Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Kınıyorum] Dilenciler

Birkaç gün önce Şişli de arabamın içinde birkaç bayan arkadaşımla yol kenarına park etmiş şekilde bekliyorum. Bir ara cama birinin yanaştığını ve parmaklarıyla cama vurup açmamı isteiğini farkettim. Camı usulca hafif şekilde araladım ve bu genç arkadaşa ne istediğini sordum.

Daha ağzını açmadan ne diyeceğini tahmin etmiştim. Çünkü İstanbul da uzun zamandır karşılaştığımız yeni bir dilencilik sisteminin mensuplarından biri olduğu o bildik masumlukla karışık yılışık tavrından belliydi.

Eğreti duran bir kibarlık gösterisiyle lafa giren bu arkadaşların ortak yanı hepsinin Erzurum ya da Bayburt şivesiyle konuşuyor olmaları. Yıllardır bu şekilde dilenenlerin içinde başka yörenin şivesiyle konuşan birine raslamadım. Sanırım memleketimizin bu bölgesinde yaygınlık kazanmış bir durum.

Konuşma aynen şöyle;

-Buyur birader.

-Abi afedersin ama size bir şey söylemek istiyorum.

-Buyur kardeşim, dinliyorum.

-Şimdi abi sen genç bir arkadaşsın. Halimizi anlarsın.

-Eee

....

- Söyle kardeşim para mı lazım?

-Abi iş bulmak için geldik İstanbul a ama paramız bitti. Şimdi de geri dönemiyoruz...(Bu cümle artık bu sistemde klasik olmuştur).

-Peki kardeşim sana inanıyorum. Hatta sana para da vereceğim. Ama önce bana cüzdanını açıp gösterir misin? Paran olmadığından emin olmak istiyorum. Tabi bir sakıncası yoksa.

Buraya kadar yapmacık nezaketine devam eden arkadaşın yüz çizgileri birden sertleşti. Suratında bir maske gibi duran o masum ifade yerini öldürmek üzere olduğu düşmanına bakan birinin korkunç ifadesi aldı. İsteğim o kadar zoruna gitmişti ki kendini tutamamaya ve sert cümleler kurmaya başladı.

-Sana neden cüzdanımı göstereyim kardeşim?

-Çünkü benden para istiyorsun ve ben para vereceğim insanın gerçekten buna ihtiyacı olup olmadığını bilmek istiyorum.

-Ben senden para mara istemedim.

- Ne istedin peki?

-Ben senden hiçbir şey istemedim. Ne zaman para istedim ki senden?

-Yani ihtiyacın yok mu paraya?

-Sana ne kardeşim ya?

?????!!!!!


Bu cümleler sarfedilirken yanımdaki bayan arkadaşlar "ya bülent uyma şuna , ırak gitsin" gibi birşeyler söylüyor.

Ama bu son derece sağlıklı ve istediği zaman insana herşeyi başarabileceği duygusunu veren genç arkadaşa bu dilencilik nedeniyle birkaç cümle etmekten kendimi alamıyorum.

- Bak kardeşim. Aslan gibi delikanlısın. Üstelik insanları son derece onurlu, kişilik sahibi bir yöremizin evladısın. Eminim eşin dostun akrabaların bu yaptığından büyük utanç duyacaklardır. Eğer istersen çalışarak kendine çok güzel bir gelecek sağlayabilirsin. Bu şekilde kendine de haksızlık yapıyorsun. Sana tavsiyem bir iş bulup çalışman ve kendine yakışanı yapmandır.

Arkadaşın suratı iyice gerildi. Bana ana avrat dümdüz gitmemek için kendini zorladığı belliydi.

-Akla ihtiyacım yok, dedi.

-Madem akla ihtiyacın yok ne arıyorsun arabamın yanında?

Arkadaşımız içinden bildiği bütün küfürleri ettiği belli olacak şekilde külhanbeyi edasıyla usulca yanımızdan uzaklaştı. Giderken vucüt dili en küçük bir mahcubiet taşımıyordu.

Evet İstanbul da çok sık karşılaştığımız dilencilik şekillerinden biriydi bu. Hemen her semtte karşımıza çıkan bir durum. Daha önce ayakta yürürken yolumu keserek ya da kazadan sonra arabamın içinde otururken cama yanaşarak konuşmak isteyen onlarca kişiyle yaşadığım dilencilik hali.

Bu olayın en önemli yanı bu şekilde dilenenlerin kesinlikle sakatlık argümanını kullanıyor olmamaları. Diencilikte sık kullanılan sakatlık argümanının yerine konulan şey "mağduriyet hali". Muhataplarımız son derece sağlıklı genç insanlar ve dilencilik gerekçesi olarak içine düştükleri "istenmeyen" ve "geçici" mağduriyet halini kullanıyorlar.
Yani dilenci olmak için birilerinin sandığı gibi sadece sakat olmak gerekmiyor. Dilencilik bir sömürü halidir. İnsanların tedirgin vicdanlarını, sorumluluk duygularını, güvenlerini sömürür ve bundan ekonomik kazanım elde edersiniz.

Bu hikayeden alınacak bilgi; dilencilerin sadece acıma duygularını kaşımadıklarını, aksine bu olayda olduğu gibi sorumluluk duygularını da ranta dönüştürmek isteyebilecekleri gerçeğidir. Çünkü bu olayda kandırılan vatandaş bu gençlere acımıyor. Aksine bir özdeşim haline girerek kendini o insanın yerine koyuyor ve benzer bir durumda kalabileceğini düşünerek sorumlu davranmaya çalışıyor ve bu insanı sözkonusu durumdan kurtarmaya çalışıyor. Yani bir tür sosyal sorumluluk duygusu giriyor devreye. Dilenen kişi burada bir acıma nesnesi değil. Çünkü son derece sağlıklı-bazen son derece yakışıklı- ve genç insanlar sözkonusu olan.

Kısaca dilenmek kendine çok farklı stratejiler bulabilen ilginç ve bu denli yaygın olduğuna göre de oldukça başarılı bir sömürü aktivitesidir.
 
Bu olay da annemden...:)

Annem kendi oğlu tekerlekli sandalyede olduğundan sokaklarda benzer bir sakatla karşılaştığında halini hatrını sorar.

Şirinevlerden geçerken yol kenarında dilenen bir sakat görür. Sakat tekerlekli sandalyede oturmaktadır ve gerçekten de sakattır.

Annem yanaşır bunun yanına ve bir miktar para verir. Sonra neden dilendiğini sorar.

Çocuk son derece fırlamadır.

"Çünkü" der "Bu işte çok iyi para var".

Annem anlatırken gülümsemesine engel olamamaktadır.

Bu cümleler bu sakat arkadaşın :)

-Valla teyze şimdi biz dilenciyiz diye bizi hor görüyorlar. Ama ben o hor görenlerden çok para kazanıyorumş. Benim günlüğüm 300 milyon Tl. Mesela şu ana kadar ki hasılatım 200 kaat. Allah bin bereket versin. Şimdi Mecidiyeköy e gideceğim. Orda en fazla üç saat kalacağım ve bir yüzlüğüm var alıp eve ggideceğim.

Annem şaşkınlıkla dinlemektedir. Çocuk biraz da annemi,n "benim de bir sakat çocuğum var " gibi laflarından onu kendisine yakın gördüğünden olacak son derece açık konuşmaktadır. Çekinecek hiç bir şeyi yoktur. Çünkü bu işin suç olamdığını çok iyi bilmektedir

Devam eder;


-Valla teyzecim bazen adam geliyor, acıyor halime ve yüz ytl bırakıp gidiyor. Kimizi yirmi kimisi elli veriyor. Yani bu işte iyi para var. Cebindeki bozukluklardan kurtulmak isteyenlr bir avuç bozuk parayı bırakıyor önüme, sayıyorum onbeş yrmi ytl çıkıyor. Bir yerde çalışsam alacağım para asgari ücret. Şimdi evlenmeyi düşünüyorum. Param çok olduğu için bu zor olmaz. Evlendikten sonra da dilenir miyim bilmiyorum. Karıma sormam lazım...

:):):)

Bunları annem arada kahkahalar atarak anlatıyordu. Birden aklıma Jack London un Tranle yolculuk adlı kitabı geldi.

Gerçek hayat hikayesidir. Ve bu ünlü yazar gerçekten bir süre dilenmiştir. Dilenciliği ondan okuduğumda çok gülmüştüm. Dilenciliğin inceliklerini anlattığı kitabında kendinizi göstermek istediğiniz duruma uygun davranmanız gerekir diyordu.


İşte size iki farklı dilenci profili.

Biliyorsunuz bunların "sanat icra edenleri de" var.
 
bu duruma gercekten dusenlerde vardır suphesız ama cogunlugu duygu sömurusu.bu ısten zengın olupta hala yapanlarda var cunku alısmıslar artık rahat paraya.vazgecmezler.vakıfın bu dusuncesını bende kınıyorum bunun daha ıyı yolları var mesela bır cok ıs yerlerıne kumbara konulabilir
sanatsal organızasyonlar daha sık duzenlenebilir.reklam verılebilir yardım konusunda ve ozellıkle ramazan aylarında vs vs baska yollarıda vardır.
bu durum gercektende engellılerı baska bır gözle göstelıyor.vede bazıları
yanı dılencılık yapan ıhtıyacı yokken özellıkle vede bunların medyaya yansıması ıyı bır ız bırakmıyor
 
Geçenlerde " Abla allah rızası için bir ekmek parası" diyen bir dilenciye (Tam da marketin önünden geçiyordum) " Gel bir ekmek alayım " dedim :) Anında arazi oldu :)
 
evet sema hanım daha once bır arkadasta bunu yaptı almıyorlar. yakında post makınası tasıyacaklar dıye korkuyorum
 
Pegasus' Alıntı:
Annem yanaşır bunun yanına ve bir miktar para verir. Sonra neden dilendiğini sorar.
Çocuk son derece fırlamadır.
"Çünkü" der "Bu işte çok iyi para var".
Annem anlatırken gülümsemesine engel olamamaktadır.
Bu cümleler bu sakat arkadaşın :)
-Valla teyze şimdi biz dilenciyiz diye bizi hor görüyorlar. Ama ben o hor görenlerden çok para kazanıyorumş. Benim günlüğüm 300 milyon Tl. Mesela şu ana kadar ki hasılatım 200 kaat. Allah bin bereket versin. Şimdi Mecidiyeköy e gideceğim. Orda en fazla üç saat kalacağım ve bir yüzlüğüm var alıp eve ggideceğim.
-Valla teyzecim bazen adam geliyor, acıyor halime ve yüz ytl bırakıp gidiyor. Kimizi yirmi kimisi elli veriyor. Yani bu işte iyi para var. Cebindeki bozukluklardan kurtulmak isteyenlr bir avuç bozuk parayı bırakıyor önüme, sayıyorum onbeş yrmi ytl çıkıyor. Bir yerde çalışsam alacağım para asgari ücret. Şimdi evlenmeyi düşünüyorum. Param çok olduğu için bu zor olmaz. Evlendikten sonra da dilenir miyim bilmiyorum. Karıma sormam lazım...
:!: AMAN ALLAHIM BU NE :!:
Adam sihirbaz gibi şakk diye ayda 10 milyarı yuvarlıyor.
Birde ramazan ve bayramları düşünün,ikramiye gibi.Yıllık kazancı 150 milyara dayanıyor.
Ben işyerimi devrediyorum,bi tekerlekli sandalye alacağım :lol:
 
BENDE SİZLERE YEĞENİMİN 2 AY ÖNCE BAŞINA GELEN BİR OLAYI ANLATMAK İSTİYORUM.

YEĞENİM MALUM SOKAKTA GÖRDÜĞÜ DİLENCİ BİR BAYANA BİR MİKTAR PARA VERMİŞ VE 2 SAAT SÜREN İŞİNİ HALLETTİKTEN SONRA EMLAKÇILIK YAPAN ANNESİNİN DÜKKANINA UĞRAMIŞ BİRDE NE GÖRSÜN O PARA VERDİĞİ DİLENCİ KADIN ANNESİNİN DÜKKANINDA VE ANNESİYLE EV ALIMI KONUSUNDA PAZARLIK YAPIYOR. :evil:

TABİ YEĞENİM ŞOK OLMUŞ VE BİR DAHA DİLENCİLERE PARA VERMEMEYE YEMİN ETMİŞ.

MAALESEF SAHTEKARLIK ALMIŞ BAŞINI YÜRÜYOR ARKADAŞLAR SİZ SİZ OLUN BU SAHTEKARLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYİN. GERÇEKTEN İHTİYACI OLAN AMA DİLENMEYİ ONURUNA YEDİRMEYİP ZOR KOŞULLARDA ÇALIŞIP GEÇİNMEYE ÇALIŞAN AMA ZOR DURUMDA OLAN İNSANLAR ETRAFIMIZDA BİR HAYLİ FAZLA, BİRDE HASTA OLUP ÇALIŞAMAYAN VE GERÇEKTEN MUHTAÇ OLAN İNSANLARIMIZ DA HAYLİ FAZLA LÜTFEN ARAŞTIRIP ONLARI BULALIM VE İMKANIMIZ VAR İSE O İNSANLARA YARDIM EDELİM.
 
pes ya evet aslında bunlara uzulmeyeceksın
vıcdan azabıda cekmeyeceksın yanlarından gecerken
 
Şiddetle kınamakla birlikte....Nedense az da olsa yardım ediyor boş geçemiyorum :cry: :cry: :cry:
Çünkü su istimal edenlerin yanında gerçekten ihtiyacı olabileceklerde geçiyor aklımdan :cry: :cry:
 
Gerçekten ihtiyacı olanları bu istismar eden insanlar yüzünden anlıyamıyoruz artık... Çocuğundan, yaşlısına, sakatına, gencine o kadar çok varki etrafımızda her gün çokçası çıkıyor karşımıza... Vermemek gerek teşvik etmemek için biliyorum fakat arada dayanamayıp verdiğim oluyor. Çevremizdeki ihtiyaç sahiplerini bulmak yardımcı olmak lazım. Böyle karşımıza çıkanlardan çok asıl ihtiyaç sahipleri ihtiyacını söyleyemeyenler dile getirmekte utananlardır. Duyarlı olmak lazım, yüreğimizle bakmalıyız ihtiyacı olan kişilere ve kalbimiz ne diyorsa onu yapmalıyız. Ben kalbimin sesini dinlerim :wink:
 
Üst Alt