Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

26 yıllık öğretmenim. OKB nedeniyle emeklilik başvurum reddedildi!?

merhaba ysk nın kararına itiraz dilekçesini nereye veriyorum ?lutfen bilgi verir misiniz?
 
cybill Bulunduğunuz o yer SGK müdürlüğüne müracaat ederseniz size bu konuda müzekkere verecekler ve istenilen belgeler ne ise onları sunmanız yada yeniden hastaneye sevk ile sorulan hususlarda görüş istenmesi gerekecek, gelecek sonuca göre YSK Karar verecek.
 
teşhis hatası ile oluşan mağduriyet

merhaba 2007 yılından itibaren tıp fakultesi pskiyatri bölümünde tedavi görmekteyim.geçen ekim ayında doktorum (bu arada 15 yıl sure zarfında 10larca farklı doktora 70in üzerinde tedaviye basvurmusum)artık malulen emekli ol istersen çalışamıyorsun hastalığın OKB dedi.heyete aralık ayında girdim ve emeklilik icin ocakta başvurdum.YSK elektrosok tedavisi istemiyle basvurumu geri yolladı.epikriz raporunu da doktor bana sorarak doldurmustu.ben 2013 yılında geldim dedim cunku hiç hafızam yok.bir avukat tuttum ve sgkdan ilaç ve hastane ziyaretlerim ile ilgili belge alırken aslında OKB teshisinin 2012 yılından itibaren defalarca konulduğunu fakat doktorların gecen ekim ayına kadar teşhisi bana soylemediklerini bu yuzden 2012de heyet raporu alabilecekken hastalıgımın tanısını bilmediğim için başvuramadığımı söylemeliyim.1996dan beri devlet memuruyum bir de 6 ay fabrika işçiliği var öğrenciyken. çalışamadığımda ucretsiz izinler sebebiyle de 80bin tl banka borcu var.sizden bilgi ve yardım istiyorum.avukat davayı kazanırız dedi.ama siz ne düşünüyorsunuz?yeni hastane kayıtlı epikriz raporu ile tekrar YSKya itiraz etsem?teshisin 2012den beri bana bildirilmediğini o yuzden daha once emeklilik için başvurmadığımı mahkemede anlatıp emeklilik için bir şansım olabilir mi?zaten emekli olursam da 2 kuruş sadaka gibi verecekleri emekli ikramiyesi avukata ve banka borçlarına gidecek.bu arada 26.5 yıllık sigorta surem var oturanboga tecrubesi olan herkes mesaj yazabilir mi?tesekkur ederim. not: ölürüm de elektroşok yaptırmam 1 yıl hafıza kaybı sonuçları görülebiliyormuş.zaten canlı 2 tane nöron kaldı kafamda
 
cybill Merhaba, SGK Yüksek Sağlık Kurulu sizi, öncelik ile Bir hastanede 30 gün yatarak tedavi görmediğinizi ve bu cihet ile de EKT Tedavisi de görmediğinizi ileri sürerek, Emeklilik Tahsis talep üzerine reddine karar vermiş.
YSK' ya itiraz yolu kapanmış durumda.
Kurum işleminin iptali ile Emekli aylıklarının hak ediş tarihinden itibaren yasal faizi dava giderleri ile ücret-i vekaletin davalı kurum üzerine tahmiline karar verilmesi talepli yargı iş mahkemesinde dava açmanız gerekiyor.
5510 Sayılı SGK Mevzuatı hükümleri muvacehesinde 95.ci maddeye dayanak olarak ATK 3 ihtisas kurulundan rapor alınıp, bu rapora itiraz halinde izlenecek yol ATK mevzuatı kapsamında 2.Üst kurulundan çelişkiyi giderir mevzuat hükümlerine göre kesin rapor alınıp sonuca gitmekten ibarettir.
ATK ca 2013 Tarihli resmi gazetede yayımlanan SGK Mevzuatı 2021 Tarihinde iptal edilerek Az aşağıda örneğini verdiğim Yargıtay bozma ilamı gibi işlem yapılacaktır.
Emsal olarak paylaşacağım Malulen emeklilik güncel karar Yeni Tarihli Yargıtay bozma ilamı diğer arkadaşlara da yol göstermesi bakımından yerinde olacaktır.
Yargıtay bozma ilamı size yol göstermiş olacaktır.
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas Karar
2022/980 2022/5202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Bölge Adliye
Mahkemesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Tarihi : 17/11/2021
No : 2021/5-2021/1550
Davacı : H.Ö adına Av. S.B
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. Ö.K
İlk Derece
Mahkemesi : Çerkezköy İş Mahkemesi
Tarihi : 21/10/2020
No : 2018/561-2020/607
Dava, Kurum işleminin iptali ile davacıya malulen emekli aylığı bağlanması veemekli aylıklarınınyasal faizi ile birlikte tahsili istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Zeynep Bağcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'nun 31/05/2018 tarihli 21459924-205.01.04-E.5137841 sayılı kararının iptali ile davacının tahsis talep tarihi olan 06/10/2017 tarihinden itibaren malulen emekli sayılması gerektiğinin tespitini, 06/10/2017 tarihinden itibaren emekli aylıklarının hak ediş tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davacıya ödenmesinitalep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili,davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanınreddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile özet olarak yeniden yargılama yapılmasının, yeniden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre davacının taleplerinin değerlendirilmesinin gerektiği belirtilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak usul ve yasaya aykırı olan İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Eldeki dava dosyası incelendiğinde, Mahkemece Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporu uyarınca yazılı şekilde karar verilmiş ise de, mahkeme kararı sonrası 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama safhasında yürürlüğe giren söz konusu mevzuat kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğinden, Mahkemece28.09.2021 tarihli Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında, maluliyetin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınıp (maluliyetin varlığına dair tespit yapıldığı takdirde, daha sonraki bir tarih belirtilmediği sürece, maluliyet başlangıcının yönetmeliğin yürürlük tarihi olduğu gözetilmek kaydıyla) sonucuna göre karar verilmelidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halindetemyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
M. TAŞ
Üye
A. İNCEMAN
Üye
B. KAR
Üye
F. KAYMAK
Üye
Y. AKINCI
E.Ü.G.
Karşılaştırıldı.
K.Şefi: A.ÇETİNKOL
 
30 gün hastane tedavisi falan istemiyorlar.12 seans EKT sonucuna göre yeniden heyet raporu istiyorlar.teşekkür ederim cevap verdiğiniz için.
 
Merhaba, Öncelik ile şunu belirtmek isterim - SGK YSK olağan işleyişin dışında inceleme yapıyor '' Özetle '' Mezkur talep dosyalarında olabildiğince süreci uzatmak bu aşamada talep gibi açılan dosyaları sürüncemede bırakmak ve sgk'yı korumak maksadı.
Az yukarıda size dava açın dedim Yerel mahkeme davanızı açın fakat bu kere mahkemesi YSK kararında ki talep gibi eksik hususların giderilmesine dair ara karar verecektir usul gereği.
İki işlemden birini yapın ya diren kurum işlemin iptaline yönelik dava açın.
Yada YSK'nın verdiği arar karar gereği talep edilen eksikliklerin ikmal edilmesi bakımından eldeki evrakta yazılı gibi bağlı bulunduğunuz o yer sgk müdürlüğünden sevk yazısı alarak o yer Üniversitesi hastanesine sevkli olarak heyet başvurusu yapın '' Heyet hekimi ile EKT Tedavisini ret ettiğinizi belirtin bu ret talebiniz hasta hakları ve evrensel kurallar dahilinde hasta hakkıdır.
Düzenlenecek ek rapora karşın bu kere YSK %60 Malul değildir derse ki muhtemelen bu şekilde cevap verecek bu kere az yukarıda izah ettiğim gibi Kurum işleminin iptali talepli dava açın.

cybill Size yeni tarihli bir Yargıtay Bozma İlamı daha paylaşıyorum, sizin olayınıza yol göstermesi bakımından. Önceki az yukarıda verdiğm cevabı da aynen tekrar ederim.
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas Karar
2021/12858 2022/745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Bölge Adliye
Mahkemesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Tarihi : 03/11/2021
No : 2021/2083-2021/1442
Davacı : A.D adına Av. S.B
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. Ö. K
İlk Derece
Mahkemesi : Çerkezköy İş Mahkemesi
Tarihi : 09/07/2021
No : 2017/734-2021/457
Dava, maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Barış Kılıç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, Davacınıni .... ilk defa 12.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını,..... Sizoaffektif Bozukluk-A Tipik Psikoz tanısı ile tedavi gördüğünü, ..... malulen emeklilik talebiyle Kuruma müracaatının işyerine maluliyetini gerektiren hastalık veya arızasıyla girdiği iddiasıyla talebin reddedildiğini, YSK tarafından aynı kararın verildiğini, sigortalının ilk işe girdiği tarihte %60 malul olmadığını, 1800 prim gün ve 10 yıllık sigortalılık şartlarına haiz olduğunu belirterek BSK'nın ...... YSK'nın ....... tarihli kararınıniptaline karar verilmesini, sigortalının malulen emekliliğinin tespiti ile tahsis talep tarihi olan 05.06.2014 tarihinden geçerli olmak üzere malulen emekli aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının çelişkili olduğunu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi .... Ana Bilim Dalı’ndan alınan raporun lehe olduğunu ve buna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde,05.06.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacıya, maluliyetinin bulunmadığının belirtilmesi sonrası Yüksek Sağlık Kurulunun 14.01.2015 tarihli raporunda, maluliyeti gerektirecek hastalık ve arıza ile işe girdiğinin belirtildiği, 09.06.2017 tarihli tahsis talep üzerine, Yüksek Sağlık Kurulu’nun aynı hususu tekrar belirttiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ileson olarak Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporlarda ise davacınınçalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağının belirtildiği, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi ...... Ana Bilim Dalı’ndan alınan 09.04.2021 tarihli raporda ise şahsın işe giriş sırasında malul olmadığı, sonrasında hastalığının ilerlemesi ve tedaviye yanıt vermemesi nedeniyle malul hale geldiği, maluliyet oranın da zaman geçtikçe artarak, son durumda %80’e ulaştığı, halihazırda şahsının durumunun “tedaviyle çalışma olanağı vermeyen” şeklinde nitelendirelebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği, davacının ilk sigortalılık tarihinin 12.04.2005 olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, en son Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporda çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmediğinin bildirildiği, davalı Kurum nezdindeki Yüksek Sağlık Kurulu tarafından ise davacının çalışma gücünün en az %60 ını kaybettiği ne var ki, bu durumun ilk işe giriş tarihinden önce olduğunun belirtildiği ve bu durumun davalı Kurumu bağladığı belirgin olmakla, dosyadaki tüm raporlar nazarında, davacının ilk işe giriş tarihi olan 12.04.2005 tarihinde maluliyetin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
M. TAŞ
Üye
A. İNCEMAN
Üye
Y. AKINCI
Üye
Ş. ÖZYÜRÜR
Üye
K. GÜNGÖR
E.Ü.G.
Karşılaştırıldı.
K.Şefi: A.ÇETİNKOL
 
merhaba sizin durumunuz nedir?hastalığınız nedir?sonuçta emekli oldunuz mu?
 
cybill Merhaba, az yukarıda esas numarası yazılı Yargıtay ilamı dosyası bize aittir, Hastalık oran, yargı süreci ve diğer hususlar ilamda yazılıdır, henüz emekli olmadı.
30.06.2022 De yerel mahkemesinde bozma sonrası duruşması vardır, Bozma ilamı gerekçesinde gösterilen doğrultuda duruşma günü, Bozma ilamına uyularak ve bozma ilamında gösterilen eksikliklerin ikmal edilmesi açısından yeniden rapor düzenlenmesi için Dosya ATK 2.Üst kuruluna gönderilecek ve İlamda gösterildiği şekilde '' 12.04.2005 tarihinden önce maluliyetinin bulunup bulunmadığı yönünden rapor almak.
SGK' 2014 Tarihli Tahsis talebe binaen %60 Malul saymış ise de '' İşyerine maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile girdiği iddiası ile ret etmiştir ''
Bu karara karşın 2017 de Açılan Kurum işleminin iptali davasında ise.
Adli Tıp 3. ihtisas kuruluna, duruşma zaptında sorulan şu hususa karşın : Davacının maluliyetinin, hastalık ve arızaların ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı 12/04/2005 tarihinde var olup olmadığı ve maluliyetin bu tarih itibari ile bulunup bulunmadığı yönünden rapor alınmasına, ayrıca maluliyetin daha sonra çıktığının belirlenmesi halinde bu hastalık ve arızanın tahsis talep tarihinden ( 05/06/2014 - 31/08/2013 ) tarihine kadar çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespiti işlemlerinin yönetmeliği çerçevesinde 01/09/2013 tarihi sonrası için maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği çerçevesinde malul sayılmayı gerektirir derecede bulunup bulunmadığı, malul ise malullük halinin hangi tarihte oluştuğuna dair ayrıntılı rapor düzenlenmesi, ayrıca dosyamızın tarafınıza gönderildiği bilgilerinize rica olunur.
ATK 3.İhtisas Kurulundan gönderilen raporda ise : SONUÇ
Mevcut belgelere göre ..... 'nın ......doğumlu mevcut hastalık ve arızaları nedeniyle 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında çalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağı oy birliği ile mütalaa olunur.
Bu rapora karşı mahkemesince ATK 2.Üst Kuruluna sorulan husus şöyledir : Dosyaya konu bilgi ve belgeler yazımız ekinde gönderilmiştir.
Aşağıda bilgileri yazılı bulunan şahsın SGK Yüksek Sağlık kurulunca malul kabul edilmesine karşın 506 sayılı kanun 53. Maddesinin B fıkrası hükmünce ( 5510 sayılı kanun geçici 10. Maddesi gereği ) maluliyet sigortası yardımlarından yararlanamayacağının bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas kurulunun ise .....'nın malul olmadığına kararverdiği görülmekle YSK ve ATK 3. İhtisas Kurulu kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyamız gönderilmiş olup; ATK'ca gerekli görülmesi halinde Mahkememize randevu gününün bildirilmesi halinde .....'nın ATK'da hazır bulundurulacağı hususları bilgilerinize rica olunur.
ATK 2.Üst Kurulundan verilen rapor cevabında ise : SONUÇ:
......hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
Mevcut belgelere ve Üst kurulumuzda yapılan muayene bulgularına göre.....'nın mevcut hastalık ve arızaları nedeniyle 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında çalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağı oy birliği ile mütalaa olunur.
Bu rapora karşın Mahkemesince : Dosyaya konu bilgi ve belgeler yazımız ekinde gönderilmiştir.
Kurumunuzca mahkememiz 2017/734 esas sayılı dosyasında eksik rapor hazırlandığı anlaşılmakla; söz konusu eksikliğin giderilmesi açısından dosyanın yazımız ekinde kurumunuza tevdi ile,.....'nın ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte maluliyeti gerektiren arıza ile birlikte işe girişinin olup olmadığı ve derecesini belirtir şekilde rapor hazırlamak ve maluliyet başlangıç ve bitiş tarihinin usulünce belirlenmesi, ayrıca YSK ve ATK 3. İhtisas kurulu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve dosyamızın 04/06/2020 tarihinden önce mahkememize gönderilmesi, bilgilerinize rica olunur. 24/02/2020
ATK 2. Üst Kurulundan verilen cevap ise : İlgi:24/02/2020 tarihli ve 2017/734 sayılı yazınız;
Önceki Genel Kurul yapısı Birinci Adli Tıp Üst Kurulu, İkinci Adli Tıp Üst Kurulu ve Üçüncü Adli Tıp Üst Kurulu olmak üzere 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 03/11/2016- 6754 ve ilgili maddelerinde görevleri tanımlanmış olan üst kurul yapısına dönüşmüştür.
Adli Tıp Üst Kurulları, 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 03/11/2016- 6754 ve ilgili maddelerinde görevleri tanımlanmış olan üst kurul yapısıdır.
Adli Tıp Kurumu Teşkilatı ile ilgili Cumhurbaşkanlığının 4 sayılı kararnamesinin 16. Maddesi 1 nolu fıkrasında belirtildiği üzere Adli Tıp Üst Kurulları;
Adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri,
Adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşler ile Adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri,
Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri ve
Adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri inceler ve kesin karara bağlar.
Davacı vekilince itirazların Adli Tıp Üst Kurulunun görev tanımlarını yapan Adli Tıp Kurumu Kanununun ilgili maddelerine uyar şekilde Adli Tıp Üst Kurulunca değerlendirmeyi gerektirecek ölçütlerin hiçbirini karşılamadığı
İlgi yazınız ile gönderilmiş olan dosyanın yeniden değerlendirilmesinde; kişi hakkında Adli Tıp İkinci Üst Kurulunca 12.12.2019tarihli oturumda 2243 karar sayılı mütalaa ile sorulan hususlarda görüş bildirildiği, Üst Kurul mütalaasının düzenlenmesinde dosya içerisinde mevcut tüm tıbbi evrak, adli tahkikat evrakı ve bilirkişi raporları ile taraflara ait itiraz dilekçelerindeki hususların değerlendirildiği ve aynı hususlarda yeniden değerlendirme yapılamayacağı, Adli Tıp Üst Kurulunun Adli Tıp Kurumu açısından son karar mercii olduğu, ve fakat Adli Tıp Kurumu'nun tüm birimlerince düzenlenmiş mütalaaların birer kanaat raporu oldukları ve karar verme aşamasında mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olmadıkları,
.../...
-2-
Dosyanın bu haliyle Cumhurbaşkanlığının 4 sayılı kararnamesinin 16. Maddesi 1 nolu fıkrası kapsamında değerlendirilmediğinden İkinci Üst Kurulu Gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığı ve bu nedenlerle tekrar üst Kurul gündemine alınamayacağı anlaşıldığından herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın iadesi uygun görülmüştür.
Bilgilerinize arz ederim.
Bu silsile sonunda Dosya Üniversite hastanesine tevdii edilerek '' YSK ATK.3 İhtisas VE ATK 2. Üst kurulu raporları arasında ki çelişkinin giderilmesi ve adı geçen sigortalının 12.04.2005 tarihinden önce maluliyetinin olup olmadığı maluliyet daha sonra oluştu ise oranını ve maluliyet başlangıç tarihinin belirlenmesi istenmiş.
Üniversite hastanesince düzenlenen raporda ise : Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan alınan 09.04.20221 tarihli raporda ise şahsın işe giriş sırasında malul olmadığı, sonrasında hastalığının ilerlemesi ve tedaviye yanıt vermemesi nedeniyle malul hale geldiği, maluliyet oranın da zaman geçtikçe artarak, son durumda %80’e ulaştığı, halihazırda şahsının durumunun “tedaviyle çalışma olanağı vermeyen” şeklinde nitelendirelebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği, davacının ilk sigortalılık tarihinin 12.04.2005 olduğu anlaşılmıştır.
Çelişkiyi giderir bu raporun hükme esas alınması gerekip davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekir iken, Yerel mahkemece Çelişkili ATK. 2 Üst kurulu raporuna itibar edilerek davanın REDDİNE karar verilmesi üzerine, İstinaf Tarafından ise şu gerekçe ile davanın reddine : Davacı vekili; Davacının ilk defa 12.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını,Sizoaffektif Bozukluk-A Tipik Psikoz tanısı ile tedavi gördüğünü, ....'nın malulen emeklilik talebiyle Kuruma müracaatının işyerine maluliyetini gerektiren hastalık veya arızasıyla girdiği iddiasıyla talebin reddedildiğini, YSK tarafından aynı kararın verildiğini, sigortalının ilk işe girdiği tarihte %60 malul olmadığını, 1800 prim gün ve 10 yıllık sigortalılık şartlarına haiz olduğunu belirterek YSK'nın 2014/11825esas, 80/14373 sayılı 17.10.2017 tarihli kararınıniptaline karar verilmesini, sigortalının malulen emekliliğinin tespiti ile tahsis talep tarihi olan 05.06.2014 tarihinden geçerli olmak üzere malulen emekli aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
DAVALININ CEVABI :
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
HÜKÜM ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili; YSK'nın sigortalının ilk işe girdiği tarihte %60 oranında malul olduğunu belirtmesine rağmen Adli Tıp Kurumunun sigortalının işe girdiği tarihteki maluliyet durumunu değerlendirmesi gerekirken %60 oranında malul olmadığına karar verilmesinin net bir çelişki olduğunu, üniversitelerden seçilecek uzmanlardan oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU :
Davacıya maluliyet aylığı bağlanıp bağlanmayacağı konusudur.
GEREKÇE :
5510 sayılı Yasa'nın 95.maddesinde, Kurum sağlık tesisleri tarafından düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz haklarının olduğu düzenlenmiş; 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmadığı, diğer ilgililerin Adli Tıp Kurumu Başkanlığından Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri belirtilmiş; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2010 gün ve 10-390/449 sayılı kararında, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki olması durumunda, Adli Tıp Yasası'nın 15.maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan çelişkiyi giderici rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Davacının maluliyet aylığı talebinin Kurum tarafından 506 sayılı Yasa'nın 53.maddesinin A fıkrasına göre malul durumda sayılmış ise de; işyerine maluliyeti gerektiren arıza ile girmesi nedeniyle malullük sigortasından yararlamayacağı gerekçesiyle reddedildiği, YSK'nın 17.10.2017 tarihli kararıyla işyerine maluliyeti gerektiren hastalık ve arızası ile girdiğinden malullük sigortasından yararlanamayacağının tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 19.08.2019 tarihli raporunda davacınınçalışma gücünü %60'ını kaybetmemiş olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu'nun 12.12.2019 tarihli raporunda çalışma gücünün %60'ını kaybetmemiş olduğunun tespit edildiği, birbirini doğrulayan Adli Tıp Kurumu raporları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf isteminin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığını,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İlişkin, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 03.11.2021 tarihinde oy birliği ile tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu olanaklı olarak karar verildi.
Dosyanın Yargıtay Temyizi incelenmesinde : Dava, maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Barış Kılıç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, Davacının ilk defa 12.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını, Sizoaffektif Bozukluk-A Tipik Psikoz tanısı ile tedavi gördüğünü, malulen emeklilik talebiyle Kuruma müracaatının işyerine maluliyetini gerektiren hastalık veya arızasıyla girdiği iddiasıyla talebin reddedildiğini, YSK tarafından aynı kararın verildiğini, sigortalının ilk işe girdiği tarihte %60 malul olmadığını, 1800 prim gün ve 10 yıllık sigortalılık şartlarına haiz olduğunu belirterek YSK'nın 2014/11825 Esas, 80/14373 sayılı 17.10.2017 tarihli kararınıniptaline karar verilmesini, sigortalının malulen emekliliğinin tespiti ile tahsis talep tarihi olan 05.06.2014 tarihinden geçerli olmak üzere malulen emekli aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının çelişkili olduğunu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan alınan raporun lehe olduğunu ve buna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde,05.06.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacıya, maluliyetinin bulunmadığının belirtilmesi sonrası Yüksek Sağlık Kurulunun 14.01.2015 tarihli raporunda, maluliyeti gerektirecek hastalık ve arıza ile işe girdiğinin belirtildiği, 09.06.2017 tarihli tahsis talep üzerine, Yüksek Sağlık Kurulu’nun aynı hususu tekrar belirttiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ileson olarak Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporlarda ise davacınınçalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağının belirtildiği, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan alınan 09.04.20221 tarihli raporda ise şahsın işe giriş sırasında malul olmadığı, sonrasında hastalığının ilerlemesi ve tedaviye yanıt vermemesi nedeniyle malul hale geldiği, maluliyet oranın da zaman geçtikçe artarak, son durumda %80’e ulaştığı, halihazırda şahsının durumunun “tedaviyle çalışma olanağı vermeyen” şeklinde nitelendirelebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği, davacının ilk sigortalılık tarihinin 12.04.2005 olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, en son Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporda çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmediğinin bildirildiği, davalı Kurum nezdindeki Yüksek Sağlık Kurulu tarafından ise davacının çalışma gücünün en az %60 ını kaybettiği ne var ki, bu durumun ilk işe giriş tarihinden önce olduğunun belirtildiği ve bu durumun davalı Kurumu bağladığı belirgin olmakla, dosyadaki tüm raporlar nazarında, davacının ilk işe giriş tarihi olan 12.04.2005 tarihinde maluliyetin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
M. TAŞ
Üye
A. İNCEMAN
Üye
Y. AKINCI
Üye
Ş. ÖZYÜRÜR
Üye
K. GÜNGÖR
E.Ü.G.
Karşılaştırıldı.
K.Şefi: A.ÇETİNKOL
 
sezer1980 Sizin olayınıza benzer aynı mahiyette konuyu burada da tartıştık, size yol göstermesi ve bilgi edinmeniz açısından sayfayı incelemeniz cevapları okumanız yararınıza olacaktır. Diğer arkadaşlara da emsal teşkil etmesini dilerim.
Her tür sorunuza cevap vermeye her zaman hazırız.
 
Sizin soru sayfanızda, yapmanız gerekeni açıklamış idim ve, her malulen emeklilik yada engelli emekliliği aynı değildir, her biri usuli açıdan farklılık gösterir, bu sebep ile sizin olayınıza ilişkin birebir karar bulmanız mümkün değil, '' sizin yapmanız gereken iş, sıradan bir avukat ile anlaşarak dava açmaktan ibarettir.
Boşuna daha fazla zaman kaybetmeyin bir an evvel davanızı açın.
Maddi durumunuz yok ise, Barodan bu konuda yardım isteye bilirsiniz harca tabii olmadan davanızı açabilirsiniz.
Kesinlik ile bir an evvel dava açın.
Bu sayfada diğer mağdur olan arkadaşta aynı şekilde dava açması gerekiyor başka yolu yok.
SGK'nın tüm birimlerince düzenlenen raporların birer kanaat raporu oldukları, SGK açısından kesin diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından tek yapılması gereken Kurum işleminin iptaline yönelik dava açmak. Nokta
 
merhaba size bir soru.dava actıgımı biliyorsunuz.bir de danısmanlık şirket aracılıgı ile sgkya itiraz da edeyim mi?bir iş güvenliği şirketi buldum.ücreti mukabilinde sgkya da itiraz edecekler benim için.ne dersiniz?
 
cybill Merhaba, Hayır boşuna paranızı kaptırmayın, Sgk ya yapacağınız her türlü itiraz afaki ve dayanaktan yoksun soyut iddia olarak kalacaktır, kesinlik ile kimseye para kaptırmayın bunlar boş şeyler yani ticari kazanç, itiraza konu matbu bir dilekçe hazırla sgk ya sun ücret al, buna havada ki kargalar bile güler.
"YSK kararları kurum açısından kesin " diger ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı yoktur.
Davanızda ATK 3. İhtisas kurulu kararı ile itiraz halinde ATK 2. Üst Kurul kararı gözetilerek yerel mahkemesi karar verecektir, Kurum işleminin iptaline yönelik davanın lehinize sonuçlanmasını bekleyeceksiniz, size daha önce emsal yargı süreçlerinden içerik göndermiştim, ve söylediğim gibi kimseye para kaptırmayın.
SGK her tür itirazı ret edecektir.
 
adaletesitem size bir şey daha sormak istiyorum.bana OKB teşhisi 2012 yılından itibaren 2 profesor tarafından konulmuş.fakat bana 2021 ekim ayında teşhis söylendi ve aralık ayında saglık kurulu raporu aldım.eylül 2021 de de yönetmelik değişmiş ve OKB emeklilik için ek tedaviler istendi.bu durumda teşhis bana 9 yıl sonra söyleniyor ve emeklilik yönünden mağdur oluyorum.sizce bu durum mahkemede nasıl değerlendirilir?tazminat davası da açıyorum.
 
cybill Mahkeme dilekçenizde izah ettiğiniz ve celbini istediğiniz hususların ve buna dayanak gösterdiğinizi tıbbi belgelerin veya tedavi gördüğünüz hastane ile rapor aldığınız hastaneden veya diğer sağlık sunucularından gelecek cevabi yazılarından sonra, ATK 3 ihtisas kurulu'na müzekkere yazarak Prosedür gereği'' ....... kişinin malul olup olmadığı malul ise % kaç olduğu ve maluliyetin hangi tarihte oluştuğuna dair ayrıntılı rapor tanzim edilmesini isteyecek, ATK 3. ihtisas kurulu sizi kuruma muayene edilmek üzere tensiple çağıracak muayene sonrası oluşturulacak mütalaa mahkemesine gönderilecektir, aleyhinize mütalaa gelmesi halinde itiraz, lehe mütalaa gelmesi halinde kurum vekili itiraz ederek ATK 2. Üst kurulundan Son rapor alınarak mahkeme sonuca gitmektedir.
Mahkeme nasıl değerlendirir diye sormuşsunuz : Mahkeme Adli Tıp Kurumu mütalaasına göre karar verir yani gelecek rapora göre, davanın kabulüne yada reddine karar verir.
Tazminat davası diye sormuşsunuz : Tazminat davasını kime karşı yönelteceksiniz ?
 
saglık bakanlıgına.davayı ayın 5de actım.sizce dava ne zaman görülür ,kaç celse sürer?
 
OKB teshisinin bana söylenmemesi.ağır ilaçlar yazıp işe çalışmaya devam etmem.geç sağlık kurulu raporu verilmesi.bunun sonucunda emekli olma şartımın EKTye bağlı olması vs vs
 
cybill Sağlık Bakanlığına açtığınız Dava, Gerek usulden gerekse esastan ret edilecektir.
Umarım siz kazanırsınız aksi halde dava giderleri ile kurum vekilinin ücret-i vekaleti sizden sadır sayılacaktır.
Hakkınızı sonuna kadar arayın bende sizden tarafım, fakat söz konusu kurum olunca bilirkişiler ve mahkemeler kurumu koruyor, malesef ki malesef durum böyle.
Üzgünüm.!
 
bionic Ben durumu açıkladım, söz konusu kurum olunca bilirkişiler ile mahkemeler kurumu koruyor, sebebi ise şudur !
Kurumlara karşı açılan her tür dava ile sair tazminat istemlerine konu giderler hazineden tahsil ediliyor, buda devlete yük getiriyor.
 
hayır acıklamadınız?usulun ve esasın nesi yanlış?avukat bile tazminat tespiti yapıyor ,sizin bizim bilmediğiniz ne var gerçekten merak ettim.
 
cybill
Vekiliniz tazminata ilişkin dahi hesaplama yapabiliyor ise, bizim bu konuda söz hakkımız yoktur.
Davanızı açtığınıza ve vekil de atandığına göre, yargısal süreçte olacak aşamaların sonucunu bekleyeceksiniz.
Dava açıldığına göre de Sayın mahkemeye karşın bu aşamada görüş bildirmek veya haricen beyanda bulunmak yasaklılık ilkesidir.
Bu nedenle davanızın sonucunu bekleyeceksiniz, yukarıda da özetle nedenini kısaca özet geçtim.
Bu gibi durumlarda fazla açıklama yapmak hüküm giymeye sebebiyet vereceğinden bu kadarı ile yetiniyorum.
Sonuçta vekil atanmış davanız açılmış sonucu bekleyeceksiniz.
 
sizce ne olur sonuç? sizin nasıl sonuçlandı?davalarda yargı vatandaştan yana mı?
 
merhaba aynen dediğiniz gibi oldu ama bu avukatımın bilgisizliği ve ilgisizliğinden kaynaklandı.bu avukat SGK ankarayı dava edeceğine bursa müdürliüğü dava etmiş.buradan reddedildi.ayrıca kendisi ceza avukatıymış hiç bir bilgisi yok.napıcam ben?
 
cybill Merhaba öncelik ile Avukat yada Avukatların Ceza veya diğer hukuki çözümlerin konusunda ayrım olanağı yoktur, diğer bir değişle Avukat kategori halinde mesleğini icra etmez.
Mahkemeler dava açılır iken '' Dava dilekçesinde ki beyanları esas alarak dosyanın sonucuna gitmekten ibarettir ''
Sgk Kurum işleminin iptali davalarında Dava dilekçesinde Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı '' Bulunduğunuz o yer Sosyal güvenlik merkezi müdürlüğü '' yazılmalıdır.
Aksi halde Davanız Usulden Ve Esastan reddine karar verilerek Dava giderleri ile Ücret-i vekaletin davacı üzerine tahmiline gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde İSTİNAF Yolu açık olmak üzere karar verilecektir.
Diğer bir husus ise, Dava dilekçenizde gösterdiğiniz gerekçe ile talepleriniz esasına göre mahkemesi delil toplayıp ve dosyanın durumuna ve bilirkişi raporları doğrultusunda karar verir, diğer bir anlatım ile Gerek ceza davalarında gerek icra, icra ceza, icra hukuk , sulh hukuk , asliye hukuk , vs vs hukukun tüm birimlerinde yazılı beyana dair işlem yapılır, yazılı beyan akabinde duruşmada sözlü savunma usul hukukundandır, esas olan yazılı beyandır.
Sizin anlatımınıza göre davanız ret edildiğine göre yeniden esas numarası alarak dava açmaktan ibaret olacaktır.
 
Yazdıklarinı okudum.4cliler de tahsis talep formu olmaz ve vergi indirimine gerek yoktur.
 
Son düzenleme:
ne zor işler olaya bakın böyle zorlayraka öğretmenimiz artık işini yapamaz hale gelmiş zorlanıyor devam edemiyor hakkı var emekliliğe eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee sorun ne , neden emekli yapmıyorsunuz ? bu resmen zulüm
 
Üst Alt