Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Yaşamım bir çözümsüz denklemmiş gibi hissediyorum...

DJ_BORAN

Üye
Üyelik
6 Tem 2009
Konular
18
Mesajlar
759
Reaksiyonlar
2
Anlatacak çok şeyim var aslında derdimi bir çok kez yazıya döktüm.. Ama burada sizinle birlikte paylaşmak istediğim şeyler var eğer okuyacak dinleyecek sabrınız varsa yaşadıklarımın bir muhasebesini yapıp paylaşmak istiyorum sizinle.
Bilemiyorum Engelli olmak hakkında bu kadar derinlikli bir analizle daha önce karşılaştınız mı ama bu konuyu yazma ihtiyacı uzun zamandır içimdeydi

Kısaca şu şekilde ifade ederek başlayayım söze.. Engellilik sürecim açmazlarla dolu benim. Şimdiye kadar yapmak istediğin ve yaptığım şeylerin bir hikayesi var sözün özü şu anda bir çok şeyi yoluna koymuş olmama rağmen MUTSUZ olduğumu hissediyorum..
Bunun maddi bir sebebi yok aslında hayatımda eksikliğini hissettiğim bir şey var ve onu arıyormuş gibiyim. Bunu da siz değerli dostlarımla paylaşarak bulmak niyetindeyim. Size bundan 15 yıl öncesinde başlayan hikayemi anlatmak istiyorum ve Benim yerimde olsanız ne yapardınız diye sormak istiyorum kısaca.
Eğer sonuna kadar okumak ve yanıtlamak istiyorsanız bu mesaja cevap yazın ilk cevap yazıldıktan sonra konuya gireceğim Kısaca bir yaşam muhasebesi yapmak ve fikrinizi almak istiyorum

Saygılarımla
 
Hayatta aşılmayacak sorun engel yok sadece alışmak var işte alışmak gerekiyor bazen cok zor olsada alışmak gerek umarım sorunlarınızı cozersiniz paylaşmak isterseniz eminim bir çok arkadasta fikrini soyleyecektir DJ_BORAN
 
Sevgili dostlarım. Affınıza ve Sabrınıza sığınarak en baştan beri anlatmak istiyorum..

Her şey bundan yaklaşık 20 yıl kadar önce başladı. Herkes gibi değildim o zamanlar.. Çocukluk yıllarında yaşadığım "Ertelenmiş bir buluşma" ile başladım eğitim hayatıma.. Taa o zamanlar içimde yapmak istediğim bir çok şey olmasına rağmen hayata ve olayalra farklı bir gözle bakan bir çocuktum. Beni gerizaklı zannedenler bile olmuştu taa ki Bir üniversite hastanesi benim zeka seviyemin daha çocuk yaştayken yetişkin bir insanın düeyinde olduğunu ve bunun yaşadığım psikolojik sendrom un ana nedeni olduğunu tespit edene kadar..
Bu durumu kabullenmem uzun sürmedi ama etrafımdaki insanlar "ki bunlara ailem de dahil" beni anlamamakta ısrar ettiler. Hayatta hedefleri olan bir çocuktum ama yaşadığım sağlık sorunları hep engel olduğu düşlediğim zafere yürümeme.. Bana belki bazı imkanlar sunulmuştu ama benim istediğim şey lütuf değil haklarımdı.. Bu yüzden kavga veriyordum her seferinde.. Yıllar bu şekilde geçerken ilk okul orta okul ve lise ye zor bela attım kendimi açık öğretim okuyacaktım çünkü yaşadığım ruhsal problem klasik bir eğitme müsaade etmiyordu neticede.. Ama o yıllarda bir idealim vardı. Mühendis olmak istiyordum PC mühendisi Bilgisayarlarla olan ilgim çocukluktan kalmadır.. O günlerden beri Bilgisayarlar daima ilgilimi çekmiştir. Bir de makinalar sadece otomobiller de değil. Her türlü makine iş makinaları dev inşaat projeleri. Büyük yapılar ve teknolojik aletler.. Böyle bir kişiliğim vardı yaani.. Bu arada gariptir bu alışkanlıkların yanında Şiir de yazıyordum.. Yazmak benim için adeta içimdeki başka bir varlığa ait yeni bir alışkanlık tı. ya da böyle zannediyordun.. Bu alışkanlığım sayesine 100 den fazla şiir yazmıştım. Günler bu şekilde geçiyor ve ben asla sıradan bir hayat istemediğimi haykırıyordum. Sözlerimle ve davranışlarımla...
Aradan geçen zaman içerisinde yaşantımda bir eksiklik fark ettim. Evet ben yalnızdım. Adeta cam bir paunus içinde yaşıyordum hayatı.. Ruhumun terk edilmiş yanını teknolojik oyuncaklarımla dolduruyordum. bir müzik setim bir Bilgisayarım ve teknolojik
alışkanlıklarım vardı. Bunlar hayatımı dolduruyordu dışarıda arkadaşlarım vardı ama hiç birisi yazdığım hikayeler kadar ortak olamıyordu duygularıma.. Hayat bu şekilde devam ederken her erkeğin karşılaşmak zorunda olduğu bir gerçekle yüzleştim Evlilik ve Askerlik.. Bu nasıl oldu dderseniz saygı değer akrabalarımın benim karşıma çıkarmka istedikleri bir kızdan bahsetmesi her şeyin başlangıcı oldu.. Ben ise evlilik konusu açıldığında kriterlerimden bahsediyor ve bir üniversie diploması almadan evlenmeyceğim diye diretiyordum.. Üniversite konusu bende bir mit olmuştu "Gerçi halen daha öyle" Ama kaşrımdaki kız "ismini hala hatırllıyroum Aynur du" Beni bambaşka bir dünay ya davet ediyrodu sihirli bakışlarıyla. Ona vurulmuştum ve bunu söyleyemiyorudm.. Hemde evlilik haakkında sahip olduğum onca olumsuz fikir görüş ve önermeye ye rağmen yapıyordum bunu.. Kızın Ailesi asker kökenliuydi ve bana vatrani görevi şart koştular. Ben de ölümüne nefret ettiğim ve açıkçası korkuyla yaklaştığm askerlik konusndaki olumsuz düşüncelerimi yenmeye çalışıyordum. Yanlış anlaşılmasın! Vatansever biriyim ama sadeceo üniformanın salt marş okumak ve omuzundaki pırpırlara sahip olan kişilere yalakalık yapmtaktan çok daha ulvi gayeler iiçin giyilmesi gerektiğine inanıyordum sadece..

Askere gittikten sonra Üniforma giyen herkesten nefret etmemi haklı çıkartacak bri süreç yaşadım üstelik teslim olduktan sonra Uğurna Özgürlüğümden vazgeçtiğim gizemli sevgilimin ihanetine uğramıştım. Bu uğradığım ilk ihanetti. Ama son olmayacaktı. Aslıdna askerliğe bir yandan alışıyor gibiydim ama benim asıl zoruma giden mesleki eğitim almadan orada olmaktı. Çünkü ben herkes gibi değil Üni mezunu olarak gitmek istiyordum. Belki ordu da kalırdım.. Bana göre değildi basit işlerle uğraşmak. Ama eğer ordu da yer alacaksam ya bir demiş Kuş uçurmak, Ya deniz de bir donanma gemisine kaptanlık yapmak, ya da bir piyade birliğinin komutanı olarak cephe de en ön safta yer almak istiyordum. Ama komandoluk asla aklımda yoktu. Ben modern bir savaşçı olmak istiyordum.. Sanırım bu rol karmaşasından olsa gerek görev yaptığım yeri asla benimsemedim. Güneydoğu gibi çok zorlu şartlarda olmamama rağmen nefret ediyordun oradan. Ve nihayet bu Kabus İzmir den aldığım ve üzerinde Nevrotik Adaptasyon Bozukluğu "Kronik nitelik kazanmış" şekildenki teşhis raporu ile bitti O raporu aldığım günkü sevincimi size anlatamam..

Askerden geldikten sonra bu sefer ailemin beni kontrol altında tutma isteği ile mücadele ettim. Babam İstanbul da evimiz olmasına rağmen görevi gereği yaşamak zorunda kaldığımız Kastamonu daydı bende onların yanındaydım haliyle. Ve üstelik elimde muafiyet raporum vardı. Etrafımdakiler bana destek olmak moral vermek yerine. "Seni bu halde işe dahi almazlar" diyerek "motivasyon" sağlıyordu... Ama bu halimle bile yazmaktan vazgeçmemiştim. Taa o günlerden üç hayalim vardı. Önce Bir kitap çıkartacak, Soınra bir Üniversite den "LİSANS" Düzeyinde diploma alacak. En sonra çalıştığım şirketten idari personel olarak emekli olacaktım. Ama kesinlikle Lider pozisyonunda olmak istiyordum Evlilik konsunda ise 10 madddelik bir manifesto ya sahiptim.. bbUNA GÖRE

1: Evleneceğim kişi eşim olmadan önce Sevgilim olacak ve eğitimli, Kültürlü biri olacak..
2: Mantık evliliği değil Aşk evliği olacak. Dolaysıyla da birbirimize aşık olmamız şart. Ama saman alevi gibi bir ilişki olmayacak.. Gerçek manada tutkulu bir serüven olacak
3: Aileler ve üçüncü şahıslar hiç bir şekilde karar merciinde yer almayacak sadece danışma mercii olacak..
4: Düğünümün şeklinden organizasyonuna tarihinden sürecine kadar her şeyi Onunla ben birlikte belirleyeceğiz. Ve bu kesinlikle sıradan bir yapı olmayacak.. Herkesin yaptığı gibi bir düğün istemiyordum kısaca..
5: Görücü usulu denen saçmalığa Hayır.. Kimse benim adıma konuşup karar almayacak her şeyi kendi iradem ve inisiyatifimle SEÇME VE REDDETME hakkına sahip olarak yapacağım. Aynı koşullar karşımdaki kişi için de geçerli olacak. Bana gidecek başka yeri olmadığı için evlilik teklif eden biri olmayacak..
6: Nişanlılık süresi 1,5 yıl dan az olmayacak
7: Karşımdaki kişi bana uygun görülen düzey de değil benim kriterlerime uygun biri olacak. Kolay kolay herkesi beğenmediğim için de fiziksel özelliklerinden hayatı algılama biçimine kadar bir uyum içerisinde olacağız bunu da bir süreç içinde yapacağız..
8: Evleneceğim kişi iyi eğitimli biri olacağından "Saygın olduğu takdirde" mesleğini icra etmesine ne ben ne de ailem engel olmayacak.. Aksine benzer alanlarda çalışacağız.
9: Kendime ait bir yaşam alanım olacak. Oraya kimse müdahale etmeyecek. Nasıl yaşayacağıma ailemi nasıl bir anlayışla yetiştireceğime benden başka kimse karar vermeyecek. Bu konuda fikir alırım ama emir asla
10 Bu konuşlar yerine getirildikten sonra süreç takvime bağlanıp sonuca bağlanacak ama karar ve inisiyatif bana ait olacak.

Ben bu maddeleri masaya koydum ve dedim ki "Bu koşular çerçevesinde evilik konsuunda bir adım atabirim. Bnaa sakın ola ki Düşündüğünüz şeyi yapmayın. Bana o raporu "Aptal ya da Cahil " olduğum için değil hayatı sizden bir adıım ileride yaşamak istediğim için verdiler bunu bilin ve ona göre hareket edin dedim..

Ancak Ailem farklı düşünüyordu tabii Bu yüzden olsa gerek Beni ilk olarak Bedensel Engelli biriyle evlendirmeye kalktılar. Tabii ben böyle bir şeyi şahsıma hakaret saydım ama karşımdaki inanın kalbini kıracak onu incitecek tek bir ima da dahi bulunmadım. Fakat o bana aşık olmuştu. Her nedense.. Ve bunu defalarca ilan ediyordu.. Ben ise yukarıdaki koşullar ın olmadığı bir evlilk fikrine sıcak bakmıyordum. Hele hele engelli bir bayanla birlikte olma fikri hiç kafamda yoktu.. Bunu istememin nedeni engelli bayanları ikinci sınıf olarak görmek değildi. Tam aksine ben eşini eve kapatan sadece evdeki ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla onun varlığına ihtiyaç duyan bir adam olmak istemiyordum. Evleneceğim kişi aynı zamanda yol arkadaşım olmalıydı. İcabında ona danışa bilmeliydim işimle ve hayatımla ilgili önemli kararları.. Kısacası bir nevi Ortak yaşam projesini birlikte inşa edebileceğim birini istiyordum

Ve nihayet bu işin olmayacağını söyleyerek bana deli gibi aşık olan birini reddetmiştim. Ama bunda her iki tarafın ürettiği alçakça iftiraların da payı vardı ama ben en çok engelli bir insanın duygularıyla oynamak için beni araç olarak kullanan vicdan fukarası aileme kızıyordum. Derdimi ise artık dostlarımla paylaşıyordum.. İş te böylesi bir sohbette arkadaşımın birlikte çıktığı bir kızın fotoğrafını gördüm. Yanında bir kaç kız vardı. Benim dikkatimi ise Sarışın olanı çekiyordu. Zira onu daha önce rüyamda görmüştüm. Konuyu dağıtmamak için bu rüyayı anlatmıyorum.. Onu görür görmez deyim yerindeyse vurulmutşum.. O serseri asi yürek bürün kriterlerini paçavra ya çevirmiş Yüreğini gören büyülü bakışların sahibi bir aşk meleğinin "Seni seviyorum hayatımın diiğeri yarısı olur musun" diye başlayan cümleleriyle bambaşka biri olmuşrtu..
 
Beni hatırlarken bile gülümseten bu hikayede sessiz gözyaşlarımı fark eden Annenin kuşkuculuğu ortaya çıkarttı bu sırlı ilişki yi.. Tabi ispiyonculuk uzmanı sevgili kardeşimin de payı büyüktü burada. Ona göre serüven koleksiyonculuğu bana göre değildi. Ben sadece bana sunulan kadarını isteyebilirdim. Nitekim ailem bu durumu fark etmiş ve bana şantaj yapmaya başlamıştı bile.. Teklif şuydu.. Benden iki yaş küçük kardeşimi evlendirecekler ve bunun için benim çalışarak kazandığım parayı kullanacaklardı daha sonra da benim kendi şartlarımı yerine getirdiğim kişiyle evlenmeme razı olacaklardı. Çünkü ben engelli olduğum için hiç bir kızın beni kabul etmeyeceğine inanıyorlardı. Oysa ki benim bir sevgilm vardı. Ve sevgilimden onalra bahsetmiştim ama onalr ısrlara "Üniversie mezunu hemde hemşirelk okuyan "Dünya güzeli bir kız sende ne bulur gerçek dünya ya dön" diye laf sokuyorlardı. Ama bunu bedelili çok ağır ödeceyekelerdi . Şu cümleyi aynen kurmuştum Belki bir gün bana ve benimle birlikte olmasını istediğiniz kişiye gelnlik ve damatlık giydrerek konu mankeni gibi ortaya çıkartırsınız.. Ama o toren eski Ahmet in ve sizin onun üzerine kurguladığınız hayaller in de İFAM CELSESİ olur. Benim için yaptığınız bütün planları dar ağacına çekerim ,

Bu tavrımın nedenini başta anlamadılar. Ve başka alternatifler bulmaya başladılar. Çünkü ben eğer beni istediğim gibi biriyle evlendirmeszeniz kardeşimin evlenmesine de müsaade etmem diye tavır koyuyordum.. Aslında bu tavrımla onlara "Bana meleğimi verin" diyordum. Ama bunu anlayacak kafa nerde? Onların gerçek dünyalarına göre benimle evlenecek kişinin bir kusuru olmalıydı mutlaka. Bende bunu kabullenemiyor şahsıma ve gururuma hakaret olarak görüyordum Düpedüz bana "sen ikinci sınıf kişisin" demekti bu. Üstelik durumu daha da ileriye götürmüşler. Ve düşüncelerini fiilyata dökerek aynı mahalledeki çocukluk arkadaşımın daha önce kaçarak evlendiği eşinden ayrılarak ailesine sığınan ablasını ban yamamaya kadar ileri götürmüşlerdi. Tabi bu teklifi kibarca reddettim. Bu arada sevgilimin bütün bunlardan haberi oluyordu. Kahrolası dürüstlüğüm dü onu bana bağlayan. Sen benim asil yürekli şovalyemsin diyordu bana. Ve yaz mevsimini işaret ediyordu. Bu YAZ SENİNİM dediğinde dünyalar benim olmuştu. Evlilik mevlilik umurumda değildi artık sadece ONU İSTİYORDUM..

Hayatımdaki hiç bir şeyi o senenin yazını beklediğim kadar heyecanla beklediğimi hatırlamıyorum. Ancak benim komşumuzun kızını reddetmem ailemde travma etkisi yarattı tabii. Benden böyle bir hamle beklemiyorlardı. Hayır demeyi bildiğimi o zaman öğrendiler.. Ama komplo teorisi bitmemişti. Henüz hazırladıkları bir psikolojik baskı ve yalanlar seremonisi ile beni vicdanımla onurum arasında seçim yapmaya zorlaup evet dedirttiler. O kadar saftım ki Nişanlandığım gece deli gibi sevdiğim meleğime bunu söylemiş ve kızı saatlerce ağlatmıştım. Göya bunu aylardır ertlenenn ve benim en büyük özlemim olan randevumuzu geciktirdiği için intikam amaçlı yapıyordum Ama kendi yüreğime kurşun sıktığımı Cenaze töreninden hiç bir farkı olmayan düğün gecemde anladım.. Ama evliliğimizin 3 ayında uğradığım ihanet gıyotin in ruhumdaki ilk darbesi olmakta gecikmemişt. Bu olayı uzun süre unutamadım. Ve meleğimi yarı yolda bıraktığım için kaderim tarafından cezalandırıldığımı düşünerek sineye çektim. Ancak en az 4 defa farklı şekillerde tekerrür eden bu olay neticesinde bir çocuk sahibi olma fikrini de erteledim. Böylece benim haayllerimi yıkan sevgili eşimi Anenlik suyundan mahrum ederek cezalandıracaktı m.. Neden derseniz bana ihanet etmişti. İhanet bir yana yalan söylemesi bile böyle bir cezayı hak etmiş olması için yeterli bir sebepti benim için. Üstelik evlendikten üç ay sonra Sevgilimin bana yazdığı mailde. "O gün yanında başka biri vardı belki ama Gözlerinde ve yüreğinde ben vardım. Yanında olmamı her şeyden çok istediğimi biliyorum. Ama üzülme bu senin suçun değil bebeğim. Sen sadece iyi niyetinin ve merhametinin kurbanısın. ASİL YÜREĞİNE HALA AŞIĞIM.. diye bir mesaj gördüğümde hayatımda ilk defa ölmek istedim.. Ve ona aynen bu şu mesajı yazdım. Bana bunu söyleyeceğine kafama sıksydın daha iyiydi en azından ömür boyu acı çekmezdim..

Yıllar boyu aklımdan çıkartamadım bu olayı. Nerede birbirine sarılmış bir çift genç sevgilielri görsem ağlamak geliyor içindden ve isyan ediyorum kaderime. Şu an bile yaşıyorum bunu. İyi sayılabilecek bir işim var.. Devlet memuru oldum. Ve uzun zamandır hayalini kurduğum kitabımı da çıkardım. Hatta bunun peşinde bir roman da yazdım üstelik yazdığım roman bir dizi filim olacak çok yakında.. Üniversite yi de tam olarak istediğim bölüm olmasa bile kazanmıştım. Önlisans diploması alacak olmak bile zoruma gidiyor insanların mühendislik yaptığı bir dünya da. Etrafımda benim yarım kadar kafası çalışmayan insanlar mühendislik yaparken benim yükse kokul diploması için yırtınıyor olmam ağırıma giidyor şu anda. Na yaptığım işi ne yaşadığım hayatı ne de evliliğimi benimseyebiliyorum. Bir açmaz dayım hayatımda eksikliğini hissettiğim bir şey var. Ve bunu dolduramıyorum.. Kendimi baş rolünde olmam gereken bir senaryo ya figüranlık yapıyormuş gibi hissediyorum ve kimseye derdimi anlatamıyorum. Bazen doktorlarla konuşuyorum ama onlar da detaylı açıklama yapmıyorlar bana. Sizce ne yapmalıyım? Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin istediğiniz kadar soru sorabilirsiniz bana beni sabırla dinleyen tüm kader arkadaşlarıma teşekkür ediyorum
 
Evleneli kaç sene oldu acaba bide sevdiginiz kız suan nerede ve neyapıyor bi bilginiz var mı
 
Hayatım boyunca hep birşeyler yapmaya çabaladım istediğim hiçbirşeyi elde edemedim olumlu düşünmeye uğraştım ama insanlarla olan iletişimim geçmişimde berbat olduğu için önemsenmediğim umursamadığım için bugün hiçkimseyi yanında hiçbir ortamda konuşmuyorum yaşamaktan hiç keyif alamadım elimde olsa ömrümün sonuna kadar tek başıma yaşarım artık mecburen okula gidiyorum mecburen yaşıyorum korkmasam ben bu hayata bugün noktayı koyarım benim sana verebileceğim bir akıl yok ben yok olmayı istiyorum artık yaşamak eziyet geliyor çünkü mücadele edip de basaramadıkca öğrenilmis çaresizliği ögreniyor insan adım atamaz hale geliyor ne zaman bitecek bu saçma sapan hayatım acaba gerçekten merak ediyorum ben artık çok yoruldum
 
Evleneli yaklaşık 9 yıl oldu onun ne yaptığını bilmiyorum Hemşielik okuyordu en son alsında ben de Sağlık Bakanlığındayım araştırsam bulurum onu belki ama bunun için çok güçlü olmak durumundayı hem maddi açıdan hem paikolojğik açıdan şu an karşıma çıksa emn olun her şeyden vazgeer ayajkarına kapanırım. Gurur murur umrumda değil. Ben İLHAM PERİMİ istiyorum
 
Wesley inşallah sizde istediginiz dilediginiz herşeye sahip olursunuz Allahtan umut kesilmez
 
Son düzenleme:
DJ_BORAN kimsenin ahı kimsede kalmaz bence suanki eşinizın ahını alacak uzecek bir şey yapmayın. Önce iş ile ilgili peoblemlerinizi cozmenizi öneririm en kararı siz vereceksiniz yaşayan sizsiziniz cunki. Umarım herşey yoluna girer
 
Elbette uğradığım onca ihanet alınan ahım ne olacak mahşerde bunların hesabı sorulmayacak mı peki? Aldatılmak nasıl bir duygu bilir misiniz? Kimin ahı var sizce bir düşünün. Bir şey yapacağım tabii zaten bu karar sağlıklı bir şekilde verebilmek için böyle bir müzakere açtım benim düşüncem şudur ki istişare ile karar alınır ama benim hayatımda emir komuta zincir nin yeri yoktur..
 
Valla insanların hayatında cok şeyler oluyor her duyguyu tadabiliyor. Önemli olan biz yolumuzdan çıkmayalım kimseyi kırmayalım. farkındaysanız yaşadıgınız hiç bir şey için kolay veya yanlış yapmışsınız demedim kiiii demeyede asla ama asla hakkım yok . Veya hiç kimse için lanet yağdırmadım böyle bi hakkımda yok . Siz muzakereyi açmışssınız bende fikrimi öncelikli olarak iş hayatınızdaki sıkıntılarınızı gidermekten yana kullanmanızı tavsiye ettim . Kesinlikli onu yapın tarzında bir emir komuta yapmadım zaten yapamamda hakkım yok.. Hala da fikrimdeyim oncelkli olarak iş hayatınız daki sorunları aşarsanız eminimki kafanız bir nebze rahatlayacaktır ve cok daha iyi kararlar verebileceksnzdir. Buda benim şahsi fikrimdir umarım bi nebze fayda sağlar Allah gonlnuze göre versin .
 
Yazınızı dikkatimi vererek okumaya çalıştım bence evden uzaklaşıp biraz kendinize zaman ayırmaya ihtiyacınız var...Doktor kontrolünde tabiki ilaçlarınızı düzenli kullanın ve size iyi gelecek ilaçları için kendinizi iyi hissetmiyorsanız doktorunuzu değiştirmeye karar verin ve atıcağınız adımları sağlam ve güvenli bir şekilde atmanız için size yardımcı olacak şey ilaçtır ben bipolar hastası olarak söylüyorum.Siz istemeyerek yapmak zorunda kaldığınız yada farkında olmadan yaptığınız şeylerde fikrimce VİCDAN YAPMAYIN Kendinizi yenileyin Başka bir hayat Başka bir ortam Başka bir düzen odanızı kendiniz boyayın mesela istediğiniz renkte araştırarak sadece zaman ve terapiye ihtiyacınız var... UNUTMAYIN ŞU YANLIŞI BENDE YAPIYORUM BAZEN AMA DİKKAT EDİYORUM ARTIK GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALDI GEÇMİŞE BAKMAKLA GEMİ YÜRÜMEZ YOL BİTMEZ...Yenileyin kendinizi....Kabuğunuzdan dışarı çıkın. Farklı şeyler keşfedin size iyi gelecek
 
Şu anda iş hayatınmda bir sprunum yok ben iş değil mesleğimi yapmak istiyorum aslında yakın bir zamanda ekranda olacak uzun vadeli bir senaryo projem varnen büyük arzum onun bu eseri görmesi nerede olduğu kimin

le olduğunu bilmiyorum ama bildiğim ve emin olduğum bir şey var ki ONU HALA SEVİYORUM
 
Hayatı karmaşık hale getirmek her zaman zararlıdır...sade ve basite indirgemek lazım...benim felsefem bu :)
 
Kendi hayatın kendi kararların olmalıydı. O gemi kaçtı artık. Belki de sevdiğiniz kız yeniden aşık oldu evli mutlu çocuklu. Eşinizin size ihanet ettiğini düşünüyorsanız şimdiden dürüst olmak zorundasınız. Tamam millet ailem ne der şimdi madem sevdiğim yanında değil elimin altında dursun problem çıkmasın mantığı kusura bakmayın ama bence iki yüzlülük olur. Eğer anlasamiyorsan seviyorsan sevdiğin insanı bulunca değil şimdi birakirdim BEN OLSAM. ve bulduğum gün eğer o ailesini kurmuş mutluysa ve çocukları varsa onun hayatini da altüst etmezdim ki geçmişte bunu bir kere yapmışsınız.
 
Psikoterapi iyi bir seçenek olabilir.. Her şeye yeniden başlamak için ise önümde bir fırsat var onu değerlendireceğim. Bir devrim yapılacaksa bunu yine ben yapacağım. Her şeyi yeniden kurgulayabilecek gücü görebiliyorum kendimde aslında. Bu bir dönüşüm projesi olacak dediğiniz gibi bir süre bu tablo dan uzaklaşmam gerekecek bunun için de ne yapacağıma az çok karar vermiş durumdayım uzak olmayan bir süreçte düşündüklerimi adım adım gerçekleştireceğim. Hayatın bana ne verdiğini değil benim ondan ne istediğimi önemseyerek yaşayacağım.. Bu yüzden mücadeleye devam diyorum. Basite indirgemek fikrine asla katılmıyorum. Bana ait olmayan hiç bir sonucu kabullenmek zorunda olduğumu düşünmüyorum. Son sözü söylemediğim hiç bir tartışma son darbeyi benim indirmediğim hiç bir kavga bitmiş sayılmaz henüz.. Bunu son eserimde şöyle özetlemiştim. "Kendi mucizesini gerçekleştirmek için savaşanların daima Ertelenmiş bir ZAFER KUTLAMASI" vardır..

Psikoterapi iyi bir seçenek olabilir.. Her şeye yeniden başlamak için ise önümde bir fırsat var onu değerlendireceğim. Bir devrim yapılacaksa bunu yine ben yapacağım. Her şeyi yeniden kurgulayabilecek gücü görebiliyorum kendimde aslında. Bu bir dönüşüm projesi olacak dediğiniz gibi bir süre bu tablo dan uzaklaşmam gerekecek bunun için de ne yapacağıma az çok karar vermiş durumdayım uzak olmayan bir süreçte düşündüklerimi adım adım gerçekleştireceğim. Hayatın bana ne verdiğini değil benim ondan ne istediğimi önemseyerek yaşayacağım.. Bu yüzden mücadeleye devam diyorum. Basite indirgemek fikrine asla katılmıyorum. Bana ait olmayan hiç bir sonucu kabullenmek zorunda olduğumu düşünmüyorum. Son sözü söylemediğim hiç bir tartışma son darbeyi benim indirmediğim hiç bir kavga bitmiş sayılmaz henüz.. Bunu son eserimde şöyle özetlemiştim. "Kendi mucizesini gerçekleştirmek için savaşanların daima Ertelenmiş bir ZAFER KUTLAMASI" vardır..

PHURPHAPS arkadaşım iyi güzel diyorsun da bütün bunlar benim birilerinin kuklası olacak yaşamamı haklı çıkartmaz ki. Ortada düpedüz bir komplo ve ihanet zinciri var. Kusura bakmayın ama beni hiç kimse bu süreçten dolayı suçlayamaz.. Geçmişte yaptıklarıma gelince. Karşıma normal şartlarda kabul edilemeyecek seçenekleri çıkartanlara hak ettikleri cevabı vermeden her şeyi kabullenmektir asıl İki yüzlülük.. Yoksa elimin altında olsun mantığı ile asla hareket etmedim. Zatede üç şeyi bekliyroum. Doğru zaman doğru mekan doğru kişi.. Her üünü aynı çerçevye oturttuğumda ortaya çıkacak fotoğraftan kimse memnun olmayacak belki ama o tablonun ressamı ben olacağım. Etraf ne der konusunu asla kafama takmadım benim istediğim şey bir şeyi ben yapıyorsam En iyisi olmalı. birilerinin verdiğini almak iin değil bana ait olduğuna inandığım şey için mücadele ediyorsam yaşadığım hayatın bir anlamı vardır. Yoksa sizin dediğiniz gibi yapmak sadece ve sadece kendini kandırmak olur başka da bir işe yaramaz. Bir amacım bir hedefim bir idealim var benim. Bu düzeni yerle bir edeceğim. Ve bunu yaptığımda hiç kimse karşıma çıkıp hesap soramayacak. Çünkü bütün kirli çamaşırları ortaya dökmüş olacağım. Şu anda kendi ailem de dahil hiç kimsenin karşıma çıkıp cevap veremeyeceği sorulara sahibim Muhtemel bir yargılama da hepsini mat edebilirim. Ben sadece doğru zemini bekliyorum.
 
DJ_BORAN İKİ YÜZLÜ OLUP OLMAMAYI umursayan kaç kişi var Allah aşkına? Önemli olan kendini kandir Mamak. Verdiğin kararların doğru olduğunu düşünüyorsan peşinden gitmek. Umarım yoluna girer hayatın ve içinde bulunduğun çıkmazdan kurtulursun. Engelli insanların yüzde 90 ı çevrenin isguzarlik edip hayatlarına Karisilma problemini yaşayıp mücadele etmek zorunda kalmıştır. Sanki onların seçebilme begenme karar verme yetisi yokmuş gibi, engelli diye sunulan seçenekleri kabul etmek zorundaymis gibi sanki engelli insanla engelli insan iyi anlasir gecinecegi garantiymis gibi hastalıklı düşüncelere maruz kalmıştır.
 
batsın bu dünya bee böyle hayat mı olur lanet olsun ....
 
Evet PURHAPS dostum durum aynen budur ama uzak olmayan bir gelecekte bu tabloyu değiştireceğim neler yapabileceğimi herkes görecek
 
Yazınızı hayretle okudum ve çok etkilendim.Kelimelerle dans ediyorsunuz adeta.Müthiş bir zekaya sahipsiniz bu belli.Benim düşüncelerime paralel bi insan gördüm karşımda.İstediğiniz mesleği yapmak kendi hayatınızın patronu olmak istiyorsunuz.Sizin gibi bi dehaya yol gösterecek hayat tecrübesine sahip değilim.Sadece sıkı bir takipçinizim bundan sonra.Kendi ressamı olmak istediğiniz hayatta başarılar.
 
regnar dostum beni takip etmek istiyorsan birebir görüşebiliriz face de ya da başka bir platformda sadece içimden gelenleri yazdım daha söylemediğim çok şey var isterseniz özel mesaj yoluylsa bağlantıya gçeebiliriz
 
10 yıl oldu hemen hemen nerede olduğunu bilmiyorum ama ona ulaşabilecek bir dostum var bir yol bulup ulaşmak istiyorum ona, Sonra, sonra ne yapaacağımı bilemiyorum ama İLHAM PERİM in armağanı olan eserlerimden bir çoğunu besteledim. Hepsi unuutlmaz birer parça olarak geleceğe taşınacak. Belki milyonların diline düşecek. Ve soracaklar bana Sana bu eserleri yazdıran nedir diye.. Çünkü bilecekler ki, HER SEVDA BİTMEYEN BİR HİKAYEDİR ESASEN

Yeni bir başlangıç için gerekli donanımlara sahibim aslında. Şu an hayatımın dönüm noktasındayım diyebilirim. Bir zamanlar hayal bile edemeyeceğim şeyler bekliyor beni. Her şey öyle bir noktaya geldi ki, Bana günün birinde bütün bu sürecin ardından kendi hikayenizin başrolünü oynayacaksınız deselerdi emin olun akıl sağlığından şüphe ederdim karşımdakinin. Ama şimdi bu sürecin içindeyim. Yakın bir gelecekte medya sektörüne gireceğim. Ve bunun bana yepyeni bir hayatın kapılarını açacağını şimdiden fark etmiş durumdayım. Hayatımda bir çok şeyi değiştireceğim. ve inanın rüya gibi bir süreç bu arzu edilirse bunun da bir hikayesi var anlatabilirim..
 
Mete Bey'in yorumuna katılıyorum ama ekleyeceklerim var: Yaşantınızı belli kalıplara, planlara sokmayı bırakmanız lazım bence. Biraz yüzeysel olmalı. Yani geleceğe yönelik planlarınız olacak tabi ama bunları detaylandırmak ve aynen olmasını istemek biraz kendinize haksızlık. Aşama aşama gitmelisiniz. İstediğiniz yaşamı düzenlerken çevrenizle didişmekten kaçınmalı, zaman kaybetmemelisiniz. Aşk meselenize gelince, gerçekten çok teferruatlı bir durum bu. Şimdiki eşinizle alacağınız her türlü karar önemli ama kanımca başka bir yaşama güçlü bir biçimde adım atmanız gerekiyor. Bunu adım adım planlamalısınız. En azından eski sevdiğinizi değil de kendi seveceğiniz yeni bir kadınla yola çıkabilirsiniz, size kalmış bu. Tekrar yazayım, gerektiğinde çevrenize karşı koymalısınız. Bunu didişmekle değil, eylemlerinizle yapmanız gerekir.
 
Hayat sizin hayatınız, kararlar sizin kararlarınız. İnşallah projelerinizi gerçekleştirme imkanı bulursunuz. İçinizde o güç var, çekip çıkardığınız anda tüm sorunlar da çözülecektir.
Sevdiğiniz kişiye zarar vermeden, haberi olmadan durumunu öğrenmenin herhalde bir sakıncası olmaz. Ona göre yapacaklarınıza karar verirsiniz. Hayatta başarılar dilerim.
 
bana mesaj atın

sıze numaramı wermstm sonu 0872 olan bu noya bır mesaj atarmsn sörmk ıstdgm war da
 
Üst Alt