Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Bursa Cumalıkızık'ta gezmek meşakkatli mi değil mi siz karar verin

alifatih1958

Aktif Üye
Üyelik
3 Ocak 2007
Konular
62
Mesajlar
1,443
Reaksiyonlar
74
Mayıs 2009 yılında yazmış olduğum yazımda adı geçen Bursa Cumalıkızık köyü ile ilgili bir tekrar yazısı mahiyetindedir bu yazı.

Bursa şehrinin İzmir yolu istikametine doğru olan kısmı oldukça gelişmiş durumda. Nilüfer Belediyesine bağlı olan bu bölgede yüksek ve modern binaları, büyük ve gösterişli mağazaları görebilirsiniz. Yoları da geniş ve bakımlıdır. Bursa'nın İnegöl/Ankara tarafına doğru olan kısımları ise tam tersi perişandır, bakımsızdır. Yıldırım belediyesine bağlı olan bu bölge Bursa'nın eski yerleşim yeri olduğu için bölgeyi modern bir hale getirebilmek için çok büyük istimlâklar yapmak gerekir. Bu da para demek olduğundan Yıldırım belediyesinin başına geçenler Bursa şehrinin Ankara yolu istikametine doğru olan kısmını kendi haline bırakmışlar desek yalan olmaz. Yıldırım belediyesi bölgesinde tarihi camiler, eski eserler oldukça fazladır. Ancak Nilüfer belediyesi bölgesinde gördüğümüz geniş ve modern yollar, yüksek ve modern binalar pek yoktur. Araba tamirhanelerinden geçilmez. Yani demek istediğim kısaca Yıldırım belediyesinin kapsamına giren alana gittiğinizde birkaç eski Osmanlı eserini ziyaret ettikten sonra o bölgeden derhal uzaklaşmak gerekir. Ama ne yazık ki Bursa Osmanlılar tarafından alınmadan önce Bursa civarına kurulan birkaç köyden birisi olan Uludağ eteklerindeki Cumalıkızık köyü de Yıldırım ilçe belediyesi sınırları içindedir. Cumalıkızık köyüne gelmek için Ankara asfaltından sağa sapıp önce Değirmenönü mahallesine geliyorsunuz. Ve o mahalleyi geçip Cumalıkızık köyüne ulaşabiliyorsunuz. Çarpık yapılaşma, karmakarışık yollar, kahvehane bolluğu, sokak ve caddelerdeki küçük çocukların çokluğu, arabalarda müziğin yüksek sesle çalması ve benzeri görüntüler bu mahallenin Bursa'nın en yoğun göç alan birkaç mahallesinden birisi olduğunu hemen gözler önüne seriyor. Neyse ki Cumalıkız köyüne gitmek için takip ettiğiniz yol pek mahalle içine girmiyor da bu görüntülerle karşılaşmıyorsunuz.

Cumalıkız köyü yukarıda da değindiğim gibi Bursa'nın en eski köylerinden biri, tarihi bir köy. Köyün girişine kadar yol asfalt. Ancak köye girdikten sonra biz sakatlar için büyük sıkıntı başlıyor. Köyün yolları asırlardan beri değişmemiş sağlam insanın bile yürümekte zorlandığı taştan yollardır. Ortopedik rahatsızlığı olanlar, yürüme cihazı kullananlar bu yollarda belki yürüyebilirler ama analarından emdikleri süt burunlarından fitil fitil gelir. Tekerlekli iskemle kullanan arkadaşlar ise maalesef köyün girişinden manzarayı seyredip belki başkalarının yardımı ile bir iki dükkanı gezebilirler o kadar. Tek başına tekerlekli araba kullanmak mümkün değildir. Mümkündür diyene de sakın ama sakın inanmayın.

Cumalıkızık köyünün hemen yakınlarındaki kardeşimin evine hırsız girdiği için hem hadisenin adli takibi hem de harap olan kapı ve kilitlerin tamiri için iki gün eve yakın diye Cumalıkızık köyündeki bir pansiyonda konakladık. Ödül almış bir konak ama köyün en üst noktasında. Hanım ve kız kardeşimle ilk gün yürüyerek çıktık ama bir daha oraya yürüyerek gitmemeye yemin ettim. İkinci gün neyse araba ile çıktık da aynı eziyeti çekmedim. Ödül almış güya ama tavsiye edilecek bir yer olmadığından adını vermeyeceğim. Sadece kahvaltısı güzel o kadar. Köyde herkes tezgahtar olmuş. Köy köy olmaktan çıkmış, ticarethaneye dönmüş. Her evin veya konağın önünde mutlaka bir şeyler satılıyor. Satış yapılmayan bir ev/konak yok. Satılanların da ekseriyeti magnet türü birbirinin benzeri şeyler, reçeller, tarhana, ev ekmeği, halden satın alınan meyveler. Cumalıkızık ve Şirince birbirine çok benziyor ama burada içki satışı yok Şirince’deki gibi. Şirince’de biliyorsunuz her yerde şarap satılıyor, başka şey yok adeta. Cin aralığı isimli sokağın da ilginç bir hikayesi varmış. Onu da öğrendik. Güya Yunan askeri köye girdiğinde köy halkı köyden sadece bu aralıktan çıkabiliyor veya köye sadece, son derece dar olan bu aralıktan girebiliyorlarmış. Yunan askeri kovaladıkları kişilerin birden bire ortadan kaybolduğunu göründe o sokağın cinli olduğuna inanmışlar. Bana saçma geldi ama anlatılan bu.

Velhasıl işin özü, ticarethaneye dönüşen bu köye gidip gezmek isteyen ortopedik rahatsızlığı bulunan arkadaşlar bilsinler ki çok zorlanacaklar. Tekerlekli iskemle kullanan arkadaşlara da gitmelerini tavsiye etmiyorum. Onların işleri çok ama çok daha zor.
Herkese sağlık günler.
 
Üst Alt