ve kendimi sorguluyorum acaba ben engelli olmasaydım nasıl bi bakış açısıyla bakardım engellilere ? Tabii ben tam olarak bilemiyorumi hiç yaşanmadın olmuyor, yaşamış arkadaşlara sormak lazım, ne dersiniz ???
 
Boyle bir soru hiç aklima gelmemisti :?

Engelli olmadan once, hiçbir engelliyi tanimiyordum , zaten engelli olmanin ne demek oldugunu bile bilmiyordum.
 
Bu konu hakkında başka cevaplar bekliyorum, lütfen...
 
valla evet, babamın kanında ve annemim karnındayken hayat çok güzeldi :mrgreen:

özellikle babamdayken... yüzüyorduk, koşuyorduk, oynuyorduk bir sürü(ama gerçekten bir sürü, millonlarca) arkadaşım vardı. oyunlar oynar yarışırdık birbirimizle, hepsini geçerdim ozmanlar... way be ne günlerdi.

soora anne karnında da fena diildim. tepik mepik bi kaç atraksiyon yapıyodum.

ama noolduysa dünyaya gelince birden herşeye üşenir oldum. yani bööle ayağa kalkmağa eriniyodum. soora öörendik ki bunun adı sakat olmak, daha daha ilerleyen zamanlarda da bu yüzden engelli olmakmış.

insanlar benden 100 mt yi 10 saniyede koşmamı istediler yapamayıncada engelli! dediler. yoksa merdivenlerle kaldırımlarla toplu taşıma araçlarıyla bi ilgisi yoktu.

işte sakatlıktan önceki ve sonraki hayatımın farkı bu...

hayata bakışım nasıl deişti derseniz:
tam bir şebek oluyosun. herşeyi gırgıra geyiğe sarıp "olum sen varya süpper bi adamsın" dien bi kaç salak buldunmu optimist olmamak için hiçbir sebep kalmıyo.
hele ki içinde bulunduğun engelli/sakat/özürlü/kör-topal kesim içinde biras sivrilebilmişsen o senin egonu fazlasıyla datmün ediyor.

işte ele...
(aslında bu topik altında yazılmazdı ama hem içimde kaldımı sivilce yapıyo, hemde A_GEYİK mesajsamış biraz o yüsden yane)
 
ornegin ben uzun zaman hastaligim cok agir ilerledigi icin cok
uzun yillar top oynadim coook uzun mesafeleri tek basima kimseye
ihtiyac duymadan yuruyordum hic bir zaman kendimi engelli gibi
gormedim engelli arkadaslarla hic ic ice olmadim buna ihtiyac duymadim
bir engelsiz birinin ayni bu durumda olacagini biliyorum kendi basina
gelmedigi surece de engellilerle cok yakindan ilgilenecegini sanmiyorum
ne zaman ates duser yuregine o zaman yanmayi ogrenir aksi taktirde
bizi anlamasi cok guctur bizim siteye iki yilda bir gelir ahkam keserler gecen gun oldugu gibi
ama bizim zekamiz cok geliskin aslinda farkinda degiller hemen aninda
ogrenmistik en son giris tarihini :lol: aslinda genel bir durum bu umarsamazlik bugun israil bombaliyor kahrolsun diyoruz iki gun
sonra unutuyoruz engelliler icinde aynisi gecerli o an hatirlaniyorsun
kapidan ciktigin an unutuluyorsun eski ve yeniyi en iyi sonradan engelli
olmus biri daha iyi karsilastirabilir yinede. :arrow:
 
Üst Alt