Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Yaşam] Yaşamı ne kadar dolu dolu (istediğiniz gibi) yaşıyorsunuz?

Mediha

Üye
Üyelik
1 Mar 2004
Konular
66
Mesajlar
524
Reaksiyonlar
2
Dün gece evde kitap okuyordum. Bir bölümünde diyordu ki “Her sabah uyandığınızda kendi cenaze töreninizi hayal edin ve o günün son gününüz olduğunu düşünün ve hayatı ona göre dolu dolu yaşayın..”
Bunun üzerine bende başladım düşünmeye gecenin bir yarısında.. Şu an Azrail gelse karşıma hadi sıra sende dese ne yaparım, nasıl tepki veririm, ne kadar hazırım buna.. Baktım ki o kadar yarım bıraktığım iş var hayatımda, yapacak o kadar çok şey varki daha.. Ve boş öldürdüğüm o kadar çok zaman.. Hep ertelemişim bu güne kadar yarın diye diye.. Hiç hemde hiç hazır değilim henüz sona..
Sonra düşünmeye devam ettim peki yanımda neler götürebileceğim diye.. Bankadaki hesabım, arabam, evim değer verdiğim bir çok şey benle gelemeyecek.. İş iş diye herkese boşverdiğim kimseyi arayıp sormadığım ihmal ettiğim yakınlarımın kırılan gönüllerini mi götürecektim..
Bu güne kadar yaşamımda hep iş ve ev arasında koşuşturmakla geçti ben bunlarla uğraşırken bir çok şeyi unuttuğumu fark ettim.. En yakın arkadaşlarımı bile aramadığımı, akrabalarımı ihmal ettiğimi, uzun süredir kimsenin hatırını sormadığımı, bana ihtiyacı olan insanlara kulak tıkadığımı ve hep şu anda çok yoğunum deyip ertelediğimi daha doğrusu başımdan savdığımı.. İşin stresinden bazen yakınımdakilere bile sert davranıp en küçük hataya tahammül etmediğimi ve kırdığımı fark ettim.. Ve ben tüm bunlarla uğraşırken 31 yıl bitmek üzere olan ömrümde bomboş yaşamış olduğumu gördüm..
Elbette yaptığım güzel şeylerde olmuştur hep yaşamım kötü geçti demiyorum ama düşünüp kefeye koyduğum zaman hep böyle koşuşturmacayla dünya telaşıyla geçen hayatımın içinde bir çok ihmalkarlık, erteleme ve stres yüzünden başkalarını kırdığımı gördüm.. Bunlar daha ağır bastı..
Zararın neresinden dönülse kardır demişler.. bende bundan sonra ikinci bir şansım olduğunu düşündüm bu hatalarımı düzeltmek için.. Her gün birine iyilik yapsam, hiç ummadığı bir anda bir yakınımı arayıp hatırını sorsam hatta yapabiliyorsam ziyaret edip bir bardak sıcak çayını paylaşsam.. Bir çocuğu yada bir yaşlıyı sevindirsem gönlünü alsam.. Öğrendiklerimden bende başkalarına faydalı olabilsem.. Maddi manevi yardıma ihtiyacı olan birini görüp yardım elini uzatabilsem.. Ve en önemlisi bundan sonra daha az stres ve daha çok hoşgörülü olmayı başarabilirsem.. Daha az kalp kırmış olurum diye düşündüm ve daha çok insanın gönlünü almış olurum.. Sanırım benle birlikte gelebilecek tek şey bunlar öbür aleme..
Bunları neden sizle paylaştım dersiniz.. Belki sizde benim gibi şöyle bir düşünmek ve gözden geçirmek istersiniz ne kadar hazırız ve ne götüreceğiz birlikte.. Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim..
 
Kendi adıma, çok şey yapasım var, belki de hiç bir şey yapasım (tembellik yani). Ama daha istediğim yerde değilim, bunu biliyorum. Olmasını istediğim çok şey var...
 
ne zaman değer verdiğimiz insanları son yolculuğa uğurlarken,ölüm kavramının üstüne sorguluyorum yaşanmışlığı...

her sene yada senelerde birilerini yitirken sıranın bir sonraki zaman diliminde kime geleceğini düşünüp duruyorum..işin bir başka yüzü;

ben değilde ailemden birisini yitirmek..asıl beni ürküten korkutan değer bu:(
aklıma düşüyor bazı geceler ve allahım ne olur sıra ilk bana gelsin...ailemden birinin yokluğunu bana yaşatma diyorum..yaşamak soluk alıp vermek güzel bir duygu..kimse göçüp gitmek istemez bilinmeze..lakin ben yinede ailemde ilk sırada olmayı yeğliyorum..çünkü asıl ıstırap bu yeryüzünde yalnız kalma korkusu ve sevdiklerimin benden gitmesi..:((

ölümün bir ideoloji yok...
ölümün yarını yok...
ÖLÜMÜN ÖLÜMÜ YOK....
 
Anlatılanlar malesef banada uyuyor açıkçası.Ölüm çok büyük bir olay ve eninde sonunda gerçekleşecek.Yanlış hatırlamıyorsam Hz.Ömer hergün kendisine ölümü hatırlatması için birini görevlendirmiş.Bizde sürenin sonsuz olmadığını ve kısalığını unutmamamız için kendi adımıza bir şeyler yapabiliriz.
 
Anlattıklarınız güzel birşey yaşayan her insanin yapması gereken yaşadığı sürecteki güzelliklerdır.

Demişsin ki;
Bankadaki hesabım, arabam, evim değer verdiğim bir çok şey benle gelemeyecek..

İmanin haricinde hiç bir şey götürülmeyeceğinı çok iyi bilmeliyiz. Çok zengin birisi çocuklarına sağlığında bir vasiyette bulunmuş oğlum demiş ben öldüğümde beni çoraplarımla gömün orda ayaklarım üşümesin gün gelir baba ölür ve mezara koyulurken oğul imama bir çift çorap verir babamın vasıyeti bu çorapları babamın ayağına giydırın der imamda oğula bu dünyadan öteki dünyaya kefen bezinden başka hiçbir şey götürülemez (yapmış olduğun amellerin hariçinde) der.
Hiç ummadığımız bir iyiliğin bir gün karşımıza cıkacağını asla unutmayalım.
 
yaşamda maalesef hiçbir istediğimi ve dilediğimi yapamadığım için hayatın benim gözümde hiçbir değeri ve anlamı yok onun için şu an azrail karşıma dikilip canını almaya geldim hazır mısın dese ben seve seve hazırım derim ve koşa koşa arkasından gidelim hiç düşünmeden...
 
Melpomene çok güzel ifade etmiş,özetlemişsin katılıyorum kesinlikle :roll: Günü yaşıyoruz gibi,ya da kurtarıyoruz gibi geliyor çoğu zaman iş-ev,sabah-akşam gel-gitleri arasında mekik dokuyoruz genelde.

Ne zamanki Allah kimseye vermesin bir yakınımızı kaybettiğimiz zaman bu uykudan uyanıyor ve bir süre kendimize geliyor yaşamın kaçınılmaz sonu ÖLÜM ü düşünüyor ve bir süre daha insani ve manevi ağırlığı olan bir hayat sürmeye çalışıyoruz sonra yine hayatımız rutin seyrine geri dönüyoruz :arrow:

Ama illaki kendimize gelmek için ÖLÜM gerçeğini yaşamak mı gerekir diyede bazen düşünüyorum :roll: Kimse bence ölüme hazır olamaz, azrail hazırlıksız yakalıyor her zaman ve sırasıda yok bunun :?:

Ve benim yapabileceğim tek şey var elimden geldiğince kötü bir insan olmamaya, hesabını veremeyeceğim kötü bir hayatı yaşamamaya çalışmak ve şükretmek.

Yinede dileğim bizim için ölüm geldiğinde oraya götürmek için yanımızda birazcık olsun dolu bir bavul olmasıdır... :cry:
 
Ahh küçüklük diyorum bi kaç sene öncesine kadar okadar mutluydum ki insan küçükken hiçbirşey düşünmeden o anı yaşıyor sadece, gelecek korkusu olmadan günü gününe.Ya şimdi hergün aklına hiç ummadığın zamanda acabalar geliyor hep düşün düşün bi süre sonra sıkıntı veriyor hep birşeyler yapmak biraz daha iyiye yönelmek istiyorsun ama bir tembellik çöküyor üstüne, bir gün olacak diyorsun. inşallah olacak çok daha güzel günler :)
 
Uzun zamandır çoook şeyler yaptım.Çoook şeyler yaparken sağlığımı kaybettim tekrar ne zaman gelir bilinmez.Şimdilerde hiç bir şey yapmak gelmiyor elimden yazmanın haricinde.çoook uzun bir aradan sonra uzun ir süreliğine sevgili eşim ile birlikte evimdeyim.
 
Üst Alt