1999 yılındaki güneş tutulmasını hatırlayan vardır mutlaka, ülkemizden o yüzyılın son güneş tutulması çok güzel görünebiliyordu bizimde fındık ayıydı fındık toplarken o muhteşem olay gerçekleşmiş; ikindi vakti heryer kapkaranlık olmuştu bununla beraber o sene çok kehanet sölenmişti çıplak gözle bakmayın kör olursunuz, hayatınız aniden değişir gibi furyalar vardı, hatta özel gözlük bile yapmışlardı.Bende o zamanki çocukla aklımca tek gözümü kapatıp öyle bakmıştım o muhteşem doğa olayına olursa gözümün teki kör olsun diye.
13 yaşındaydım. Çocukluktan gençliğe yeni yeni adım atıyordum .O sene bir yüzyılı bitirmiş diğer bir yüzyıla başlıyorduk yeni bir yüzyılda herşey yeni olacaktı.Yapılmakta olan yeni evimize taşınacaktık, o çok sevdiğim tahta kokulu evimizden ayrılacaktık (o zaman hiç sevmezdim). O zamanlar babam bana ilk defa silah kullandırmıştı yeni aldığı silahı yeni ev yapılırken her beton döküldüğünde atıyorduk.Hatta o zamanlar ilk kez aşık olmuştum.Orta sondaki matematik hocam Berna’ya olan aşkımı kalbime bile gömmüştüm artık kendimi yenileyip sıfırlayıp derslere çalışmam gerekiyordu önümde 3 sene sonra üniversite sınavı vardı ve ben onu kazanıp kalbime gömdüğüm aşkımın yanına gidecektim bekle beni diyecektim (işte ozamanki çocuk aklımJ)
1999 senesinden sonraki yaz o seneden kalan fındık odunlarını abimle ben gidip alacaktık. Sabah annemi gönderip biz Cuma Namazından sonra geliriz dedik ve Cumadan erken çıkıp üztümüzü değişmek için eve geldik abim ‘’atıştırmalık bişi hazırlayayım’’ dedi. Ben de odaya üstümü değişmeye gittim nedense aklıma babamın silahı geldi ve kapının üstündeki tahtaların arasına saklanmış silahı çıkarıp başladım oynamaya oynarken silah patladı ve güneş tutulmasına baktığım gözümü benden o saniye içinde alıp gitmişti, geride bıraktığı izlerde cabası, bir anda benden geçmişimi almıştı O kurşun. Artık yeni yüzyıla tek pencerelerden bakacaktım.
Senelerce kendimi suçaldım suçaldıkça hayallerimden 1 adım daha uzaklaştım uzaklaştıkça isyan ettim ve küçük şehrimde bu olay olduktan 1 sene sonra Berna hocamla karşılaştım ama yüzüne bakmaya bile cesaret edemedim. ( hala onu uzaktan takip etmeye çalışıyorum bir gün özür dilemeye gidicem yanına ). Yurtta kaldığım için ailemin de mutsuzluğumdan haberi olmuyordu buda benim için iyi oluyordu. Hep içime atıyordum.2 sene boyunca Başım ayaklarımın önünde yürürdüm sokaklarda, taki arkadaşın kaldır kafanıda insanların suratına bak diyene kadar. Kaldırdım kafamı lanet ettim yeni yüzyıla. Baktım olacak gibi değil kendime zarar veriyorum hayatımda çok önemli bir dönemi kaybettim artık geri de gelmeyecek biliyorum dedim. Başladım üni. Sınavlarına çalışmaya ve kazandım ama hala yaşadığım çoğu şeyden zevk alamıyorum, geçmişimi arıyorum.Mutlu bir insanım bu nasıl bi çelişki bunu bana biri anlatsın(yoksa içime attıklarımı beni arıyor )
Saygılarımla...
13 yaşındaydım. Çocukluktan gençliğe yeni yeni adım atıyordum .O sene bir yüzyılı bitirmiş diğer bir yüzyıla başlıyorduk yeni bir yüzyılda herşey yeni olacaktı.Yapılmakta olan yeni evimize taşınacaktık, o çok sevdiğim tahta kokulu evimizden ayrılacaktık (o zaman hiç sevmezdim). O zamanlar babam bana ilk defa silah kullandırmıştı yeni aldığı silahı yeni ev yapılırken her beton döküldüğünde atıyorduk.Hatta o zamanlar ilk kez aşık olmuştum.Orta sondaki matematik hocam Berna’ya olan aşkımı kalbime bile gömmüştüm artık kendimi yenileyip sıfırlayıp derslere çalışmam gerekiyordu önümde 3 sene sonra üniversite sınavı vardı ve ben onu kazanıp kalbime gömdüğüm aşkımın yanına gidecektim bekle beni diyecektim (işte ozamanki çocuk aklımJ)
1999 senesinden sonraki yaz o seneden kalan fındık odunlarını abimle ben gidip alacaktık. Sabah annemi gönderip biz Cuma Namazından sonra geliriz dedik ve Cumadan erken çıkıp üztümüzü değişmek için eve geldik abim ‘’atıştırmalık bişi hazırlayayım’’ dedi. Ben de odaya üstümü değişmeye gittim nedense aklıma babamın silahı geldi ve kapının üstündeki tahtaların arasına saklanmış silahı çıkarıp başladım oynamaya oynarken silah patladı ve güneş tutulmasına baktığım gözümü benden o saniye içinde alıp gitmişti, geride bıraktığı izlerde cabası, bir anda benden geçmişimi almıştı O kurşun. Artık yeni yüzyıla tek pencerelerden bakacaktım.
Senelerce kendimi suçaldım suçaldıkça hayallerimden 1 adım daha uzaklaştım uzaklaştıkça isyan ettim ve küçük şehrimde bu olay olduktan 1 sene sonra Berna hocamla karşılaştım ama yüzüne bakmaya bile cesaret edemedim. ( hala onu uzaktan takip etmeye çalışıyorum bir gün özür dilemeye gidicem yanına ). Yurtta kaldığım için ailemin de mutsuzluğumdan haberi olmuyordu buda benim için iyi oluyordu. Hep içime atıyordum.2 sene boyunca Başım ayaklarımın önünde yürürdüm sokaklarda, taki arkadaşın kaldır kafanıda insanların suratına bak diyene kadar. Kaldırdım kafamı lanet ettim yeni yüzyıla. Baktım olacak gibi değil kendime zarar veriyorum hayatımda çok önemli bir dönemi kaybettim artık geri de gelmeyecek biliyorum dedim. Başladım üni. Sınavlarına çalışmaya ve kazandım ama hala yaşadığım çoğu şeyden zevk alamıyorum, geçmişimi arıyorum.Mutlu bir insanım bu nasıl bi çelişki bunu bana biri anlatsın(yoksa içime attıklarımı beni arıyor )
Saygılarımla...