Türkiye de yaşayan bütün engelli ve engelli birey yakınlarının sıkıntılarını kesin bir şekilde çözüme kavuşturmak için, herkesin tek bir platformda toplanması gerekiyor.Bu Platformdan herkes bir biri ile bağlantılı olup, beraber ve hızlı hareket etmesi gerekmektedir.Bundan sonra sıkıntılarımızın çözümü için ilgili kamu kurumları, kamu tüzel kişileri, Engelliler menfaatine hareket bütün kurumlar ile engelli ve engelli bireylerin de katılacağı bir çalıştay yapılması, burada bütün sıkıntıların masaya yatırılması ve çözümlerinin burada aranması isabetli bir karar olacaktır.Bende kendi çabalarımla ilgili bu ve bunun gibi sıkıntı ve çözümlerini bir rapor olarak hazırladım.Bir çok kamu kurumuna göndereceğim.Bunu sizler ile burda paylaşmak istiyorum.
Sayın Başbakanım, özürlüler ve bu özürlülerin bakımlarını üstlenen vefakar insanların çektikleri sıkıntıları müsaadeleriniz ile sizlere aktarmak istiyorum. Ben Aksaray Gümrük Müdürlüğün de çalışıyorum. 22 yaşında % 90 özürlü tamamen bakıma muhtaç bir kardeşim var. Annem ve babam yaşları itibari ile artık kardeşime bakmakta zorlandıkları için bazı temel ihtiyaçlarını ben karşılamaktayım. Banyosunu, akşamları diş temizliğini ve gezme ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Annem günlük yemeğini, tuvaletini vb. ihtiyaçlarını, babam da gece üstünü açıp açmadığını kontrol etmekte ve gezme ihtiyacını karşılamaktadır. Özürlü bir insanın bakımını rabbim kimseye göstermesin, gerçekten çok zor, bu sıkıntıyı bir Allah, bir de bakan bilir. Siz devlet büyüklerimizden Allah razı olsun. Özürlüler ile ilgili sürekli iyileştirmeler yapıyorsunuz, affınıza sığınarak özürlülere bakan insanlar ile ilgili iyileştirmeler istiyoruz. Kardeşimin hayatını ikame etmesi için, önemli ihtiyaçlarını giderdiğim için Aksaray’dan ayrılamıyorum. Hayatımı kardeşimin üzerine göre kuruyorum, hayallerimden feragat ediyorum. Çalıştığım kurum da rotasyon olayı bulunmakta olup, benim gibi özürlü yakını olanlara ayrıcalık tanınmasını, rotasyondan muaf tutulmasını, geçici görevlendirmeye tabii tutulmamasını talep ediyor, bu ve bunun gibi iyileştirmelerin kanun ile korunmasını istiyoruz. Bizim bu çektiğimiz sıkıntılardan asla hiçbir zaman şikayetimiz olmadı. Allah bizim sınavımızı böyle uygun görmüş olup, Allah’tan hiçbir şikayetimiz yoktur. Özürlüler ve bu özürlülere bakan bireylerin sıkıntılarını aşağıda örnekler ile madde madde sıralanmıştır.· Benim annem ve babam yaşları itibari ile kardeşime bakmakta zorlanıyorlar, ileriki zamanlarda yada sağlık sorunları nedeni ile kardeşime bakamama gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Kimse canından çok sevdiği özürlü evladını, özürlü kardeşinin bakımını kimseye güvenip de bırakamaz. Bu yüzden 3.dereceye kadar birebir bakıma muhtaç olan ve kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan, kamuda veya özel sektörde çalışan bireylere hiçbir şart koşulmaksızın emekli edilmesini ve emekli maaşı bağlanılmasını, Örneğin ben evliyim, benimde %90 özürlü kardeşim var. Herhangi bir olumsuz durum konusu olduğunda gerekirse ailemi dağıtacağım ve kardeşime bakacağım. Çünkü başka çaremiz yok. Çalışmasam evimi geçindiremeyeceğim. Kardeşim ile aynı evde kalma gibi bir durumumuz da söz konusu değil. Kardeşim kalabalık ve çocuklu ortamlarda çok sinirli oluyor, zapt edemiyoruz.· Benim annem ve babam tam 22 yıldır, özürlü kardeşime bakmaktadır. Senede birkaç gün de olsa onların bir nefes alması, bir tatil yapması en doğal haklarındandır. Onlar tatil (kaplıca) yaptığında bende evimden ayrılıp kardeşim ile beraber kalıyorum ve bir hafta izin kullanıyorum. Doğal olarak benim de yıllık iznimin bir kısmı gidiyor. Bazen acil durumlar oluyor. Kardeşimin yanına gitmem gerekiyor. Bunlara şöyle bir çözüm getirilirse daha iyi olacağını düşünüyorum. Yıllık iznimize, bir hafta veya on gün ilave edilmesini, zorunlu durumlarda idarecilerin sıkıntı çıkarmaması için gerekli önlemlerin alınmasını,· Devletimiz tarafından verilen, evde bakım parasını şartlarında biri olan ‘’ Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır.’’ Maddesinin haksızlıklara yol açtığını düşünmekteyim. Babam işçi emeklisi olup emekli maaşı bu maddeye takılmaktadır. Babamın emekli maaşından başka geliri bulunmamakta olup, hayatı boyunca çalışıp, bir ev ve araba sahibi olmuştur. Bazen evin durumu ve araba da buna engel teşkil etmektedir. Sanki çok zengin biri gibi algılanmaktadır. Halbuki birey bunları kazanmak için 30 senesini vermiştir. Siz devlet büyüklerimize sorarım çok büyük bir şey midir. Benim annem kardeşimin tuvaletine, çamaşırına yetişemiyor. Affınıza sığınarak söylüyorum. Kardeşim,her gün ya altını ıslatıyor yada büyük çişini yapıyor. Hasta bezi de işe yaramıyor. Her gün çamaşır makinesi çalışıyor. Elektrik yakıyor,deterjan gidiyor. Babam ay sonunu zor getiriyor. Evde bakım parasının, bu gelir şartının biraz daha gerçekçi olmasını, Bizim gibi gerçekten ihtiyacı olan insanları üzmeden vermelerini ayrıca para vermeyecekse, evde bakım ücreti yerine, haftada bir gün temizlik yapması için, Aileme gündelikçi kadın tahsis etmesini,Örneğin, Annem gün boyu kardeşim ile uğraşmakta ve ev işlerine zaman ayıramamaktadır. Devletimizin vereceği yardım parası ile annem kardeşimin bakımını daha iyi yapacak olup, ev işleri ve temizlik işlerini gündelikçi bayanlara yaptırıp, hem kendi hayatını kolaylaştıracak hem de devletimiz vermiş olduğu bu yardım sayesinde ev hanımlarına katma değer sağlayacaktır. Ya da devletimiz bu hizmetten yararlanmak isteyen özürlü anne ve babalarına istedikleri ve güvendikleri temizlikçi kadınları belirtmeleri suretiyle, yardımları bu gündelikçi bayanların hesabına aktarmaları da ayrı bir çözüm yolu olacaktır.· Devletimizin sağlamış olduğu diğer bir kolaylık olan ÖTV indiriminin kapsamının biraz daha genişletilmesi gerekmektedir. Yurtdışından, % 90 özürlü bireyler sadece özel donanımlı minibüs getirebilmektedir. Ülkemiz de % 90 özürlü vatandaşlarımız, ÖTV indirimi ile araba alabilmekte olup, neden yurtdışından araba getirememektedir. Bu durumun yurtdışından araba getirilebilecek şekilde ve motor hacminin 2000 cc’ye kadar olacak şekilde düzenlenmesini, Ayrıca % 90 özürlü bireylere KDV istisnasının olmasını,Örneğin, Biz minibüs getirtemiyoruz. Özel donanımlı ihtiyacımız bulunmamaktadır. Kardeşime arabaya ayağını elimiz ile attırarak bindiriyoruz. Minibüs, araba göre daha masraflı ve büyük bir araçtır. Özel donanım ihtiyacımız olup olmadığımı, devlet büyüklerimizin değil de bizim düşünmemiz daha iyi olacaktır.· Türkiye de bulunan bütün özürlü bireylerin ve ailelerin katılımı ile bir çalıştay oluşturulmasını ve bu çalıştay da bütün sıkıntıların masaya yatırılmasını ve çözüm yollarının aranmasını,· Özürlü bireylere yapılan ÖMSS (Özürlü Memur Seçme Sınavı) sınavına katılamayacak ve çalışma ehliyeti yetersiz olan özürlülerin yerine 3.dereceye kadar akrabasının, sınava katılmasını,
· Her ilde direk Vali Bey’e bağlı olarak çalışacak şekilde, ildeki bütün özürlülerin sıkıntılarını, dertlerini dinleyecek ve çözüm yolları üretecek uzman personel görevlendirilmesini ve bu personellerinde özürlü bireyin ruhundan anlayacak, özürlü yakınlarından alınmasını,
· Bütün özürlü bireylerin ayrı bir kimlik kartının olmasını ve bu kimlik kartı ile hastanede, resmi kurumlarda vs. bir çok yerlerde kolaylıklar sağlanmasını,
· Ekonomik durumu çok zayıf olan özürlü birey ve özürlü birey yakınları bulunmaktadır. Devletimizin özürlüler ile ilgili çalışmalarında öncelikle bu bireylere yönelmeleri vicdani olarak bizleri rahatlatacaktır. Bunlara TOKİ’den ücretsiz ev verilmesi, aile bireylerine iş imkanı tanınması vs. konularda destek sağlanılmasını,
Arz ederim.Bütün bu yukarda saydığımız maddeleri, en samimi duygularımız ile ve gerçekten ihtiyacımız olduğu için yazma gereği duyduk. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Siz devlet büyüklerimiz, bu sıkıntılarımıza çözüm ararken, karar aşamasında lütfen kendilerini bizim yerimize koyarak karar vermeleri istiyoruz. Rabbim bizim bu dünyadaki sınavımızı bu kanatsız melekler ile yapmakta olup, önemli olan sebat etmek ve şikayet etmemek en büyük prensimizdir. Bu yazdıklarımı gönderceğim kişi ve kurumlar aşağıda listelenmiştir
Sayın Başbakanım, özürlüler ve bu özürlülerin bakımlarını üstlenen vefakar insanların çektikleri sıkıntıları müsaadeleriniz ile sizlere aktarmak istiyorum. Ben Aksaray Gümrük Müdürlüğün de çalışıyorum. 22 yaşında % 90 özürlü tamamen bakıma muhtaç bir kardeşim var. Annem ve babam yaşları itibari ile artık kardeşime bakmakta zorlandıkları için bazı temel ihtiyaçlarını ben karşılamaktayım. Banyosunu, akşamları diş temizliğini ve gezme ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Annem günlük yemeğini, tuvaletini vb. ihtiyaçlarını, babam da gece üstünü açıp açmadığını kontrol etmekte ve gezme ihtiyacını karşılamaktadır. Özürlü bir insanın bakımını rabbim kimseye göstermesin, gerçekten çok zor, bu sıkıntıyı bir Allah, bir de bakan bilir. Siz devlet büyüklerimizden Allah razı olsun. Özürlüler ile ilgili sürekli iyileştirmeler yapıyorsunuz, affınıza sığınarak özürlülere bakan insanlar ile ilgili iyileştirmeler istiyoruz. Kardeşimin hayatını ikame etmesi için, önemli ihtiyaçlarını giderdiğim için Aksaray’dan ayrılamıyorum. Hayatımı kardeşimin üzerine göre kuruyorum, hayallerimden feragat ediyorum. Çalıştığım kurum da rotasyon olayı bulunmakta olup, benim gibi özürlü yakını olanlara ayrıcalık tanınmasını, rotasyondan muaf tutulmasını, geçici görevlendirmeye tabii tutulmamasını talep ediyor, bu ve bunun gibi iyileştirmelerin kanun ile korunmasını istiyoruz. Bizim bu çektiğimiz sıkıntılardan asla hiçbir zaman şikayetimiz olmadı. Allah bizim sınavımızı böyle uygun görmüş olup, Allah’tan hiçbir şikayetimiz yoktur. Özürlüler ve bu özürlülere bakan bireylerin sıkıntılarını aşağıda örnekler ile madde madde sıralanmıştır.· Benim annem ve babam yaşları itibari ile kardeşime bakmakta zorlanıyorlar, ileriki zamanlarda yada sağlık sorunları nedeni ile kardeşime bakamama gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Kimse canından çok sevdiği özürlü evladını, özürlü kardeşinin bakımını kimseye güvenip de bırakamaz. Bu yüzden 3.dereceye kadar birebir bakıma muhtaç olan ve kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan, kamuda veya özel sektörde çalışan bireylere hiçbir şart koşulmaksızın emekli edilmesini ve emekli maaşı bağlanılmasını, Örneğin ben evliyim, benimde %90 özürlü kardeşim var. Herhangi bir olumsuz durum konusu olduğunda gerekirse ailemi dağıtacağım ve kardeşime bakacağım. Çünkü başka çaremiz yok. Çalışmasam evimi geçindiremeyeceğim. Kardeşim ile aynı evde kalma gibi bir durumumuz da söz konusu değil. Kardeşim kalabalık ve çocuklu ortamlarda çok sinirli oluyor, zapt edemiyoruz.· Benim annem ve babam tam 22 yıldır, özürlü kardeşime bakmaktadır. Senede birkaç gün de olsa onların bir nefes alması, bir tatil yapması en doğal haklarındandır. Onlar tatil (kaplıca) yaptığında bende evimden ayrılıp kardeşim ile beraber kalıyorum ve bir hafta izin kullanıyorum. Doğal olarak benim de yıllık iznimin bir kısmı gidiyor. Bazen acil durumlar oluyor. Kardeşimin yanına gitmem gerekiyor. Bunlara şöyle bir çözüm getirilirse daha iyi olacağını düşünüyorum. Yıllık iznimize, bir hafta veya on gün ilave edilmesini, zorunlu durumlarda idarecilerin sıkıntı çıkarmaması için gerekli önlemlerin alınmasını,· Devletimiz tarafından verilen, evde bakım parasını şartlarında biri olan ‘’ Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır.’’ Maddesinin haksızlıklara yol açtığını düşünmekteyim. Babam işçi emeklisi olup emekli maaşı bu maddeye takılmaktadır. Babamın emekli maaşından başka geliri bulunmamakta olup, hayatı boyunca çalışıp, bir ev ve araba sahibi olmuştur. Bazen evin durumu ve araba da buna engel teşkil etmektedir. Sanki çok zengin biri gibi algılanmaktadır. Halbuki birey bunları kazanmak için 30 senesini vermiştir. Siz devlet büyüklerimize sorarım çok büyük bir şey midir. Benim annem kardeşimin tuvaletine, çamaşırına yetişemiyor. Affınıza sığınarak söylüyorum. Kardeşim,her gün ya altını ıslatıyor yada büyük çişini yapıyor. Hasta bezi de işe yaramıyor. Her gün çamaşır makinesi çalışıyor. Elektrik yakıyor,deterjan gidiyor. Babam ay sonunu zor getiriyor. Evde bakım parasının, bu gelir şartının biraz daha gerçekçi olmasını, Bizim gibi gerçekten ihtiyacı olan insanları üzmeden vermelerini ayrıca para vermeyecekse, evde bakım ücreti yerine, haftada bir gün temizlik yapması için, Aileme gündelikçi kadın tahsis etmesini,Örneğin, Annem gün boyu kardeşim ile uğraşmakta ve ev işlerine zaman ayıramamaktadır. Devletimizin vereceği yardım parası ile annem kardeşimin bakımını daha iyi yapacak olup, ev işleri ve temizlik işlerini gündelikçi bayanlara yaptırıp, hem kendi hayatını kolaylaştıracak hem de devletimiz vermiş olduğu bu yardım sayesinde ev hanımlarına katma değer sağlayacaktır. Ya da devletimiz bu hizmetten yararlanmak isteyen özürlü anne ve babalarına istedikleri ve güvendikleri temizlikçi kadınları belirtmeleri suretiyle, yardımları bu gündelikçi bayanların hesabına aktarmaları da ayrı bir çözüm yolu olacaktır.· Devletimizin sağlamış olduğu diğer bir kolaylık olan ÖTV indiriminin kapsamının biraz daha genişletilmesi gerekmektedir. Yurtdışından, % 90 özürlü bireyler sadece özel donanımlı minibüs getirebilmektedir. Ülkemiz de % 90 özürlü vatandaşlarımız, ÖTV indirimi ile araba alabilmekte olup, neden yurtdışından araba getirememektedir. Bu durumun yurtdışından araba getirilebilecek şekilde ve motor hacminin 2000 cc’ye kadar olacak şekilde düzenlenmesini, Ayrıca % 90 özürlü bireylere KDV istisnasının olmasını,Örneğin, Biz minibüs getirtemiyoruz. Özel donanımlı ihtiyacımız bulunmamaktadır. Kardeşime arabaya ayağını elimiz ile attırarak bindiriyoruz. Minibüs, araba göre daha masraflı ve büyük bir araçtır. Özel donanım ihtiyacımız olup olmadığımı, devlet büyüklerimizin değil de bizim düşünmemiz daha iyi olacaktır.· Türkiye de bulunan bütün özürlü bireylerin ve ailelerin katılımı ile bir çalıştay oluşturulmasını ve bu çalıştay da bütün sıkıntıların masaya yatırılmasını ve çözüm yollarının aranmasını,· Özürlü bireylere yapılan ÖMSS (Özürlü Memur Seçme Sınavı) sınavına katılamayacak ve çalışma ehliyeti yetersiz olan özürlülerin yerine 3.dereceye kadar akrabasının, sınava katılmasını,
· Her ilde direk Vali Bey’e bağlı olarak çalışacak şekilde, ildeki bütün özürlülerin sıkıntılarını, dertlerini dinleyecek ve çözüm yolları üretecek uzman personel görevlendirilmesini ve bu personellerinde özürlü bireyin ruhundan anlayacak, özürlü yakınlarından alınmasını,
· Bütün özürlü bireylerin ayrı bir kimlik kartının olmasını ve bu kimlik kartı ile hastanede, resmi kurumlarda vs. bir çok yerlerde kolaylıklar sağlanmasını,
· Ekonomik durumu çok zayıf olan özürlü birey ve özürlü birey yakınları bulunmaktadır. Devletimizin özürlüler ile ilgili çalışmalarında öncelikle bu bireylere yönelmeleri vicdani olarak bizleri rahatlatacaktır. Bunlara TOKİ’den ücretsiz ev verilmesi, aile bireylerine iş imkanı tanınması vs. konularda destek sağlanılmasını,
Arz ederim.Bütün bu yukarda saydığımız maddeleri, en samimi duygularımız ile ve gerçekten ihtiyacımız olduğu için yazma gereği duyduk. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Siz devlet büyüklerimiz, bu sıkıntılarımıza çözüm ararken, karar aşamasında lütfen kendilerini bizim yerimize koyarak karar vermeleri istiyoruz. Rabbim bizim bu dünyadaki sınavımızı bu kanatsız melekler ile yapmakta olup, önemli olan sebat etmek ve şikayet etmemek en büyük prensimizdir. Bu yazdıklarımı gönderceğim kişi ve kurumlar aşağıda listelenmiştir