Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ülkemiz insanının patavatsızlığı!

semachann

Yeni Üye
Üyelik
16 Şub 2019
Konular
3
Mesajlar
5
Reaksiyonlar
0
Geçtiğimiz günlerde bir dolmuşta eşyamı unutmuştum. Dolmuştaki amcaya sordum, bunların toplandığı bir yer var mı alsam diye. O da beni bir yere götürdü. Neyse...

Kadın eşyayı veren dolmuşçunun şunları söylediğini söyledi "Orta yaşlı bir bayan (22 yaşındayım), bacağı topallıyormuş.) Dedim ben ameliyat oldum, o zamandan beri böyleyim. Ve yoldan geçen birisi bile geçmiş olsun neyiniz var diye soruyor. Kardeşim sana ne? Herkese açıklama yapmak zorunda hissediyorum ve bu problemimi unuttukça birileri hatırlatıyor, buna akrabalarım da dahil "sen bacağına basmaya korkuyorsun bence, ben de platin ameliyatı oldum böyle bir şey olmadı."

Hele geçen sene bindiğim taksici her bindiğimde "sen daha değnekleri atamadın mı?" diyordu 6 ay boyunca her karşılaşmamızda. Değnekleri attım şimdi de niye aksıyorsun...

Kimseye belli etmesem de çok üzülüyorum. Kendimi geçtim, daha ciddi problemleri olan insanlara bak "cık cık cık Allah yardımcısı olsun, ne dertler var!" diyen patavatsız teyzelerimize, amcalarımıza da sinir oluyorum. Ki bunlardan birisi de annem, değneğimi almışım, geziyoruz. Bacağı olmayan bir çocukla karşılaştık. Neyse... Annem çocuk gider gitmez "Halimize çok şükretmemiz gerek!" dedi. Dönüp, anne içinden şükret şükredeceksen de dedim.

İnsanımız hakikaten görgüsüz.
 
insanlara haddinden fazla onem vermemelisiniz. kapasiteleri, empati gucleri,akillari bu kara kitmis bunlarin der gecersiniz.
sahi ben sagirim, bazen duysamda hosuma gitmeyen, isime gelmeyen seyleri duysamda duymama numarasiyla sallayiveririm.
niye tatli canini acitacakmissin empati bilmeyen andavallilar icin.
 
vah vah vah dahada gencmiş eyvah eyvah gibileri yuzunden evden cıkmaz oldum acınarak bakmaları yuzumden evime hapsoldum
 
Kendinize yüz kızartıcı suç işlemiş muamelesi yapmayın. İnsanların içine karışın aldırmayın bakın bir zaman sonra duymayacaksınız o bakışları görmezden geleceksiniz. Hayatınızı yaşayın.
 
çok da takmamak lazım,evet çok klişe bir tabir ama mutluluğu o ne der bu ne derleri kafamızdan atabilirsek buluruz...bir de şöyle düşünelim,sana bir kişi acınarak bakıyorsa sen o anda acınacak bir kişimi oluyorsun ki?..yani biri sana salak derse sen o anda salakmı oluyorsun?...insanların ağzı elleri kadar iyi işlemez onları durduramassın hiç bir şekilde.
 
Bende başkasının haline bakıpta şükredenlere çok sinir olurum. Bu yakınımdaki biriside olsa değişmez. Şükredin ama içinizden şükredin biri hastalanır şükrederler evi yıkılır şükrederler hep kendiniz için şükredin aynen devam.
 
Daha bi sürü değişik versiyonu var bu söylemlerin.. takılmayın, üzülmeyin kendinizle, engelinizle barışık olun.. toplumumuzda geçmişten gelen kendinde olmayana - vah vah tüh pekte gençmiş yazııık diyenler çoktur ama yeni jenerasyonda bu azalmaya başladı..
 
Sakat insanı Sakatlık insanliği düşündürür.
ALLAH c.c siz düşünün diye 'hastalıklarda da ibretler yaratmıştır'.
Sen hastalığına isyan eder gibi oldun ama farkında değilsin. Kim ki sana güldü ona küfret, kim ki sende ibret buldu 'onunla' şükret.
 
İnsan bir noktadan sonra kopuyor. Daha önceleri umursamayıp kulak arkası yaptığımız şeyler zamanı geliyor bir ok gibi insanın içine batıyor. Nedendir bilmem bu anı yakaladığında taşı gediğine koymayı denemelisin bende işe yaramıştı. Vereceğin ters beklenmeyen bir cevap karşısında karşındaki kişi senin aslında bu muhabbetten yada davranıştan hoşnut olmadığını anlamasını sağlıyor.
 
Çevremizde gerçekten çok meraklı insanlar var . merakını nasıl gidereceklerini şaşırıyorlar. yüzüne direkt vurmadan önce nerelisin den başlarlar. sonra o can alıcı sözlerle vahhh..tühhh..
başını çevir sende ofla, pufla yine faydası yok en güzeli o ortamı terketmek.
birilerinin çaresizliğini, birinin eksikliği görerek şükretmekte garip geliyor şükretmek için o kadar neden varken nedenini birilerini görünce aklına getiriyorlar.
 
Bende karşılaşıyorum bu tarz durumlarla. Dışımdan belli etmesem de içimden darlanıyorum zaman zaman.
Hiç dayanamazsam, deliyi oynuyorum, hemen uzaklaşıyorlar :D
 
insanların patavatsızlığı önceleri benim enerjimi düşürüyordu:( artık umursamaz davranıyorum elimden geldiğince kendimle barışığım :)
 
Insanlarin patavatsizligi onlarin kusuru.
Maalesef ülkemizde insanlar kendilerine bakmazlar, hep başkalarının hayatına odaklaniriz. Halbuki ben hep şunu derim "kendimle o kadar uğraşıyorum ki başkalarının kusurlarini göremiyorum " yani bu hastaligima takmak falan değil, mesela nasil daha cok kitap okuyabilirim.ya da hangi kursa gitsem kendimi gelistirebilirim seklindedir.
Kendi eksiklerime odakliyim, kendi mutluluğumun peşindeyim.
Siz de öyle yapın gerçekten daha az caniniz sıkılır.
Bir gün üniversitedeyken cok ayakta durmaktan yorulmustum diğer arkadas da benim icin yer istedi ve tartisti "o hasta" dedi benim icin. Sonra benden tüm gün özür diledi kırıldığımı düşünerek halbuki iyi niyetle yaptığını bildigimden hic takmadim bile o benden daha cok takmıştı :)
Çalıştığım yerde diğer kurumda bir bey var ayağı aksıyor o da engelli personel sanırım, adamla her sabah selamlasiriz ona bir sey sormaya da gitmiştim oturarak calistigindan ayaginin durumunu sonradan öğrendim, simdi de hic dikkatimi cekmez çünkü ben onun yüzüne bakip günaydın diyorum hic ah vah etmedim.
Çok örnek var yaşadığım mesela bir gün asansörde üç kisi isaret diliyle anlasiyorlar benim isaret dili bildiğimi bilmeden, ben anliyorum ya onlara gülümsedim isaret diliyle bana bakarak "güldü " dediler ben de sizi anladim diye işaret yaptim :)
Yani olaylara bakışınıza göredir insanlar. Onlar size laf söylerken empatiden yoksun davranıyorlar ama siz bunu kendi üstünüze alınmayın. Insanlar aynadır kendilerindekini karsisinda görürler, siz takarsaniz daha cok gelirler üstünüze.
 
Her yerde başımıza gelen olay.. dışarı çıkarsın yanından geçen adam "Geçmiş olsun neyin var" diyebiliyor önceden herkese açıklama yapıyordum yok doğuştan ebe hatası v.s diye ama artık soran insanları bozuyorum çevrem zaten bana alıştı beni böyle kabul etti ama ben tanımadığım insanlara sırf onlar merakını gidersin diye açıklama yapmak zorunda değilim
 
Dışardan belli olabilen fiziki bir engelim yok. O nedenle belki biraz uzağındayım bu konunun. Avrupa şöyle böyle geyiği de yapmak istemem. Ama mesela İsveç' te ben hiçbir engellinin yukarıda bahsi geçen şeylere maruz kaldığını düşünmüyorum, bunu çoğu kez gözlemleyebiliyorum. Engelli birine metroda, sokakta, stadda vb ne olması gerekenden fazla nede az değer/ilgi verildiğini görmedim. Bir toplum nasıl böyle komple bilinçli olur. Yani tam bu ortak noktayı, kafi miktarı nasıl buluyorlar, bunun sırrı eğitimmi, kültürmü bilemedim.Çok yalın örneklim mesela diyelim bir yerinizde engel var, bizde olsa sizinle konuşurken bile,birşey demeseler bile insanların gözü direkt engelli olan noktadayken orada adeta o engel kayboluyor, direkt yüzünüze gözleriniz içine bakıyorlar. Bu bakışlarda acıma,üzülme vs tarzı bakışlar değil. Bunu net gözlemledim.Buda böyle bir eyyolamam:)
 
Bence görgüsüz demek tam olarak açıklayamaz, Görgüsüzlükte rekorlar kitabına girer bu toplum. İnsan olan empati kurar malesef, empati yoksunu iki ayaklı hayvanlar topluluğu yesinler,içsinler, düzüşsünler başka bir şey bilmezler. Bu özellikler ile insanın hayvandan farkı var mı? Modern ilkel toplum. Engelliye gösterilen saygı ve engellinin refah düzeyi yani yaşam kalitesi o toplumun gelişmişlik düzeyinin kanıtıdır.
 
Yaşınız 22, yolun daha başındasınız :)
Ben o yaşlarda çevrenin bakışları veya sözlerini çok takardım.
Çok tartışmışlığım, hatta edepsizleştiğim oldu.
Cem, hangi Cem, sivilCem esprisi gibi,
Cem, hangi cem, topal var ya hani, haaaaaa o tamam.
Sen yokken, seni anlatmak için topal sıfatını kullanır yakın çevren dahi.

Geçmiş olsun nasıl oldu, en çok sorulan soruların başında gelirdi.
Evet senin de dediğin gibi, SANANE?
Aslında kötü niyet yok, merak.

Denize girecek olsak, çevrede kim varsa "sözde çaktırmadan" incelerler.
Onlara tepkim sert olurdu, hatta edepsizce...

Çok örnekler var. Hepimizin yaşadığı ve yaşayacağı.
Zamanla "vidanın yalama yapması" gibi oluyor durum.
Aslında moral bozucu ama, iplemeyince kafan rahat oluyor.
Her elinde hıyar olana tuz dökmeye yetişemeyiz, bırakın hıyarları kendi halinde.

Biliyorum 22 yaşında birisi için tepkisiz kalmak zor.
Ama deneyimli büyüklerinizin sesine kulak verin yine de.
İnanın değmez, 1 dakika sonra sizi unutacak olan birinin sözlerini saatlerce hatta günlerce ruhunuza kitlemeyin.
Bırakın herkesi kendi haline.

Duygusal sensörlerinizi hafifletin, hepsine tepki (içten veya dıştan) vermek yıpratır sizi.

Hayat bir balığı yemeye benzer...
Kılçık geldiğinde zırlamayın, ayıklayıp atın ve balığın tadına varın.
 
ben 13 senedir kısmi felçliyim ama takmıyorum artık sizde öyle yapın sükür bugunume
 
Ne yazık ki insanların haddini bilmemesinden kaynaklanan bir durum. Yoldan geçen, bir merhabam olmayan insana neden böyle olduğumu konusunda açıklamak yapmak zorunda mıyım?
Kaza mı oldu, noldu?? Sana ne, bir faydan mı olacak bu durumuma? yoo.. amaç gereksiz merakını gidermek ve başka bir ortamda belki anlatmak, dedikodumu yapmak.
Hayır kardeşim, ben senin gereksiz merakını gidermek, seninle vaktimi harcamak zorunda değilim. Eskiden üzülürdüm, bundan r 20 sene kadar insanlar bakışlarıyla rahatsız ederlerdi. İnsanları ve uyuz bakışlarını görmemeyi başardım.
Ama memleketimiz level atladı!! geçen yıllar içinde, artık gayet rahat bir şekilde gelip sebep sorma densizliğinde bulunuyorlar. Önceleri kibarlık ederdim yine de, ama artık kibarlık etmiyorum. 43 yaşıma geldim, doğuştan beri böyleyim ve buna alıştım. Ama benzer durumda genç arkadaşlar var, kısa süre önce başına gelmiş ve travmayı henüz atlamamış birine de aynı terbiyesizliği yapabileceklerini düşünerek hadlerini bildiriyorum. Ki bir başkasına yapmak için cesaretleri kırılsın..

Aslına bakarsınız insanlar bunu sadece bize yapmıyorlar.. yaşı geçmiş ve bekar birine neden evlenmedin, evde kaldın yaftası.. İşsiz gence hala iş bulamadın mı? Yeni evli çifte neden bebek yapmıyorsunuz? Tek çocuğu olana ikinciyi ne zaman yapıyorsunuz? Bir süre evli olup çocuğu olmayana neden çocuğunuz olmuyor? Boşanmış olana neden ayrıldınvs vs..
Hadsizlikte sınır yok..
 
çünkü çok meraklılar...kendi hayatlariyla ilgilenmek yerine bizimkine burunlarını sokmaya çalışıyolar ...ıııyyy çok gıcıklar yanı ....
 
3 sene muhasebe bürosunda çalışmıştım hoş ordaki hiç kimseyle görüşmüyorum şimdi.
İşhanında büro.Neyse camdan dışarı baktığımda güzel giyimli adamları görmüştüm.Dükkan dükkan geziyorlar.Eninde sonunda gelecekler nasıl olsa hesabı bekledim.Nitekim 20 dk sonra geldiler.Efendim biz şurdaki engelli derneğinin kurucusuyuz bla bla.Ben de kendimi tutamayıp şey demiştim''Utanmıyor musunuz benim adıma makbuz kesmeye'' demiştim.Adamlar sonra konuşamadan gittiler.

Aynı şekilde Avm çalışanıyım.Avm'nin önünde Engelli Gazetesi dağıtıyorlar.Geldi bize yardım etmek ister misiniz?Diye sordu,kardeşim bizim muhabbetleri size gelmez bizden de size ekmek çıkmaz deyince adam bozulmuştu.

Maalesef dobra bir insanım.İçime atamıyorum başımdan geçen olaylar nedeniyle.Çok sıkmayın canınızı söyleyin gitsin.
 
kültürümüzde bir çok insan kendi mutluluğunu başkalarının mutsuzluğu üzerinden tanımlar ve diğerlerinin talihsizlikleri üzerinden kendine şükür ve gizli bir mutluluk yontar. birazda bu yüzdendir başkalarının talihsizliğine uzun uzun bakmayı sever yaraların kabuk bağlamasını istemez gizli bir keyifle derinlemesine deşeler
 
kısacası mutsuzlar ...kendi mutsuzluklarini unutmak için baskalarinin hayatlariyla ilgileniyolar ciddi ciddi...😹yoksa mutsuzlukluklarina dayanamiyolar kendilerine dönüş yapmış olsalar...😹...kendilerinden kaciyolar....😹
 
harbiden memlekette çok dengesiz adamlar var .. bende sırf bu yüzden demiyorum insanlara şu hastalıpım var bu hastalığım var demiyorum...
 
Sizinki iyiymis gene bana lisede hocam pat diye akraba evliligimisin diye sordu ben ortaokulda iken teyzenin biri yavrum annen babanın adaği mi vardida boylesin dedi dönup donup bakarlar yuruyusume aksamama hic takmam ama lafida yapistirrim mesela o teyzeye evet teyze senin gibi bir okuz adamislarda kesmwmisler dedim terbiyesiz oldum hocayada ha yok hocam ben sizin gibi akraba evlilgine yetisrmedim dedim diye bön bön baktı suratıma sonra ben edepsiz oluyorum Allah Allah yok oyle sey ha dönup dönüp bakanlarada neden ordan bakiyorsun daha once hic engelli gormedinmi gerizekalı diyorum bazen bazen hic bisi demiyorum iyi oluyo sende cok canın sıkılirsa hemen o an yapistir lafı için soğusun ama herkese degil bak zaten anlasiliyo kimin ne niyetle yaklastigi🤣🤣
 
Bu durumu empati yoksunluğu diye de açıklayabiliriz .

Elbette içerisinde görgüsüzlükte var .

Çünkü istediğimiz zaman istediğimiz her şeyi bir insana soramayız .

Hele ki o insan yakın bir dostumuz ,akrabamız ya da arkadaşımız değilse , o söylemeden bizim sormamız büyük görgüsüzlük

ve de patavatsızlıktır .

En güzeli bu tip insanlar hadlerini aşan sorular sorduklarında ,bu konuyu daha sonra görüşelim diyip geçiştirmektir

ya da niçin bu soruyu soruyorsunuz dediğinizde onlar almaları gereken mesajı almış olacaklardır .
 
Bn çok ısrar ettikleri zaman bir konu hakkında yakında kitap çıkarıccm ordan oku derim yada onu duymaz görmezden gelirim yada çok kırıldıysam tabiki lafı yapıştırırım
 
Üst Alt