Dün gece evde kitap okuyordum. Bir bölümünde diyordu ki “Her sabah uyandığınızda kendi cenaze töreninizi hayal edin ve o günün son gününüz olduğunu düşünün ve hayatı ona göre dolu dolu yaşayın..”
Bunun üzerine bende başladım düşünmeye gecenin bir yarısında.. Şu an Azrail gelse karşıma hadi sıra sende dese ne yaparım, nasıl tepki veririm, ne kadar hazırım buna.. Baktım ki o kadar yarım bıraktığım iş var hayatımda, yapacak o kadar çok şey varki daha.. Ve boş öldürdüğüm o kadar çok zaman.. Hep ertelemişim bu güne kadar yarın diye diye.. Hiç hemde hiç hazır değilim henüz sona..
Sonra düşünmeye devam ettim peki yanımda neler götürebileceğim diye.. Bankadaki hesabım, arabam, evim değer verdiğim bir çok şey benle gelemeyecek.. İş iş diye herkese boşverdiğim kimseyi arayıp sormadığım ihmal ettiğim yakınlarımın kırılan gönüllerini mi götürecektim..
Bu güne kadar yaşamımda hep iş ve ev arasında koşuşturmakla geçti ben bunlarla uğraşırken bir çok şeyi unuttuğumu fark ettim.. En yakın arkadaşlarımı bile aramadığımı, akrabalarımı ihmal ettiğimi, uzun süredir kimsenin hatırını sormadığımı, bana ihtiyacı olan insanlara kulak tıkadığımı ve hep şu anda çok yoğunum deyip ertelediğimi daha doğrusu başımdan savdığımı.. İşin stresinden bazen yakınımdakilere bile sert davranıp en küçük hataya tahammül etmediğimi ve kırdığımı fark ettim.. Ve ben tüm bunlarla uğraşırken 31 yıl bitmek üzere olan ömrümde bomboş yaşamış olduğumu gördüm..
Elbette yaptığım güzel şeylerde olmuştur hep yaşamım kötü geçti demiyorum ama düşünüp kefeye koyduğum zaman hep böyle koşuşturmacayla dünya telaşıyla geçen hayatımın içinde bir çok ihmalkarlık, erteleme ve stres yüzünden başkalarını kırdığımı gördüm.. Bunlar daha ağır bastı..
Zararın neresinden dönülse kardır demişler.. bende bundan sonra ikinci bir şansım olduğunu düşündüm bu hatalarımı düzeltmek için.. Her gün birine iyilik yapsam, hiç ummadığı bir anda bir yakınımı arayıp hatırını sorsam hatta yapabiliyorsam ziyaret edip bir bardak sıcak çayını paylaşsam.. Bir çocuğu yada bir yaşlıyı sevindirsem gönlünü alsam.. Öğrendiklerimden bende başkalarına faydalı olabilsem.. Maddi manevi yardıma ihtiyacı olan birini görüp yardım elini uzatabilsem.. Ve en önemlisi bundan sonra daha az stres ve daha çok hoşgörülü olmayı başarabilirsem.. Daha az kalp kırmış olurum diye düşündüm ve daha çok insanın gönlünü almış olurum.. Sanırım benle birlikte gelebilecek tek şey bunlar öbür aleme..
Bunları neden sizle paylaştım dersiniz.. Belki sizde benim gibi şöyle bir düşünmek ve gözden geçirmek istersiniz ne kadar hazırız ve ne götüreceğiz birlikte.. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim..
Bunun üzerine bende başladım düşünmeye gecenin bir yarısında.. Şu an Azrail gelse karşıma hadi sıra sende dese ne yaparım, nasıl tepki veririm, ne kadar hazırım buna.. Baktım ki o kadar yarım bıraktığım iş var hayatımda, yapacak o kadar çok şey varki daha.. Ve boş öldürdüğüm o kadar çok zaman.. Hep ertelemişim bu güne kadar yarın diye diye.. Hiç hemde hiç hazır değilim henüz sona..
Sonra düşünmeye devam ettim peki yanımda neler götürebileceğim diye.. Bankadaki hesabım, arabam, evim değer verdiğim bir çok şey benle gelemeyecek.. İş iş diye herkese boşverdiğim kimseyi arayıp sormadığım ihmal ettiğim yakınlarımın kırılan gönüllerini mi götürecektim..
Bu güne kadar yaşamımda hep iş ve ev arasında koşuşturmakla geçti ben bunlarla uğraşırken bir çok şeyi unuttuğumu fark ettim.. En yakın arkadaşlarımı bile aramadığımı, akrabalarımı ihmal ettiğimi, uzun süredir kimsenin hatırını sormadığımı, bana ihtiyacı olan insanlara kulak tıkadığımı ve hep şu anda çok yoğunum deyip ertelediğimi daha doğrusu başımdan savdığımı.. İşin stresinden bazen yakınımdakilere bile sert davranıp en küçük hataya tahammül etmediğimi ve kırdığımı fark ettim.. Ve ben tüm bunlarla uğraşırken 31 yıl bitmek üzere olan ömrümde bomboş yaşamış olduğumu gördüm..
Elbette yaptığım güzel şeylerde olmuştur hep yaşamım kötü geçti demiyorum ama düşünüp kefeye koyduğum zaman hep böyle koşuşturmacayla dünya telaşıyla geçen hayatımın içinde bir çok ihmalkarlık, erteleme ve stres yüzünden başkalarını kırdığımı gördüm.. Bunlar daha ağır bastı..
Zararın neresinden dönülse kardır demişler.. bende bundan sonra ikinci bir şansım olduğunu düşündüm bu hatalarımı düzeltmek için.. Her gün birine iyilik yapsam, hiç ummadığı bir anda bir yakınımı arayıp hatırını sorsam hatta yapabiliyorsam ziyaret edip bir bardak sıcak çayını paylaşsam.. Bir çocuğu yada bir yaşlıyı sevindirsem gönlünü alsam.. Öğrendiklerimden bende başkalarına faydalı olabilsem.. Maddi manevi yardıma ihtiyacı olan birini görüp yardım elini uzatabilsem.. Ve en önemlisi bundan sonra daha az stres ve daha çok hoşgörülü olmayı başarabilirsem.. Daha az kalp kırmış olurum diye düşündüm ve daha çok insanın gönlünü almış olurum.. Sanırım benle birlikte gelebilecek tek şey bunlar öbür aleme..
Bunları neden sizle paylaştım dersiniz.. Belki sizde benim gibi şöyle bir düşünmek ve gözden geçirmek istersiniz ne kadar hazırız ve ne götüreceğiz birlikte.. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim..