Nereden başlasam bilmiyorum...
İç hastalıklarından müzdarip engelim var, ve günden güne bu sosyal ve iş hayatımda idamemi zorluyor. Ancak şükür etmeliyim ki ayaktayım ve zaruri ihtiyaçlarımı kendi başıma halledebilen bir engelli memurum.
Babam, genç yaşında vefat edince kardeşim, ailemle geçinmek zorunda kaldık. Açıkçası hiç bir şey bilmeden, saf ve salak bir şekilde memur olur olmaz borç altına girdik. Fakat bugün aslında zamanında anladım, ama kimsenin rahatını bozmamak ve alışkanlıkları için ses etmedim, herşeyi tek başıma kaldırmaya çalıştım. Fakat her gün bir vukuat, sağlık için kontrol masrafları, yol, yemek, iki, üç fatura dışarı çıkmak zorunda kaldığımızda başımıza birşey gelirse diye aldığımız teminatler derken borçları borçla kapatarak, kendimi yok yere zora soktum. Ve bugün ve her gün öğreniyorum ki etrafımdaki herkes bencil ve kendi çıkarlarını düşünüyor. Buna ailem de dahil. Ortada kaldım, yalnız hissediyorum. Zaten akıllı biri değilim. Son aklımı memuriyeti kazanmak için kullandım. Ve bundan sonra hep hata yaptım, aileme güvendim. İnsanlara güvenilmeyeceğini, sorunu dışarı yansıtmamak için elimden geleni yaptım ama olmadı. Kantarın ayarını kaçırdım, her şey üst üste gelince bu halimle, bir yığının altında kaldım. Şimdi, sağlık herşeyin başı derler. Ama günümüzde öyle değil. Her şeyin başı insanlar, düşünceleri, davranışları, zaten bir sıkıştın mı kanadını, kafanı kopartacak kadar gözü karalar.
Nasıl kalkacağım, bu yükün altından... Keşke kimseyi dinlemeseydim. Sadece kendimi düşünseydim, vaktimde. Keşke biri deseydi, sen yapamazsın, zaten sorunların var. Altından kalkamazsın deseydi de bugünleri görmeseydim. Bu durum benim engelimden belki de ölümden bile daha acı veriyor.[/
İç hastalıklarından müzdarip engelim var, ve günden güne bu sosyal ve iş hayatımda idamemi zorluyor. Ancak şükür etmeliyim ki ayaktayım ve zaruri ihtiyaçlarımı kendi başıma halledebilen bir engelli memurum.
Babam, genç yaşında vefat edince kardeşim, ailemle geçinmek zorunda kaldık. Açıkçası hiç bir şey bilmeden, saf ve salak bir şekilde memur olur olmaz borç altına girdik. Fakat bugün aslında zamanında anladım, ama kimsenin rahatını bozmamak ve alışkanlıkları için ses etmedim, herşeyi tek başıma kaldırmaya çalıştım. Fakat her gün bir vukuat, sağlık için kontrol masrafları, yol, yemek, iki, üç fatura dışarı çıkmak zorunda kaldığımızda başımıza birşey gelirse diye aldığımız teminatler derken borçları borçla kapatarak, kendimi yok yere zora soktum. Ve bugün ve her gün öğreniyorum ki etrafımdaki herkes bencil ve kendi çıkarlarını düşünüyor. Buna ailem de dahil. Ortada kaldım, yalnız hissediyorum. Zaten akıllı biri değilim. Son aklımı memuriyeti kazanmak için kullandım. Ve bundan sonra hep hata yaptım, aileme güvendim. İnsanlara güvenilmeyeceğini, sorunu dışarı yansıtmamak için elimden geleni yaptım ama olmadı. Kantarın ayarını kaçırdım, her şey üst üste gelince bu halimle, bir yığının altında kaldım. Şimdi, sağlık herşeyin başı derler. Ama günümüzde öyle değil. Her şeyin başı insanlar, düşünceleri, davranışları, zaten bir sıkıştın mı kanadını, kafanı kopartacak kadar gözü karalar.
Nasıl kalkacağım, bu yükün altından... Keşke kimseyi dinlemeseydim. Sadece kendimi düşünseydim, vaktimde. Keşke biri deseydi, sen yapamazsın, zaten sorunların var. Altından kalkamazsın deseydi de bugünleri görmeseydim. Bu durum benim engelimden belki de ölümden bile daha acı veriyor.[/