Kocaeli Valiliği Sosyal Hizmetler Kurulu toplantısında özellikle zihinsel engellilerin tecavüz vakalarından korunamadıkları gerekçesiyle kısırlaştırılması tartışılmıştır. Kurul üyeleri arasında diş hekimi, rektör yardımcısı, avukat ve vali gibi unvan ve makamlara sahip bireylerin olduğu görülmektedir.
Sosyal Hizmetler Kurulu’nda engellilerin kısırlaştırılmasının tartışılması devletin engeller hakkındaki politikasının olmadığını ve engellilerin tecavüz ve çeşitli saldırılardan korunamadığını açıkça göstermektedir. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesi’ne taraf bir ülkedir. Söz konusu sözleşme ise engellilerin kişisel beden ve ruh bütünlüğünü, özel yaşama saygıyı, sağlık, konut ve aile dokunulmazlığını güvence altına almaktadır. Gerek ulusal gerekse de uluslararası hukuka göre engellilerin böyle bir muameleye tabi tutulması mümkün değildir.
Her şeyden önce sözde korumak adına bile olsa bireylerin kısırlaştırılmasının teklif edilmesi, tartışılması ancak ve ancak faşizan bir ruhun tezahürüdür.
Burada korunan kimdir, nedir? Tartışılan, zihinsel engelli kadınların tecavüz ve saldırıların kurbanı olmaktan korumak değildir. Toplumu doğacak engelli çocuklardan korumayı hedefleyen bir zihniyetle karşılaşmak utanç vericidir. Irkçılığın bir başka tezahürüdür.
Böylesine bir açıklama, tartışma ve öneri insanlıkla bağdaşmayan tecavüzlerin meşru zeminini hazırlayan, engellileri açık hedef haline getiren, engellileri birey olmaktan çıkararak onları eşyalaştıran bir tutum ve davranıştır. 1940’lı yıllardaki Hitler faşizminin Kocaeli’nde hortlaması tarafımızdan şiddetle ve esefle kınanmaktadır.
Toplantıda var olan ve engellilerin kısırlaştırılmasını bir koruma yöntemi olarak tartışılmasına zemin hazırlayan, buna meşruiyet kazandırmaya çalışanlar derhal ve hiç beklemeden milletimizden özür dileyerek bulundukları görevleri terk ederek istifa etmeleri bir vazifedir. İçişleri Bakanlığı’nı ve Savcılık Makamı’nı göreve çağırıyoruz. Aksi halde bu insanlık dışı teklifin ortağı olduğunuza inanmak durumunda kalacağımızı bilmenizi istiyoruz.
Saygılarımızla,
Engelli Hakları Çalışma Gurubu
TÜRKİYE kas hastalıkları derneği web sitesinden alıntıdır.
Sosyal Hizmetler Kurulu’nda engellilerin kısırlaştırılmasının tartışılması devletin engeller hakkındaki politikasının olmadığını ve engellilerin tecavüz ve çeşitli saldırılardan korunamadığını açıkça göstermektedir. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesi’ne taraf bir ülkedir. Söz konusu sözleşme ise engellilerin kişisel beden ve ruh bütünlüğünü, özel yaşama saygıyı, sağlık, konut ve aile dokunulmazlığını güvence altına almaktadır. Gerek ulusal gerekse de uluslararası hukuka göre engellilerin böyle bir muameleye tabi tutulması mümkün değildir.
Her şeyden önce sözde korumak adına bile olsa bireylerin kısırlaştırılmasının teklif edilmesi, tartışılması ancak ve ancak faşizan bir ruhun tezahürüdür.
Burada korunan kimdir, nedir? Tartışılan, zihinsel engelli kadınların tecavüz ve saldırıların kurbanı olmaktan korumak değildir. Toplumu doğacak engelli çocuklardan korumayı hedefleyen bir zihniyetle karşılaşmak utanç vericidir. Irkçılığın bir başka tezahürüdür.
Böylesine bir açıklama, tartışma ve öneri insanlıkla bağdaşmayan tecavüzlerin meşru zeminini hazırlayan, engellileri açık hedef haline getiren, engellileri birey olmaktan çıkararak onları eşyalaştıran bir tutum ve davranıştır. 1940’lı yıllardaki Hitler faşizminin Kocaeli’nde hortlaması tarafımızdan şiddetle ve esefle kınanmaktadır.
Toplantıda var olan ve engellilerin kısırlaştırılmasını bir koruma yöntemi olarak tartışılmasına zemin hazırlayan, buna meşruiyet kazandırmaya çalışanlar derhal ve hiç beklemeden milletimizden özür dileyerek bulundukları görevleri terk ederek istifa etmeleri bir vazifedir. İçişleri Bakanlığı’nı ve Savcılık Makamı’nı göreve çağırıyoruz. Aksi halde bu insanlık dışı teklifin ortağı olduğunuza inanmak durumunda kalacağımızı bilmenizi istiyoruz.
Saygılarımızla,
Engelli Hakları Çalışma Gurubu
TÜRKİYE kas hastalıkları derneği web sitesinden alıntıdır.