2017 Yılının Nisan ayında, yani bundan nerdeyse 1 yıl önce, %82 engelli raporumla beraber engelli gelir indirimi için başvuruda bulunmak istedim. Kurum içi bilgisizlik ve tutarsızlık tam olarak burada başladı.
Çalıştığım özel sektörün vergi dairesi İstanbul'da, ben farklı bir ildeyim. Kendi şehrimdeki defterdarlığa gittiğimde İstanbul'a benim evrakları göndermem gerektiğini söylediler, sonra İstanbul'u aradığımda yasa koyucuların bu gibi durumları düşünerek evraklarımı kendi ilimdeki defterdarlığa vermemi onların İstanbul'a göndereceğini söylediler. İlk aşamada kendi şehrimdeki defterdarlık belgeleri aldı, sonra ilgili belgeleri başvuru yapılacak il olarak İstanbul deyip işyerme geri gönderdi. Tekrar il defterdarlığına gidip durumu anlatarak bu sefer evrakları yollatabilmeyi başardım. Bitti mi ? Tabiki bitmedi.
Evraklarım İstanbul'dan Ankara'ya gitti, buraya kadar herşey olağandı 3 ay sonra eksik evraklar var onları gönderin diyene kadar. Eksik evrak ? Madem benden tetkikleri tahlilleri de isteyecektiniz bunları neden başvururken istemediniz diye düşünmüyor değil insan. İşin daha da komiği, hastaneyi arayıp durumu anlattığımda kurumun dilekçeme cevap niteliğinde bir belge göndermesi halinde işlem yapabileceklerini söylediler. Dilekçeyi göndermeleri için İstanbul'u aradığımda gelip almanız gerekiyor dediler, neyseki oraya gitmeden onuda bir şekilde aldım. bu süre zarfı içinde 6 ay geride kalmıştı.
Hastaneme başvurduğumda sağlık kurulundaki Memur Bey'in yeniden heyete gireceksiniz demesiyle yeni bir maceranın başlayacağını çoktan anlamıştım. Beyefendiye dilekçeyi yanlış yorumladığını istenilen evrakların orada yazdığını o evrakların önceden raporumu alırken oluşturulmamışsa ( tahlil tetkik bulguları gibi) yeniden heyete girmem gerektiğini en az 10 defa anlatmışımdır. Kendisi inadım inat sırtım iki kanat ilkesinden taviz vermiyordu.
Hastane başhekiminin odasının yolunu tuttum yoktu, başhekim yardımcısının odasına gittim, hani eşşekten düşenin halinden eşekten düşer anlarmış ya, Allah şifa versin kendisininde annesi engelliymiş, yardımcı olmaya çalıştı, dediği gibi heyet günü geldiğinde başhekim odasına gittim başhekim yardımcısı da oradaydı, aynı durumu ona da anlattım. Başhekim tamda dediğim şekilde evrakların yollanması gerektiğini belirtip aynı kurul memurunu çağırdı, memur beni odaya almadı kendi girdi sonra odadan çıkınca tekrar heyete girmem gerektiğini yeniledi, artık sinirlenmiştim. Çünkü süreci onlardan iyi biliyordum. il sağlık Müdür yardımcısı/ kamu hastaneleri birliği şube başkanıyla tekrar görüştüm. Üzülerek söylüyorum ki süreçler hakkında bilgileri yoktu.
İl sağlık müdürü ile görüşmek istediğimde sekreteri müdür bey bu konuları bilmez diyerek beni yönlendirdiği şube müdürü de yardımcı olamamıştı. Ertesi gün tekrar Hastane başhekimin buldum kendisine durumu anlattım, bana dediği resmen şok etkisi yarattı. Odasından çıkıp yeniden heyete girmem gerektiğini söyleyen memura odasındayken istenen tahlilleri ve tetkikleri dilekçeye cevap niteliğinde cevaplayıp imza kaşe vurup bana getirin bende kaşe imza vurayım ve gönderelim demiş. Yani ben işini bildiğini zanneden bir memur yüzünden tam 11 ay boyunca resmen süründüm. Dün Ankara'yı aradım. %82'lik Raporumun %75 olarak onaylandığını 1 hafta 10 güne İstanbul'a ulaşacağını söylediler. Sanırım benim maaşıma yansıması nisan ayını bulur. Yani tam tamına 1 yıl ediyor.
Şimdi soruyorum size geç gelen adalet adalet midir ?
Çalıştığım özel sektörün vergi dairesi İstanbul'da, ben farklı bir ildeyim. Kendi şehrimdeki defterdarlığa gittiğimde İstanbul'a benim evrakları göndermem gerektiğini söylediler, sonra İstanbul'u aradığımda yasa koyucuların bu gibi durumları düşünerek evraklarımı kendi ilimdeki defterdarlığa vermemi onların İstanbul'a göndereceğini söylediler. İlk aşamada kendi şehrimdeki defterdarlık belgeleri aldı, sonra ilgili belgeleri başvuru yapılacak il olarak İstanbul deyip işyerme geri gönderdi. Tekrar il defterdarlığına gidip durumu anlatarak bu sefer evrakları yollatabilmeyi başardım. Bitti mi ? Tabiki bitmedi.
Evraklarım İstanbul'dan Ankara'ya gitti, buraya kadar herşey olağandı 3 ay sonra eksik evraklar var onları gönderin diyene kadar. Eksik evrak ? Madem benden tetkikleri tahlilleri de isteyecektiniz bunları neden başvururken istemediniz diye düşünmüyor değil insan. İşin daha da komiği, hastaneyi arayıp durumu anlattığımda kurumun dilekçeme cevap niteliğinde bir belge göndermesi halinde işlem yapabileceklerini söylediler. Dilekçeyi göndermeleri için İstanbul'u aradığımda gelip almanız gerekiyor dediler, neyseki oraya gitmeden onuda bir şekilde aldım. bu süre zarfı içinde 6 ay geride kalmıştı.
Hastaneme başvurduğumda sağlık kurulundaki Memur Bey'in yeniden heyete gireceksiniz demesiyle yeni bir maceranın başlayacağını çoktan anlamıştım. Beyefendiye dilekçeyi yanlış yorumladığını istenilen evrakların orada yazdığını o evrakların önceden raporumu alırken oluşturulmamışsa ( tahlil tetkik bulguları gibi) yeniden heyete girmem gerektiğini en az 10 defa anlatmışımdır. Kendisi inadım inat sırtım iki kanat ilkesinden taviz vermiyordu.
Hastane başhekiminin odasının yolunu tuttum yoktu, başhekim yardımcısının odasına gittim, hani eşşekten düşenin halinden eşekten düşer anlarmış ya, Allah şifa versin kendisininde annesi engelliymiş, yardımcı olmaya çalıştı, dediği gibi heyet günü geldiğinde başhekim odasına gittim başhekim yardımcısı da oradaydı, aynı durumu ona da anlattım. Başhekim tamda dediğim şekilde evrakların yollanması gerektiğini belirtip aynı kurul memurunu çağırdı, memur beni odaya almadı kendi girdi sonra odadan çıkınca tekrar heyete girmem gerektiğini yeniledi, artık sinirlenmiştim. Çünkü süreci onlardan iyi biliyordum. il sağlık Müdür yardımcısı/ kamu hastaneleri birliği şube başkanıyla tekrar görüştüm. Üzülerek söylüyorum ki süreçler hakkında bilgileri yoktu.
İl sağlık müdürü ile görüşmek istediğimde sekreteri müdür bey bu konuları bilmez diyerek beni yönlendirdiği şube müdürü de yardımcı olamamıştı. Ertesi gün tekrar Hastane başhekimin buldum kendisine durumu anlattım, bana dediği resmen şok etkisi yarattı. Odasından çıkıp yeniden heyete girmem gerektiğini söyleyen memura odasındayken istenen tahlilleri ve tetkikleri dilekçeye cevap niteliğinde cevaplayıp imza kaşe vurup bana getirin bende kaşe imza vurayım ve gönderelim demiş. Yani ben işini bildiğini zanneden bir memur yüzünden tam 11 ay boyunca resmen süründüm. Dün Ankara'yı aradım. %82'lik Raporumun %75 olarak onaylandığını 1 hafta 10 güne İstanbul'a ulaşacağını söylediler. Sanırım benim maaşıma yansıması nisan ayını bulur. Yani tam tamına 1 yıl ediyor.
Şimdi soruyorum size geç gelen adalet adalet midir ?