Karmakarışık olan dünyada yaşamanın zorlugunu herkez gibi bende çekiyorum malesef.Bu dünyadaki yaşamımdan hiç memnun olmama rağmen halen daha yaşamak istiyorum,çünkü ölüm denen duygu benim bellegime yerleşti ve onun korkusundan yaşama tutunmak benim için kaçınılmaz bir olgu oluyor.
Dünyada var olup yaşamış filizofların ölüm ve varlık tanımları yapmaları ve bunları satırlara döküp insanlara aktarmaları aslındfa çok güzel birşey bençe,bunun birini sizinle paylaşmak istiyorum.
Tolstoy diye bir rus yazar ölümü ejderhadan kaçış olarak tanımlıyoru.Bunu kısaca size anlatmaya çalışıyım;İnsan yapayannız geldiği bu dünyada bir ejderhayla karşılaşıp,ejderhanın onu öldüreçegini bildiginden ondan kaçmaya başlıyor.Ejderhadan kaçarken bir uçurumdan aşagı yuvarlanıyor ve tam aşagıya düşerken bir agaçın dalına tutunuyor.Tutundugu agacın dalının başlangıç noktasından çıkan iki fare insanın o tutundugu dalı kemirmeye başlıyor.Farelerin kemirdikleri o daldan tatlı bir sıvı akmaya başlıyor ve o dala tutunan insan öleçegini bile bile o daldan akan tatlı sıvıyı herşeye ragmen yalamaya başlıyor.
Yukarda kısaca anlatılmak istenen,ölümden hiç bir zaman kaçamayız,yavaş yavaş ölüme dogru gidiyoruz ama yinede o tatlı sıvıdan yalamaya devam ediyoruz!
Bazı filizoflara göre ise varolmak,açı çekmekle eş anlamlı olarak tanımlanıyor.Kısacası bu dünya bombok bir yer,bu dünyaya düşen direk pisligin içine düşmüş oluyor...
Unutmadan birşey daha söylemek istiyorum,bu platfroma üye oldugumda profil sayfamda sevdigimi ve sevmedigim şeyler hakkında bilgi paylaşımı yapmam gerekeçek şıklarla karşılaşmıştım.Bu şıkların en sonunda yer alan bir şık benim tuhafıma gitmişti ve verdigim cevapta tuhaf olmuştu zaten(bazı insanlara göre tabi.)
Öldügümüz zman cennete gittigimizde tanrının bize ne demesini istersiniz diye bir şıktı sanırım bu,bu şıka verdiğim cevap ise benden özür dilemesi olmuştu,çünkü bana bir özür borçlu,eger varsa tabi!
Dünyada var olup yaşamış filizofların ölüm ve varlık tanımları yapmaları ve bunları satırlara döküp insanlara aktarmaları aslındfa çok güzel birşey bençe,bunun birini sizinle paylaşmak istiyorum.
Tolstoy diye bir rus yazar ölümü ejderhadan kaçış olarak tanımlıyoru.Bunu kısaca size anlatmaya çalışıyım;İnsan yapayannız geldiği bu dünyada bir ejderhayla karşılaşıp,ejderhanın onu öldüreçegini bildiginden ondan kaçmaya başlıyor.Ejderhadan kaçarken bir uçurumdan aşagı yuvarlanıyor ve tam aşagıya düşerken bir agaçın dalına tutunuyor.Tutundugu agacın dalının başlangıç noktasından çıkan iki fare insanın o tutundugu dalı kemirmeye başlıyor.Farelerin kemirdikleri o daldan tatlı bir sıvı akmaya başlıyor ve o dala tutunan insan öleçegini bile bile o daldan akan tatlı sıvıyı herşeye ragmen yalamaya başlıyor.
Yukarda kısaca anlatılmak istenen,ölümden hiç bir zaman kaçamayız,yavaş yavaş ölüme dogru gidiyoruz ama yinede o tatlı sıvıdan yalamaya devam ediyoruz!
Bazı filizoflara göre ise varolmak,açı çekmekle eş anlamlı olarak tanımlanıyor.Kısacası bu dünya bombok bir yer,bu dünyaya düşen direk pisligin içine düşmüş oluyor...
Unutmadan birşey daha söylemek istiyorum,bu platfroma üye oldugumda profil sayfamda sevdigimi ve sevmedigim şeyler hakkında bilgi paylaşımı yapmam gerekeçek şıklarla karşılaşmıştım.Bu şıkların en sonunda yer alan bir şık benim tuhafıma gitmişti ve verdigim cevapta tuhaf olmuştu zaten(bazı insanlara göre tabi.)
Öldügümüz zman cennete gittigimizde tanrının bize ne demesini istersiniz diye bir şıktı sanırım bu,bu şıka verdiğim cevap ise benden özür dilemesi olmuştu,çünkü bana bir özür borçlu,eger varsa tabi!