Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Afet ve Engel | Claire Özel

claire

Yeni Üye
Üyelik
15 Haz 2005
Konular
8
Mesajlar
17
Reaksiyonlar
0
Afetler her tür hayatı altüst eder. Afet dediğimizde aklımıza sadece deprem gelmemeli, beklenmeyen olağanüstü herhangi bir durumu afet kategorisinde değerlendirebiliriz. Afetler doğal veya insan kaynaklı olabilir: Deprem, sel, aşırı rüzgar, kuraklık, yangın, heyelan, salgın hastalıklar, nükleer kazalar, patlamalar, savaş vb.

Her ne kadar şans faktörü göz ardı edilemeyecek olsa da şu da bir gerçek ki kimilerinin afetlerden zarar görme riski diğerlerine göre daha fazladır. 2005’te Boğaziçi Üniversitesi Afet Hazırlık Eğitim Birimi “Aile Afete Hazırlık Planı”’nı hazırladı. Elbette hazırlanan bu plan çok kıymetli ancak acaba bu plan kimler tarafından, ne kadar biliniyor; ne kadar verimle uygulamaya geçirilebilir, yazılanları afet anında uygulamaya kim, ne kadar hazır? İyi uygulamalar tüm afet türlerini göz önünde bulundurur çünkü her afet farklı olur, sonuçları birbirine benzemez; ayrıca, deprem sonrası ortaya çıkan sel ve yangınlarda olduğu gibi, bir afet bir diğerine yol açabilir (aslında bu bakımdan afetler kategorisi ve bizim odak noktamız olan sakatlık grupları kategorisinin içerdikleri çeşitlilik arasında bir paralellik var).

Son otuz senedir afetler konusunda yapılan araştırmalar, artık risk gruplarının ihtiyaçlarını, bu grupların birbirleri arasındaki ve içindeki farklılıkları da göz önünde bulundurarak inceliyor. Acil yardım ve destek gerektiren durumlarda, afetten etkilenen grupların farklılıklarını hesaba katmadıkları zaman bu grupların hayatta kalma oranlarının düştüğünü gösteren birkaç bilimsel çalışma mevcut. Bir “Afet Risk Azaltma Stratejisi” geliştiren ülkelerde, “Güvenlik ve Kapasite Değerlendirmesi” kapsamında afetlerin yarattığı risklere en açık gruplar ve bu grupların özel ihtiyaçları ve -eğer verebilme imkanları varsa- afet anında kurtarma çalışmalarına ne tür bir destek verebilecekleri belirlenir (Bu riske açık gruplarda bulunan kişilerin sayısı aslında oldukça fazla. Sakatlarla beraber yaşlı, hamile vb. gibi gruplar da göz önüne alınırsa sayıları nüfusun beşte birini aşabilir.) Bu şekilde mümkün olan en uygun yardım ve kurtarma programı tüm ilgili ekip ve risk gruplarıyla birlikte geliştirilir. Bu çerçevede, son yıllarda Japonya, Yeni Zelanda ve Kaliforniya’daki engelli derneklerinin bir araya gelip afetlerdeki zararları ve yaşam riskini en aza indirmek için karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaları ve veri toplamaları, afet hazırlık programlarının katılımcı bir şekilde geliştirilmesi konusunda güzel bir örnek teşkil edebilir.

Afetler karşısındaki risk grupları söz konusu olduğunda, engelliler kategorisi, klasik kategorilerden daha heterojen bir kategori, aslında engellilerden bahsettiğimizde çok farklı ihtiyaç ve kapasiteler sahip, uzun süreli fiziksel, duyusal ya da zihinsel yeti yitim veya bozukluğu olan, ve bazı toplumsal engellerle bir araya geldiklerinde, bu yeti yitim veya bozukluklarının engelli bireylerin topluma diğer bireylerle eşit, tam ve etkili katılımını engelleyebildiği bir gruptan bahsediyoruz. Bu heterojenliğin fark edilmesi afet durumunda daha etkin çözümlerin geliştirilebilmesi için çok kritik bir nokta.

Birçok durumda, afet sonrası nüfusun en az beşte biri afetten önceki durumlarına kıyasla daha zor durumda yaşamaya başlar. Afette sağ kalan birçok kişi de afet sonrası ortaya çıkan kaosta gerekli ilaç ve destekten mahrum kaldıkları ve yaşam rutinleri kesintiye uğradığı için zarar görürler. Özellikle engelliler çoğu zaman daha alt bir gelir grubunda olduklarından birçoğu toplum geneline kıyasla daha kötü mahallelerde daha zayıf binalarda oturmakta ve sağlık hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamamaktalardır. Kurtarma ekipleri ise genellikle hep geniş kategorileri düşünür, ortalama bir insandan farklı kişisel ihtiyaçları olanları değil. Elektrik, su, internet vs afette çökerken destek ve iletişim ağları da yok olur. Acil bir durumda özel gereksinimlerin belirlenmesi de zor olur, dolayısıyla da kişiye uygunsuz yardım sunulur. Örneğin otistik birisi tanımadığı ortam ve kişilerle daha zor iletişim kurar, bunun için afette engelliye yardım etmek onun ihtiyaçlarına uygun özel yöntem ve hazırlıklar gerektirir. Bir afet durumunda, engelli bireyler diğer bireylerden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalırlar, engellilerin günlük yaşam, kurtarılma, sığınak vb. konularda yaşadıkları bu gibi zorlukların da acil durum planlamalarında göz önünde bulundurulması gerekir.

Veri konusuna gelince, genel nüfusla ilgili istatistikler mevcutken farklı alt gruplar konusunda aynı şekilde bilgi olmadığından, karar mercileri de bir afet durumunda toplum genelinden daha fazla zorlukla karşı karşıya kalanların farkında değiller. Oysa bir afetten sıradan bir vatandaş zor kurtuluyorsa, engelliler çözüm veya kaçış ararken daha da zorlanacaklardır. Sürekli sansasyon peşinde olan medya, ancak afette sakatlananların haberini yaparken, afetten önce özel durum ve ihtiyaçları olan gruplara ne olduğu konusunda bizi bilgilendirmez. Örneğin, 2004 tsunamisinde Sri Lanka’daki 700 polio sekeli (çocuk felci) yeterince hızlı kaçamadıkları için içlerinden ancak yarısı sağ olarak kurtarılabildi. Peki kaç sakat kişi bir depremden sağ çıkabilmiştir, ne kadarı yaralanmış, ne kadarı hayatını kaybetmiştir? Bu konuda ne kadar veri bulunmaktadır? Engelliler arasındaki ölü/yaralı oranları, genel nüfusun ölü/yaralı oranlarıyla orantılı mıdır? Afet durumunda en çok kimler ölüm/yaralanma tehdidi altındadır? Bu ölüm ve yaralanma olaylarının nedenlerinden ne kadarı ve hangileri önlenebilir nedenlerdir? Hayatta kalabilenler/minimum zararla afeti atlatabilenler bunu nasıl başarabilmişlerdir? Kimilerimiz bu konularla ilgili bazı hikayeler duymuşuzdur, 1999 depremin sonrası, kanser ilacını alamayıp altı ay sonra vefat eden hasta ya da yine 2004’te Sri Lanka’daki tsunamide bir bakım evinde kalanların tamamının ölümü gibi... Bu, veri kısmını oldukça önemli buluyorum çünkü karar alıcıları ikna etmek için veri gerekir Bu verilerin oluşturulması için gerekli çalışmalar bir an önce yapılmalıdır.

Görece nadiren ortaya çıkan acil durum ve afetleri düşünmek çaba ve maddi yatırım gerektirir. Herkesi düşünen bir toplum, şüphesiz çağdaşlığın da göstergesidir. Günümüzde afette engellilerin durumuyla ilgili olarak üç farklı yaklaşımdan bahsetmemiz mümkün. İlk yaklaşım: “Hiçbir şey yapmamak”, çünkü engellilerden ayrıca bahsedilmediğinde, özel durum ve ihtiyaçları da görmezden geliniyor dolayısıyla da üzerinde düşünülmesi ve bir şeyler yapılması gereken bir konu da olmuyor. İkinci yaklaşım: “Tepeden inme”. Bu yaklaşımda engellilere danışılmadan uzmanlar bu konuda neler yapılması gerektiğine karar verir. Öneriler bakıcı ve refakatçıya sunulur; bu yaklaşımda sakatlık bireysel bir durum olarak algılanılır, toplumsal bir durum olarak görünmez ve aynı zamanda engellilerin başkalarına bağımlı olduğunu varsayılır. En gelişmiş yaklaşım olan “Katılımcı planlama” yaklaşımında ise engelli kişiler bizzat potansiyel tehlike ve çözümleri belirler ve kamu kurumlarıyla iletişime geçerler. Sakatlar, aralarında bilgi, tecrübe ve fikirleri dile getirir ve kendi güvenliklerinin sorumluluğunu mümkün olduğu kadar geniş gruplarla paylaşırlar. Bu yönde atılan doğru bir adım olarak, 2000’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sağırlara verilen afet bilinci eğitiminden bahsedebiliriz.

Herkes afet hazırlıklarına katılabilir: Farklı iletişim ağları kurulabilir (Birden fazla ağın kurulması, ağlardan birinin çalışmaması durumunda faydalı olabilir), ilgili kurumlardan ihtiyaç duyulan bilgiler sağlanabilir vb. Planlama konusunda neler yapabiliriz, olası zararları azaltmaya nasıl katkıda bulunabiliriz? Yerel kurtarma ekipleriyle görüşebiliriz ve bizimle benzer durumda olanlarla iletişimde olup onlara ihtiyaç anında yapabileceklerimizi anlatabiliriz.

Afet öncesi katılımcı planlama sürecinde üzerinde düşünülmesi gereken bazı noktalara örnek vermek gerekirse:
  • Ekipler ve sorumlular tatbikatlar yaparlarsa, kişilerin afetlere daha hazır olmaları sağlanabilir. Böylece, hem kendilerini afet esnasında daha iyi korur ve tehlikeden mümkün olduğunca uzak kalırlar, hem de ihtiyaçlarını afet öncesinde daha iyi anlatma şansları olduğundan, bu şekilde afet sonrası da ekiplerin daha etkin çalışmaları sağlanabilir. Yurt dışında Japonya ve Yeni Zelanda’daki son örnekler de bize kurtarma ekiplerin yanısıra bireylerin hazırlıklarının da afetlerin ortaya çıkardığı zararları azaltmada ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
  • Can kurtarma ekipleri ve çalışanlar otistik ve işitme engellilerle iletişim kurmaya hazır mı?
  • Sığınaklar ne kadar erişilir?
Sizlerin afet ve afetlere hazırlıkla ilgili düşünceleriniz neler? Şimdiye kadar yaşadığınız böyle bir afet tecrübesi oldu mu? Afetlere hazırlık konusunda bilmek istediğiniz ama bilmediğiniz noktalar var mı? Sizce bulunduğunuz şehir ve mahallede hatta aile içinde afetlere karşı daha hazırlıklı olmak için neler yapılabilir, genel olarak Türkiye’de afet durumunda sakatların uğrayabileceği zararları azaltmak için neler yapılabilir?


* Asya ülkelerinde yürütülen kapsamlı bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan kılavuz: Menu: Resources | Disability Inclusive DRM afet hazırlıkları ve afet sırasında nasıl hareket edilmesi gerektiğini pratik bir şekilde anlatıyor. Buradaki aile içinde afetlere karşı nasıl hazırlık yapılmalı, resmi kurumlarla nasıl iletişim kurmalı ve tüm diğer bilgi, eğitim ve iletişim materyalleri herkes için çok faydalı olabilir. Henüzki Türkçe’ye çevrilmeyen bu kılavuzun yalnızca İngilizcesi bulunuyor.

** Bu notlar afet ve engel çalışan uzmanların paylaştığı materyalin özeti. Konuda en güncel rapor Ocak 2014’de çıktı. Bu konularda bilgi paylaşımı yapmak isteyenler John Twigg, Ben Wisner ve raporda emeği geçen diğer araştırmacılarla iletişime geçebilirler.
 
bence bu konuyu burada boşuna tartışıyorsunuz geçen haftalarda afet yokken yıkım yapan kişiler gecekondusunda oturan engelliyi öldürdü!!! afet yokken insanın başına afet açılabilir buradaysak :(
 
Kızgınlık ve umutsuzluk hissediyorum... Bunlar gibi o kadar olumsuz örnek var ki evet umut kaybetmek kolay. İlerlemek için olasılıklara bakmak ve onlarını görebilmek gerek.
Uluslararası örneklerde depremde sağ kalmak durumlara bakarlar, kişilerin yapabildiklerine odaklanıyorlar. Afet zaten herşey altüst ederken, bir de hiç planlanmış sistem yoksa durum berbat. Hedef sade sistemler kurabilmek ki afete rağmen çalışacak ve bir şekilde sağ kalanlara daha rahatlık verir, zarar en aza indirir. Olumlu yöne bakmak, ve yapılabilenlere bakabilmek önemli.

AFET'in tanıma için yazıma tekrar bakın. Ukraina'dan haber aldım; oradaki düzensizliklerden sakat ve engelli vatandaşlar ilk etkilenenlerden.

Kendimize iyi bakalım.
 
[FONT=arial]Aralık 2015'te 18 ülkenin katıldığı [/FONT][FONT=arial] Engellilik ve Afet Yönetimi konulu[/FONT][FONT=arial] toplantıda Dhaka Bildirimde açıklandı.
[/FONT]The Dhaka Declaration on Disability and Disaster Risk Management adopted at the Dhaka Conference on Disability and Disaster Risk Management 2015 - Policy, Plans & Statements - Professional Resources - PreventionWeb.net

Afet durumunda herkes eşit şekilden etkilemenidiği için, kapsamlı/ dahil eden risk yönetimi planlanmalı. Mevcut riskleri azaltmak, yeni riski önlemek, dayanıklı topluluklar oluşturmak ve her seviyede işbirliği sağlamak - yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası.

Hepinize barış dolu anlayışlı sağlıklı yıllar dilerim.

[FONT=verdana]
[/FONT]

[FONT=verdana]
[/FONT]
 
Sayın Claire çok önemli bir konuya değinmişsiniz. Heme Engelli hemde Arama Kurtarma gönüllüsü olarak konuyla yakından ilgileniyorum. Ancak maalesef halkımız eğitim konusunda çok duyarsız olup afetlerle ilgili bakış açıları "Allah Korusu" "İnşallah" Maşallah" düzeyini geçmiyor. İlköğretim okullarına Güvenli Yaşam Eğitimlerine gittik rehber öğretmen de dahil hiç bir veli yoktu randevulu olmamıza rağmen. Ha vaz mı geçtik hayır. İnatla devam etmeye çalışıyoruz.
Engelliler pratik olarak şunları yapabilirler.
En çok zaman geçirdikleri yerde bir çanta içinde aşağıdaki yazılanları bulundurabilirler.
1- Su 2- Toz Maskesi 3- Düdük 4- Cep telefonu 5- İki paket bebe bisküvisi 6- Acil sağlık çantası 7-Fener 8-Sık kullandığı ilaçlar
9-Sağlık Bilgilerinin yer aldığı acil sağlık kartı.
Gibi temel maddeleri ve 72 saatlik acil ihtiyaçlarını bulundurabilirler.
Hareketi olmayanlar içinde bu hazırlıkları ondan sorumlu kişiler hazırlayabilir.
 
Üst Alt