bu toplumun sakat kişiye yaklaşımı kolay kolay değiştirilemez.. en azından 2 kuşak geçmesi lazım bunun için.
engelliler çok eskilerden beri beyaz perdede var, ama nasıl var anlatayım.
ENGELLİ OĞLAN ; yatağında yatarken, sehanın üstündeki 1 bardak suyu alırken, ya yere düşüp sürünmeye başlar, yada sehpadaki mumu düşürerek yangın çıkartır.
kör olan jön, evin en asabi kişisidir. kör olmadan önce çok iyi olan abimiz kör olunca birden bire ağresifleşir, bencilleşir.
ENGELLİ KIZ ; bunlar genellikle kör olurlar ve sesleride çok güzeldir, bir pavyonda sahneye koyulan sandalyenin üstünde şarkı söylerler. harabe gibi olan evi'de saray diye yuttururlar. bu ablalar bazende sağır olurlar, akibetleri'de ya trenin sesini, yada yoldan karşıya geçerken kornayı duymadığı için ezilerek ölürler. hepsi böyle bitmez tabiiki. uğradığı tecavüz sonucu, kör veya sağır olan kızımız, sevgilisi tarafından öpülünce, aniden görmeyen gözleri görür, duymayan kulakları duymaya başlar
ENGELLİ FÜGÜRANLAR ; Bunlar biraz daha toplumu temsil ederler, bunlar genellikle dilencidir, hele ortopedik engelliler hep dilenci olarak karşımıza çıkar.
zihinsel özürlüler, mahallenin soytarısıdır, her türlü iğrençlikler üzerinde denenebilir. bunlar bazende cellat olur.
bazende bunları trenlerde, vapurlarda, garajlarda, hastahanelerde, birilerini tedavi ettirebilmek için para toplarken görebilirsiniz, yada hırsızlık yaparken veya banka soyarken görebiliriz.
türk sinemasının ilk flimlerinden beri sakatlara yaklaşım böyledir. genelde toplumda böyle yaşardı sakatlar. günümüzde dilenen sakat göremesekte, kendisine sakat süsü veren kişilerin varlığını TV kanallarında izliyoruz.
tezgahta limon satan engelli, medyamızda kahraman olarak lanse ediliyor
lakin. soyadı kanunu çıkmadan önce kişiler özelliklerine göre isimlendirilirmiş, KÖR ALİ, TOPAL MEHMET, SAĞIR SULTAN, DELİ DUMRUL, ve kimsede rahatsız olmazmış.
argo konuşan kasımpaşalı bir abim, tek gözü kör alan birisini bana tarif ederken '' sol sinyal yanmıyor '' demişti. yine tek bacağı olmayan kişi içinde ''lastiğin teki patlak'' demişti. ama asla aşağılama yoktu. heralde sağırlar içinde ''korna bozuk derdi''
)