Kimse bir gün sokak kedisi veya Afrika’daki aç çocuk olma ihtimalinden korkmaz. Ama herkesin derin bir korkusu vardır; Hastalanmak, sakatlanmak...
Yani normaller öbeğinden ayrılmaktan korkar herkes!
Günlük hayatta neredeyse her ayrıntı, bu öbeğin standartlarına göre inşa edilir, planlanır,
gelişir ve hayal edilir.
Hayvan hakları için, hayvanlar toplanıp yürüyüş yapamaz. Önlerde genellikle kokoşlar olmak üzere, halk içinden birçok duyarlı kesim tepkilerini coşkuyla gösterirler. Beton yığınlarının ve egsoz borularının arasında, onlar için sağlıklı yaşam koşullarının oluşması, devam edebilmesi için elbette çok önemlidir bu.
Afrika’lıların da ta oralardan yanımıza gelip seslerini duyurmalarına imkân yoktur. Yine birileri bu derdi sahiplenip, aramızdaki diğerlerine seslenerek, onlar için destek isterler.
Gün biter.. Günler biter.
Ta gökdelenlerden gümüş zincirli birer sarkaç iner. Tüm şehrin üzerinde mermer tabelalar sallanır.
“Herkes bir engelli adayıdır!”
3 Aralık yaklaşıyor. Sakatlar ve sakat dernekler, sakat şehrin, sakat yollarına düşecek. Şehirliler ellerini ceplerine atıp, üç beş kuruşla onları düştükleri yerden kaldıracak. Tekerlekli sandalyeler dağıtılacak kamyon kamyon. Daha da fazlası için istekler olacak, vaatler okunacak. Yine her köşeye asılan bidonlar içinde, mavi kapaklar toplatılacak şehirlilere. Hem kabaran vicdanına hem de ekolojiye faydası(?) olacak şehirlinin.
Gün biter.. Sakatlar ve şehirliler evine girer. Şehir horlayarak uyur. Sabah olur. Şehir ve şehirliler bütün kemiklerinde ağrılarla uyanır yine.. Yollar, binalar, işyerleri, köprüler, merdivenler, parklar, pencerelerde derin sızılar duyulur, yaralar kabuk bağlar.
Gün biter.. Günler biter. Sakatlar pencerelerden izlemeye devam eder delik deşik olmuş şehri.
Şehirde kuyular derinleşir, yeni boşluklar oluşur her an..
Dikkat edin, düşerseniz kimse sizi çıkaramaz!! Çıkarmaz.
V.L. 30/11/2012
Yani normaller öbeğinden ayrılmaktan korkar herkes!
Günlük hayatta neredeyse her ayrıntı, bu öbeğin standartlarına göre inşa edilir, planlanır,
gelişir ve hayal edilir.
Hayvan hakları için, hayvanlar toplanıp yürüyüş yapamaz. Önlerde genellikle kokoşlar olmak üzere, halk içinden birçok duyarlı kesim tepkilerini coşkuyla gösterirler. Beton yığınlarının ve egsoz borularının arasında, onlar için sağlıklı yaşam koşullarının oluşması, devam edebilmesi için elbette çok önemlidir bu.
Afrika’lıların da ta oralardan yanımıza gelip seslerini duyurmalarına imkân yoktur. Yine birileri bu derdi sahiplenip, aramızdaki diğerlerine seslenerek, onlar için destek isterler.
Gün biter.. Günler biter.
Ta gökdelenlerden gümüş zincirli birer sarkaç iner. Tüm şehrin üzerinde mermer tabelalar sallanır.
“Herkes bir engelli adayıdır!”
3 Aralık yaklaşıyor. Sakatlar ve sakat dernekler, sakat şehrin, sakat yollarına düşecek. Şehirliler ellerini ceplerine atıp, üç beş kuruşla onları düştükleri yerden kaldıracak. Tekerlekli sandalyeler dağıtılacak kamyon kamyon. Daha da fazlası için istekler olacak, vaatler okunacak. Yine her köşeye asılan bidonlar içinde, mavi kapaklar toplatılacak şehirlilere. Hem kabaran vicdanına hem de ekolojiye faydası(?) olacak şehirlinin.
Gün biter.. Sakatlar ve şehirliler evine girer. Şehir horlayarak uyur. Sabah olur. Şehir ve şehirliler bütün kemiklerinde ağrılarla uyanır yine.. Yollar, binalar, işyerleri, köprüler, merdivenler, parklar, pencerelerde derin sızılar duyulur, yaralar kabuk bağlar.
Gün biter.. Günler biter. Sakatlar pencerelerden izlemeye devam eder delik deşik olmuş şehri.
Şehirde kuyular derinleşir, yeni boşluklar oluşur her an..
Dikkat edin, düşerseniz kimse sizi çıkaramaz!! Çıkarmaz.
V.L. 30/11/2012