Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Yaşam] Karşınızdakiler tarafından anlaşılmamak...

EsRaNaS

Üye
Üyelik
27 Kas 2005
Konular
15
Mesajlar
146
Reaksiyonlar
0
ARKADAŞLAR HİÇ SİZİ KİMSENİN ANLAYAMADIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ OLDUMU?BENİM OLDU VE BU BENİ ÇOK ÜZÜYOR.YA BEN KENDİMİ İFADE EDEMİYORUM YADA KARŞIDAKİ ANLAMIYOR.AİLE İÇİNDE BİLE BU BÖYLE.İNSANLARIN BENİ ANLAYABİLMESİ İÇİN NE YAPMAM GEREKİR BİLEMİYORUM VE BU BENİ ÜZÜYOR. :(
 
anlasılamamak cagımızın hastalıgı zaten... bırcok ınsan bu yuzden kendısını cevresınden izole etmiş olarak yasıyor... ınsanların senı anlamasını bekleme.. ama bazen bu gıbı durumlar kısılerın gecmısınden ozellıkle cocuklugundan gelen aıle ıcı veya cevresel faktrolerden de ılerı gelır... senın hakkında saglıklı yorum yapabılmek ıcın yanı sana tam manasıyla yardımcı olabılmek ıcın konuyu ıyıce acman gerekır.. neden senı kımse anlamıyor ? veya tek bır konu yuzunden mı anlasılamıyorsun ?... bu konuda cok guzel kıtaplar ve yayınlar var.. Yüzyıllık Yalnızlık (Cien Arios de Soledad).. bunları okuyarak rahatlıyabılırsın.. veya cok guzel halk egıtım merkezlerı kursları var buralara katılarak cesıtlı ınsanlarla kaynasır.. kendını daha ıyı ıfade etme sansı bulursun...
 
SANIYORUM İNSANLAR BİRBİRİNİ ANLAMAK YERİNE ANLAŞILMAYI BEKLEDİĞİ İÇİN ÜZÜLÜYOR.KARŞIMIZDAKİ İNSANI ANLAMAK İSTEMİYORUZ,BÖYLE OLUNCADA ÜZÜLMEK KAÇINILMAZ OLUYOR.HER İNSANIN PSİKOLOJİSİ FARKLI SEVGİLİ ESRANAZ,MUTLAKA BİRİLERİ SENİ ANLIYORDUR,SENDE BİRİLERİNİ.BU KADAR ÜZÜLÜP KAFANA TAKMA,BİLİYORSUN UĞRAŞMAK GEREKİYOR HER YAPILAN İÇİN,KOLAY DEĞİL HİÇ BİR ŞEY,EKMEĞİ BİLE YUTMADAN ÖNCE ÇİĞNEMEMİZ GEREKİYOR DEĞİLMİ?SENİ SEVİYORUM ARKADAŞIM.
 
ben ise kendime,duygu ve düşüncelerime ifade edemediğim için anlaşılamadığıma düşünüyorum.formlarda o kadar güzel kendilerine ifade eden yazılarlar varki okurken o kişinin duygularına birebir yaşıyorum.o anı yaşatan o hüznü veya sevinci paylaştıran.....
 
Ben; karşımdaki insan beni anlamadığı zaman; empati yaparak onu anlamaya çalışıyorum... kendimi onun yerine koyarak onun gibi düşünebilme çabası gerçekten faydalı oluyor :) tavsiye ederim... haa bu demek değildir ki; beni anlamadıklarında kendimi ifadeden vazgeçiyorum? hayır... inanığım fikri sonuna kadar savunurum...
izlediğim yol çok basit :)
1-)önce fikrimi söylerim...
2-)anlamadı mı? empati yaparım ( kendimi onun yerine koyup onun gibi düşünmeye çalışırım yani)
3-)empati sonucunda fikrim değiştiyse, yani onu haklı bulduysam farklı bir bakış açısı bana gösterdiği için teşekkür ederim...
4-)yook değişmediyse; bikez daha ikna etmeye çalışırım...
5-)yine mi aynı şekilde devam ediyorlar? ozaman haklısın!!! deyip kendi düşüncemden ödün vermeden yoluma devam ederim

ailemle ben de çoğu zaman karşı karşıya geldim ama ikna yeteneğim kuvvetli herhal :)) galip geldimm :D

Not: Bu zamana kadar 3. şıkta kaldığım olmadı :)) 5. şıka kadar geldim evel allah :)) )
 
bende de çok oldu çünkü benim eskiden konuşmam hiç anlaşılmıyordu herkes dinlemiyordu bu da beni üzüyordu ama şimdi baya düzeldi buda beni sevindiriyor
 
Yanlış anlaşılacağımı düşündüğüm kişilerle çok konuşmuyorum :? en azından hiç anlaşılmıyosunuz :D
 
EVET BENDE KATILIYORUM ARKADASLAR SIZE.BENI ANLAMAYAN KISILERLE KONUSMUYORUM.BISEYLERI ANLATMAYA CALISMIYORUM.EN AZINDAN ICIM RAHAT OLUYO...............
 
IKI KELIME VE ARKASINI DINLEMEDEN VERILEN CEVAPLAR GERILEN ORTAMLAR GOLGESIYLE KAVGA EDEN INSANLAR VAR BILIRSINIZ...CAGIMIZIN EN BUYUK ENGELI DINLEMEMEK ANLAMAMAK KIMSE KIMSEYI DOGRU DUZGUN DINLEMEZ OLMUS... YANLIZLASIYORUZ ESKIDEN INSAN INSANIN ACISINI ALIRMIS DERLERDI SIMDILERDE INSANLAR BEYINLERINE ENGELLER OLUSTURMAYA BASLAMIS BU OLUSTURULAN LABIRENT ENGELLERI INSAN ILISKILERINEDE YANSIYOR
 
anlaşılmadığımı düşünenlerdenim.ama suç başkasında değil. bende...
meger aynı kelimelerle kendime ayrı bir dünya kurmuşum. aynı dili konuştuğumu sanıyorken aslında kelimelere ayr anlam yüklediğimi farkettim.
suç kimsenin değildi. benimdi oysa.
o yüzden kimseye kusur bulamadım. kusur benimdi hep. kızıldı,küsüldü alınamadım bile. sadece kelimelere kızdım.
rüyama bile girerdi bu sorunum. rüyamda doğaya,yaşama,insana bakmam istenirdi. doğanın ayrı bir dili olduğunu öğretmek için. doğayı izledim. ve yaşamı. yorumlamak bana aitti. hepsi yorumdu oysa. kelimeleri yorumladığım gibi kullanmaya devam ettim. ama benim yorumum farklı başkalarının ki farklıydı
herşeyi etkiledi bu.
kelimeleri sözlükten almam imkansızlaştı. ne yaparsam yapayım o kelimelere kendi algılarımı katıyordum. bu durumda kendi algılarımı beni tanımayan insan nasıl bilecekti ki?
beni tanımadan nasıl?
bir insanı sadece dil anlaşılabilir kılar mıydı ki? elbette hayır....
yaşamımda çok gördüm bunu. hiç bir kelime yetmedi. ben de gün geldi unuttum artık ifade gucunu. toplumu insanı oldukça ifadelendiren ben, kendimi ifadede yetersiz kalıyordum...
kelimelere kendimi esir etmek... güvenmek... buna guvnemedim.
kelimeler nasıl beni tanımlayabilirdi. hangi kelime gözyaşımın yerine geçebilirdi ki?
ya da gülüşümün?
olduğum gibi davranmaya söz vermiştim. bunun hikmetini sonra yıllar sonra anlayacaktım.
ruhum beni tanıyordu. ben de onu. ruhuma bıraktım kendimi. kelimelere degil.
ve ruhun dili bilirim ki yıllar alırdı. hem benim anlamam hem başkasının anlaması açısından yani...
o yüzden kimselere kızamadım. küsemedim. sadece kendime kızdım...
sonra bir çocuk gibi yine kendimi avuttum hep.
sanırım zaman en güzel ilaçtı.
kelimelere ihtiyacım oldugu surece yaşayacaktım ögrenecektim.
keşke sözlük yeterli olsaydı. ama ben kelimeleri bedel ödeye ödeye ögrenecektim.
üstelik hiç anlatamayacaktım.
en küçük tartışmada bile suçu kendimde arayacaktım. tabi ki anlamazlar beni nerden bilebilirler ki durumumu, yaşantımı, bana ait olanları... hikayemi...
gülüp geçmekten başka şansım yoktu ve yurumekten başka...
ruyalarımdaki gibi yaşama bakıp kelimeleri çözmeye devam edecek ve kelime dagarcıgım genişeyecekti... her kelime bir bedeldi.
her kelime bir biçak yarası...
kanla yazılmış tarih derler ya sanırım bana da kelimeler eylemle yazılmış...
"her eylem yeniden diriltir beni "diye diye göl kenarında nehirler düşleyecek, savaşçı ruhuma bırakacaktım kendimi...
içimdeki damardan başka tutunacak dalım yoktu... ve insanı, kelimeler yuzunden mahkum etmem ise bu kaderi yaşayan biri olarak haksızlıktı...
çünkü bu hikayeyi sadece ben değil herkes yaşyordu ve yaşayacaktı...
biz cam kırıklarına basa basa büyüyen çocuklarız vesselam...
kelimeler ne ki?
anlaşılmazlık ne ki?
yürekten gelen çığlıgı yürekler görmeyecek mi ki?
aynı ana karnında olmasa da ana karnında yaşayan, aynı acıları çekip, bir zamanlar aynı oyunları oynayan bizler, aynı yüregi taşımıyor muyuz ki?
bu yürekler ne kadar acımasız olabilir ki?
ya da insana kim kıyabilir ki?
işte beylik sorularım... her zaman bu soruları sordugum sorular ve ardından meydana bir savaşçı gibi atlayan ruhum...
düşünmeden "cam kırıklarına basa basa, ayakları kanaya kanaya yürüyen çocuk..."
bir mayın tarlasından geçmek gibidir yaşam. bunu bilirim. tedirginim. bakalım hangi adımda patlayacak bu mayın?...
arkadaşlara "aman olsun! tamam vucudum paramparça oldu ama sonunda alacagımı aldım. bakın ellerime" dediğimde kah aglayıp kah gülen arkadaşlarım...
çocuksu halim, ellerime bakmaya çoktan alıştırdı beni...
yaralanmış bedene bakmayı değil...
o yüzden evet anlaşılmayanlardanım. fakat mayın tarlasına girip rizikoyu da alan benim...
ne diyebilirim ki?
iyilik tememnisinden başka...
"insan"ı bir de ben mi kahredeyim yani?...
kim benden daha iyi durumda ki?
kelimelerin insanı hapsettiği bu dunyada insana kıyabilir miyim?
anlamak sanırım daha güzel...
kızacak küsecek kimse olmuyor etrafında. "demek ki anlamışım onu" diyorsun.
arka planlara bakmayı öyle ögrenmişim ki... kendimi unuttum...
cidden benim arka planımda ne var?
ben unuttuysam ve ben kendim ifade edemiyorsam kendimi, başkasının suçu ne?
 
karşımızdaki kişilerin akılları, duyguları ve yetileri bizi anlamaya yetecek kadar hazır değilse;
neden bahsedildiğini bile anlamazlar!..

"aynı dili konuşanlar değil,
aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir!"
(mevlana)
 
Bizi kimsenin anlaması yada anlamamsı gibi bir kaygım yok açıkcası.Zira biz onlar diye bir ayırım yapmıyorum.Herşein başı eğitim olduğu gibi eğitimsiz kişilerle eğitimli kişilerin bize bakış açıları farklı.Ancak ben varoşlarda yaşayan insanların yalılarda yaşayan insanlardan dah merhametli olduklarını biliyorum.Bir sene İstanbul kas hastalıkları derneğinde kas hastaları için seminer vardı.Seminerin konusu kas hastalıkları ile ilgili gelişmeydi.Benden 10 mlyn karşılığında üye olmamı aksi halde seminere giremiyeceğimi söylediler.Bende geri döndüm,daha sonra dernektekiler beni aradılar yanlışlık olduğunu söylediler.Yani anlayışı ben kendim gibilerden görmedim.Bu yüzden derneklere sıcak değilim.Yani kimseden anlayış beklemiyorum.
 
dernek konusuna gelince,

zaten derneklerin hepsi üçkağıtçıdır..
engelliler için hiç birşey yapmazlar..
tek yaptıkları şey; engelliler adı altında devleti sömürmektir
!..
 
her zaman sölediğim tek söz var ne anlatırsanız anlatın karşıdakinin sizi anladığı kadar anlaşılırsınız o kadar varsınızdır o yüzden kendinizi yıpratmaya hiç gerek yok.
 
anlaşılamamanın bi mantığı vardır, asıl boktan olan anlaşılmamak diil yanlış anlaşılmaktır.

¤ Sizin düşündüğünüz
¤ Sizin söylemek istediğiniz
¤ Söylediğinizi sandığınız
¤ Söylediğiniz
¤ Karşınızdakinin duymak istediği
¤ Onun duyduğu
¤ Onun anlamak istediği
¤ Onun anladığını sandığı
¤ Onun anladığı
¤..ve anladığını sanarak size anlattığı
¤...arasında farklar vardır.

bunu daha açık bi şekilde ifade etmek gerekirse:
anlaşılmak anlaşılmamanın progratif boylamdaki edimsel türevidir.
benliğin biçimsel ve tecimsel varoluşuna bağlı sosyopskolojik ve patolojik kazanımlarının anlamsız bir karmaşasıdır. zihinsel ve bedensel istem çelişkilerinin zaman boyutundan koparak nöropatik eğilimler doğrultusundaki akışının bireyler tarafından karşılanma arzusunun tatminine bağlı sezgisel semptomlardır. burdan hareketle, anlaşılmak duygusunu ifade eden kelimenin "an" kökünden geldiğini düşünürsek anlaşılmak için eşgüdümsel boylamda anma eyleminin gerektiği sonucuna ulaştığımızı varsayarak anlaşılmakla anlaşılamamanın sadece zorlama bir anlam bütünlüğü oluşturduğu sonucuna varırız.

kısaca olay bu mu dur?
evet budur.
hayarola abi iyi misin?
 
bayke' Alıntı:
anlaşılamamanın bi mantığı vardır, asıl boktan olan anlaşılmamak diil yanlış anlaşılmaktır.

¤ Sizin düşündüğünüz
¤ Sizin söylemek istediğiniz
¤ Söylediğinizi sandığınız
¤ Söylediğiniz
¤ Karşınızdakinin duymak istediği
¤ Onun duyduğu
¤ Onun anlamak istediği
¤ Onun anladığını sandığı
¤ Onun anladığı
¤..ve anladığını sanarak size anlattığı
¤...arasında farklar vardır.

bunu daha açık bi şekilde ifade etmek gerekirse:
anlaşılmak anlaşılmamanın progratif boylamdaki edimsel türevidir.
benliğin biçimsel ve tecimsel varoluşuna bağlı sosyopskolojik ve patolojik kazanımlarının anlamsız bir karmaşasıdır. zihinsel ve bedensel istem çelişkilerinin zaman boyutundan koparak nöropatik eğilimler doğrultusundaki akışının bireyler tarafından karşılanma arzusunun tatminine bağlı sezgisel semptomlardır. burdan hareketle, anlaşılmak duygusunu ifade eden kelimenin "an" kökünden geldiğini düşünürsek anlaşılmak için eşgüdümsel boylamda anma eyleminin gerektiği sonucuna ulaştığımızı varsayarak anlaşılmakla anlaşılamamanın sadece zorlama bir anlam bütünlüğü oluşturduğu sonucuna varırız.

kısaca olay bu mu dur?
evet budur.
hayarola abi iyi misin?
alemsin üstad

anlayanlar anlamayanlara anlatsın

:D :D :D :D :D :D :D :D :D :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :roll: :roll: :roll:
 
bence insanlar birbirlerini anlasalarda anlamak istemıyolar cünkü hayat cok zor we herkes barut gibi kime denk geliyosa ona catıyo anlamıoyo
 
karşımdaki insanın beni nasıl ne şekilde anladığı önemli değil..beni ne kadar zamandır tanıdığı ve benimle ne kadar zaman geçirdiğidir önemli olan...çok iyi tanıyanlar yanlış anlamıcaktır :)
 
Anlaşılmamak o kadar önemli değil bu tamamen karşı tarafın sorunu,
Asıl sorun anlamakta eğer sen anlamıyorsan sana anlatmanın başka yolu yoktur
illaki bizzat sen anlayacaksın ama iyi anlamaya çalışmalısın.
 
Birilerinin beni anşlamasını bekleyecek kadar zamanım yok...
Beni anlayanlarla ve benim anladıklarımla hayatımı paylaşıyorum...

Dünyadaki insan sayısı kadar düşünce ve davranış biçimi var hayatta..
Esracım seni anlayamayanların yanında seni çok iyi anlayan ,senin gibi düşünen insanlar da olacaktır..Bu konuda endişen olmasın
..
 
UNUTMAYIN BİZ KENDİMİZİ İFADE ETMEK,ANLATMAK İÇİN NE KADAR UĞRAŞIRSAK UĞRAŞALIM,KARŞI TARAFIN KAPASİTESİ KADAR ANLAŞILACAĞIZ... :wink:
ONUN İÇİN TAKILMAYIN BU KADAR... :D
 
"NE ANLATIRSAN ANLAT , ANLATTIKLARIN ANCAK KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLDİĞİ KADARDIR "
 
Üst Alt