Geçtiğimiz günlerde bir dolmuşta eşyamı unutmuştum. Dolmuştaki amcaya sordum, bunların toplandığı bir yer var mı alsam diye. O da beni bir yere götürdü. Neyse...
Kadın eşyayı veren dolmuşçunun şunları söylediğini söyledi "Orta yaşlı bir bayan (22 yaşındayım), bacağı topallıyormuş.) Dedim ben ameliyat oldum, o zamandan beri böyleyim. Ve yoldan geçen birisi bile geçmiş olsun neyiniz var diye soruyor. Kardeşim sana ne? Herkese açıklama yapmak zorunda hissediyorum ve bu problemimi unuttukça birileri hatırlatıyor, buna akrabalarım da dahil "sen bacağına basmaya korkuyorsun bence, ben de platin ameliyatı oldum böyle bir şey olmadı."
Hele geçen sene bindiğim taksici her bindiğimde "sen daha değnekleri atamadın mı?" diyordu 6 ay boyunca her karşılaşmamızda. Değnekleri attım şimdi de niye aksıyorsun...
Kimseye belli etmesem de çok üzülüyorum. Kendimi geçtim, daha ciddi problemleri olan insanlara bak "cık cık cık Allah yardımcısı olsun, ne dertler var!" diyen patavatsız teyzelerimize, amcalarımıza da sinir oluyorum. Ki bunlardan birisi de annem, değneğimi almışım, geziyoruz. Bacağı olmayan bir çocukla karşılaştık. Neyse... Annem çocuk gider gitmez "Halimize çok şükretmemiz gerek!" dedi. Dönüp, anne içinden şükret şükredeceksen de dedim.
İnsanımız hakikaten görgüsüz.
Kadın eşyayı veren dolmuşçunun şunları söylediğini söyledi "Orta yaşlı bir bayan (22 yaşındayım), bacağı topallıyormuş.) Dedim ben ameliyat oldum, o zamandan beri böyleyim. Ve yoldan geçen birisi bile geçmiş olsun neyiniz var diye soruyor. Kardeşim sana ne? Herkese açıklama yapmak zorunda hissediyorum ve bu problemimi unuttukça birileri hatırlatıyor, buna akrabalarım da dahil "sen bacağına basmaya korkuyorsun bence, ben de platin ameliyatı oldum böyle bir şey olmadı."
Hele geçen sene bindiğim taksici her bindiğimde "sen daha değnekleri atamadın mı?" diyordu 6 ay boyunca her karşılaşmamızda. Değnekleri attım şimdi de niye aksıyorsun...
Kimseye belli etmesem de çok üzülüyorum. Kendimi geçtim, daha ciddi problemleri olan insanlara bak "cık cık cık Allah yardımcısı olsun, ne dertler var!" diyen patavatsız teyzelerimize, amcalarımıza da sinir oluyorum. Ki bunlardan birisi de annem, değneğimi almışım, geziyoruz. Bacağı olmayan bir çocukla karşılaştık. Neyse... Annem çocuk gider gitmez "Halimize çok şükretmemiz gerek!" dedi. Dönüp, anne içinden şükret şükredeceksen de dedim.
İnsanımız hakikaten görgüsüz.