Biz omurilik felçilisi kişiler için düzenli bir hayat çok önemli, Çünkü hayatımız düzenli olduğu sürece sağlığımızı koruyabiliyoruz. Fakat bizde insanız ve bizide bazen bu düzenin dışında heyecanlar, değişiklikler yaşama ihtiyacımız oluyor. Örneğin tatil(!), denize girmek(!)
Evet istiyoruz denize girmek, tatil yapmak fakat tekerlekli sandalye kullanan birisinin bunları tek başına gerçekleştirmesi zor(!) birinin yardımı ile bile gerçekleştirirken zorluklar yaşanmaya devam ediyor.
Bu yıl ailece tatil için Avşa'yı tercih ettik. Bütün bir yıl çalışıp yorulduk yıllık iznimizde iyice dinlenmek, değişik mekanlar görerek hayatı canlandırmak, enerji depolamak gerek(!) Fakat şimdi kendime bakıyorumda nene gerek... otur evinde diyorum... İş yerindeyim mecburen, Çünkü mesai başladı. Dün itibare ile işe başladım... Kocaman şişmiş bir bacak, birkaç yerinde yara bere ve tabi birde kaba baldırımda... Acayip moralim bozuk. Denize girip çıkarken çok zorladım vücudumu, kumsal iri kumluydu. Yüzmede biliyorum. Şezlongu kiraladık, Şemsiyeyi kiraladık. Aslında en önemli önlemide almış olduk. Güneş kremimide sürdüm. Hatta Şezlongu mümkün olduğunca denize yakın bir yere koydurdum. Şezlongdan yere inip kuma oturdum, bacaklarımı tuttular ve ellerimin gücü ile kendimi denize attım. Sonrası mühtaşemdi. Deniz tertemiz(!) görünüyordu, su biraz soğuktu ama sıcak havada iyi geliyordu. Doyasıya yüzdüm. Kendimi denizin içinde çok özgür hissettim. Bir hafta boyunca denizin tam anlamı ile tadını çıkardım. Fakat tatilin sonlarına doğru ayağımda hafif bir şişme olmaya başladı, ayrıca ayağımın üstünde birkaç küçük su toplamış şişlikte vardı. Eve döndüğümde ayağımın bir hayli şiş olduğunu gördüm. Yükseğe uzattım. Su toplamış şişlikleri iğneyi ( öncelikle ateşte yakarak dezenfekte ederek) batırdım ve içlerindeki suları boşaltım. Sonra üstündeki deriye temizledim ve oksijenli su ile yaralı bölgeyi yıkadım, batikon sürdüm (kuruması için) kaba baldırımdaki yara sulu değildi ama ona da yine aynı işlemi uyguladım. Yani batikon sürdüm. Ayağımdaki şiş ikinci günde inmeyince bir telaş acile gittik. Film çekildi (belki kırılmış yada incinmiştirde hissetmedim mi diye düşündük) kan alında, mikrop varmı vücudumda diye bakıldı ve enfeksiyon kaptığım ayağımda kırık veya çatlak olmadığı söylendi. Antibiyotik verildi. Şu anda bu antibiyotiği içiyor, pansumanlarıma devam ediyorum. Ayağımın şişi hala inmedi. Buz koyuyorum eve gidince ve iş yerindede mümkün olduğunca yükseğe uzatıyorum. Ama velakin moralim bozuk. Tatil sonrası böyle bir eziyet çekince (daha önceki tatillerde de hep bir sorun olmuştur) artık tatil hevesinden vazgeçmeliyim diye düşünüyorum. Otur evinde ve sağlıklı ol. Sahi siz arkadaşlar nasılsınız? Tatil ve deniz sonrası vücudunuzda sorunlar yaşıyormusunuz? Hiç bir sorun yaşamıyorum diyen arkadaşlarında nasıl çözümler bulduğunu merak ediyorum. Eğer bir çözüm varsa uygulayayım. Yoksa denizi unutayım diyorum(!)
Evet istiyoruz denize girmek, tatil yapmak fakat tekerlekli sandalye kullanan birisinin bunları tek başına gerçekleştirmesi zor(!) birinin yardımı ile bile gerçekleştirirken zorluklar yaşanmaya devam ediyor.
Bu yıl ailece tatil için Avşa'yı tercih ettik. Bütün bir yıl çalışıp yorulduk yıllık iznimizde iyice dinlenmek, değişik mekanlar görerek hayatı canlandırmak, enerji depolamak gerek(!) Fakat şimdi kendime bakıyorumda nene gerek... otur evinde diyorum... İş yerindeyim mecburen, Çünkü mesai başladı. Dün itibare ile işe başladım... Kocaman şişmiş bir bacak, birkaç yerinde yara bere ve tabi birde kaba baldırımda... Acayip moralim bozuk. Denize girip çıkarken çok zorladım vücudumu, kumsal iri kumluydu. Yüzmede biliyorum. Şezlongu kiraladık, Şemsiyeyi kiraladık. Aslında en önemli önlemide almış olduk. Güneş kremimide sürdüm. Hatta Şezlongu mümkün olduğunca denize yakın bir yere koydurdum. Şezlongdan yere inip kuma oturdum, bacaklarımı tuttular ve ellerimin gücü ile kendimi denize attım. Sonrası mühtaşemdi. Deniz tertemiz(!) görünüyordu, su biraz soğuktu ama sıcak havada iyi geliyordu. Doyasıya yüzdüm. Kendimi denizin içinde çok özgür hissettim. Bir hafta boyunca denizin tam anlamı ile tadını çıkardım. Fakat tatilin sonlarına doğru ayağımda hafif bir şişme olmaya başladı, ayrıca ayağımın üstünde birkaç küçük su toplamış şişlikte vardı. Eve döndüğümde ayağımın bir hayli şiş olduğunu gördüm. Yükseğe uzattım. Su toplamış şişlikleri iğneyi ( öncelikle ateşte yakarak dezenfekte ederek) batırdım ve içlerindeki suları boşaltım. Sonra üstündeki deriye temizledim ve oksijenli su ile yaralı bölgeyi yıkadım, batikon sürdüm (kuruması için) kaba baldırımdaki yara sulu değildi ama ona da yine aynı işlemi uyguladım. Yani batikon sürdüm. Ayağımdaki şiş ikinci günde inmeyince bir telaş acile gittik. Film çekildi (belki kırılmış yada incinmiştirde hissetmedim mi diye düşündük) kan alında, mikrop varmı vücudumda diye bakıldı ve enfeksiyon kaptığım ayağımda kırık veya çatlak olmadığı söylendi. Antibiyotik verildi. Şu anda bu antibiyotiği içiyor, pansumanlarıma devam ediyorum. Ayağımın şişi hala inmedi. Buz koyuyorum eve gidince ve iş yerindede mümkün olduğunca yükseğe uzatıyorum. Ama velakin moralim bozuk. Tatil sonrası böyle bir eziyet çekince (daha önceki tatillerde de hep bir sorun olmuştur) artık tatil hevesinden vazgeçmeliyim diye düşünüyorum. Otur evinde ve sağlıklı ol. Sahi siz arkadaşlar nasılsınız? Tatil ve deniz sonrası vücudunuzda sorunlar yaşıyormusunuz? Hiç bir sorun yaşamıyorum diyen arkadaşlarında nasıl çözümler bulduğunu merak ediyorum. Eğer bir çözüm varsa uygulayayım. Yoksa denizi unutayım diyorum(!)