Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Burak Özkan

maxxam

Yeni Üye
Üyelik
1 Mar 2007
Konular
1
Mesajlar
13
Reaksiyonlar
0
burak'ın ölümü.


bir resimdi benim hayatım,
asla bitmezdi
içine dolduracağınız şeyler

bir manzara dolusu hayal koydum önce önüme
sonra da ağaçlar gibi yaşlı aşklar karaladım üstüne...

beğenmedim bazen kendimi
attım bir köşeye.

hayatımın tablosunu yaptığımda
dokunmadım bir daha, el sürmedim bunun da "içine ederim" diye

ve zamanı geldi dokunulmaz ruhların
yanlarına varmanın...

oldukça bilindikti benim ölümüm
en tepe uçurumdan en alt toprağa toprağa bıraktım kendimi.

inişteyken hız'ın tırnakları kulağımda,
rüzgarın basıncı ruhumda
huzurun en sevdiği torunuydum o sırada.

yerin bilmem kaç dibinden dinledim sizi
yaşlarla sildiniz kendinizden beni

ateş mezarımın etrafında ki,
inanın cidden büyülüyor beni...
ve şunu sakın unutmayın dostlarım
cidden seviyorum sizi.


burak.
 
bir inkar.

bir inkar.

istiyorum seni,
bedenim alevler içindeyken
soğuk dokunuşlar bekliyorum.

istiyorum seni,
gözlerim saklambaç oynarken gözlerinle
yaklaşamamak tenine acıtıyor yüreğimi.

istiyorum seni,
kırmızı makyajınla selamlarken beni
öpmek istiyorum seni.

vücudunun kıvrımları dudaklarımı ağırlarken
güzel sözler fısıldamak bizi izleyen ruhlara.

kanın akışı gittikçe hızlanıyor arzu dayanılmaz olunca.
çarşafların dansı bize eşlik eden.
ama yinede yaklaşamıyorum sana...

duvarların arkasındaki hayallere kaçıyorsun yine
bir dünya yaratıp kendine beni soyutlaştırıyorsun var olandan.

senin için ümitlerimi atarken pencereden,
senin bana yaptığın adilikler bir yanık sigara gibi bastırlıyor beynime.
bu nasıl bir acı böyle.
bu ne tür bir hainlik.

hayallerimi olması gereken yarınlara saplıyorum,
ki yarınlarda da içimde ol diye.

bir inkar bu tanrıya yapılan.
bir inkar insan yapısına.
nasıl derim sevdiğimi, olmayan sevgiliye.
nasılda öperim boş havayı,
ve ona sarılmaya çalışırm.

uzanıyım artık dikenli yatağıma.
saçma gerçeklikler beni bekler rüyalarda.


burak.[/b]
 
Yapmadığım bir şeyi yapacağım dostlar, izninizle... :D

Bildiğiniz gibi buradaki şairlerin şiirlerine yorum yazmayız biz, okuruz beğeniriz, içimize alır belki de red ederiz. Ama asla yorumda bulunmayız.

Bu genç arkadaşımızı tanıyorum. Bu sebeple yazı yazmaya bu kadar hevesli genç dostumuzu herşeyden önce aramızda görmekten,ve onun kendine ait şiirlerini okumaktan ne denli mutlu olduğumu sadece ona teşfik olması amacıyla yazıyor ve bundan sonra hiç yorumda bulunmadan sessiz okuyucu kimliğime bürüneceğime söz veriyorum. :D
 
beklerken.

yalnızlığın bu ucuz kıyısında,
güneş vuruyor kırık camımdan..
ölümü bekliyorum,
bu çarşafsız yatakta.
son dileğim ilk ve son kez seni öpmek

___
halat.

doğanın gerçekleri gibi saklı bir yaşam
deniz mavisi berraklığı
gri olmanın soğuk acısı.

tadı ekşimiş sevdaları yakarlar,
cehennemdekiler.
aşkın sert kokulu küfü.

değerler sürünürken yerde,
üstüne basan kefenlikler.

odanızın içi günahlarınızla tozlanmışken
hiç bir bez sileimez pisliklerinizi.

bir halatın çemberini süslerken boyunlarınız
umarım farkına varırsınız.
sizi öldüren hayat değil,
inançlarınız.


_____
istanbul.


uzun adımlar var bu gece denizin pelerininde
yürüyorum şehrin en keyifli sahilinde

sigaramın kıvrımları zehirlerken bulutları
morrisonun mırıltılarına eşlik eden deniz dalgaları

milyonlarca ışık fısıldamış şehir, kalbine
ve bir o kadar da mikrop girmiş içine.

sabahları güneş doğar olmuş sarı bir hastalıkla
artık acı çeker olmuş yaşlı tanrıça.

çoğu kez tecavüze uramış
iğrençliklere maruz kalmış.

üstünde söndürülen sigaralar
sokaklarına şırıngalanan uyuşturucular.

ama asla vazgeçmemiş
ismini istanbul olarak değiştirmiş
ve yaşamaya devam etmiş


_____
by burak.


sakın anılarımızın boşluğunu yakalayıp, gözlerine girmesine izin verme..

çünkü o zaman tekrar ateşlenir içimizdeki bu kırık dallar..

yazgımın getirdiği kederlerden dolayı yorgun düştüm ben bitanem..

bütün aşklarım avcumun içinden defolu kanatlarla gökyüzüne açıldı..

sevginin sözlükte anlam karşılığı hiç olan bir devirdeyiz artık..

ne tazelenmiş hayaller kurtarabilir sözcükleri,

ne de yeni umutlar hayata döndürebilir aşkımızı!

başından beri belliydi; sensizlik ve sizsizlik mahkumuyum demir yaşlar arkasında!
değdiğim her yürek soluveriyor karşımda.
sürekli dargın olduğum kader her zaman elinde yeni bir aşkla gelip;
gönlümü çelmeyi iyi biliyor.

duygularımı asıp tabureyi tekmelesem mi acaba?
bazılarınız gibi olup tepki vermesem mi acaba?
artık soru sorma bağımlılığımdan kurtulup cevapları yalnız mı bıraksam!?

boyun mu eğsem?

bendeki beni benden iyi tanıyan ey Sen!
bu sefer olsun sil de kulaklarındaki gürültüyü sadece beni dinle.
daha ne kadar kanıcam ve daha ne kadar kanayacağım?
 
"düşler ülkesi."

yıldızların içinde,
ama aynı anda bulutların ötesinde

bir şehir veya bir ülke
belkide 'tanrı' nın yerinde.

en güzel düşünceler
ve en hain fikirler.
bir düşler yeridir perilerin, timsahların olduğu yer.

sanmayın sakın sadece iyiler hüküm sürer
kötülerde elbette bir köşeye sıkışır, bu hayatın içine girer.

Ama ben anlatıcam size saf hayallerin tabakta sunulduğu,
en güzel gülücüklerin şarap olduğu,
ve dudaklar melodi,
işte burası düşler ülkesi.

peri tozları serpiştirilir bebekler üzerine,
sevinçlerle yetişir çiçekler, dans eder parlak böcekler.

en kıymetli narin yaratıklar seslenir meleklere, bir melodi ile..
melekler en beyaz gecelikleri ile ziyarete gelir perilere.

ateşin başında dans vardır her tatlı gece,
iltifatlar hediye ederler birbirlerine.
onlar için en pahalı elmastır söylenen iki hoş hece.

hayalin sınırsızlaştığı,
aşkın yüceleştiği,
tebessümlerin en sevimlisi,
kanatların en kuvvetlisi,
düşler ülkesi.


burak.
 
kıyamet.


melekler vardı ince ufukta
insanlar avladı hepsini yalancı umutlarla

inançlar yıkıldı
gülücükler soldu

bulutlar üstümüze düştü
iblisler etrafa üşüştü

kıyameti fısıldadık şeytanın kulağına
oda çok geçmeden iletti tanrıya

asit yağmurları eritti aklımızı
günahlar kovaladı ruhlarımızı

güneş batıdan doğdu
bir daha batmadı, yaktı toprakları

kulakları yırtan çığlıklar vardı etrafta
kafasız bedenler koşturuyordu oradan oraya.

kimisi cennette serinledi
kimisi cehennemi yedi.
 
çatlamış bulutlar,
yüzüme çarpan ay kıvılcımları,
dalgaların erotik dansı,
üzgün sahil dalları,
denizin fısıltaları,
en gri olgu
tadıyorum aşkı.
 
şeytanın seslenişi.


safların dayanılmaz çekiciliği
içlerinde uyuya kalmış nefretleri.

ben bunun için buradayım
seni tekrar adama çevirmek için varım

boynuzlarımı saklar
kuyruğumu bacak arama sokarım

gözlerini kapa ve düşün sadece
en derininde ne yatıyor fısılda içime.

kötü biri olmak suç değildir bebeğim
insanları zehirlemek seksten bile keyiflidir eminim.

kahkahalardan bir alev dövmesi yap bedenine
sonrada gizlice gir bedenime.

aldat şu ana kadar tüm sevdiklerini
kes birer birer tüm kellelerini
bunu seviyorsun biliyorum
çünkü şu an aynaya bakıyorum.
 
olsam, olsan_


bulutlar olsam,
cennetinde altına serilsem.

yıldız olsam.
güneş olsan; ışığımı senden alsam,

beden olsam,
ruhum olup içime dolsan

nota olsam,
beni şarkı yapsan

gece olsam,gündüz olsan.
sen gel diye bir an önce güne;
geceyi gece yapan ayı batırsam,

fotosentez olsam, çiçek olsan,
bana ihtyicaç duysan

ada olsan,
deniz olsam seni sarsam,

sigara olsam, dudak olsan.

"AŞK" olsam.
bütün güçlerimi senin üzerinde kullansam.

____

peri katili.


bebeğin teni,
güneşin kalbi...
ateşli ve şehvetli;
hiç kimsenin olmadığı gibi
isterse seni de cezbedebilir şeytanın perisi.

o bir cehennem sakini.

en yüce mantığı süsleyecek bir çekicilik,
tanrının en iyi bestesi
sisin içindeki peri.
"o" düşlerin haini.
kırmış johnny depp in kalbini...

o bir düş katili...

elinde hançer
önünde bir kafa,
başı olmayan bir peri vücudu;
yok oluyor karanlıkta.

o bir peri katili...

kanatları donuk kırmızı
gözleri peri sarısı.
yürür gökyüzünün üstünde
en nefret ettiği şeydir;
yıldızlı bir gece!

o bir gece katili...
 
hey sen, dışarıda soğuyu yerken ben,
yaşlılığımı yalnızlığa vururken
hisset beni.
hey sen, yolun içinde dikilirken ben
sürüngen ayaklarım ve aldatan gülümsememle
hisset beni.
hey sen, ışığı kazıyorum kayıp topraklarından.
savaşımı verirken son kalp atışımla.

hey sen, çıplaklıkla tuşları çevirirken ben
elimi uzatıyorum dokunmak için.
hey sen, kulağımı ruhuma dayamış
umut için dinliyorum ve
elimi uzatıyorum dokunmak için.
hey sen, avuçlarıma doldur taşları
açtım işte kalbimi seni bekliyorum.

sakın bana sadece bir hayaldi deme.
keşkelerle gittikçe yükselen duvar,
reddeiyorum görmeyi.

hey sen, sarılmışım kendime yolda
söylenenleri yapmaktan yorgun burda.
lütfen yardım et.
hey sen, duvarın arkasındayım...
sanırım ümitlerin tükenme noktasındayım...


Syd Barret ın anısına.
 
yılbaşı.

Bir yıl sonu gecesi şarabı gibi,
Bedenimden akan son kirler o senenin ki.

Karşımda uçuruyorsun yeşil kelebekler,
Hepsinin üstünde siyah benekler ve birbirinden güzeller.

Umarım fazla kapılmam sarışın sevdana,
Doğal olsada, fazla çekici olur bu bana.

Hem güzeller kısa sever,
Çok üzer.
 
portre

güneş daha yeni gözlerini açarken
yürürüm ben bu sessiz denizde.

sadece uyumayanlar bilir bu gökyüzünü
sadece uyumayanlar...

bulutlar yeni yeni kazanır renklerini.
hala gecenin karartısı vardır üstlerinde.

çıkıp yürürüm sabahın taze sokaklarında
gece yarısı 12 sonrası efendileri vardır kenarlarda.
kimdir diye sorarsanız bunlar;
köpekler ve çöp sosyetisidir.

günün en tatlı portresidir bu saatler...
güneş daha yeni gözlerini açarken.
 
Üst Alt