merhaba,
ben benim için sıkıntı yok demedim
öyle demek polyannacılık olur...
ama ilerleyen zamanla, artan bilinç ve duyarlılıkla daha iyiye gideceğini düşünüyorum...
elbette hem benim hem birçok engelli için sıkıntılar hala var... misal işlek bir yoldan gitmem gerekiyor, yolda yoğun araç trafiği var ve dolayısıyla benim için riskli, ve yolun kenarında güzel bir kaldırım var, "işte medeniyet!" diye seviniyor, kaldırıma çıkıp ilerlemeye başlıyorum, 30-40 metre sonra önüme bir çöp konteynırı çıkıyor ve geçişimi engelliyor, çöp konteynırı olmasa kaldırımın sonuna kadar gidebilsem bu sefer de kaldırımdan iniş eğimi olmuyor, iniş eğimi olsa önünde otomobil park etmiş oluyor, vesaire, ve ben öfkeyle tüm kaldırım yolundan geri dönüp mecburen o riskli yoldan araç trafiği içinde gitmem gerekiyor...
evet, dediğiniz gibi bizim otobüslerde katlanan rampa var ve yan yatma mekanizması var... yatma mekanizması otobüsün motoruna bağlı bir sistem... bu mekanizmanın amacı otobüs durağı bir kaldırımda değilse veya çok alçak bir kaldırımdaysa katlanır rampa kısa kalacağı ve tehlikeli bir şekilde dik olacağı için otobüsün zeminini açılı bir eğimle mümkün olduğunca yere yaklaştırıp engelli yolcunun güvenli ve rahat binebilmesi... amaç güzel ve çok faydalı, ama ne yazık ki ilk mesajımda da belirttiğim gibi araçların belki de yarısından fazlasında bu mekanizma arızalı, oysa araç sefere çıkmadan önce o mekanizma mutlaka tamir edilmeli... işte ben o yüzden ya otobüs hattının ilk ve son duraklarında, ya da uygun yükseklikte kaldırımı olduğunu bildiğim duraklarda inip-biniyorum... işte bu da aslında bir "sıkıntı" demek...
siz "otomatik sistemler olsa daha iyi değil mi?" demişsiniz, elbette ki o sistemler daha iyi ama bir de pratiğe bakmak gerek, otomatik sistemler de otobüs zeminini yatıran mekanizmalar gibi hassas ve arıza yapmaya meyillidir, oysa katlanır rampanın bozulma ihtimali 1%... katlanır rampaların üzerinde "Max: 350 kg" yazıyor, bir akülü sandalye+kullanıcısının toplam ağırlığı en fazla 200-250 kg olabilir, bu yüzden rampaların bozulma ihtimali neredeyse yok gibi bir şey... son olarak, otomatik sistemlerin engelli yolcuyu indirip bindirmesi en az 3-4 dakika sürüyor, İstanbul gibi yoğun trafiği olan kentlerde herkes işine gücüne yetişmek için burnundan solurken bu kadar süre geçmesi o otobüste kavga çıkartır, ve zamanla insanlar bir durakta bir engellinin beklediğini görünce sürücüye "yaw şimdi yarım saatte binecek almadan geç" diye baskı yaparlar...
kamu binalarına erişim konusu da aslında benzer bir durum... diyelim bir ilçenin kaymakamlık, belediye gibi kamusal binaları eski... o ilçenin nüfusu çoksa o binalara erişim için pahalı da olsa bir çözüm bulunur, ancak ilçenin nüfusu azsa engelliler için çözüm "karga-tulumba" oluyor...
kamu binalarına erişim konusunda bir anımı ve gözlemimi anlatmak isterim... ben istanbul, bakırköy'de oturuyorum, bakırköy belki de türkiye'nin en büyük ve kalabalık ilçesi... 2008 yılında, akülü sandalyemi henüz yeni almış, mahallemde gezinirken nüfus cüzdanımı kaybettim (belki bir yerde düşürdüm, belki çaldırdım, hiç bilmiyorum)... ertesi gün akülümle yeni cüzdan almak için kaymakamlık binasına gittim, bizim nüfus müdürlüğü aynı binada... ve binaya girişte basamakları gördüm... birkaç kişi akülüyle birlikte beni kaldırıp giriş katına çıkarmak istedi ama kabul etmedim, çünkü nüfus müdürlüğü 3. kattaydı, o yüzden ha bahçede olmuşum ha giriş katında, fark yoktu... yardımcı olmak isteyenlere nüfus müdürlüğünden bir görevliyi benim için aşağıya çağırmalarını söyledim, dediğimi yaptılar... az sonra görevli geldi, durumu anlattım, gereken formaliteleri filan yaptık, sonunda yeni nüfus cüzdanımı aldım ve eve döndüm... bundan yaklaşık 4 yıl sonra, bir raslantı sonucu kaymakamlık bahçesinden yine geçiyordum, ki 2008 yılında önünde "engellenerek kaldığım" bina girişi basamaklarının yanına kurallara uygun bir engelli erişim rampası yapıldığını gördüm
son olarak, şu "kamu binalarına erişim ve ulaşım araçları" başlığında söylemek istediğim çok önemli bir şey var...
evet, gerek ulaşım gerek erişim konusunda türlü sıkıntılar var, türlü eksikler, türlü olumsuzluklar var...
ama, lütfen çuvaldızı yetkililere batırırken iğneyi de hafiften kendimize batırırmış "gibi" yapalım
özellikle ortopedik engelli arkadaşlarımız, lütfen uygun bulduğunuz her fırsatta DIŞARIYA, SOKAĞA ÇIKIN, TOPLU ULAŞIM ARAÇLARINA BİNMEYE ÇALIŞIN, UZUN YOLCULUKLAR YAPIN!!!
ama ne yazık ki bunu pek göremiyorum... şöyle söyleyeyim ben bugüne kadar durakta otobüs beklerken benimle birlikte otobüs bekleyen tek bir tekerlekli sandalyeli engelli GÖRMEDİM!
ama marmarayda ve metroda aynı vagonda 4-5 tekerlekli sandalye birden gördüm (sanırsın medikalci dükkanındayız
)
bakın, otobüslerde ön taraf sağ üst gövdede otobüsün simgelerle koltukta, ayak ve engelli kaç yolcu aldığını gösteren bir tablo vardır, ve genellikle solo otobüslerde şöyledir: 1. versiyon ayakta (74) oturan (27) tekerlekli sandalyede (0)... 2. versiyon ayakta (70) oturan (27) tekerlekli sandalyede (1)
yani, tablo demek istiyorki, otobüse bir tekerlekli sandalyede yolcu binerse ayakta 3 yolcunun yerini kaplar... işte arkadaşlar! fırsat bu! hava güzelse, yağmur yoksa hemen full şarj edin araçlarınızı ve hızla otobüs duraklarına gidin ve otobüslere binin, o 3 sağlam yolcunun yerini kaplayın! biraz da onlar mağdur olsunlar
hep biz mi erişim sorunu yaşayalım, onlar da tatsın bu sorunu...
şaka bir yana dostlar, eğer biz engelliler kabuğumuzu kırmaz, evlerimizin bir köşesine saklanıp, ortaya çıkmaz ve kendimizi sosyal hayatta göstermezsek, ve "biz de varız ulan bu kentte, biz de bu kentin güzelliklerini yaşayacağız sizler gibi!" demezsek hakkımızda hiçbir olumlu gelişme, ilerleme olmaz...
otobüs şoförü engelli için durmaz, kaldırıma yanaşmaz, hatta katlanır rampasına kasten hasar verir ki, teftiş yapılırken "abi zaten araca binen engelli yok ki" diyerek cezadan da kurtulur...
belediyeler kaldırım erişimi, semt parkı erişimi, kamu binaları erişimi, eğitim ve öğretim ve sosyal mekan erişimleri yapmaz, yapılanların bakımını yapmaz, "zaten kullanan engelli yok ki" der çıkar işin içinden...
son kez yazıyorum, gelin durağa binin otobüse gezin ve keşfedin yaşadığınız kentleri... ben sonraki otobüsü beklemeye razıyım