Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Vücutta yabancı madde günah diye çocuktaki Koklear Implan çıkartılmak isteniyor..?

düşle

Üye
Üyelik
30 Ara 2009
Konular
40
Mesajlar
252
Reaksiyonlar
0
aşağıda e-postama gelen bu çığlığa duyarsız kalmayalım. bu durumda yasa ne diyor, Bu cocuklar icin koruma talep edilemez mi?

Nurten Hn merhaba,

Eskisehir buyuksehir Beld.den yaziyorum siez, az once aradim ama mesguldunuz, mesgul etmek istemedim.
Kader ve Demokrasi Fonu nun Kadin Yurttaslari Gelistirme Projesi kapsamina egitimci egitiminde beraberdik. (Ben laptopunda hem dinleyen hem calisan kisiydim, bir de Nahide Opuz vakasini sunmustum, belki hatirlarsiniz)

Size acil olarak birsey danismam gerekiyor:
Biz ailecek Eskisehir'e kizimizin isitme engeli olmasi ve en iyi egitimi burada İçem isimli okuldan alacagi sebebiyle 4 ay once tasindik.
Bizim gibi degisik illerden gelen birçok aile var.
Bu ailelerin ortak ozelligi, cocuklarinin cogunun cochlear implant kullanicisi olmasi (Cochlear implantasyon: Yaklasik 2-3 saatlik bir operasyonda, cocugun duyma organinin icine kulak arkasindan yapilan cerrahi bir mudahale ile kulaktan gelen sinyalleri beyne tasiyacak elektrotlarin yerlestirilmesi, islemci kulak disinda duruyor, sesleri topluyor, isliyor ve bir magnet yardimi ile cochlea daki elektrotlara gonderiyor, duyma islemi gerceklesiyor; bu islemin diger adi da biyonik kulak operasyonu.)

Kizimin ogretmeni ile dun bir konusma yaparken, ailelerden birinin, cocuklarina takilan implanti cikarmak istedigini duydum. Bunu ilk kez duyuyoruz, cunku bu islem bir kez yapiliyor, eger cihazda (elektrotlarda) bir problem olursa yeniden ameliyata karar veriliyor. Ailenin bunu keyfi olarak yapmak istemesinin ardinda ne yazk ki bir tarikat baglantisi varmis. Tarikat aileyi etkiliyor ve vucudun icinde yabanci bir maddenin durmasinin caiz olmadigini soyluyor. Soyleyen kisi de belli: Dr.Aidin Salih
Bu geri-ameliyatin keyfiligini engellemek (tıbbın keyfi kullanimini engellemek) ve doktorun aileleri bu sekilde etkilemesine, cocuklarin hayatini karartmasiniengellemek ve bir yaptirim uygulamak icin neler yapmamiz gerekli?
Implant sayesinde konusmaya baslayan cocuk implant cikarildiktan sonra konusmasini bir sure sonra yitiriyor!
Bu ciddi bir cocuk haklari ihlali oldugunu dusunuyorum ama yasalarimizin(varsa) yaptirimini bilmiyorum.
Yardimci olursaniz cok sevinirim.

Saygilar,
Hale Kargin Kaynak​
 
ciddimisiniz cok hayretlik bisi buuu bir o kadarda gerizekalilik urunu tarikatlar insanlarin mutlu olmasini neden istemezki oyle din olmaz olsun
namuslu bir doktor degil namussuzu bile duyan insani duymayan yapmak icin ameliyat etmezmis gibi gelsede paranin yuzu sicak
hemen saglikbakanligina, cumhuriyet savciligina,aileyi koruma bakanligina maille bile haber vermeli
musluman demek insanlarin mutlulugu icin calisan allahi taniyan demektir
demekki bu tarikatlar kucuk cocuklari canice duymalarini elinden almayi mubah goruyor kiniyorum o tarikati
 
Saçma sapan düşüncelere girip dinle karıştıyorlar:eek: yobazlıktan başka birşey değil bu tür hareketler...:eek: sinirlenmemek elde değil...
 
Gelecek hafta 23 nisanımızı kutlarken duyan çocuğun duyma hakkının dinci kesimlerce alınması ne acı bir durum!!!
Bu kör cahillikten,yobazlıktan başka bir şey değil...
Çocğa yapılanın adı çocuğa zülüm....Neşter değecek sonucunda ameliyatın büyüğü küçüğü olmaz sonucunda beyne giden bir cihaz...Riskte vardır sanırım...
2-3 dindar dedi diye ben bildiğimden şaşacağım öylemi...Hey allah'ım ne günlere kaldık....
Ama ne acıdır ki yapacak bişi yok çünkü çocuğun yasal hakkı annede babada....
 
koklear implanti taktirmak herne kadar ameliyat olsada sonucta duyacam diye goze alip ameliyati oluyorsunuz
ama koklear implanti aldirinca is oyle degil
cok feci klak cinlamalari beynim oyuluyor cinlamalardan
basim cok donuyor yolda yururken ona buna carpmamak icin isanlarin arasina mesafeyi ayarlamaya calisiyorum basariziz olsam eh ozur diliyorum utanarak
yurumeyide oyle severim ki
basimi oteye beriye cevirirken gozlerim karariyor midem bulaiyor
bunun uzerine bide sesleri kaybetmek;dudak okusam bile cok zorladi beni
iyiki ruh sagligimi koruyabiliyorum ama insan arasina katilmak isimi gorurken zorlanmak konusmalari anlamak coook geriyor beni
boyle bir kotulugu duyan cocuga yapabilenler ki daha kasmerli katillik degilde nedir
 
Bu tür insanlara ne anlatırsan anlat anlamaz. Bunun cezai yaptırmla engellenmesi gerekiyor ya da çocuğun derhal çocuk esirgeme kurumuna alınması gerekiyor. Bireysel hak kutsaldır ve korunmalıdır. Bunun bir yaptırımın olması gerekiyor.
 
:eek:bencede haklısınız. bu yapılan caniliğin bizim dinimizde yeri yoktur ve hiçbir mezheplerde de yeri yoktur. çünkü islamiyette mezheplerden yararlanabiliyıruz zaruri olarak. bu bir barnazlıktır. doktor para için bunu yapmıştır. allah ona hidayet versin. AMİNNN..:rolleyes:

Bencedee çok haklısınızz...
 
Taktırırken neden sormamış cemate madem cemaatin dediğiyle hareket ediyor, Allah c.c. ıslah etsin böyle düşünenleri.
 
Bu konu çok eski. Ancak bilgi paylaşılması açısından yazıyorum. Koklear implant gibi protezler hiç bir şekilde dinen sakıncalı değildir. Hatta İŞitme Engelliler ve Aileleri Derneği, diyanet işleri başkanlığına bile sormuştur. Dini kullanarak yalan-yanlış yazanları uyarınız:

İşte kaynak işte cevap:

İŞİTME PROTEZLERİ KULLANMAK DİNİ AÇIDAN DA UYGUNDUR

[FONT=Tahoma]İŞİTME PROTEZLERİ KULLANMAK DİNİ AÇIDAN DA UYGUNDUR [/FONT][FONT=Tahoma][/FONT]
[FONT=Tahoma]Değerli üyemiz,

Bazı önyargılı, bilinçsiz ve bilgisiz işitme engelliler koklear implant (biyonik kulak) taktırmanın günah olduğuna dair videolar hazırlayıp sosyal medyada paylaşmaktadır. Koklear implant (biyonik kulak) vb. benzeri işitme protezler taktırmanın "dini" açıdan hiç bir sakıncası bulunmamaktadır. Diyanet işleri başkanlığından 2010 yılında aldığımız resmi yanıtı aşağıda paylaşıyoruz.

Saygılarımızla


"İlgi : 14.05.2010 tarihli e-mail dilekçe.

Hz. Peygamber (s.a.v.) hastalıkların tedavisini emretmiş, hastalandığı zaman kendisi de günün şart ve imkânları ölçüsünde, ilaç kullanmış ve tedavi görmüş; konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

"Ey Allah'ın kulları! Tedâvi olun, çünkü Allah, ihtiyarlık hariç, yarattığı her hastalık için mutlaka bir deva yaratmıştır" (Tirmizî, “Tıb,” 2; Ebû Dâvud, “Tıb,” 1; İbn Mâce, “Tıb,” 1; Ahmed bin Hanbel, III/156).

Sahabilerden Arfece b. Es'ad (r.a.)'ın Külâb savaşında burnu kesildiği, gümüşten bir burun yaptırdığı, aradan biraz zaman geçince burnunda kötü bir koku meydana geldiği ve bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)’in ona altından bir protez burun yaptırmayı tavsiye ettiği, hadis kaynaklarında yer almaktadır (Ebû Davud, Hâtem, 7; Tirmizî “Libâs,” 31; Nesâî, Zîne, 41).

Buna göre işitme engellilerin biyonik kulak cihazı ve benzeri tedavî amaçlı bütün protezleri kullanmalarında dinî açıdan bir sakınca bulunmamaktadır.

Bilgilerinizi rica ederim."[/FONT]
 
aşağıda e-postama gelen bu çığlığa duyarsız kalmayalım. bu durumda yasa ne diyor, Bu cocuklar icin koruma talep edilemez mi?

Nurten Hn merhaba,

Eskisehir buyuksehir Beld.den yaziyorum siez, az once aradim ama mesguldunuz, mesgul etmek istemedim.
Kader ve Demokrasi Fonu nun Kadin Yurttaslari Gelistirme Projesi kapsamina egitimci egitiminde beraberdik. (Ben laptopunda hem dinleyen hem calisan kisiydim, bir de Nahide Opuz vakasini sunmustum, belki hatirlarsiniz)

Size acil olarak birsey danismam gerekiyor:
Biz ailecek Eskisehir'e kizimizin isitme engeli olmasi ve en iyi egitimi burada İçem isimli okuldan alacagi sebebiyle 4 ay once tasindik.
Bizim gibi degisik illerden gelen birçok aile var.
Bu ailelerin ortak ozelligi, cocuklarinin cogunun cochlear implant kullanicisi olmasi (Cochlear implantasyon: Yaklasik 2-3 saatlik bir operasyonda, cocugun duyma organinin icine kulak arkasindan yapilan cerrahi bir mudahale ile kulaktan gelen sinyalleri beyne tasiyacak elektrotlarin yerlestirilmesi, islemci kulak disinda duruyor, sesleri topluyor, isliyor ve bir magnet yardimi ile cochlea daki elektrotlara gonderiyor, duyma islemi gerceklesiyor; bu islemin diger adi da biyonik kulak operasyonu.)

Kizimin ogretmeni ile dun bir konusma yaparken, ailelerden birinin, cocuklarina takilan implanti cikarmak istedigini duydum. Bunu ilk kez duyuyoruz, cunku bu islem bir kez yapiliyor, eger cihazda (elektrotlarda) bir problem olursa yeniden ameliyata karar veriliyor. Ailenin bunu keyfi olarak yapmak istemesinin ardinda ne yazk ki bir tarikat baglantisi varmis. Tarikat aileyi etkiliyor ve vucudun icinde yabanci bir maddenin durmasinin caiz olmadigini soyluyor. Soyleyen kisi de belli: Dr.Aidin Salih
Bu geri-ameliyatin keyfiligini engellemek (tıbbın keyfi kullanimini engellemek) ve doktorun aileleri bu sekilde etkilemesine, cocuklarin hayatini karartmasiniengellemek ve bir yaptirim uygulamak icin neler yapmamiz gerekli?
Implant sayesinde konusmaya baslayan cocuk implant cikarildiktan sonra konusmasini bir sure sonra yitiriyor!
Bu ciddi bir cocuk haklari ihlali oldugunu dusunuyorum ama yasalarimizin(varsa) yaptirimini bilmiyorum.
Yardimci olursaniz cok sevinirim.

Saygilar,
Hale Kargin Kaynak​

İlk başta konuyu açan şahıs çirkin bir iftirada bulunuyor.

Bir kere merhume Aidin Salih Hanımefendi yetiştirdiği talebeleri ve onu destekleyen topluluk bir tarikat ya da cemaat değildir.Bunu neye istinaden söylüyor ? Bu söylemi yapan kişi ispatlamazsa müfteridir.

İslama içten içe kin kusan , dışta şirin gözüken bu tür Allah'tan korkmaz , kuldan utanmaz insanlar her sakallıyı hoca , her mü'mini tarikatçı , cemaatçı diye yaftalıyorlar .Onun bu iftiralarını okuyan , hiç Aidin Salih Hanımı tanıma zahmetine düşmeyen kişiler de yazık ki bu müfterilere inanıyor.

Bu işin aslını yani merhume Aidin Salih Hanımın kendisi ya da "sade yaşam" , "Gerçek Tıp " metodunu benimseyen insanlar böyle bir şey demiş mi ? Bunu bilmek için bizzat doktor ve hastanın konuşmasını işitmek lazım ki ne kast edilmiş ?

"Bu implantı taktırmak günahtır " demekle
"Taktırmasanız daha iyi olurdu . Ameliyatsız , alternatif tıb metodlarıyla tedavisi münkün olabilirdi ."

demek çok başka.

AİDİN SALİH KİMDİR?
Lugansk Ukrayna’da Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Sovyetler Birliği’nde yıllarca Tıp doktorluğu görevi yaptı. Daha sonra Taşkent Devlet Üniversitesi’nde Biyoloji bölümünü bitirdi. Ayrıca Uluslararası Alternatif Tıp Okulunu bitirdi. 40 yaşında Müslüman oldu. Müslüman olduktan sonra Tıbbı-ı Nevevi ve İslâm Tıbbı’nı araştırmaya başladı. 20 yıldır ailesiyle birlikte Türkiye’de yaşıyordu. 5. baskısını yapan Gerçek Tıp isimli kitabında, tüm düşüncelerini ve şifa yöntemlerini anlattı. Talebeleri tarafından Sade Hayat isimli bir dernek kuruldu. Uluslararası Kupa Terapisi isimli sempozyumlar düzenliyor, İslâm tıbbı hakkında araştırmalar yayınlıyorlar. Şöyle diyor Aidin Salih:
- “40 yaşında Müslüman oldum. O zaman Kur’ân-ı Kerim okumaya başladım. Bu süreçte Kur’an’da tıp ve biyoloji hakkında en önemli kanunların var olduğunu fark ettim. Tıpta ve biyolojide cevaplarını bulamadığım soruların cevaplarını Kur’ân’da buldum. Ve bu kitap Hak kitaptır, ilim kaynağıdır. Bunu anladıktan sonra her şey kolay oldu.”
Onun Müslüman olduktan sonra Tıbba bakışı, dolayısıyla hayata bakışı kökünden değişmişti. Müslüman gibi yaşamadığımız için hastalandığımızı ve şifa bulamadığımızı ısrarla söylüyor, hekimin de Müslüman olduğu için “şifa” vesilesi olabileceğini söylüyordu:
- “İnsanlar lisanlarındaki en önemli kelimeleri yitirdiler. Mesela bugün akıl kelimesi kullanılmıyor. Herkes benim çocuğum üstün zekâlı diyor ama kimse benim çocuğum akıl sahibi demiyor. Neden? Çünkü akıl kalmadı. Sonra şifa kelimesini kimse kullanmıyor. Tedavi deniyor, nedir tedavi? Anlaşılması mümkün olmayan bir terim. Tıp şifaya ters bir kuruluştur. O yolda şifa bulmak mümkün değil. Şifa vasıtası sadece hekim olabilir. Peki, hekim kimdir? Muhakkak Müslüman’dır. Bilgi sahibi olan kişi bilgisini muhakkak bir dine dayandırmaya mecburdur. Aslında buna bilgi değil ilim demek gerekir. Bilgi sadece maddi dünyada geçerli ama atom altı dünyada bu bilgilerin hiç bir anlamı yok az önce bahsettiğimiz gibi. İlimse hem bu dünyada hem atom altı dünyada geçerli. İlim sahibi sadece Kitaba inanabilir. Tek Kitap da Kur’ândır. Ben inancımı sorguladığımda araştırmalarıma Yahudilik’ten başladım, sonra Hristiyanlık, Budizm ve diğer bütün dinleri araştırdım. İslâm son araştırdığım dindi. Ben her şeyi İslâm ışığında anladım, diğer dinlerin hatalarını buldum. Ama Kur’ân’ı tanımayıp İslâm’a girmeseydim anlayamayacaktım. Ben ilk araştırırken bütün dinlere âşık oldum, Budizm’e dahi. Çünkü onlar çok güzel görünüyordu, İslam’ı bilmeyenler için gerçekten caziptiler. Ama İslam’a kavuştuktan sonra onların ne kadar ilkel dinler olduğunu anladım.”

ALTERNATİF TIP DEĞİL GERÇEK TIB!
Aidin Salih, İslâm tıbbının alternatif tıp olarak adlandırılmasına da karşı çıkıyor. Şöyle diyor:
- “Ben bunun gerçek ve tek tıp olduğunu söylüyorum. Neden? Bugünkü çağdaş tıp yahut Newton tıbbı kanunları tabiata ters ve o yollarla iyileşmek imkânsız. İyileşme yoksa modern tıp nasıl gerçek tıp olur? Aslında bana kalırsa “Yitik Şifanın İzinde” kitabı bile insanlara gerekli değil. Ancak kitabı alınca, insan sadece orada yazanı yapsa, bir insan bütün hastalıklardan -kanser hariç- kurtulabilir. O zaman düşünün insan aslında iyi olmak için kimseye muhtaç değil. Çünkü Allah Cenab-ı Hakk bütün insanları sadece Kendisine muhtaç kıldı, başka hiçbir şeye değil. Modern tıpta önce bir ilaç alıyorsunuz, sonra 2, sonra 3, sonra 4, sonra ameliyat oluyorsunuz. Muhakkak birinci ameliyatın ardından ikincisi geliyor, ikinciden sonra üçüncü, bunun sonu yok. Biz neden ona alternatif olacağız. Biz onlara alternatif olamayız, bizim tavsiyelerimizle insanlar iyi oluyor ediyoruz, onlar ise hastalık üretiyor. Paralellik olmaz ki…”

TEVEKKÜL VE ŞİFA
Aidin Salih, kendisine tedavi için gelenlere, hayat tarzlarını değiştirmeyi tavsiye ediyor, onlara verdiği reçetelerde de bu hayat tarzına nasıl geçeceklerini anlatıyor. Hacamat ve sülük tedavilerinin dışında, kan grubuna yani mizaca göre beslenmeyi tavsiye ediyor ki, tüm bunları da kadîm İslâm tıbbının kaynaklarını bugüne taşıyarak, bugünün diline tercüme ederek yapıyor. Şöyle diyor Salih:
- “Bir hadis anlatacağım size, Peygamber Efendimiz bir hastayı ziyarete gitti. “Tabipleri getirin onu tedavi etsinler.” dedi. Tabipler geldi, Peygamber Efendimiz, “Onu tedavi edin” dedi. Onlar da, “Ey Allah’ın Resulü, biz İslamiyet’e geçmeden önce ilaçlar yapardık, hastaları tedavi ederdik. Ama Müslüman olduktan sonra tevekkülü seçtik.” Hz. Peygamber (sav), “Onu tedavi edin” diyor, ne demek bu? “O, Allah’a tevekkül edemiyor, onu tedavi edin” demek. Osmanlı İmparatorluğu’nda iki şifa yolu vardı. Birincisi Allah’a tevekkül ile; ikincisi de ilaçlar ile. Sonra Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bütün düşünceler değişti. Allah’a tevekkül ne demektir? Benim ateşim yükseldi, ben biliyorum ki bu benim için yükseldi. Kulak akıntıları gibi akıntılar, biliyorum ki bana faydalı olduğu için oluştu. Allah’tan zararlı bir şey gelmez. Tevekkül yolu, müthiş bir yol. Tevekkül ile sadece şifa değil, ilim de geliyor.”
Aidin Salih, özellikle Türkiye’de İslâm Tıbbı alanında yeni bir çığır açarak, bu konuda insanları bilgilendirerek, talebeler ve hekimler yetiştirerek, kısa sürede büyük bir başarı sağlamış bir hekim ve hakîmdi. Mekânı cennet olsun…

Kaynak:
1- www.sadehayat.com
2- http://www.on5yirmi5.com/haber/saglik/hastaliklar/114369/bizimkisi-alternatif-degil-gercek-tip.html
 
Üst Alt