Tarih 05.08.2001 insanların hayatlarında unutamadıkları belli başlı günler vardır ya işte bugünde benim unutamadığım,yıldönümlerini kutlamayı hayal ettiğim,hayatımı sevdiğimle birleştirdiğim günümdü yani evlendiğimiz gün ama öyle olmadı.
Tarih 08.08.2001 işte bu tarih hayatımızı bir trafik canavarının alt üst ettiği gün. Balayı tatili için eşimin daha önceden yaz dönemlerinde çalışmış olduğu Balıkesir/Akçay'a gittik düğünümüzden bir sonraki gün.Eşimin arkadaşı kalıcağımız yeri ayarlamış. Biz zaten çok yorgunuz günlerdir koşuşturmaktan,biraz sohbet ettikten sonra kendimizi otele attık.Ertesi gün kalktık kahvaltımızı ettik,dolaştık,biraz alışveriş yaptık,denize girdik,dinlendik.Akşam yemeğinden sonra arkadaşlarıyla sohbet ettik. Eşimin hayalinde hep Fethiye'ye gitmek vardı Ölüdeniz'i görmeden dönmek olmaz diyordu.Arkadaşı boşverin gitmeyin burda kalın dediyse de dinletemedi.Bende etkilemek istemediğim için hiçbirşey diyemedim çünkü başından beri hep o hayali kuruyordu.Hani ecel çağırırmış derler ya çok doğru bir söz.Gece saat 11 gibi tekne turu gezintisine bizde katıldık döndükten sonrada yola çıktık.Hatta arkadaşıyla vedalaşamadık dönüşte uğrarız dedi.Sabah 7 gibi İzmir'deydik yola dinlenerek,mola vererek devam etmiştik.En son hatırladığım saat 9 civarlarıydı Muğla Yatağan yolu üzerindeydik yol gayet güzel hiçbir sorun yok hızda yok çünkü olursa anında müdahale ettiğim için rahat bir yolculuktu.En son hatırladığım gittiğimiz güzergahta sola dönen bir viraj birden üzerimize doğru gelen bir minübüs ben Halis bu ne yapmaya çalışıyor derken eşim direksiyonu sağa kırmıştı bile.Karşı tarafın 8 de 8 kusurlu bulunulduğu bir kaza. Gözümü açtığımda hastanedeydim bacaklarımın her ikiside alçıda yoğun bakımdaydım.Tabi ilk sorduğum eşim oldu onun başka bir bölümde yattığını iyi olduğunu söylediler.Kötü haber tez duyulur bizimkilere haber uçmuş ikimizin de ailesi ordaydı.Yengem hemşire olduğu için onun yanıma girmesine izin vermişlerdi.ben hemen onada sordum tabi Halis nasıl diye o da iyi dedi.bizimkiler aşağıda bekliyor camdan onlara el sallıycam dedi meğer eşim karşımda yatıyormuş ben anlamayayım diye geçerken onada bakmış.önümde perde var karşıda yatanı göremiyorum biri var çünkü doktorlar gidip geliyor hatta hemşireye sordum orda kim yatıyor diye herhalde yaşlı birisi hiç sesi çıkmıyor dedim nerden bilebilirdim eşimin karşımda yattığını bilsem çıkarmıydım ordan.ertesi günü beni servise aldılar bizimkiler dışarda herkes perişan bir vaziyette ben onlara moral vermeye çalışıyorum iyiyim birşey yok düzelecek diyorum.durumun kötü olduğunu bilmiyorum ki minübüs onun tarafından vurunca tabi onda hasar daha çok. herhalde vücudunda kırılmayan yer kalmamamış ama en önemlisi beyin kanaması.En önemli hasar beyninde, olmadı kurtulamadı beni bırakıp gitti.bir haftta dayanabildi. O gün babam yanımda diğerleri ortalıkta yok yengem,abim,eşimin akrabaları kimse uğramıyor yanıma. Ali amca geldi ogün eski çalıştığım iş yerimin sahibinin babası benimde çok sevdiğim babam gibi gördüğüm Ali amcam hatta tutturdu bu gece ben senin yanında kalıcam diye herhalde bu kötü haberi bana verecek tek gönüllü o oldu.Bana söylemeye çalışıyor işte Halis'i götürdüler Çorlu'ya diye ben baştan kızıyorum niye bana söylemiyorlar diye ama sonra olsun madem orda daha iyi olucaksa götürsünler diyorum.neyse uzatmayayım en sonunda Ali amcam kızım Halis öldü diyor. ölümün şakası olurmu yine bana şaka yaptığını düşünerek gülümsemeye çalışıyorum,beynimde birsürü gelgit yaşıyorum bu arada tabi ama en sonunda Ali amcamın gözündeki yaşlar gerçekle yüzleşmeme yetiyor.Çok zor Allahım kimseye yaşatmasın. Üzerinden dokuz yıl geçti ama ben hala yaşadığım her saniyeyi hatırlıyorum. Önceleri hiç anlatamıyordum hemen boğazım düğümlenip gözyaşlarım süzülüyordu yanaklarımdan.Şimdi sanki bir başkası yaşamışta onun hayat hikayesini anlatıyormuşum gibi. boşuna dememişler zaman herşeyin ilacıdır diye.Zamanla acılarda hafifliyor.Hiç isyan etmedim niye ben demedim bunun ya bir sınav yada bir ceza olduğunu düşündüm.eğer bu bir sınav ise Rabbimden gelene razı oldum eğer bir ceza isede yaptığım bir yanlıştan hatadan dolayı ise çok şükür cezamı bu dünyada çekiyorum diye düşündüm.Kabullenmemenin yada niye ben demenin bana hiç bir faydası olmayacağını biliyorum çünkü. Hep Allahım bana bu acımı unutturucak başka acılar yaşatma diye dua ediyorum ve kazanın bacaklarıma bıraktığı hasarla yaşamıma devam ediyorum.İşte buda benim hayat hikayem
Tarih 08.08.2001 işte bu tarih hayatımızı bir trafik canavarının alt üst ettiği gün. Balayı tatili için eşimin daha önceden yaz dönemlerinde çalışmış olduğu Balıkesir/Akçay'a gittik düğünümüzden bir sonraki gün.Eşimin arkadaşı kalıcağımız yeri ayarlamış. Biz zaten çok yorgunuz günlerdir koşuşturmaktan,biraz sohbet ettikten sonra kendimizi otele attık.Ertesi gün kalktık kahvaltımızı ettik,dolaştık,biraz alışveriş yaptık,denize girdik,dinlendik.Akşam yemeğinden sonra arkadaşlarıyla sohbet ettik. Eşimin hayalinde hep Fethiye'ye gitmek vardı Ölüdeniz'i görmeden dönmek olmaz diyordu.Arkadaşı boşverin gitmeyin burda kalın dediyse de dinletemedi.Bende etkilemek istemediğim için hiçbirşey diyemedim çünkü başından beri hep o hayali kuruyordu.Hani ecel çağırırmış derler ya çok doğru bir söz.Gece saat 11 gibi tekne turu gezintisine bizde katıldık döndükten sonrada yola çıktık.Hatta arkadaşıyla vedalaşamadık dönüşte uğrarız dedi.Sabah 7 gibi İzmir'deydik yola dinlenerek,mola vererek devam etmiştik.En son hatırladığım saat 9 civarlarıydı Muğla Yatağan yolu üzerindeydik yol gayet güzel hiçbir sorun yok hızda yok çünkü olursa anında müdahale ettiğim için rahat bir yolculuktu.En son hatırladığım gittiğimiz güzergahta sola dönen bir viraj birden üzerimize doğru gelen bir minübüs ben Halis bu ne yapmaya çalışıyor derken eşim direksiyonu sağa kırmıştı bile.Karşı tarafın 8 de 8 kusurlu bulunulduğu bir kaza. Gözümü açtığımda hastanedeydim bacaklarımın her ikiside alçıda yoğun bakımdaydım.Tabi ilk sorduğum eşim oldu onun başka bir bölümde yattığını iyi olduğunu söylediler.Kötü haber tez duyulur bizimkilere haber uçmuş ikimizin de ailesi ordaydı.Yengem hemşire olduğu için onun yanıma girmesine izin vermişlerdi.ben hemen onada sordum tabi Halis nasıl diye o da iyi dedi.bizimkiler aşağıda bekliyor camdan onlara el sallıycam dedi meğer eşim karşımda yatıyormuş ben anlamayayım diye geçerken onada bakmış.önümde perde var karşıda yatanı göremiyorum biri var çünkü doktorlar gidip geliyor hatta hemşireye sordum orda kim yatıyor diye herhalde yaşlı birisi hiç sesi çıkmıyor dedim nerden bilebilirdim eşimin karşımda yattığını bilsem çıkarmıydım ordan.ertesi günü beni servise aldılar bizimkiler dışarda herkes perişan bir vaziyette ben onlara moral vermeye çalışıyorum iyiyim birşey yok düzelecek diyorum.durumun kötü olduğunu bilmiyorum ki minübüs onun tarafından vurunca tabi onda hasar daha çok. herhalde vücudunda kırılmayan yer kalmamamış ama en önemlisi beyin kanaması.En önemli hasar beyninde, olmadı kurtulamadı beni bırakıp gitti.bir haftta dayanabildi. O gün babam yanımda diğerleri ortalıkta yok yengem,abim,eşimin akrabaları kimse uğramıyor yanıma. Ali amca geldi ogün eski çalıştığım iş yerimin sahibinin babası benimde çok sevdiğim babam gibi gördüğüm Ali amcam hatta tutturdu bu gece ben senin yanında kalıcam diye herhalde bu kötü haberi bana verecek tek gönüllü o oldu.Bana söylemeye çalışıyor işte Halis'i götürdüler Çorlu'ya diye ben baştan kızıyorum niye bana söylemiyorlar diye ama sonra olsun madem orda daha iyi olucaksa götürsünler diyorum.neyse uzatmayayım en sonunda Ali amcam kızım Halis öldü diyor. ölümün şakası olurmu yine bana şaka yaptığını düşünerek gülümsemeye çalışıyorum,beynimde birsürü gelgit yaşıyorum bu arada tabi ama en sonunda Ali amcamın gözündeki yaşlar gerçekle yüzleşmeme yetiyor.Çok zor Allahım kimseye yaşatmasın. Üzerinden dokuz yıl geçti ama ben hala yaşadığım her saniyeyi hatırlıyorum. Önceleri hiç anlatamıyordum hemen boğazım düğümlenip gözyaşlarım süzülüyordu yanaklarımdan.Şimdi sanki bir başkası yaşamışta onun hayat hikayesini anlatıyormuşum gibi. boşuna dememişler zaman herşeyin ilacıdır diye.Zamanla acılarda hafifliyor.Hiç isyan etmedim niye ben demedim bunun ya bir sınav yada bir ceza olduğunu düşündüm.eğer bu bir sınav ise Rabbimden gelene razı oldum eğer bir ceza isede yaptığım bir yanlıştan hatadan dolayı ise çok şükür cezamı bu dünyada çekiyorum diye düşündüm.Kabullenmemenin yada niye ben demenin bana hiç bir faydası olmayacağını biliyorum çünkü. Hep Allahım bana bu acımı unutturucak başka acılar yaşatma diye dua ediyorum ve kazanın bacaklarıma bıraktığı hasarla yaşamıma devam ediyorum.İşte buda benim hayat hikayem