merhaba sevgili dostlar...
dün bir istanbul macerası yaşadım ve bu çok farklı bir tecrübe oldu benim için. bu vesileyle hislerimi siz sevgili can dostlarımla paylaşma gereği duydum. son derece basit bir iş için gittim istanbula. bir saatlik bir işim vardı. ama ilk gittiğimden daha farklı ve büyük bir heyecanla gittim. ve dönüşüm hiç bu kadar zor ve acı olmamıştı. sanki bir daha gelmemek üzere döndüm bu koca şehirden.
kimileri için nice aşkların yeşerdiği ve belki kimileri için de nice aşkların mezara gömüldüğü yer olmuştur istanbul. şairlerin ilham kaynağı olmuştur bu şirin kent. bu yüzden istanbul sadece devasa binalar değildir.. yalılar kenti de değildir orası.. sadece kültür ve medeniyet de değildir orası.. siz hiç istanbulun kokusunu hissettiniz mi.. veya teninin teninize dokunduğunu.. ben bunları hissettim işte dün ilk defane demek istediğimi anlamaya çalışmayın lütfen. ben sadece hissiyatımı paylaşıyorum.. bazen sizin için istanbulu istanbul yapan şey başkalarııdır değil mi? evet benim için de aynen öyle. canım kadar sevdiğim bir dostumun hediyesidir bana istanbul ve ben belki orda olmayan onu görmeye gittim.. bu nasıl olur demeyin. oldu işte. orda olmadığını bildiğim halde onunla gezmek için gittim aslında istanbula.. ve epey gezdik dolaştık. bu yüzden istanbulun kokusunu tenini hissettim yakından.. ancak dedim ya bunun bir günlük bir macera olduğunu biliyordum ve öyle de oldu.. siz hiç çok sevdiğiniz bir dostunuzdan ayrıldınız mı? işte istanbuldan ayrılmak bana öyle acı verdi.. içimden büyük bir parça koptu sanki ayrılınca bu şehirden. ve otobüse bindiğim andan itibaren yaşadıklarımı ise anlatamam.. arkama bakıp ağladım sadece.. başka ağlayanlar da vardı tabi ki. ama ben denizi seyrederken, devasa mabetleri izlerken ağladım tek başıma... bu ne zor iş be. size tavsiyem dostlar. birini veya bir yeri bu kadar çok sevmeyin.. ne olur dengeli sevin.. bir gün kaybedeceğinizi düşünerek sevin ne sevecekseniz.. aksi halde ayrılık acısına dayanamazsınız....dedim ya size beni anlamaya çalışmayın.. ben sadece rahatlamak için paylaştım bu duygularımı sizlerle. ve bir şehirden ayrılmak bu kadar acı vermemeli demeyin. istediğin zaman geri gidersin nasılsa demeyin..elbette bu çok basit atlarım giderim... ama öyle değil işte.. ben artık gidemem oraya.. sadece bir günlük anılar için gittim.. iş bahaneydi.. ve yaşamam gerekenleri yaşadım.. orda yaşamalıydım dünümü... yarınım ise Allaha emanet.. ama şunu söyleyeyim istanbulu sevmek ilk defa bir ayrıcalık olmuştu benim için. bu tadı veren can dostuma sonsuz minnettarım.. ben onu sevdiğim müddetçe istanbulu da sevmeye devam edecem. ama hep uzaktan.. ve bu bir daha kimseyle paylaşılması mümkün olmayan bir sevgi olacak. bunu sadece Rabbim bilecek.. ondan başka kimsenin de bilmesini istemiyorum doğrusu. hey gidi koca şehir! kim bilir nice aşklara gebesindir.. ama hiçbirisi sana aşık olanlarınki gibi acı vermeyecektir kimseye. bana bu acıyı yaşattığın için sana minnettarım istanbul! benden koptuğun için seni hiç unutamayacağım istanbul! ne desem boş. seni hala çok ama çok seviyorum İstanbul...
dün bir istanbul macerası yaşadım ve bu çok farklı bir tecrübe oldu benim için. bu vesileyle hislerimi siz sevgili can dostlarımla paylaşma gereği duydum. son derece basit bir iş için gittim istanbula. bir saatlik bir işim vardı. ama ilk gittiğimden daha farklı ve büyük bir heyecanla gittim. ve dönüşüm hiç bu kadar zor ve acı olmamıştı. sanki bir daha gelmemek üzere döndüm bu koca şehirden.
kimileri için nice aşkların yeşerdiği ve belki kimileri için de nice aşkların mezara gömüldüğü yer olmuştur istanbul. şairlerin ilham kaynağı olmuştur bu şirin kent. bu yüzden istanbul sadece devasa binalar değildir.. yalılar kenti de değildir orası.. sadece kültür ve medeniyet de değildir orası.. siz hiç istanbulun kokusunu hissettiniz mi.. veya teninin teninize dokunduğunu.. ben bunları hissettim işte dün ilk defane demek istediğimi anlamaya çalışmayın lütfen. ben sadece hissiyatımı paylaşıyorum.. bazen sizin için istanbulu istanbul yapan şey başkalarııdır değil mi? evet benim için de aynen öyle. canım kadar sevdiğim bir dostumun hediyesidir bana istanbul ve ben belki orda olmayan onu görmeye gittim.. bu nasıl olur demeyin. oldu işte. orda olmadığını bildiğim halde onunla gezmek için gittim aslında istanbula.. ve epey gezdik dolaştık. bu yüzden istanbulun kokusunu tenini hissettim yakından.. ancak dedim ya bunun bir günlük bir macera olduğunu biliyordum ve öyle de oldu.. siz hiç çok sevdiğiniz bir dostunuzdan ayrıldınız mı? işte istanbuldan ayrılmak bana öyle acı verdi.. içimden büyük bir parça koptu sanki ayrılınca bu şehirden. ve otobüse bindiğim andan itibaren yaşadıklarımı ise anlatamam.. arkama bakıp ağladım sadece.. başka ağlayanlar da vardı tabi ki. ama ben denizi seyrederken, devasa mabetleri izlerken ağladım tek başıma... bu ne zor iş be. size tavsiyem dostlar. birini veya bir yeri bu kadar çok sevmeyin.. ne olur dengeli sevin.. bir gün kaybedeceğinizi düşünerek sevin ne sevecekseniz.. aksi halde ayrılık acısına dayanamazsınız....dedim ya size beni anlamaya çalışmayın.. ben sadece rahatlamak için paylaştım bu duygularımı sizlerle. ve bir şehirden ayrılmak bu kadar acı vermemeli demeyin. istediğin zaman geri gidersin nasılsa demeyin..elbette bu çok basit atlarım giderim... ama öyle değil işte.. ben artık gidemem oraya.. sadece bir günlük anılar için gittim.. iş bahaneydi.. ve yaşamam gerekenleri yaşadım.. orda yaşamalıydım dünümü... yarınım ise Allaha emanet.. ama şunu söyleyeyim istanbulu sevmek ilk defa bir ayrıcalık olmuştu benim için. bu tadı veren can dostuma sonsuz minnettarım.. ben onu sevdiğim müddetçe istanbulu da sevmeye devam edecem. ama hep uzaktan.. ve bu bir daha kimseyle paylaşılması mümkün olmayan bir sevgi olacak. bunu sadece Rabbim bilecek.. ondan başka kimsenin de bilmesini istemiyorum doğrusu. hey gidi koca şehir! kim bilir nice aşklara gebesindir.. ama hiçbirisi sana aşık olanlarınki gibi acı vermeyecektir kimseye. bana bu acıyı yaşattığın için sana minnettarım istanbul! benden koptuğun için seni hiç unutamayacağım istanbul! ne desem boş. seni hala çok ama çok seviyorum İstanbul...