Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Yargı darbesi yapılmak istendi

ertugrul01

Aktif Üye
Üyelik
6 Kas 2010
Konular
387
Mesajlar
1,443
Reaksiyonlar
0
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu süreçte örgütsel mantık içinde örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendi" dedi.
rte-yargi-darbesi.jpg
Başbakan Erdoğan, son günlerdeki gelişmelerle ilgili olarak Dolmabahçe Ofis'te gazeteci ve yazarlarla bir araya geldi.

Toplantının açılışında konuşan Erdoğan, yolsuzluk iddia ve ithamlarını ciddiye aldıklarını ve gereğini yaptıklarını belirterek, hiç kuşkusuz milletin seçtiği hükümet ve onunla birlikte Türkiye'nin istikrarının hedefe konulduğunu söyledi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz bunun şiddet ile karşısında durduk. Yolsuzluğun sadece kılıf olduğunu görerek, daha kapsamlı bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzun bilinciyle önlemlerimizi süratle devreye koymuş bulunuyoruz. Bu olayın olumlu bir yönü varsa, o da devlet içine sızmış, paralel devlet olma heveslisi bir örgütün neler yapabileceğinin tüm millet tarafından açıkça görülmesi oldu. Bu sürecin bana göre en önemli kazanımı budur. Savcının açıklamasının ardından HSYK açıklaması tehditin boyutlarını gözler önüne serdi. Şimdi tabii yargı, üst yargı, diğerleri; 'Sayın Başbakan bu noktada üst perdede konuşuyor' diyor. Siz üst perdede bu tür yargılamaları yaptığınız zaman bu ülkede yürütmenin başında olan insanların da herhalde söyleyeceği bir şeyler olacaktır. Biz de milletin iradesiyle geliyoruz. Siz oraya milletin iradesiyle gelmediniz. Siz atama ile geldiniz. Bir tarafta atama ile gelenler var, öbür tarafta milletin seçimiyle gelenler var. Eğer bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise milletin seçtiklerinin söylediği şeyler olacaktır. Bütün bunların yanında kararlarınızı verirken 'millet adına' diyorsunuz. Bu millet adına nasıl bir karar olacak bu da düşündürmektedir."

"Yargı darbesi yapılmak istendi"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bir "yargı darbesi" yapılmak istendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Eğer bu süreçte örgütsel mantık içinde örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendi. Egemenlik milletten alınıp yargıya devredilmeye çalışıldı. Bunu gördük, biz buna karşı çıktık ve karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Türkiye'de hükümetler sadece sandıkla göreve gelir ve sandıkla da görevlerinden girderler. Millet iradesi dışında hiçbir gücün hükümet değiştirmesine biz asla izin veremeyeceğiz. Geçmişte ülkemize çok ağır faturalar ödeten bir kötü yolun açılmasına kesinlikle müsade etmeyeceğiz. Karşı karşıya olduğumuz durum, Türkiye'nin istikrarını, istiklalini ve istikbalini ciddi şekilde tehdit eden bir hadisedir. Türkiye'nin geleceğinin karartılmasına, bağımsızlığının yıpratılmasına ve istikrarının bozulmasına izin vermeyeceğiz."

"Küresel bir operasyon yapılma gayreti olmuştur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar yaptıkları reformlarla birçok şeyi ortadan kaldırdıklarını ve ortadan kaldırmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Talepler bizler tarafından hiçbir zaman dışlanmadı. Her gelen talebi masaya yatırdık ve üzerinde müzakerelerimizi yaptık. Türkiye'de hiçbir siyasi parti, partimizin yaptığı çalışmayı kendi bünyelerinde yapmazlar. Bizim her hafta, 15 günde bir MYK toplantımız olur, Bakanlar Kurulu toplantımız olur ve hiç istikrarsızlık asla arz etmez. Her ay Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantımız olur. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı adı altında il başkanlarımız, belediye başkanlarımız, il genel meclis başkanlarımızla oturur geniş bir toplantı yaparız" şeklinde konuştu.

Bunun dışında konulu olarak ilgili başbakan yardımcıları, bakanları ve birçok aydınları davet ederek yaptıkları görüşmeler, müzakereler ve toplantılar olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Böyle bir ağın içerisinde 11 yıl hükümet ettik. Aynı şekilde 30 Mart sürecine hazırlığımızı sürdürüyoruz. Burada da bütün adaylarımızı seçerken bütün bu hassasiyetlere dikkat ederek adım atıyoruz. Meselemiz şu; ülkemiz üzerinde küresel bir operasyon yapılma gayreti olmuştur. Fakat ben hamdediyorum ki bu operasyon erken ortaya çıktı ve bu operasyonu da bizler hayırlısıyla atlatacağız. Şer zannedersiniz hayır olur ve her olanda hayır vardır. İnşallah bu olayın sonunun da ülkemiz için hayırlı olacağı inancındayım. Sorularınızla birlikte toplantımızın çok daha verimlilik kazanacağına inanıyorum. İlginize teşekkür ediyorum."



[h=1]Yargı darbesi yapılmak istendi[/h]Başbakan Erdoğan 17 Aralık komplosunda "Bir taşla kuş katliamı yapılmak istendiğini" belirterek asıl hedefin ise "milli iradeye suikast" olduğunu söyledi
1388872550314.jpg
Siyaset




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık komplosuyla örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendiğini söyledi. 14 ay boyunca gizlenen ve sonra Yolsuzluk kisvesi altında yapılan operasyonunun "asla masum, rutin bir hukuk işlemi" olmadığını belirten Erdoğan, "Hukuki operasyon görünümlü bir paketin içine birbirinden çok farklı hedefler konulmuş, bir taşla birkaç kuş vurmak değil, adeta kuş katliamı yapılmak istenmiştir" dedi. Erdoğan, 47 gazeteci, yazar, sivil toplum temsilcisi ve akademisyenle dün Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde kahvaltıda bir araya geldi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

bullet.jpg
30 MART'TA AÇIK FARK OLACAK: 30 Mart seçimlerine giden sürecin son derece meşakkatli ve zorlu olacağını ifade etmiştik. 30 Mart seçimlerinin sonucuna ilişkin tereddütümüz yok. Partimizin bugüne kadar elde ettiği başarılar, milletimizin artan ilgi ve teveccühü, 30 Mart seçimlerinin sonuçlarını şimdiden kestirebilmemizi sağlıyor. 30 Mart'ta yine biz, diğer partilere göre açık ara farkla ipi göğüsleyebileceğimizi şimdiden söyleyebilirim.

bullet.jpg
BELLİ ÇEVRELER RAHATSIZ OLDU: Partimize ve hükümetimize yönelik ilgi ve teveccühün sürekli yükselmesi belli çevreleri içerde ve dışarıda rahatsız ediyor. Bu belli çevreler kavramını kimleri kapsadığını sizler en az benim kadar biliyorsunuz. Türkiye'nin istikrar ve huzur içinde büyümesi kimi rahatsız ediyorsa, kimin çıkarına dokunuyorsa onlar bu süreci durdurmanın gayreti içine girdiler. Aktif dış politikamız, bölgemizde ve dünyada artan gücümüz, menfaatleri zedelenen bu çevrelerde rahatsızlık oluşturdu. Büyüyen ekonomimizin, artan enerji ihtiyacımızı karşılamak için attığımız adımlar rahatsızlık yarattı. Dış ticaretimizdeki artış, dünya pazarından aldığımız paydaki yükseliş, yeni pazarlara yönelmemiz rahatsızlık oluşturdu. Gerçekleştirdiğimiz reformlar, çözüm sürecinin başarıyla yürümesi, demokratikleşme adımları, hem içerde hem dışarıda istikrarsızlıktan çıkar sağlayan kesimleri rahatsız etti. Çıkarları zedelenenler Türkiye'yi ve hükümetimizi hedef aldı.

bullet.jpg
BİR TAŞLA KUŞ KATLİAMI: 14 ay boyunca gizlenen, 17 Aralık'ta da tüm emniyet ve adalet hiyerarşisi atlanarak yapılan bir operasyon. Yolsuzluk kisvesi altında, ama aslında çok farklı boyutları olan bu operasyon asla masum, rutin bir hukuk işlemi değildir. Hukuki operasyon görünümlü bir paketin içine birbirinden çok farklı hedefler konulmuş, bir taşla birkaç kuş vurmak değil, adeta kuş katliamı yapılmak istenmiştir. Nitekim operasyon daha ilk anından itibaren ulusal ve uluslararası medya eşliğinde ilerlemeye başladı. Dosyaların üzerinde gizlilik kaydı olmasına rağmen, yargının buna uymaması, bunları servis etmesi çok anlamlıdır. Operasyona konulan isim de manidar: "Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu." Yapılan iş tarihin en büyük yolsuzluk operasyonu olanak sunuldu. Sabah saatlerinden itibaren yazılı, görsel, sosyal medyada bu tabirler sıkça kullanıldı ve bir algı oluşturuldu. Ardından yine hukuksuz şekilde, yasal olarak gizli tutulması gereken belgeler, bilgiler, fotoğraflar basına sızdırılmaya başlandı. Buna paralel olarak adeta bir merkezden düğmeye basılmışçasına muhalefet partileri topa girdi. Akşam sorgu ve mahkeme süreci bitti, adeta infaz sürecine gelindi. Birkaç saatte medya yoluyla tüm zanlılar suçlu ilan edildi.

bullet.jpg
EFENDİNİZ GELSİN DE SİZİ KURTARSIN: Bir savcının, zanlı olarak çağırılan kişiye, eli cebinde söylediği şu: "İki dakika süren var, anlat ve çık'. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir sorgulama, yargı anlayışı olabilir mi? Ne yazık ki ülkemiz bunları yaşadı, yaşıyor. Tarihte bunlar yaşandı, biliyoruz. Şu anda da böyle bir süreç işliyor. Daha da ileri. 'Efendilerinizin bundan haberi var. Gelsin şimdi efendileriniz sizi kurtarsın.' Zanlı olarak davet edilen insanlara böyle bir şey yöneltilebilir mi? Bunlar zaman içinde çok daha farklı bir şekilde medya ile paylaşılacak, bu insanlar yaşadıklarını medyayla paylaşacaklar.

bullet.jpg
EVLADIM OLSA BİLE... : Operasyon hukuka aykırı bir şekilde başladığı gibi hukuka aykırı şekilde masumiyet karinesi çiğnenerek yürütüldü. Böyle bir operasyonda, önce yargı mensuplarının hukuka uyması şarttır. Yargının dışında olan eğer bir hukuksuzluk yapmışsa gereği neyse bu yapılır. Kim olursa olsun yapılır. Evladım da olsa aynı şekilde biz korumaya değil, hukukun arkasında durmaya gayret ederiz, bunu teyit ederiz. Ama hedefin bir yolsuzluk operasyonu olmadığı, hedefin bir milli irade suikastı olduğu aşikardır.

bullet.jpg
NELER YAPABİLECEKLERİNİ GÖRDÜK: Yolsuzluk iddia ve ithamlarını elbette ciddiye aldık ve gereğini yaptık. Ama yolsuzluğun sadece kılıf olduğunu görerek, daha kapsamlı bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzun bilinciyle önlemlerimizi süratle devreye koyduk. Bu olayın eğer olumlu bir yönü varsa, o da devlet içine sızmış paralel devlet olma heveslisi bir örgütün neler yapabileceğinin tüm millet tarafından açıkça görülmesi oldu. Savcının açıklaması ardından HSYK açıklaması tehdidin boyutunu gözler önüne serdi. Yargı, üst yargı, diğerleri 'Sayın Başbakan bu noktada biraz üst perdede konuşuyor' diyor. Siz üst perdede bu tür yargılamalar yaptığınız zaman bu ülkede yürütmenin başında olan insanların da herhalde söyleyeceği bir şeyler olacaktır. Çünkü biz de milletin iradesiyle geliyoruz. Siz milletin iradesiyle gelmediniz, atamayla geldiniz.

bullet.jpg
ERKEN ORTAYA ÇIKTI: Ben hamdediyorum, bu operasyon erken ortaya çıktı. Bu operasyonu
da inşallah bizler hayırlısıyla atlatacağız.

ANCAK MİLLET GÖTÜRÜR
Demokrasilerde hükümetler millet eliyle işbaşına gelir, millet eliyle görevden alınırlar. 1946'dan beri demokratikleşmeye çalışan ülkemizde ne yazık ki hükümetlerin millet iradesiyle değil milli irade dışı güçler tarafından tayin edildiği pek çok dönem oldu. En son 28 Şubat'ta sadece silahlı güç değil, bazı sivil toplum kuruluşları, bazı medya kuruluşları, bazı sermaye grupları ittifak halinde dönemin siyasetini millete rağmen istedikleri gibi dizayn etti. Bu sorunlu dönem AK Parti'nin iktidarıyla sona erdi. Biz milli iradenin güçlenmesi, vesayetlerin ortadan kaldırılması için 11 yıl boyunca büyük mücadele verdik. Cumhuriyet tarihinin en cesur adımlarını da attık. Çok sayıda reform yaptık. Elbette dirençlerle karşılaştık. Çok sayıda komploya maruz kaldık. Hepsinin de üstesinden geldik, geliyoruz. Önümüz kesildi, hızımızı kesmek istediler. Son adımlar da hep buna yöneliktir. Ama biz vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. 17 Aralık komplosunun, 30 Mart seçimleri öncesinde, reform kararlılığımızı kırmaya, Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir hamle olduğu konusunda en küçük şüphemiz yok.

YARGI DARBESİ YAPILMAK İSTENDİ
Örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendi. Biz bunu gördük. Egemenlik milletten alınıp yargıya devredilmeye çalışıldı. Türkiye'de hükümetler sadece sandıkla göreve gelirler, sandıkla da giderler. Millet iradesi dışında hiçbir gücün hükümet değiştirmesine biz asla izin vermeyeceğiz. ürkiye'nin istikrarını, istiklalini, istikbalini ciddi şekilde tehdit eden bir hadisedir. Türkiye'nin geleceğinin karartılmasına, bağımsızlığının yıpratılmasına ve istikrarının bozulmasına izin vermeyeceğiz.

KÜRESEL SUİKAST
Adı
yolsuzluk olarak konulan bu operasyonun arkasında ülkemin geleceği vardır, bu ülkemin bekasına yönelik atılmış bir adımdır. Burada çok ciddi ülkemin büyümesine yönelik bir suikast vardır. Birçok dev yatırımlara, büyük yatırımlara girmiş ve girmekte olan girişimciler, haklarında dosya açılmak suretiyle, daha henüz işlemler başlamadığı halde, medyaya bunlar verilmek suretiyle, bu insanlar lekelenmiştir. Peki bu insanlar bugüne kadar milyarlarca dolarlık bu ülkede iş bitirmiş insanlar, bizim hükümetimiz döneminde değil, daha önceki dönemlerde de iş bitirmiş insanlar, bundan sonra atacakları adımlarda acaba yatırımlarla ilgili kredi noktasında durumları ne olacak? Birçok banka bu kredibilite lekelendi anlayışıyla yaklaşırlarsa, temenni ederim ki böyle bir şey olmaz, bu yatırımlar ne olacak? Bu bir suikast değil mi? Yıllık kapasitesi 100 milyonun üzerinde olan üçüncü havalimanını alan müteahhit firmaların adını verdiler. Bunların dışında aynı şekilde üçüncü köprüyle ilgili. Yani malum muhalefetin siyasi mücadeleyle yapamadığını, bunlar şimdi farklı yollarla yapmanın gayreti içine giriyorlar. Dolayısıyla bu bir küresel suikasttır.
 
Üst Alt