Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Venezuela: Aşağıdan İktidar [Tartışma]

cekirdek

Üye
Üyelik
30 Haz 2007
Konular
13
Mesajlar
136
Reaksiyonlar
0
Venezuela’da sakat tek bir kişinin sorunları bile gündem dışı kalamaz. Sosyalizm budur. Başkan Chavez, Ekim 2009.

Venezuela: Aşağıdan İktidar
Jody McIntyre

(Disability Now'da yayımlanması, 5 gün 2 saat önce Venezuela: power from the ground up | Disability Now)

Gezgin ve sakat hakları aktivisti Jody McIntyre Başkan Hugo Chavez'in yeniden seçilmesi sürecinde Venezuela'daydı. Sakat insanları güçlendirme politikasının toplumun derinlerine işlemiş olduğunu tespit etti.


Caracas'ın sokak köşelerinde bir dizi diğer broşürle beraber soluk mavi renkte bir broşür de satışta. Burada, insanların sosyal ve siyasal haklarının farkında olmaları sürpriz değil çünkü ülkenin yasaları sıradan insanların okumaları için gayet erişilebilir. Sakatlıkları olan insanlar üzerine yasa da bunlardan biri; yasa metni cebinizde taşıyabileceğiniz boyutta ve fiyatı bir pound civarı. Hatta, bu metni ben başka broşürleri karıştırırken elime tutuşturan bayiinin sahibi oldu.

Bu, bu dönemde Venezuela'da yükselen siyasi bilincin sadece tek bir örneği. 7 Ekim'de Hugo Chavez'in 4. kez yeniden seçildiği başkanlık seçimlerine Venezuela nüfusunun yüzde 80'inden fazlası katıldı --bu Birleşik Krallık seçimlerinde duyulmadık yükseklikte bir rakam. İnsanlar, sabahın dördünden akşamın geç saatlerine dek, oy haklarını kullanmak için saatlerce kuyruklardaydı. Sakat insanlara kuyrukların en önüne geçmeleri için yardım ediliyordu -- bunu bana ziyaret ettiğim her seçim sandığında gidip kendi oyumu kullanmam için öne geçmekte yardıma ihtiyacım olup olmadığı sorulunca farkettim.

Venezuela'daki siyasi sürecin temeli, 1999'da kamudan gelen binlerce öneri ve değişiklik talebinin belgenin nihai şeklinde dikkate alınmasının ertesinde düzenlenen referandumla yürürlüğe geçen Bolivar Anayasası.

Anayasanın 81. maddesi diyor ki, "sakatlığı ya da özel gereksinimi olan her kişi kendi yetilerini tam ve özerk biçimde kullanma, aile ve toplum yaşamına bütüncül katılım hakkına sahiptir".

2006'da yürürlüğe geçen, sakatlıkları olan insanlar için yasa ise daha ileri adımlar attı. Kamu taşımacığılında sakat insanların erişimi için düzenlemelerin yanı sıra, tüm şirketlerin iş pozisyonlarının yüzde 5'ini sakat insanlara ayırmalarını şart koştu. Sakat insanların sözde çalışmaktan kaçındıkları için cezalandırıldıkları bir ülkede, böyle bir yaklaşım değişikliği gayet çarpıcı.

Ancak insanlar sadece yasalarla güçlenmiyor. Caracas'ın merkezindeki bir metro yolculuğu sırasında benim de tanık olduğum üzere, sakat insanlar kendi seslerini duyurmayı öğrenmiş. Kardeşim ve ben para ödemeksizin Caracas Meydanı'na doğru yolculuk ediyorduk (burada --Londra'nın tam tersine -- sakat insanlar ve onlara eşlik eden bir kişi için taşıma ücretsiz): Hugo Chavez'in yeniden seçilen Başkan olarak ilanına katılmak üzere meydanda binlerce kişinin toplanması bekleniyordu. Metro alışıldığı üzere tıkış tıkış doluydu; biz de platformun sonunda bekleyen, sakat insanlar için ayrılmış vagona doğru ilerledik.

Trene bindiğimizde, karşı tarafta eşi ve küçük çocuğuyla oturan tekerlekli sandalyede bir adam daha vardı. Ama bu vagon da oldukça doluydu; insanlar kapılara yakın duruyordu --binişimizi biraz meşakkatli kılan bir durum. Yine de, yerleşmeyi başardık.

Ama istasyondan ayrıldığımızda, tekerlekli sandalyede oturan o adam, benim tam önümde ayakta duran takım elbiseli adama döndü:
"Neden orada duruyorsun?" diye sordu.
Adam sorudan kaçınmaya çalışarak "bir şey olmaz," diye cevap verdi,
"Önümüzdeki durakta ineceğim."

Ancak, adam için pek hayırlı bir durum değil tabii, "bir şey olurdu"; tekerlekli sandalyedeki adam onu paylamaya devam etti, ne olursa olsun tekerlekli sandalye kullanıcılarına ayrılmış bir yerde durmaması gerektiğini söyledi ona.

Beni içeri almayı reddeden otobüs şoförleri olsun, baştan beni gördüklerinde durakta dahi durmayanlar olsun, İngiltere'deki kamu ulaşımında genç yaşımdan beri deneyimlediğim ayrımcılık üstüne daha önce yazmıştım; böyle bir şeyle ise hayatımda daha önce hiç karşılaşmamıştım. Venezuela'daki sakat insanlar sadece yasada haklarına yer veren bir siyasi süreç sayesinde güçlenmiyor; toplumun bilincinde gerçekleşen bir dönüşümle de güçleniyorlar. Öncelikli hedefin kar ya da maddi kazanç değil, insanın değeri olduğu bir toplumda sakat insanlar yanlış ya da adaletsiz bir şey gördüklerinde seslerini gururla yükseltiyor.

Dünyada gezdiğim tüm şehirler arasında, sakat insanların gündelik yaşamda en fazla görünür oldukları kent Caracas.

Ancak her şey mükemmel değil. Ayrımcılık hala var ve katedilecek yol uzun. Ulaşıma baktığımzda, birçok metro istasyonunda sadece yürüyen merdiven var ve otobüsler de çok eski. Ancak bunlardan daha önemlisi, tutumlarda temel bir dönüşüm gerçekleşmiş. Eğer bir tekerlekli sandalye kullanıcısı metroya girme yolu bulamıyorsa, görevliler kendisine yardım etmek için yürüyen merdivenin yönünü hiç sorun etmeden, memnuniyetle tersine çeviriyor. Kör insanlara peronlar arası gidiş gelişlerinde yardım ediliyor ve yolculuk tarihlerini günler öncesinden planlayıp bildirmek zorunda da değiller. Hükümet metro sistemine ulaşım için, şehir merkezi ve kenti çevreleyen tepelerdeki yoksul mahalleler arasında bir teleferik hattı kurup da sıkış tıkış trafik cehennemiyle dolu bir yol kabusunu, 10 dakika boyunca manzarayı izleyerek süzüldüğünüz dingin bir seyahate dönüştürdüğünde, hat üzerindeki her durağa bir asansör de koydu. Teleferik sadece sakat insanlara ücretsiz değil; herkese ücretsiz.

Geçen hafta bir gün şehre inerken kaldırıma konmuş bir beyaz tahtada gördüğüm gibi: "Venezuela: dünyaya bir örnek".

İşte buradaki siyasi sürecin meselesi bu: ayrımcılık ve önyargının hiçbir zaman hoş görülemeyeceğini ve başka, daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu ispat etmek. Venezuela'da, sakat insanlar böyle bir geleceğin inşasının ögeleri.
 
Bu topraklardaki siyasi gelenek yazıdaki şu ifadenin tam da tersi: "Venezuela'daki siyasi sürecin temeli, 1999'da kamudan gelen binlerce öneri ve değişiklik talebinin belgenin nihai şeklinde dikkate alınmasının ertesinde düzenlenen referandumla yürürlüğe geçen Bolivar Anayasası."

Buralarda bürokrasi sınıfı ya hiç kimseye danışma gereği duymadan, ya da duymak istediklerini söyleyen gruplarla şeklen temas kurarak mevzuat hazırlar ve sonra tebasına lutfeder! Onun için zaten burnumuz b.ktan çıkmaz hiç bir zaman. Biçilen elbise hep bir yerinden yırtılır, olmaz üzerimize. Yazıdan anlaşılıyor ki Venezuella bu konuda nasıl olunması gerektiğini gösteren oldukça öğretici bir ülke. Tabii, aşağıdan iktidar olunca, iktidarı şekillendirme gücü olan insalarda özgüven ve sahiplenme duygusu da yüksek oluyor: Konuştuk, bu koşullarda en doğru olanın bu olduğuna karar verdik ve bunun uygulanmasını sağlayacağız. Zaman geçtikçe ihtiyaçlar ve çözümler değişebilir; bu olduğunda, konuşmaya devam edip, daha güzel ve eşit bir yaşam için yapılması gerekenleri de belirleyeceğiz... Bu topraklarda herkes eşit ve mutlu olacak. Bugün de yarın da bu böyle olacak.

İnsan "aşağıdan iktidar" sözünü okuyunca, depreşiyor! :)
 
Sosyalizm bir başkadır, islam sosyalizmi bir başkadır... :)
 
Yazıyı okuduğumda biraz hayalkrıklığına uğradım, yazıyı çeviren yada yazan sosyalizmin getirdiği hak olarak nitelendiriyor bolivar anayasasının henüz yürürlüğe girmemiş olmasına rağmen. Venezüellada kübada dahil latin güney amerikada sosyalist sistem hiçbir ülkede işleyişde değğil. venezüellada kübada bolivyada vs.. halk iktidarları var yani halk cumhiriyetleri bu cumhiriyetler sosyalist cumhiriyetler değil, burjuva kapitalist cumhiriyetlerinden kurtulmaya çalışan demokratik halk cumhiriyetleri. halk cumhiriyetlerinde verilen haklar acil taleplerin hızlıca karşılanması, sosyalizmde acil talepler olmaz düzen oturmuş ihtiyaç varsa ortaya çıkan sorun profesyonalce çözülüp engel olmayacak şekilde işleyişi sağlanır kalıcı olur. halk cumhiriyetleri geçiş sancılı dönemdir bu süreçde geriyede gidilebilir, kazanılmış yada verilmiş haklar sonralarda geride alınabilir garantisi olmaz.

Sosyalizde sakatlar nasıl yaşadı, nasıl kaç saat çalışdı, nekadar aldı, nekadar tatil yaptı, nasıl barındı, nasıl beslendi, nasıl sağlığını korudu, hangi anayasal haklara sahipti bu önemli bir araştırma başlığı. ki dünyada sakatların ülkelerde kentlerde köylerde kamuda yaşam klavuzu olabilecek bir belge bulunur olur bu başlıkla. şimdiye kadar hiçbir araştırmacı böyle gerekli bir araştırmaya girişmedi benim bildiğm kadarıyla. olsan insanlığın en büyük kazanımı olan sosyalizm bilimselliğinin örneği umut ve klavuz olur.

sosyalizm dünya tarihinde sadece SSCB de yaşandı, başkada bir blogda yada ülkede yaşanmadı tam olarak.ekonomik, kültürel sosyal yaşamın insana en layık olan biçimi sovyet sosyalist cumhiriyetler birliğinde temellendirilebildi bilimsel olarak hayata geçirilip pratikte gerçek olarak yaşanıldı.

venezuellada uygulanan adım elbetde ilerici ve alkışlanacak büyük bir başarı, toplumun işleyişini değiştirirken, ezilen sömürülen sınıfın tarafın en dibindekileri tutup yaşama çekerek başlamak uzmanca başlangıç, kapitalist politikacılar gibi vaatlerde bulunup halkımızı umutlandırıp oy istemek yerine sosyalistlerin onları yaşama taşıması büyük bir insanlık kazanımı. venezuelladaki pusuv birleşik sosyalist partinin sosyalist kadrolarının sosyal ilkelere nekadar ciddi gerçekci bağlı olduklarını gösteriyor sakatlar için atılan bu adım.

yazımı küçük bir bilgiyle bitireyim. rusya bloğunda SSCB den kalma bir sosyal yaşam alışkanlığı var hemde sosyalist sistemin olmamasına rağmen. kenar mahallelerrdeki sokak köpekleri bulundukları her mahelleden sabahları halkla birlikte metroya binip halkla birlikte metrodan moskavada inip günlerini moskovada yemek yiyip gezerek geçirip , akşam olduğunda işçilerle metroya binip karınları tok mahallelerine geri dönerler metroyla.
 
* "Sosyalizmin getirdiği hak olarak nitelendiriyor bolivar anayasasının henüz yürürlüğe girmemiş olmasına rağmen." Levent bunu anlamadım?Anayasa yürürlükte. Baştaki alıntıyı diyorsan, o Chavez'den alıntı. Kendi değerlendirmem değil? Aslında çeviri orada biraz zorlama da, sosyalizm açısından değil. Sosyalizm budur; ya da bu sosyalizmdir, diyor. Daha düzü, "Venezuela'da sakat tek bir kişi dahi, dikkat dışı bırakılamaz. Sosyalizm budur" diyor. Bağlamını bilsem ve İngilizce çeviriyi kullanıyor olmasam, daha iyi olurdu tabii, de işte bu metni niye şimdi çevirdim, bir cümleyle ismi geçsin diye... Ha, sosyalizm değil tabii. Ama en azından "iyi niyet göstergesi."


*Evet, yazı Venezuela incelemesi değil; gezgin romantizmi var. E, olsun, sakatlarda da biraz da Latin Amerika'ya olsun yahu. Yeterince "son derece gelişmiş" Avrupa-Amerika romantizmimiz var mübarek.
 
Zihnine ömür. teşekkürler. chevez tabiatda yer değiştirmeden evvel yeni bolivar yasa çalışmaları vardı yakında yine önceki gibi oylamalar yapılacak bunun için o örneği öne çektim. çeviri kübadanda kamboçyadanda yapıp paylaşırsan daha çok örnek çıkar bu konuda iki ülke çok ilerde.
 
Konuşmak, başkalarının söylediklerini duymak, etiklenmek/etkilemek, karar vermek, uygulamak, gözlemlemek, sorular sormak, konuşmak, değiştirmek... İktidar dediğimiz o zehirin etkisini azaltmanın yolu buralardan geçiyor. Türkiye'de bu zehir iliklere işlemiş, Venezuella vb. birkaç yerde ise bağışıklık geliştirebilmişler! :)
 
bu demokrat bir eşitlik anlayışı ama bize bulaşması için ön anlayışı aşmamız gerek malesef bir nevi kapitalizim..
 
Sosyalizm idea sı

Sosyalizm i medeniyeti insani duyarlılıkla inşaa etme iddiasını güdenlere söyleyecek çok sözüm var.

Bir kere devrim insansız olmaz yani siz "Her insan ı mutlak mana da eşitlik ilkesi" ile mutlu edemezsiniz. Ortaya koyduğunuz çözüm önerisi "sizin gibi düşünmeyenler" sizinle aynı yaşam biçimi önerisini benimsemeyenlere de en az sizin kadar, Söz yetki, ve karar hakkı tanımıyorsa demokrasi den ve adil bir yaşam biçimi önerisi sisteminden bahsemezsiniz!
Sosyalizm i bir iddia olarak gündeme getirenlere gidin bakın. Kaç tanesinin "Kendisi gibi düşünmeyen" lerle iletişim kurma becerisi var. En basitinden bu gün "Ben bir miltarizm karşıtı"yım dediğimde benimle kavga etmeden konuşabilecek bir tek sosyalist e dahi rastlayamadığım için yazıyorum bunları.
Eğer sosyalizm insan odaklı bir medeniyet olsaydı sosyalist iddia yı siyasal anlamda dillendirenlerin hiç bir şiddet eylemine tevessül etmemiş olmaları gerekirdi. Ancak baktığımızda militarist şiddetin dik alasını uygulayanlar yine Sosyalizm sosyalizm diye meydanlara çıkanların ta kendileri oluyor. Bir ideoloji düşünün, Barış tan, özgürlük, ten İnsan haklarından bahsediyor ama bunu yaparken, Kendisi gibi düşünmeyen hiç kimsenin hukuk una riayet etmiyor.
Söylemlerinde ve düşünce ifade biçimde şiddet var bunu yaşam biçimi haline getirmiş ve vahşi kapitalizm ile savaşırken başka bir karşıtlık ortaya koyuyor ki "Ben buna VAHŞİ SOSYALİZM" diyorum. Bunu neden mi söylüyorum. Komünizm yıllarında ortaya çıkan Komünist yayılmacılığın Carl Marx ve Lenin in öğretilelerine dayanarak söylüyorum. Bu güne baktığımızda ise durum hiç değişmemiş durumda. Zahirde zulme ve zalime karşı koyan bir isyan dalgası olarak ortaya çıkan Sosyalizm aslında kendisi bizatihi bir zulüm uygulaması olan KOMÜNİZM in öğretilerini kullanarak küresel barışı tesis edebileceğini iddia ediyor.. Eee o zaman sormak gerekiyor; İdeolojik birlik fırti anlamda "İnsanların yaratılış temelindeki farklılıktan dolayı" mümkün olmadığına göre. Asgari müşterek" te bir uzlaşma noktası mümkün olabilir mi.
Ben bir yazar olarak bunun ilk adımını attığımı düşünüyorum o yüzden konuya böyle bir giriş yaptım. Şiddet ve hakaret içermeyen her eleştiriye verilecek cevabım var İNSANSIZ BİR MEDENİYET UYGARLIĞA İHABETTİR. derken neyi kast ettiğimi açıkça ifade etmekten kıvanç duyarım. Çünkü 21, yy lın dünyasını ideolojik yaklaşımlarla değil insan odaklı bir medeniyet anlayışı ile yeniden tesis etmeyi amaçlıyorum. Buna bir bayrak yarışı diyebilirsiniz. ancak tekrak etmek gerekirse bahsettiğim "İNSAN ODAKLI MEDENİYET" hiç bir ideoloji nin ön kabullerine dahil olmayan bir anlayıştır.
Kısacı Kapitalizm emperyalizm ve Materyalizm le savaşırken Fikri Militarizm e de cephe almak gerektiğine inanıyorum.
 
Üst Alt