@
Sebahaddin @
Ufukalp @
knngm @
ecvet @
equasis @
perseküsyon @
Kederli303 @
lazut6161 @
OturanBoğa @
login @
deniz1
Karar elime ulaştı. Karar sayı ile esas numaralarında çelişki olduğu için bulanamamış. Sağ olsunlar, arkadaşlar biraz uğraşarak doğrusunu buldular. Aşağıdadır:
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2010/9986
Karar No: 2014/361
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): Ü K
Vergi Dairesi Müdürlüğü - Sungurlu / ÇORUM
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili: Av. Nurhan Ertem
Ziya Gökalp Cad. No:10 - Kızılay / ANKARA
İstemin Özeti: Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen 28.5.2010 tarihli ve E:2009/57; K:2010/847 sayılı kararın; davacı tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi: Erhan Yıldırım
Düşüncesi: Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin 13. maddesinin 2. fıkrasında, özürlü sağlık kurulunca kişinin özür durumunun sürekli olduğuna karar verilmesi durumunda, özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde bu durumun belirtileceği, ancak özür durumunun değişmesi halinde, rapor ve buna bağlı tüm vücut fonksiyon kaybı oranının yeniden belirleneceği hükmüne yer verilmiş olup, davacı hakkında göreve başlamadan önce düzenlenen raporda, sol alt extremitede polio sekeli teşhisi konularak, %30 oranında sakat olduğunun ve sakatlığının sürekli olduğunun belirtildiği, görevde iken hakkında düzenlenen raporda da yine aynı sebepten kaynaklı sakatlığının %45 oranında olduğu ve sakatlığının sürekli olduğunun belirtildiği görüldüğünden, artık davacının 5434 sayılı Kanunun 5335 sayılı Yasa ile değişik 39/j maddesinde belirtilen emekli aylığı bağlanma şartlarını taşıdığının kabulü gerektiği, bu nedenle davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacının, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 39/j maddesinden yararlandırılarak emekliye sevk edilmesi isteğiyle yaptığı başvurunun, memuriyete girişte sakatlığının % 40 oranında olmadığından bahisle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının sakatlık oranının emekliye sevk edilmesi için Yasa hükmünde öngörülen en az % 40 oranının altında olduğu halde emekliye sevk edilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, Mahkeme kararının, hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 50. maddesinde, küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacağı; 60.maddesinde, herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı; 61. maddesinde ise, Devletin, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alacağı, bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kuracağı veya kurduracağı düzenlenmiştir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 39. maddesinin (j) fıkrasında, sakatlıkları sebebiyle ilgili mevzuat uyarınca göreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanların istekleri üzerine emekliye sevk edilecekleri hükmüne yer verilmiş; Ek Geçici 22.maddesinde ise, sakat olup sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın ve 25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesine göre tescili yapılmaksızın T.C. Emekli Sandığına tabi görevlere giren ve bedensel ve zihinsel yeteneklerindeki eksiklik nedeniyle çalışma güçlerini en az %40 oranında yitirdiği sağlık kurulu raporu ile belgelenen ve 15 yıl ve daha fazla fiili hizmeti olanların da 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 39 uncu maddesine, 13.11.1981 tarih ve 2559 sayılı Kanunla eklenen (j) fıkrası hükmünden yararlanacağı düzenlenmiştir.
5434 sayılı Kanunun 39/j maddesi, 27.4.2005 günlü 25798 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 21.4.2005 tarihli 5335 sayılı Kanunun 2.maddesiyle "Göreve girişlerinde, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak alınmış ve raporda sakatlık oranı en az % 40 olanlardan fiili hizmeti 15 yıl olanların istekleri üzerine, emekliye sevk edilecekleri" şeklinde değiştirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, sol alt extremitede polio sekeli teşhisi konularak, % 30 oranında sakat olduğu ve sakatlığının sürekli olduğunu belirten Çorum Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu (Sakatlar için) tarafından düzenlenen 25.2.1987 tarihli raporunu ile memuriyet görevine başladığı; görevde iken hakkında Çorum Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu (Özürlüler için) tarafından düzenlenen 4.5.1999 tarihli raporda da yine aynı teşhis konularak sakatlığının bu kez % 45 oranına yükseldiği ve sakatlığının sürekli olduğunun belirtildiği; davalı İdarece davacı hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporları incelenerek memuriyete girişte sakatlığının % 40 oranında olmadığı ve bu raporların görevde iken alındığı gerekçesi ile davacının emeklilik talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Anayasaya göre özel olarak korunması gereken kişi konumundaki engellilerin çalışma ve sosyal güvenlik bakımından birtakım ayrıcalıklardan faydalandırılacağının düzenlendiği, 5434 sayılı Kanunun 39/j maddesiyle de engellilik oranının göreve başlarken tespit edilerek engellilerin daha kısa sürede emekliye ayrılmasına olanak sağlanmasının amaçlandığı, nitekim 2005 yılında yapılan değişiklikle göreve girişlerinde, sakatlık oranı en az % 40 olanlardan fiili hizmeti 15 yıl olanların istekleri üzerine, emekliye sevk edileceklerine ilişkin hükmün de bunu teyit eder nitelikte olduğu açıktır.
Buna göre, göreve başlarken birtakım ayrıcalıklardan yararlandırılmaksızın genel usullere göre memuriyete başlayan, memuriyete başladığı tarihte % 30 oranında sürekli nitelikte bulunan sakatlığının ilerleyerek, % 45 oranına yükseldiği anlaşılan ve 5434 sayılı Kanunun 39/j maddesinde yer alan kuraldan yararlandırılması gereken davacının, ilk atamasında özür oranının % 40 olmaması nedeniyle 5434 sayılı Kanunun 39/j maddesinden yararlandırılmayacağına ilişkin olarak tesis edilen işlemde ve bu işleme karşı açılan davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.