Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.
Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.
Aynı hastane,aynı doktorlar,aynı teşhisler,aynı oranlar ve kelimesi kelimesi aynı yazılar.. Her yıla ait olmak üzere elimde 5 tane rapor var.. İlk iki tanesi SÜREKLİ ÖMÜR BOYU GEÇERLİ , son üç tanesi 1 YIL SONRA KONTROL ... Değişen ne var ? Hiçbir şey ... Gittiğim hastanede 3 yıl önce rüşvet almaktan 3 doktor tutuklandı.. Tutuklananlardan birisi de Heyet başkanıydı.. 1 yıl önce çıktı içerden.. Sanırım bundan dolayı böyle yapıyorlar.. İyi de be kardeşim sen çürük elmalarla uğraşacağına , tüm elmaları çürük olarak görüp ona göre işlem yapıyorsun.. Bu nasıl bir zihniyettir ? Hastaneden aldığınız bu rapor Ankara'da bulunan Maliye bakanlığına bağlı Merkez sağlık kuruluna gidiyor. Burada hiçbir yetkisi olmayan kişiler tarafından raporunuz değerlendiriliyor. Hastane size % 60 vermiş olsun.. O heyet eğer HAYIR EFENDİM % 30 olacak diyorsa ve bunu da SGK'ya resmi yazı ile bildiriyorsa SGK hastaneyi değil bu heyeti dinliyor ve ona göre işlem yapıyor. Benim ilk raporum ÖMÜR BOYU GEÇERLİ SÜRESİZ olmasına rağmen bu dangalak heyet tarafından 1 YIL SONRA KONTROL MUAYENESİNE GELMESİ GEREK şeklinde ibare eklenerek SGKya gönderilmiş,SGK da bu dangalakları dinliyor. 1 yıl sonra tekrar muayeneye gittim. Yine aynı şekilde ÖMÜR BOYU GEÇERLİ RAPOR aldım. Rapor yine Ankara'ya gitti. Bu dangalaklar yine 1 YIL SONRA KONTROLE GELMESİ GEREK şeklinde ibare koyup göndermişler.Böyle böyle 2015 yılına kadar geldim. Gelen şikayetler ve başvurular sonucu Yargıtay bu konuya son noktayı koydu ve Ankara Merkez sağlık kurulunun hiçbir yetkisi olmadığını SGK'nın hastaneden gelen rapora göre işlem yapması gerektiğini bildiren bir karar yayımladı. Bu karar bütün ilgili kurumlara gönderildi. Konuyu ben de bizlerle ilgili tüm bakanlıklara ilettim ve böyle bir saçmalığın neden hala yaşandığını YARGITAY kararlarına neden uyulmadığını sordum. İnanın bana her kurumdan yazı farklıydı. Hepsi de kel alaka.. Konuyu bizzat Başbakanlık makamına ilettim (BİMER DEĞİL).. Oradan da yazılı cevap gelmişti. Kurumlar kendilerine verilen yetkiler ve sorumluluklar doğrultusunda kanunlar çerçevesinde işlem yapmaktadır. Buyur burdan yak.. Maliyenin 1920 de çıkmış bir kanun çerçevesinde kendini padişah ilan ettiğini gördüm. Durumu bizzat Cumhurbaşkanlığı makamına ilettim. Genel sekreterlikten aradılar. Sayın Cumhurbaşkanımız bu tür evrak işleri uğraşmıyor !!!!!!... Lütfen şikayetinizi BİMER'e yapın dediler. Oradan olumlu yanıt alamadım dedim. Yapacak birşey yok dediler.. Yahu kardeşim kanunun altında Abdullah GÜL imzası var dedim. Attığı imzanın arkasında dursun dedim. Konuşmalarını düzeltin diye uyarıldım..Üzgünüz dediler telefonu kapattılar.. Her devlet kurumu kendi içinde padişahlığını ilan etmiş hukuk vs civata.. Sen heyetin karşısına gidiyorsun,onca tahlil,tetkik vs yaptırıyorsun ama adamlar o doktorları da hastaneyi de kazımıyor.. Her yıl hangi hastanenin sağlık raporu vermeye yetkisi olduğu açıklanıyor ve resmi gazetede yayımlanıyor.. Lan salaklar.. Madem hiçbir hastane raporuna itimat etmiyorsunuz o zaman ne bokuma bu isimleri yayımlayıp da milleti kandırıyorsunuz ?.. sanırım açıklayabildim .. Biz biteceğimize onlar bitsin.. Önce Devlet adabını ,sonra kanunları hak ve adalet gözeterek uygulamayı sonra da vatandaşa insanca davranmayı öğrensinler.. Bak o zaman nasıl herşey güzel oluyor..
