Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Trafik sigortası için danışman firmalarından hizmet alımı hakkında..?

memur

Yeni Üye
Üyelik
10 Eyl 2012
Konular
9
Mesajlar
41
Reaksiyonlar
0
trafik kazalarından sonra danışman şirketlerin trafik sigortasından tazminat alma konusunda yardımcı olmaları noktasında bilgisi yada tavsiyesi olan var mı. Bu şekilde birkaç firma aradı,ne düşünüyorsunuz
 
Mutlaka işlerini hakkıyla yapmak isteyenler vardır ancak denetlenmeyen şahıs şirketleri olduğu için yapılan işin güvenilirlik derecesi de maalesef zayıf.Tazminatınızdan %50 veya fazlasını almaları mümkün.Sigorta hukuku konusunda itimat edebileceğiniz Hukuk bürolarıyla hareket etmenizde fayda var.
 
Böyle danışmanlık felan uğraşma alayı para koparma peşinde git avukat bul kendine bu işlerde tecrübesi olan onla %10 dan fazlayla anlaşma bu kadar basit
 
memur

Ölüm veya yaralanma ile sonuçlanan trafik kazalarında, yaralanan kişilerin veya ölenin yakınlarının kusurlu araç/araçların ZMMS (Trafik) Sigorta şirketlerinden tazminat talep hakkı bulunmaktadır.
Bu hak sigorta genel şartlarından ve bu şartların dayanağı olan Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu'na dayanmaktadır.
Görüleceği üzere; sigorta poliçesinden doğan tazminat hakları, yasalardan doğan bir haktır. Bu nedenle de, yasal haklara kavuşulabilmesi ancak ve ancak hukuk eğitimi almış ve bu konudaki yeterliliği diploma ve ruhsatname aracılığıyla tescillenen kişiler yani avukatlar tarafından verilecek hukuki yardımla mümkündür.

Avukatlık ünvanı bulunmayan bir kişinin, hak sahiplerini temsili hukuken mümkün olmadığı gibi; aktüer bilirkişi sıfatı olmayan bir kişinin tazminat miktarını hesaplaması da mümkün değildir. Hukuki yeterliliği bulunmayan kişilerin sigorta danışmanı, hasar takipçisi vb. sıfatlarla mağdur kişilere ilettikleri bilgiler sadece kulaktan dolma ve eksik bilgilerdir.

Verdikleri bilgiler hukuki birikime dayanmayıp, hak sahiplerinin haklarını kaybetmesine dahi neden olabilecek hatalı bilgilerdir. Hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen, mağdurlara imzalattırdıkları sözleşmeler veya vekaletnameler ile tazminat miktarı üzerinden aldıkları komisyonlar ise fahiş derecede fazladır.

Avukatlık; ciddi bir eğitimi gerektiren ve ancak tecrübeyle pekiştirilebilecek zor ve önemli bir meslektir. Kişilerin haklarının avukat dışındaki kişiler tarafından takip ve temsili yasal olmadığı gibi, faydadan çok zarar doğurmaktadır. Yani, AVUKATÇILIK oynamak yasal olmayıp, kaza nedeniyle mağdur olan kişileri daha da mağdur hale getirmektedir.

Hasar takip büroları ve sigorta danışmanlık şirketlerinin yarattığı mağduriyetler ve hak kayıpları ile ilgili açılmış binlerce dava ve araştırma bulunmakta olup, mağdur kişilerin daha da mağdur olmamak için gerekli araştırmayı yapmaları önemle tavsiye olunur.
 
Sigorta tazminatını aracılara kaptırmayın

Şirketlerin ödediği vefat parasının yüzde 80’i iş takipçilerinin cebine giriyor.
Ellerinde vekaletle trafik kazalarını kovalayarak, sigorta tazminatına aracılık edenler hem sigortacıları hem de vatandaşı bıktırdı. Aracılar yüzünden sigorta şirketlerinin ödediği vefat tazminatlarının sadece yüzde 20’sinden hak sahipleri faydalanıyor.
SON yıllarda ortaya çıkan ve trafik kazalarının peşinde koşarak, sigorta tazminatına aracılık edenler, hem sigorta şirketlerini hem de vatandaşı canından bezdirdi. Aracılar yüzünden bir taraftan vatandaş hak ettiği parayı alamıyor, diğer taraftan tazminat ödemeleri artan sigortacılar, trafik sigortası primlerini yükseltmek zorunda kalıyor, açılan davalar nedeniyle de tazminat ödemeleri uzuyor.
Aracılar, özellikle ölümlü trafik kazalarında mağdur olanların adına sigorta şirketlerinden aldıkları vefat tazminatının yüzde 80’ini kendilerine ayırıyor, yüzde 20’sini ölenlerin yakınlarına veriyor ve bundan da mağdurların haberi bile olmuyor.

ORGANİZE İŞLER

Peki, kim bu aracılar? En basit anlatımla, iş takipçileri. İşleri ise, trafik kazalarını ve bu kazalarda ölenlerin yakınlarını ya da sakat kalanları kovalamak. Maalesef, yasadaki boşluk nedeniyle bu işi ‘aracılık hizmetleri’ ya da ‘hasar takip merkezi’ gibi isimler altında şirket kurup yapanlar olduğu gibi; içlerinde, şirket kurmadan ellerinde çantayla kazadan kazaya koşanlar da var. Her geçen gün de bu şirketlerin ve kişilerin sayısı artıyor.
Nasıl çalışıyorlar? Trafik kazaları ile ilgili hastanelerin acil servislerinden resmi kurumlara kadar organize olmuş durumdalar. Türkiye’nin neresinde yaralanmalı ya da ölümlü trafik kazası olursa, anında ulaşıyorlar. Yetişemiyorlarsa, bu sefer kaza geçirenlerin kapılarını çalıyorlar; olmadı, hastaneye kadar gidiyorlar. Ellerinde hazırlanmış bir vekaletname, kazada ölenlerin yakınlarına ya da sakat kalanların bizzat kendisine, ‘tazminat hakkınız var, biz takip ederiz, sigorta şirketi size ödeme yapmaz’ deyip, vekaletname imzalatıyorlar. Bu öyle bir vekalet ki, bankadan para çekme işlemine kadar tazminat ile ilgili tüm hakkı ve yetkiyi üstlerine alıp, iş takibine başlıyorlar. Sigortadan önce mahkemeye müracaat ediyorlar ki, daha yüksek tazminat alınabilsin. Sonrasında sigorta şirketine gidip, ‘şu kaza ile ilgili vekalet bende, bana şu kadar tazminat ödeyin, davadan vazgeçeyim’ diyorlar. Hak sahibine hemen ödenecek tazminat bu yolla dava konusu oluyor ve yıllarca sürüyor. Dava sonunda mahkeme belli bir tazminata hükmediyor; sigorta şirketi, vekalet nedeniyle parayı hak sahibi yerine aracıya ödemek zorunda kalıyor. Aracı, tazminatın yüzde 80’ini kendine alıp, kalanını kazada ölenlerin yakınlarına veriyor ve ‘bu kadar alabildik’ diyor.

ARACIYA GEREK YOK

Daha açık şöyle anlatayım. Ölümlü trafik kazalarında, trafik sigortasından dolayı vefat tazminatı kişi başına 200 bin liralara kadar çıkıyor. Eğer mahkeme, 100 bin lira ödenmesine karar vermişse; aracılar, bunun 80 bin lirasını kendilerine alıyor, 20 bin lirasını kazada ölenlerin yakınlarına veriyor. Varın, aracıların ne kadar para kazandıklarını siz düşünün artık. Çoğu zaman da bu aracılar, tazminatı aldıktan sonra, ‘bu para yeterli değil, daha çok almamız lazım’ deyip, başka bir mahkemeye başvuruyorlar; sırf kendi alacakları komisyon daha da çok olsun diye.Aracılar, sadece yeni değil, geçmişte olmuş ölümlü kazaları da ilgili kurumlardaki adamları vasıtasıyla araştırıp, tek tek çıkartıyor ve ölenlerin yakınlarına ulaşıyor. İşte, son yıllarda sayıları hızla artan aracılardan hem sigortacılar hem de vatandaş yaka silker hale geldi. Maalesef, bu kişilere karşı bir önlem de alınamıyor. Sigorta şirketleri sadece hak sahiplerini arayıp, aracıya ödedikleri tazminatı söyleyip, uyarabiliyorlar. Ancak vekalet nedeniyle hak sahipleri de aracılara karşı bir şey yapamıyor.
Sigortacılar ise önlem almak için girişimlerde bulunmaya başladı. Öncelikle, takip sürecini yöneten aracılara ihtiyaç olmadığı, hak sahiplerinin kendilerinin sigorta şirketine başvurmaları halinde kısa sürede ve gerçek değerinde tazminatı alabilecekleri, dolayısıyla da aracılara para kaptırmamaları konusunda bilinçlendirme çalışmalarına başladılar. Bununla birlikte sigortacılar; trafik sigortasında bedeni tazminatın hesaplanmasında standart bir yöntemin olması, için yasal girişimlerde de bulundular.
Vekalet için ikna ediyorlar
ANADOLU Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, aracı diye nitelendirilen kişilerin çoğunlukla bağımsız takipçilerden oluştuğunu belirterek, şunları söylüyor:
“Bu kişiler, sigorta şirketlerinden doğan tazminat hakları için uzun prosedürlerin olduğunu, belge ve bilgi almakta zorluklar yaşandığını ifade ederek, ikna ettikleri mağdur yakınlarından vekaletname temin edip, takip işlemlerini gerçekleştiriyor. Sigorta şirketlerinin yaptıkları ödemelerin gerçek zararın altında olduğu konusunda mağdurları etkileyip, kapatılmış olan dosyaları dava konusu hale getiriyor ve ek tazminat talebinde bulunuyorlar. Sigorta şirketi ile hak sahibi arasında hızlı çözüme kavuşacak vakalar, aracılar yüzünden dava konusu oluyor. Genel vekalet durumlarında tazminatın tamamı vekile ödendiği için mağdur ve vekili arasındaki paylaşım detaylarını bilmiyoruz. Ayrıca, mağdurların haklarını suiistimal eden kişi ya da kuruluşların var olduğu, bunların vekaletnamede yer alan orana göre ücretlerini almalarına rağmen, tekrardan vekalet ücreti talebinde bulunduklarını da duyuyoruz. Bu çarpık yapının kalkması için vatandaşların sigortadan bu hizmeti almak için aracı kuruma ihtiyaç duymadan, tazminatını alabilecekleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor.”
Sigortalı mağdur aracı zengin oluyor
AKSİGORTA Genel Müdürü Uğur Gülen, aracılık mesleğinin oluşmasında sigortalının ürünü nasıl kullanacağını bilmemesinin ve sigorta sektörü hakkında öteden beri gelen olumsuz algının etkin olduğunu ifade ederek, şunları söylüyor:
“Türkiye’de garip olan ise, sigorta sektörü üzerinde ciddi mevzuat baskısı var iken bu aracıların faaliyetlerini düzenleyen bir uygulamanın olmaması. Böyle bir düzenleme olmayınca, aracılar sigorta şirketleri tarafından ödenen tazminatların yüzde 90’ını kendilerine, yüzde 10’unu sigortalı veya lehdarına paylaştırabiliyor. Aslında sigortalı olmaktan menfaat sağlayacak olanlar mağdur olurken, aracılar zenginleşiyor. Diğer taraftan, sigorta şirketi ve aracılar arasındaki süreç dava yolu ile uzatıldıkça, bu uzayan süreçler boyunca biriken mahkeme masrafları ve biriken faizler, sigorta şirketlerinin finansallarını ciddi ve olumsuz şekilde etkiliyor.
Sigorta tazminatını aracılara kaptırmayın - Hürriyet Noyan Doğan

ben şahsen milletvekillerine ve bu durumla ilgilenmesi gereken bürokratlara mail atıp hukuksuzluktan, yağmadan, mağdur edilmiş insanlardan bahsedip devlet olarak müdahele edilmesini isitiyorum. ne kadar etkili olur bilemem. sonuçta ben sadece bir vatandaşım. bu konuda en büyük çalışmayı baroların yapması gerekirken ancak bildiri yayınlıyorlar. hem büyük bir hukuksuzluk hem de avukatların haklarıi gasp edildiği halde sadece seyrediyorlar. keşke avukatlar bari bu işin üstüne biraz düşseler kendi hakları için.

Trafik kazası sonucu sakat kalma ve ölüm gibi durumlarda mağdurların zararını karşılamak için kurulan Güvence Hesabı, fırsatçılar tarafından istismar ediliyor. İşi ticarete döken bazı kişiler işlemlerini yapmak için vekâlet aldıkları hak sahiplerinin tazminatlarının büyük bir kısmına el koyuyor. Zonguldak'ta yaşayan A.T.'nin başına gelen olay yaşanan istismarın büyüklüğünü gözler önüne serdi. Kendisini hasar danışmanı olarak tanıtan kişilere vekâlet veren A.T. Güvence Hesabı'ndan alacağı tazminatın büyük bir kısmını dolandırıcıya kaptırmış. Aynı zamanda verdiği vekaletle adına Van'da bir banka hesabında borçlanıldığını da öğrenmiş. Güvence Hesabı Müdürü Kadir Küçük vekil aracılığıyla başvuranların önemli bir bölümünde bu tür dolandırılma hadiselerinin yaşanabildiğini belirtiyor. Yaşanan mağduriyetlerden dolayı ödeme yaptıkları kişilere ödeme belgesinin bir kopyasını göndermeye başladıklarını anlatan Küçük, vatandaşları mecbur kalmadıkları sürece kimseye vekâlet vermemeleri konusunda uyarıyor.

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) bünyesinde hizmet veren Güvence Hesabı, sigortalının tespit edilemediği kazalardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda önemli bir görev üstleniyor. Kazada 3. kişilerin ölümleri durumunda mirasçılarına, sakatlık veya iş göremezlik durumunda ise kendilerine tazminat ödüyor. Hesaba 2000 yılından bu yana toplam başvuru sayısı 134 bine ulaştı. Mağdurlara ödenen toplam rakam ise 272 milyon lirayı buldu. Ancak ölümlü trafik kazalarının sıkça yaşandığı Türkiye'de mağdurların birçoğu Güvence Hesabı'nı bilmiyor. Ölüm hadiselerinde hak sahiplerinin yüzde 60'ı, sakatlık veya bedensel yaralanmalarda ise yarısı başvuru yapmıyor. Başvuru yapanların da büyük bölümü hakkını vekalet verdiği kişi vasıtasıyla arıyor. Hesaba geçtiğimiz yıl yapılan 11 bin 636 başvurunun yüzde 80'i vekil aracılığı ile gerçekleşmiş. Vekaletle başvurularda da ciddi mağduriyet yaşanıyor.

Bu işi sektör haline getiren bazı kişiler geçirdiği trafik kazasında sakat kalan ya da bir yakınını kaybeden kişileri tespit ettikten sonra harekete geçiyor. Bastırdıkları sahte kartvizit ile kendilerini hasar danışmanı diye tanıtanlar olduğu gibi Güvence Hesabı şubesinin görevlisi olarak tanıtanlar da var. Bu kişiler mağdurları arayıp vekâlet vermeleri halinde tazminat alacaklarını söylüyor. Vekâlet alan dolandırıcılar hak sahibi adına hesaba başvuruyor. Aldıkları tazminatın önemli bir payını hak sahibinin bilgisi dışında kendi zimmetine geçirdikten sonra, kalanını hak sahibine veriyor. Kişilerin dolandırıcı olduğu ise ancak Güvence Hesabı'ndan hak sahiplerine gönderilen ödeme tutarı belgesi ile ortaya çıkıyor. Güvence Hesabı Müdürü Kadir Küçük, mağdurların bir dilekçe ile hesaba başvuru yapabileceklerini belirterek art niyetli aracılara karşı dikkatli olunmasını istedi.

Read more: Sigorta şirketlerini dolandırıyorlar! | Kasko/Trafik Haberleri | Sigorta Gündem


Tazminatı aracıya kaptırmayın! | Ekonomi Haberleri
 
Tazminatlarınızı aracılara, danışmanlara kaptırmayın!!!!

Şurda http://www.kayseribarosu.org.tr/Print.aspx?ID=22128&Tip=HaberKayseri Barosunun bu "şirketlerle", aracılarla alaklığı yaptığı açıklamada nasıl çalıştıklarını, ne olduklarını, kazazedeleri nasıl zarara uğrattıkları açıklanmış.
şurda da kazazedeleri zarara uğrtan aracıların haberleri var Sigorta şirketlerini dolandırıyorlar! haberi - SigortaGundem.com

Vefat Tazminatlarınızı Aracılara Kaptırmayın

http://magazinsondakika.com/aracilara-vefat-tazminatlarinizi-kaptirmayin

Tazminatı aracıya kaptırmayın! | Ekonomi Haberleri

https://trafikazatazminati.wordpress.com/2016/08/31/trafik-kaza-tazminatini-aracilara-kaptirmayin/

http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1179210-tazminati-araciya-kaptirmayin

Burda bütün uyarılar, aracıların zarara uğratıkları haberle mevcut. Avukatların yasal sorumlukluları vardır. Müvekkkilerine karşı ciddi sorumlulukları vardır. Her hareketleri, her işlemleri denetime tabidir. Bir avukat müvekkilini zarara uğratırsa yani yani hakkını gasp ederse, yani kandırırsa meslekten atılır. Ayrıca alacağı ceza da cabası.

Baronun uyarısında şunlar önemli :


"Böyle bir konuda çalışma yapmamızın maksadı, yetkili olmayan kişiler tarafından yürütülen bu faaliyetlerin nasıl yürütüldüğünü, vatandaşların ne gibi hak kayıplarına uğratıldıklarını ortaya koyabilmek ve meslektaşlarımızdan gelecek bilgi ve belge anlamındaki destekle bu tür faaliyetlerin önlenmesini temin etmektir. Bu nedenle sorunun daha sağlıklı anlaşılması için tespit edebildiğimiz hususları arz edip sorunu izah etmeye çalıştık.

Netice itibariyle, her geçen gün mevcut sistemin büyümesi, bu sistemle çalışan kişi ve şirket sayısının artması, sorunun ülkenin tamamına yayılmış olması nedeniyle tüm kişi ve şirketlerin baromuzca re’sen tespit edilmesi mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle somut bilgi ve belgeleriyle birlikte bu tür hizmetler veren kişilerin meslektaşlarımızca 06.01.2014 tarihine kadar baro kalemine bildirilmesi için internet sitemizde yayın yapılmasını faydalı gördük.

İnternet sitemizdeki yayından sonra meslektaşlarımızdan gelecek bilgi ve belgeler değerlendirilerek yeniden bir rapor hazırlanarak, Avukatlık Kanunu m.35, 48, 63 ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliği m.14 gereğince bu tür kişilerin Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet edilmesi ve konunun önemine bianen en son hazırlanacak raporun başta Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği olmak üzere ilgili kurumlara gönderilerek bu tür şirketlerin faaliyetlerin yasaklanması için gerekli girişimlerin yapılacağı önemle duyurulur."

Baro yasal mücadele başlatmış. Malum ülkemizde adalet sistemi yavaş işlediğinden hala mücadele ediyorlar. Umarım başarılı olurlar.

Baronun yaptığı şu uyarı da çok önemli. Siogrta şirkletlerinin hesaplama yaparken mevcut kanunları, hükümleri es geçerek hesaplama yaptığından gerçek zararın çok çok altında bir hesaplama yapıyorlar. Sigorta şirketleri kendi yaptıkları bir hesaplama ile yaptıkları ödeme kesinlikle eksik. Fakat devletin yani mahkemelerin yaptıkları hesaplama kanunlara, hakka, hukuku uygun olandır. Yani asıl zararın ödenmesi demektir.
İşte o uyarılar :

şin takibi, hiçbir hukuk etiğimi almamış yetkisiz ve bilgisiz kişilerce yapıldığından bazen gereksiz işlemlerin yapıldığı ve süre kaybına neden olunduğu, bazen de asıl talep edilmesi gereken hakların talep edilmediği görülmektedir. Bu kişi ve kurumların amacı, zarar görenlerin tazminat alacaklarını tam olarak tahsil etmek değil, kendilerini tatmin edecek bir miktarda ücret kazanmaktır. Hem bu nedenle hem de bilgi eksikliği nedeniyle gerçekte uğranılan zararın çok çok altında bir miktara dosyayı kapatmaktadırlar. Örneğin, gerçek zararın 50.000 TL. olduğu bir başvuru dosyasında 20.000 TL. tahsil edilerek dosya sonlandırılmaktadır. Bu yetmezmiş gibi bir de fazlaya ilişkin hakları da kapsayacak şekilde sigorta şirketlerine ibranameler verilmektedir. Yine bir poliçede birden fazla teminat (bedeni, İMM, manevi, koltuk sigortası gibi) bulunmasına rağmen sadece bir teminat dahilinde yapılan ödeme nedeniyle tüm poliçeden kaynaklanan hak ve alacakları kapsayan ibranameler verilmektedir. Bu durumlar vatandaşların büyük hak kayıpları yaşamasına neden olmaktadır. İşin avukat vasıtasıyla takip edilmesi durumunda gerçek zararın altında teklif edilen ödemeler ya kabul edilmemekte ya da itiraz-i kayıt ileri sürülerek ibraname imzalanmakta, böylece vatandaşların hak kayıpları yaşamasının önüne geçilmiş olmaktadır. Zararın tahsili dava yolu ile olduğunda ise zaten mahkemece yapılan araştırmalar neticesinde gerçek zarar miktarı ortaya çıkarıldığından yine vatandaşların hak kaybı yaşaması önlenmiş olmaktadır.



Diğer bir sorun da bu tür hizmetlerin bu tür kişi ve şirketlerce yapılmasının sigorta şirketlerinin menfaatine olmasıdır. Zira, içtihatlara ve uygulamalara aykırı bir şekilde yapılan hesaplama yöntemi (hesaplamada Yargıtay’ın kabul etmediği ve de uygulamada da kullanılmayan CSO tablosunun kullanılması, faiz, hesaplamanın müşteşarlık nezdinde tutulan aktüerler siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılması gibi) biz avukatlarca kabul edilmemekte, gerçek zararın eksiksiz tahsili için uğraşılmaktadır. Bu nedenle sigorta şirketleri, biz avukatlardan bazen gereksiz özel vekaletname bazen de gereksiz evrak gibi taleplerde bulunarak işin sürüncemede kalmasına sebebiyet vermekte, gerçek zarar talep edildiğinde başvuruyu reddetmektedirler. Ancak sigorta başvurusu, bu tür kişi ve şirketler tarafından yapıldığında sigorta şirketleri gerçek zararın çok çok altında bir rakamla dosyayı kapatma imkanına kavuşmaktadırlar. Bu nedenlerle sigorta şirketleri de ister istemez işin içine girmekte ve bu başvuruların bu tür kişi ve şirketler tarafından yapılmasından memnuniyet duymaktadırlar. Kısacası, sistemin bu tür kişi ve şirketlere kayması sigorta şirketlerinin işine gelmektedir. Sigorta şirketleri, uygulama ve içtihatlardan ziyade 2010/4 sayılı genelge gibi hukuka, içtihatlara ve uygulamaya aykırı ancak kendi menfaatlerine olan uygulamaları kabul etmektedirler. Sigorta şirketlerinin bu tür haksız uygulamalarına itiraz etmeden başvuru işlemlerini yapan kişi ve şirketler haliyle vatandaşların hak kayıpları yaşamasına neden olmaktadırlar.



Sigorta şirketlerinin yaptıkları ödemelerin gerçek zararın altında olduğu birçok davada alınan raporlarla ve verilen kararlarla sabittir. Sigorta şirketlerinin yaptıkları ödemelerin yetersiz bulunarak birçok davanın açıldığı ve neticede de sigorta şirketlerinin yaptıkları ödemelerin yetersiz olduğunun anlaşıldığı sayısız dava dosyası bulunmaktadır. Yukarıda arz ettiğimiz üzere uygulamada kabul edilen hesaplama yöntemi ile sigorta şirketlerince kabul edilen hesaplama yöntemi farklıdır. İşte bu teknik hususlardan bihaber olan yetkisiz kişiler, sigorta şirketlerinin hesaplamalarını itirazsız kabul ederek vatandaşların gerçek zararlarının çok çok altında bir tutarı tahsil ederek vatandaşları zarara uğratıp dosyayı ibraname vererek kapatmaktadırlar.



Zarar miktarını tam olarak tahsil etmeden dosyayı kapatmalarından sonra ise zarar görenlere ne bakiye alacak hakkında, ne fazlaya ilişkin haklar konusunda, ne de sorumluluğu daraltan ya da kaldıran sözleşmelerin geçersizliği veya iptale tabi olması konusunda (TTK.m.853-854, KTK.m.95-100-111, Karayolu Taşıma Kanunu m.29) haliyle hiçbir bilgilendirme yapmadıkları/yapamadıkları, bu şekilde vatandaşların tazminat haklarının tamamını aldıklarını zannetmelerine ve fazlaya ilişkin hakların takipsiz bırakılmasına yol açtıkları anlaşılmıştır.
 
Arkadaşlar kafanızdan şeyler uydurup insanları daha çok mağdur ediyorsunuz gelen paranın %50 alıyorlar yok %80 alıyorlar bu kadar basitmi paranın bu kadarını almak ibraname diye birşey var ne kadar para geldiği yazıyor oda insanlar cahilmi bunları okuyamayacak kadar lütfen mantıklı şeyler konuşalım vergi levhası olup şirketi olan ve bu işi yıllardır yapan firmalar var (bizde dahil) herkesi bir tutmayalım..
Mağdurun kendisi alabilir evet tazminatını o kadar yazılar var yazılan şöyle alırsınız felan diye bunu diyen arkadaşlar yapın bu arkadaşların işini siz çok iyi biliyorsunuz Raporu al hastaneden yolla sigortaya sigortada 10.000 üstü bir rakam yollasın ondan iyisi yok yapmayın arkadaşlar sigorta şirketleri eksik ödüyor dikkat edin bunlara...
 
Üst Alt