anlaşılamamanın bi mantığı vardır, asıl boktan olan anlaşılmamak diil yanlış anlaşılmaktır.
¤ Sizin düşündüğünüz
¤ Sizin söylemek istediğiniz
¤ Söylediğinizi sandığınız
¤ Söylediğiniz
¤ Karşınızdakinin duymak istediği
¤ Onun duyduğu
¤ Onun anlamak istediği
¤ Onun anladığını sandığı
¤ Onun anladığı
¤..ve anladığını sanarak size anlattığı
¤...arasında farklar vardır.
bunu daha açık bi şekilde ifade etmek gerekirse:
anlaşılmak anlaşılmamanın progratif boylamdaki edimsel türevidir.
benliğin biçimsel ve tecimsel varoluşuna bağlı sosyopskolojik ve patolojik kazanımlarının anlamsız bir karmaşasıdır. zihinsel ve bedensel istem çelişkilerinin zaman boyutundan koparak nöropatik eğilimler doğrultusundaki akışının bireyler tarafından karşılanma arzusunun tatminine bağlı sezgisel semptomlardır. burdan hareketle, anlaşılmak duygusunu ifade eden kelimenin "an" kökünden geldiğini düşünürsek anlaşılmak için eşgüdümsel boylamda anma eyleminin gerektiği sonucuna ulaştığımızı varsayarak anlaşılmakla anlaşılamamanın sadece zorlama bir anlam bütünlüğü oluşturduğu sonucuna varırız.
kısaca olay bu mu dur?
evet budur.
hayarola abi iyi misin?