[SIZE=4]İnfaz
Ölümlü kopyalar üretiyor Hakim’im
Yargıcın elinde solmuş sevinç
Kin tutunmuş ellerinden!
Hayatımın infazını biçiyor savcılık.
Melez düşler kuruyorum güzel günler adına
Ama çoktan verilmiş infazım
Sıhhiye Adliye sarayında….
Abdullah Oral [/SIZE]
[SIZE=4]
Bir Delinin Anıları. I
Baharın ılık meltem okşaması
kaybolmuştu yüzünden vakitsizce!
O parçalanmış yüreğini gezdirirdi
uzayıp giden koridorlarda…
Odalar çaresizliğini sarardı usulca
Hüzün gitmedi gönlüden uzaklara!
İstanbulun nemi
tuz tadını yayarken dudaklarına!
Yüreğindeki bilenmiş isyanı,
Ölümlerle dans ederken!
Ayak basılmamış bir kumsaldaydı onun aklı…
Mümkün müydü esir düşmüş gülüşleriyle
Gönlüne sakladığını özgürlüğü geri çıkarmak,
Yüreğinde albatrosların deliliği!
Dipsiz okyanuslara dalsa da nefes almasa
Oksijensiz kalsa yüreği, ölür müydü aşkı?
Bir delinin sevgi günlüğünde
Aşk gayrı okşarmıydı, onun da gönlünü,
Sarılsaydı aşk ile şu eğri büğrü yüreğine…
Vadesi doldu verilmiş sözlerin
Bahane bekçileri boşa dem vurur başucumda
Bir yudum mutluluk tadabilseydim
Sonra isterse gitseydi dalga ıslaklığıyla
Mavi bir deniz gibi hüzünsüz uçsuz bucaksız
Şimdi içimde büyüyen bir şey var Usul usul
Dudağımın kenarında bir martı
Kaşlarımın altında beyaz bir güvercin
Bakışlarımın ötesinde Pir Sultan……..
[/SIZE]
[SIZE=4]
Gün gelir gün ışığına merdiven kurar
çıkarız güneşli günlere,
şiir çiçekleri de açar kapımızda
Başlarız sevda halayında kol kola diz vurmaya.
[/SIZE]
[SIZE=4]Bir delinin anıları. II
Bir çocuk, turuncu mevsimlerin
Sevda ateşini giymişte üzerine
Yüreğinde büyüyen dalga sesleri
Yaşamın kıyılarda yüzüne acılar dem vurur..
Aşk denen şey darağacı k2, k1de
Şiir yasak burada türküler mahkum
Bir deli asmış kendini
Odasının dört köşesine gözlerinden..
Her saniye ayrı bir ceza, her yer sürgün
Derdi sevda olana gecede silik umut!
Bilinmez kaç meridyen ötesi
karanlığın öteki yüzü?
Yatağında tek dostu bileğindeki zincir
Deliliğin gamlı bir çöl akşamı dudağı
Bahar yağmurları oturmuş göz kapaklarına da
Gök mavisi bulutların ortasında,
Kan damlıyor yanağında….
[/SIZE]
[SIZE=4]Bir delinin anıları III[/SIZE]
[SIZE=4]Oysa patlamaya hazır cephanelikti dudağımda söz…
Yıkık dökük bir günün ardından
Bakırköy K2, k1 de’
Özlem kokan hüzzam bir şarkı akşamlar!
Kalbime vuran sözlerin dalgası ile!
Kıyılarımdaki acılarımı, kanatarak!
Dert dergahında yıldız düşlerim…
Sus yüreğim, kimseye fısıldama duyulur
Kalbimi sana gitmekten alıkoyan,
Her şeyi yakıp yıkmalıyım bu akşam!
Şimdi delilik zamanın senin…
Saatler dok vurunca gece yarısı!
İçimde gezinir inleyen beyhude bir giz
Aynı hüzün kavşağında birleşir yaşam
Uyandırır gece yarısı deliler koğuşu..
Bir ömür
Devrimci bilincimi sakladım avucumda ya!
Gülün tetiği nasıl çekilir bilmiyorum,
Oysa patlamaya hazır cephanelikti dudağımda söz…
Aşka yorgun bedenim özlem sarhoşu
Kapıdan sızan ışık ile!
Aralandı sensizlikle dolu yokluğun kapısı
Doğar karşımda güneşten al yüzün
Sarılır boynuna yüreğim, de!
Alnından öper deliler koğuşu…
Bir Delinin Anıları. IV
Sessiz lehimliyorum dilimi, yarına
Bazen bir bardak çay özlemiyle de,
Sarhoş olur deliler koğuşunda dizeler
Hani bir şiir düşer ortaya
Sonra zincire vurulur özlemin..
Yağmur geçince üzerinden toprağın
Sümbüller çiçeklenir
Çam dallarının altında.
Çakırkeyif serçeler selamlar
Avluda voltamızı k1 k2 de!
Ömür ne ki zincire vurulmuş yüreğimde..
Yoksul yaşamın içinden
Büyük, sevdalar büyütüyorum!
İşte o zaman geceye doğar güneşler
Bir de eğreti notalar, şiir tadında!
Deliler koğuşunda sancısındayım geçmişin..
Ufak sevdalar yetmez bu aşka usta!
Boş ver gitsin diyemedim! Savcım”
Hayatımda yarına dair güzel olana
Varsın kırsın kalemini hakimim
Yargının zakkum çiçekleri açıyor avuçlarımda…
Bir Delinin Anıları. V
Hani gözler ıslanınca, acı koyulaşır
Yarına dair yosun tutar ya düşler!
Bilmezdim, Saatlerin yarına
bu kadar manasız baktığını.
Deliler koğuşunda!
Gün doğumu gözlerde aynı hüzün..
Hani şiirin engelli yollarında
Vururlar ya serçeyi kanadından
Hayatı ararken susturulur ya dilin
Sonra özlem bağlar yürek dediğin…
Sessizliğe lehimliyorum dilimi!
Yorgun eller, ölü bir dağ gibi bu sabah.
Dudaklarımda”
Şehirleri yasak gösteren solgunluk
Hasret yangınında boğulurken tenim.
Bir Mart uçtu, avluda bu sabah…
Özgürlüğe kanat çırpan her şey yasak
Kim duyar ki sessiz çığlığımı
Kim duyar içimde büyüyen bu yangını
İşaret parmağımda çılgınlık saatleri...
Uzak Yarınlar
Uykulu şehri sessizce bıraktım pencereme
Gecenin yüzü yoktu, kayıptı gözlerim
Dar ağacı sallanıyordu dar sokaklarda
İntihar eyleminde içimdeki çocuk
Tütün yok, su bile içmiyordum artık..
Ellerimde gün çiçekleri açarken
Kömür karası bir hüzünle karıştım geceye
Oysa gecenin hayata ekildiği saatlerde
Renksiz dağınık yüzümde, delirmenin tadı!
Ki hala umuda çiçek açıyordu yüreğim…
Tırnaklarımla yırtmak geçiyordu içimden!
Kendi infazımı verdiğim sokakları,
Özlem çatlağı topraklarıma acı ekilmiş
Gece en sensiz yerinden kanıyor
Şimdi vurulmak vardı kavgalarımda..
Deliliğimin davullar çalıyordu uzak düğünlerde
Yeni hayaller kuruyordum gelen günlere,
Çocukların açlıkla vurulmadan yaşadığı bir dünya
Ki satılmışım, Yargıç çoktan vermiş infazımı
Tenimde kızıl bir sevda yangını, uzak yarınlara…
Abdullah Oral[/SIZE]
Ölümlü kopyalar üretiyor Hakim’im
Yargıcın elinde solmuş sevinç
Kin tutunmuş ellerinden!
Hayatımın infazını biçiyor savcılık.
Melez düşler kuruyorum güzel günler adına
Ama çoktan verilmiş infazım
Sıhhiye Adliye sarayında….
Abdullah Oral [/SIZE]
[SIZE=4]
Bir Delinin Anıları. I
Baharın ılık meltem okşaması
kaybolmuştu yüzünden vakitsizce!
O parçalanmış yüreğini gezdirirdi
uzayıp giden koridorlarda…
Odalar çaresizliğini sarardı usulca
Hüzün gitmedi gönlüden uzaklara!
İstanbulun nemi
tuz tadını yayarken dudaklarına!
Yüreğindeki bilenmiş isyanı,
Ölümlerle dans ederken!
Ayak basılmamış bir kumsaldaydı onun aklı…
Mümkün müydü esir düşmüş gülüşleriyle
Gönlüne sakladığını özgürlüğü geri çıkarmak,
Yüreğinde albatrosların deliliği!
Dipsiz okyanuslara dalsa da nefes almasa
Oksijensiz kalsa yüreği, ölür müydü aşkı?
Bir delinin sevgi günlüğünde
Aşk gayrı okşarmıydı, onun da gönlünü,
Sarılsaydı aşk ile şu eğri büğrü yüreğine…
Vadesi doldu verilmiş sözlerin
Bahane bekçileri boşa dem vurur başucumda
Bir yudum mutluluk tadabilseydim
Sonra isterse gitseydi dalga ıslaklığıyla
Mavi bir deniz gibi hüzünsüz uçsuz bucaksız
Şimdi içimde büyüyen bir şey var Usul usul
Dudağımın kenarında bir martı
Kaşlarımın altında beyaz bir güvercin
Bakışlarımın ötesinde Pir Sultan……..
[/SIZE]
[SIZE=4]
Gün gelir gün ışığına merdiven kurar
çıkarız güneşli günlere,
şiir çiçekleri de açar kapımızda
Başlarız sevda halayında kol kola diz vurmaya.
[/SIZE]
[SIZE=4]Bir delinin anıları. II
Bir çocuk, turuncu mevsimlerin
Sevda ateşini giymişte üzerine
Yüreğinde büyüyen dalga sesleri
Yaşamın kıyılarda yüzüne acılar dem vurur..
Aşk denen şey darağacı k2, k1de
Şiir yasak burada türküler mahkum
Bir deli asmış kendini
Odasının dört köşesine gözlerinden..
Her saniye ayrı bir ceza, her yer sürgün
Derdi sevda olana gecede silik umut!
Bilinmez kaç meridyen ötesi
karanlığın öteki yüzü?
Yatağında tek dostu bileğindeki zincir
Deliliğin gamlı bir çöl akşamı dudağı
Bahar yağmurları oturmuş göz kapaklarına da
Gök mavisi bulutların ortasında,
Kan damlıyor yanağında….
[/SIZE]
[SIZE=4]Bir delinin anıları III[/SIZE]
[SIZE=4]Oysa patlamaya hazır cephanelikti dudağımda söz…
Yıkık dökük bir günün ardından
Bakırköy K2, k1 de’
Özlem kokan hüzzam bir şarkı akşamlar!
Kalbime vuran sözlerin dalgası ile!
Kıyılarımdaki acılarımı, kanatarak!
Dert dergahında yıldız düşlerim…
Sus yüreğim, kimseye fısıldama duyulur
Kalbimi sana gitmekten alıkoyan,
Her şeyi yakıp yıkmalıyım bu akşam!
Şimdi delilik zamanın senin…
Saatler dok vurunca gece yarısı!
İçimde gezinir inleyen beyhude bir giz
Aynı hüzün kavşağında birleşir yaşam
Uyandırır gece yarısı deliler koğuşu..
Bir ömür
Devrimci bilincimi sakladım avucumda ya!
Gülün tetiği nasıl çekilir bilmiyorum,
Oysa patlamaya hazır cephanelikti dudağımda söz…
Aşka yorgun bedenim özlem sarhoşu
Kapıdan sızan ışık ile!
Aralandı sensizlikle dolu yokluğun kapısı
Doğar karşımda güneşten al yüzün
Sarılır boynuna yüreğim, de!
Alnından öper deliler koğuşu…
Bir Delinin Anıları. IV
Sessiz lehimliyorum dilimi, yarına
Bazen bir bardak çay özlemiyle de,
Sarhoş olur deliler koğuşunda dizeler
Hani bir şiir düşer ortaya
Sonra zincire vurulur özlemin..
Yağmur geçince üzerinden toprağın
Sümbüller çiçeklenir
Çam dallarının altında.
Çakırkeyif serçeler selamlar
Avluda voltamızı k1 k2 de!
Ömür ne ki zincire vurulmuş yüreğimde..
Yoksul yaşamın içinden
Büyük, sevdalar büyütüyorum!
İşte o zaman geceye doğar güneşler
Bir de eğreti notalar, şiir tadında!
Deliler koğuşunda sancısındayım geçmişin..
Ufak sevdalar yetmez bu aşka usta!
Boş ver gitsin diyemedim! Savcım”
Hayatımda yarına dair güzel olana
Varsın kırsın kalemini hakimim
Yargının zakkum çiçekleri açıyor avuçlarımda…
Bir Delinin Anıları. V
Hani gözler ıslanınca, acı koyulaşır
Yarına dair yosun tutar ya düşler!
Bilmezdim, Saatlerin yarına
bu kadar manasız baktığını.
Deliler koğuşunda!
Gün doğumu gözlerde aynı hüzün..
Hani şiirin engelli yollarında
Vururlar ya serçeyi kanadından
Hayatı ararken susturulur ya dilin
Sonra özlem bağlar yürek dediğin…
Sessizliğe lehimliyorum dilimi!
Yorgun eller, ölü bir dağ gibi bu sabah.
Dudaklarımda”
Şehirleri yasak gösteren solgunluk
Hasret yangınında boğulurken tenim.
Bir Mart uçtu, avluda bu sabah…
Özgürlüğe kanat çırpan her şey yasak
Kim duyar ki sessiz çığlığımı
Kim duyar içimde büyüyen bu yangını
İşaret parmağımda çılgınlık saatleri...
Uzak Yarınlar
Uykulu şehri sessizce bıraktım pencereme
Gecenin yüzü yoktu, kayıptı gözlerim
Dar ağacı sallanıyordu dar sokaklarda
İntihar eyleminde içimdeki çocuk
Tütün yok, su bile içmiyordum artık..
Ellerimde gün çiçekleri açarken
Kömür karası bir hüzünle karıştım geceye
Oysa gecenin hayata ekildiği saatlerde
Renksiz dağınık yüzümde, delirmenin tadı!
Ki hala umuda çiçek açıyordu yüreğim…
Tırnaklarımla yırtmak geçiyordu içimden!
Kendi infazımı verdiğim sokakları,
Özlem çatlağı topraklarıma acı ekilmiş
Gece en sensiz yerinden kanıyor
Şimdi vurulmak vardı kavgalarımda..
Deliliğimin davullar çalıyordu uzak düğünlerde
Yeni hayaller kuruyordum gelen günlere,
Çocukların açlıkla vurulmadan yaşadığı bir dünya
Ki satılmışım, Yargıç çoktan vermiş infazımı
Tenimde kızıl bir sevda yangını, uzak yarınlara…
Abdullah Oral[/SIZE]